POLİTİKA - 12 Mart 2014 Çarşamba 16:17

Yıldırım'dan yüzer ‘Zübeyde Hanım’ müzesi

A
A
A
Yıldırım'dan yüzer ‘Zübeyde Hanım’ müzesi

Binali Yıldırım; 'Yüzer müze, bir yandan büyük Atatürk'ün validesi Zübeyde Hanım'ın hatırasını yaşatırken diğer yandan da gençlere deniz sevgisini öğretecektir' diye konuştu.

Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ismini taşıyan ve hem müze hem de gençlere denizciliğin anlatılacağı eğitim merkezi olarak hizmet verecek gemi, Karşıyaka iskelesinde hizmete açıldı. Açılış töreninde konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Berkin Elvan’a rahmet, ailesine başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Yıldırım, bugün İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin yıldönümü olduğunu söyledi. Dünyada "Korkma" diye başlayan başka bir İstiklal Marşı'nın olmadığını, bunun da Türk milletinin vasfı, özelliği olduğunu belirten Yıldırım, “Mevlam bu millete bir daha İstiklal Marşı yazmayı nasip etmesin” dedi.


GEMİ BAŞTAN AŞAĞI YENİLENDİ
Zübeyde Hanım gemisinin 1987 yılında şehir hatları adına inşa edildiğini ve uzun yılar İstanbullulara boğazda iki yaka arasında taşımacılık gerçekleştirdiğini, görevini bitirdikten sonra ömrünü tamamladığını anlatan Yıldırım, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ismini yaşatmak ve bundan sonraki dönemde de gençlere amatör denizciliği öğreten bir müze olarak hizmet etmesi için geminin elden geçirildiğini kaydetti.
Geminin İstanbul'dan gelerek Zübeyde Hanım'ın kabrinin bulunduğu Karşıyaka'da sahile demirlediğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu; “Bu gemi sadece bir yüzer müze değil aynı zamanda eğitim salonu ve atölyeleriyle de genç yavrularımıza, öğrencilerimize çok büyük destek verecek. Bu yüzer gemi, şimdi Karşıyaka'da, İzmirli hemşehrilerimizin özellikle gençlerimizin ziyaretine açık olacak ama bu bütün İzmir'in yüzer denizcilik müzesi, Zübeyde Hanım'ın anılarını yaşatan bir müze olacak. Zübeyde Hanım adını taşıyan bu müze istendiği takdirde başka sahillere, başka illere de gidebilme kabiliyetine sahip. Geminin motorları tamamen yenilendi, bütün aksamları elden geçti. İstanbul'dan çekilerek değil kendi gücüyle geldi. Şunu söyleyebilirim. Körfezde ulaşım için çalışan gemilerden daha iyi durumda, öyle de bir performansı var.”


İZMİR YILLARDIR HİZMETE HASRET
İzmir’de deniz ulaşımının kullanılmadığını sözlerine ekleyen Yıldırım, “İzmir Körfezi'nde çalışan gemiler maalesef yaş ortalaması 30'a yaklaşmış gemilerden oluşuyor. O yüzden de körfezde deniz taşımacılığı beklenen ilgiyi, rağbeti görmüyor. 36 bin İzmirli hemşehrimiz deniz ulaşımını kullanıyor. Burada hemen ayağımızın dibindeki Allah'ın bahşettiği doğal asfaltı yeterince kullanamıyor. Onun yerine sahilden saatlerce karayoluyla gitmek mecburiyetinde kalıyor. İnşallah bunların hepsi değişecek. İzmir deniz ulaşımında da metroda da otobüs, minibüs toplu taşımacılıkta da hak ettiği yere gelecek. 30 Mart bir anlamda her ne kadar bir referendum havasına sokulsa da İzmir için yerel hizmetlerin başlayacağı tarih olacaktır. İzmir yıllardır bu yerel hizmetlere hasret kaldı” diye konuştu.
İzmirlilerin kentin geçmiş 30 yılını hayal eder durumda olduğunu, vatandaşların ‘İzmir 30 yıl önce şöyle güzeldi, şuyu, buyu vardı’ dediğini dile getiren Yıldırım, “Geçmiş 30 yılını özlemek yerine gelecek 30 yılını hayal eder halde olmalıdır. Bu işte bir terslik var. Halbuki şehrin geleceğini kurgulamamız, hayal etmemiz lazım. Bunun için bu güzel yüzer müze, bir yandan büyük Atatürk'ün validesi Zübeyde Hanım'ın hatırasını yaşatırken diğer yandan da genç yavrularımıza denizciliği, deniz sevgisini öğretecektir. Bugün İzmir'de ilklerden en var diye sorarsanız tek bir şey var. İzmir'in birinci olduğu tek konu imarsız, ruhsatsız yapılaşmadır. Onun dışında hiçbir birinciliği kalmadı. Bu İzmir'in hakettiği birşey değil’ şeklinde konuştu. Yıldırım, geminin iskeleye demirlemesine izin veren Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ve emeği geçenlere teşekkür etti.


