KÜLTÜR SANAT - 03 Ağustos 2018 Cuma 14:09

Yeşilçam’ın efsane oyuncuları sinema öğrencileriyle buluştu

A
A
A
Yeşilçam’ın efsane oyuncuları sinema öğrencileriyle buluştu

Yeşilçam’ın iki efsane oyuncusu Türkan Şoray ve Ediz Hun, Türk Sineması Yaz Okulu programı kapsamında düzenlenen söyleşide 20 ülkeden sinema öğrencileriyle buluştu.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE), İstanbul Şehir Üniversitesi ve Sinema Genel Müdürlüğü'nün iş birliğiyle 20 ülkeden 23 öğrencinin katıldığı Türk Sineması Yaz Okulu programı kapsamında düzenlenen söyleşide, Yeşilçam oyuncuları Türkan Şoray ve Ediz Hun sinema öğrencileriyle buluştu. 

Yunus Emre Enstitüsü (YEE), İstanbul Şehir Üniversitesi ve Sinema Genel Müdürlüğü'nün iş birliğiyle gerçekleştirilen söyleşi programında, Yeşilçam’ın usta oyuncularından Türkan Şoray ve Ediz Hun, gençlere tavsiyelerde bulundular.

"Azimle çalışırlarsa başarıya ulaşacaklar" 

Yeşilçam’ın 'Sultan' lakaplı oyuncusu Türkan Şoray yaptığı açıklamada, böyle bir etkinliğe davet edildiği için çok mutlu olduğunu söyleyerek, “Yunus Emre Enstitüsüne, dolayısıyla sanata güzel baktıkları için ve bu üniversitede sinema öğrencileriyle bu sohbet, bu ortam gerçekleştiği için beni fazlasıyla mutlu etti. Çok mutlu olduk” ifadelerini kullandı. Şoray sözlerine şöyle devam etti: “Sinema dünyanın en güzel olgusu. Sinemayı seçen gençleri kutluyorum. Aşkla severlerse, azimle çalışırlarsa başarıya ulaşacaklar. Dünya çapında sinemacı olabilirler”.

"Sevgi yaşamın amacıdır, bütün insanlığın özüdür" 

Yeşilçam’ın bir diğer efsane oyuncusu Ediz Hun ise, güzel bir gece gerçekleştiğini belirterek, “Bu gece hayatımız boyunca unutamayacağımız bir anı olarak kalacak. Tabi çok güzel bir çalışma. Evrensel boyutta din, dil, ırk gözetmeksizin insanları birleştiren dünya da tek bir insan cinsi var. Dini ne olursa olsun biz insanız. Kalbimiz sevgiyle çarpıyor. Onun için bu kadar güzel insan bugün burada toplandı. Sevgi yaşamın amacıdır, bütün insanlığın özüdür, Yaradan’ın kendisidir” dedi.

Her milletin kendisini anlattığı bir tarzı var" 

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş de, her milletin kendisini anlattığı bir tarzı olduğunu vurgulayarak, “Türk milletinin de kendisini, duygularını, düşüncelerini, yaşam tarzını en iyi şekilde anlattığı sanat dalı sinema. Çünkü birçok sanatın birlikte kullanıldığı bir tür. Dolayısıyla yıllarca Türk insanını en iyi şekilde anlatan iki değerli isim, yabancı sinema alanında çalışan 20 ülkeden gençlerle bir araya geldiler. Yunus Emre Enstitüsü olarak temel amacımız dünyayla bağ kurmaktır. Bu bağı da en iyi sanatla, kültürle, edebiyatla ve en önemlisi bunların bileşkesi olan sinemayla anlatacağımıza inanıyoruz. Son yıllarda Türk sineması yurtdışında çok ilgi görüyor. Bu nedenle bu yıl 9.’sunu gerçekleştirdiğimiz Türkçe Yaz Okulu programına Türk Sineması Yaz Okulu’nu da ilave ettik. Sinemayı tematik olarak ele almaya karar verdik.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Şehir Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Türk Sineması ile ilgili bir eğitim çalışması yaptıklarını ifade ederek, “Türk Sinemasının en değerli oyuncularından, Türk halkının gönlünde taht kurmuş iki usta isim Türkan Şoray ve Ediz Hun, gecenin bu vaktinde bizlerle üniversitemizde bir araya geldiler. 20 farklı ülkeden gelen ve işi sinema olan sinema öğrencisi yada mezunu olan gençler, ileride sinema filmleri üreterek kendi ülkelerindeki insanlara mesajlar verecekler. Türkiye’de yaşamış oldukları bu eğitim sürecinde edindikleri bilgi ve izlenimlerini ve sinemamızın değerli oyuncuları Türkan Şoray ve Ediz Hun’un bu söyleşide paylaştıkları anılarını da hatırlayarak, inanıyorum ki ülkemizi ve kültürümüzü ülkelerinde çok daha güzel bir şekilde tanıtacaklar” dedi.

‘Türk Sineması Yaz Okulu’na bu yıl Amerika Birleşik Devletleri, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Fas, Fransa, Güney Afrika, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İran, İtalya, Karadağ, Kosova, Lübnan, Macaristan, Mısır, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan’dan öğrenciler katıldı.

Sultan'dan öğrencilere hediye 

Söyleşinin ardından, yurt dışından ülkemize gelerek ‘Türk Sineması Yaz Okulu’na katılan 23 öğrenciye Türkan Şoray, kendi kaleme aldığı "Sinemam ve Ben" adlı kitabını hediye etti. Türkan Şoray ve Ediz Hun'a, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ise plaket ve çiçek takdim etti. Program, Türkan Şoray ve Ediz Hun'un başrollerini paylaştığı "Güllü" filminin açık hava gösterimiyle sona erdi.

Türkçe Yaz Okulu kapsamında Türkiye’nin 27 ilinde üniversitelerde Türkçe eğitim alan 1000 genç, 6-10 Ağustos tarihlerinde İstanbul’da buluşacak, İstanbul’un tarihi, turistik ve doğal güzelliklerini keşfedecekler. Yunus Emre Enstitüsü 9.Türkçe Yaz Okulu Programı ve ilk kez bu program kapsamında tematik olarak gerçekleştirilen Türk Sineması Yaz Okulu, 12 Ağustos’ta sona erecek.  

Fırat Aksoy - Murat Ergin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.