Konuşmaların ardından Yıldırım'a plaket verildi. Yıldırım, Orakçı ile AK Parti İzmir Milletvekilleri Mehmet Tekelioğlu, İlknur Denizli ve protokol üyeleri yüzer müzenin açılış kurdelesini kesti ve gemiyi gezdi.
Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ismini taşıyan gemi, Karşıyaka iskelesinde hem müze olarak hem de öğrencilere denizciliğin anlatılacağı eğitim merkezi olarak faaliyet gösterecek.
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, müze açılışının ardından Zübeyde Hanım’ın kabrini ziyaret etti. Yıldırım, Zübeyde Hanım’ın kabrine çiçek koydu, dua etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sağlık Bakanı Koca: "Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu’nda esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Fahrettin Koca’ya Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, eşlik etti. Öğle namazını Millet Camii’nde kılan Bakan Koca, 58. Bulvar esnafını ziyaret etti. Ziyaretin ardında Bakan Koca, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi. Başhekimlik binasında hastane yöneticileri ve çalışanları ile bir araya gelen Bakan Koca, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda” Hekimlerin yapmış oldukları operasyonlardan sonucu kötü olan ve hekimlerin tazminat ödemelerini sonlandıran yasa ile konuşan Bakan Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. 1 buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o zaman cezaevinde olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu anlamda beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi Malpraktis Yasası oldu. Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda. Türkiye uygulamada dünyada örneği olmayan bir ülke hekim arkadaşlarımızın uygulamadaki başarılarını biliyoruz” dedi. “Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz” Özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili konuşan Bakan Koca, “Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı. Kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin. Devam eden ve bundan sonra olacak olan davalarla ilgili kasıt, mahkeme kararıyla sabit değilse hiçbir şekilde rücu söz konusu olmayacak. Bu yasa dünyada benzeri olmayan hekimleri güvence altına alan bir yasa olduğunu bilelim” şeklinde konuştu. “700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz” Zeytinburnu’nda yeni bir hastanenin yapım ihalesine çıkıldığını söyleyen Bakan Koca, “Zeytinburnu’yla ilgili ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Buradan arsasını planladığımız, imar durumunu belediye başkanımın da bu noktada bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz. Var olan hastanenin 300 yataklı hastane ile birlikte sağlık kampüsünde toplam 1000 yataklı eğitim, araştırmasın Zeytinburnu kavuşmuş olacak. Bununla ilgili 2026 yılı sonunda bitirmeyi planladık. Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, KVC dahil bütün birimleriyle yetkin olan hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu kavuşmuş olacak. 2026 yılı sonu için bitirmeyi planladık” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’na yeni bir sağlık kompleksine ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Başkanımla da konuştum, var olan alanın sağlık alanı olarak, sağlık kuruluşu yapılmasından yanayım. Bu konuyla da ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’yle onunla görüşmüş olacağım. Burayı da sağlık alanına katmak istiyoruz. Çabamız o yönde olacak” cümlelerini kullandı. Bakan Koca, açıklamaların ardından hastaneden ayrıldı.
Antalya Bakan Ersoy: "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya’da Doğu ve Güneydoğulu iş insanlarının iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Bakan Ersoy, Antalya ve ilçelerinde gerçekleştirdikleri ziyaret ve buluşmalarda yapılan çalışmaları inceleme ve eksiklikleri yerinde tespit etme imkanını bulduklarını söyledi. “Vatandaşlarımızı dinledik, çiftçilerimizle dertleştik, basınımızla buluştuk, esnafın taleplerini not ettik” diyen Ersoy, Antalya’nın tüm noktalarına nüfuz ederek adeta şehrin röntgenini çektiklerini aktardı. "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız" Turizm konusuna da değinen Bakan Ersoy, küresel düzeyde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sektörün büyük sorunlar yaşadığını belirterek, "Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda hayata geçirdiğimi doğru politikalar ve geliştirdiğimiz stratejiler neticesinde hem şehrimiz hem de ülkemiz adına büyük bir başarı elde ettik. Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız. Peki bu başarıların elde edilmesi, milyonlarca insanın seyahatlerinde rotayı Antalya’ya çevirmesi, Danimarka’da insanların Antalya’daki kültürel mirası araştırması sadece tesadüfle açıklanabilir mi? Elbette hayır. Emin olun başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Hiçbir sorunu halının altına süpürmüyor, kalıcı çözümler geliştiriyoruz” dedi. “Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz” Turizmi 12 aya yaymak için kültür, tarih, sağlık, doğa, inanç, gastronomi, spor gibi alanlarla turizmi çeşitlendirdiklerini kaydeden Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün dünyanın dört bir yanında, 200’den fazla ülkede Antalya’nın, Kemer’in tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz. Çin’de, Japonya’da, Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da, Manavgat’ı, Kemer’i, Side’yi tanıtıyoruz. İnsanlık tarihinin en önemli kültürel mirasına sahip olan bölgemizde bu mirasın gün yüzüne çıkartıp, her yıl milyonlarca insanın şehrimizi, ilçelerimizi ziyaret etmesi için tarihin en yoğun arkeoloji çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Yeni kütüphaneleri, müzeleri, sanat merkezlerini, restorasyonları, galerileri, festivalleri Antalya’mıza kazandırıyoruz. En çok izlenen uluslararası filmlerin Antalya’da çekilmesini sağlıyoruz.” “Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister” İlçelere yapmış olduğu ziyaretlerde, gördüğü ve duyduklarını paylaşan Ersoy, "Biz dünyanın bir ucunda Avustralya’da gözbebeğimiz Antalya’nın tanıtımını yapıyor, bölgeye turist çekip, turizm gelirimizi arttırmanın çabası içine girmişken şehrimizdeki bazı yerel yöneticilerimizin temel görevlerini dahi yerine getirme konusunda çok da başarılı olduklarını söyleyemiyoruz. Biliyorsunuz yeri geldiğinde bu güzel şehir ve bu şehrin insanları kaybetmesin diye yerel yönetimlerin sorumluluğundaki birçok soruna el atıyoruz. Altyapı sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak arıtma tesisleri inşa ediyoruz. Antalya’nın kanalizasyonuna, içme suyuna, yağmur suyuna el atıyoruz. Diğer bakanlıklarımızla görüşerek şehrin ihtiyaçlarının karşılanması adına elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz. Biz Antalya’nın turizmde dünyanın süper ligine yükselmesi ve oradaki yerini kalıcı hale getirmek için gece gündüz demeden çalışırken, yerel yönetimlerimizin de başarılı çalışmalar ortaya koymasını beklemek sanırım tüm Antalyalıların en doğal hakkıdır. Sadece kısır siyasi tartışmalar oluşturup, bu tartışmalardan medet umarak başarılı olmak mümkün değildir. Belediyecilik aynı zamanda bilgi ister, çalışma ister, proje ister. Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister. İyi bir belediye başkanı kendini değil kentini düşünen kişidir” diye konuştu. “Antalya bunu hak etmiyor” Bakan Ersoy, 16 milyonun üzerinde turistin geldiği Antalya’nın temel altyapı problemlerini çözme konusunda yeterli olamadığını ileri sürerek, "Tüm desteğimize rağmen sosyal ve kültürel yatırımlar konusunda, şehrin hak ettiği projeler hayata geçirilmedi. Maalesef Antalya bunu hak etmiyor. Biz, Antalya’nın dünyanın en önemli turizm merkezleriyle rekabet edip bir adım öne geçmesi için çalışırken, maalesef bazı yerel yöneticilerimiz bu iddianın çok uzağında kaldılar. Eğer biz Antalya’nın küresel bir vizyonla hareket edip, rakiplerinden ayrışmasını istiyorsak yerelde de böyle iddialı bir bakış açısı geliştirmek zorundayız. Bunun için biz Antalya’nın hizmet alanında kaybedecek tek bir saniyesi dahi olmadığını söylüyoruz. Bizim şehir için çalışan, dinamik kadrolara ihtiyacımız var. Antalya’nın bugün burada olduğu gibi birbirine karşı samimi olan, birbirine gönlünü açan, dürüst, çalışkan ve üreten kadrolara ihtiyacımız var. Bu şehirde yaşayan, bu şehir için üreten, kalbi bu şehir için atan vatandaşlarımıza yönelik; ayrımcılık yapmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin inancına, kültürüne, geleneğine saygı duyan, herkese eşit davranan, adil yerel yöneticilere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.