EKONOMİ - 25 Ekim 2014 Cumartesi 18:45

Yılmaz: 'İhracatımız 160 milyar doları aşacak'

A
A
A
Yılmaz: 'İhracatımız 160 milyar doları aşacak'

Kocaeli’de düzenlenen Yatırım Destek Ofisleri İstişare Toplantısı’na katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 'Bu sene inşallah ihracatımız 160 milyar doları aşacak' dedi.

Kocaeli’de düzenlenen Yatırım Destek Ofisleri İstişare Toplantısı’na katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, “10. Hükümet Planımızda 25 tane kritik reform alanı belirledik. Bin 200’ün üzerinde eylem içeren 25 ayrı eylem planını sonuçlandırma aşamasındayız” dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kocaeli’de Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda düzenlenen Yatırım Destek Ofisleri İstişare Toplantısı’na katıldı. Bakan Yılmaz ile birlikte Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı ve bölge valilerinin de katıldığı toplantı, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde faaliyet gösteren lüks bir otelde gerçekleşti. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Fatih Akbulut’un açılış konuşmasını yapmasının ardından kürsüye gelen Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, “Birileri diyorlar ki bugünkünün üç katı yatırım çekmeye mecburuz, gayrisafi yurtiçi hasılamızın yüzde 3’üne çıkartacağız. Peki. Diyorlar ki yine, dünyanın yatırımlar pastasından aldığımız pay yüzde 1, binde 90-95. Evet. Bu aşağı yukarı 1 buçuk trilyon dolarlık bir pasta ya şu anda. Dünyadaki doğrudan yatırım pastasını söylüyorum. Evet, ama bu yatırım pastası 2007-2008 yıllarında 2.2 trilyon dolara kadar çıkmıştı. Bugün hala o seviyeleri yakalamış değil doğrudan yatırımlar. Peki ne yapacağız? Yüzde üçleri yakalayacağız. Ekonomimizin büyüklüğü dünya gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’i. Nüfusumuz da öyle. Zaten paradan aldığımız pay da o kadar. Yani burada eşitlikçi bir dağılım olmuş ve biz almışız gibi gözüküyor” dedi.

Bazı çevrelerin Türkiye’nin potansiyelinin altında yatırım aldığını söylediğini belirten Aycı, “Bir kere finansman modeli olarak bilinmeyen bir şey var. Geçen yıl gelen doğrudan yatırımları siz 13 milyar dolar olarak görüyorsunuz. Ancak finansman modeli gereği bazen 700 milyon dolarlık bir yatırımın siz sadece 200 milyon dolarını yatırım olarak yazabiliyorsunuz. 700 milyon dolarlık yatırımın sadece 50 milyon dolarını teşvik olarak verebiliyorsunuz. Çünkü bütün yatırıma teşvik veremezsiniz. O zaman teşvik veren geri gittiği zaman sana 50 milyon dolarlık yatırım geldi diyor. Merkez Bankası’na sorunca 200 milyon dolarlık yatırım geldi diyor. Bölgesel kalkınma ajansımıza, yatırım ajansımıza, bizlere gelip sorduğunuz zaman, biz 700 milyon dolarlık bir projedir bu diyoruz. O zaman bize, ’Atmayın, öyle değil’ diyorlar. Aslında doğru, o 700 milyon dolarlık bir yatırım. Ama o para doğrudan yatırım çatısı altında girmiyor. O paranın 300 milyon doları kredi olarak giriyor, 200 milyon dolarını o ülkenin buradaki zaten var olan yatırımlarından kazandıkları ile geliyor. Ama biz bunların hiçbirini doğrudan yatırım olarak görmüyoruz. İşte, aslında Türkiye’nin çektiği doğrudan yatırım pastası 13 milyar dolar değil. Yani aslında bizim cari açığı finansman boyutunda kullandığımız doğrudan yatırım kanalı, aslında o 70-80 milyar dolar olan, bazen 100’e çıkan, bazen 50’ye düşen doğrudan yatırımların finansman noktasındaki cari açığa katkısı ondan fazla aslında. Yani çektiğimiz yatırım zaten 13 milyar dolar değil ki. Zaten 15 milyar dolar değil ki. Şimdi bunu anlatmak zor. Bu biraz matematiği karışık bir iş” şeklinde konuştu.

Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise, “Kalkınma ajanslarının düşünceden yasa çalışmasına dönüşmesi döneminden başlayarak katkıda bulunan ve ilk kuruluşundan itibaren gerideki çalıştığım illerdeki birlikte çalışma ve birlikte yönetim sorumluluğunu paylaşma noktasına baktığım zaman bugün gelinen aşamayı çok büyük başarı olarak görüyorum” dedi.

Kürsüye en son gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise, “2023 vizyonunun gerçekleşmesine en büyük katkıyı verecek illerden biri de Kocaeli. Bu sene inşallah ihracatımız 160 milyar doları aşacak. İhracatımızın yüzde 90-95’i sanayi ürünlerinden oluşuyor ve Kocaeli bir sanayi kenti olarak, sanayi konusunda son derece önemli altyapıya sahip bir kentimiz olarak bu ilerleyişte çok önemli katkılara sahip. 500 milyar dolara giderken de sanayi ile birlikte gideceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin son 10 yılda çok önemli bir mesafe kat ettiğini söyleyen Bakan Yılmaz, “Kim ne derse desin, biz Kalkınma Bakanlığı olarak, kalkınmayı geniş bir çerçevede tarif ediyoruz. Sadece ekonomiden ibaret görmüyoruz. İnsan odaklı bir kalkınma anlayışından yanayız. Hükümetimiz başından beri ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ anlayışıyla bütün politikalarını organize ettiği gibi, kalkınma politikalarını da insan odaklı şekillendirmiş bir hükümet. Son 10 yılda ekonomiden sosyal politikaya, çevreden dış politikaya birçok alanda Türkiye kabuk değiştirdi. Geçmişin krizlerle boğuşan, 2-3 yılda bir kriz yaşayan ülkesinden, istikrarlı bir şekilde büyüyen, gelirini daha adil dağıtan, daha iyi şehirler kuran, çevreye dikkat eden uluslararası ilişkilerini daha güçlü geliştiren bir ülkeye doğru Türkiye evrildi ve bu süreç devam ediyor. Bunların gerçekleşmesinde cesur bir şekilde yapılan reformların çok büyük etkisi var. Demokraside biz gerekli adımları atmasaydık, vesayetçi bir sistemden normal bir demokrasiye geçmeseydik bu başarıları elde edemezdik. Ekonomide bir takım cesur kararlar almasaydık, geçmiş hükümetlerin yaptığı, 90’lı yıllarda olduğu gibi popülist bir takım politikalar izleseydik bugünlere gelemezdik. Mali dengeleri bozuk, kaynaklarını faize aktaran, istikrarsızlık içerisinde olan, yatırımcılar için belirsizliği yükselten bir ekonomi olsaydık bu noktalara gelemezdik. Türkiye yaptığı reformlar ile istikrarı sağlayan, belirsizliği azaltan dolayısıyla yatırımların önünü açan bir ülke oldu. Bunun özünde de siyasi istikrar var, makro ekonomik istikrar var ve reform iradesi var” diye konuştu.

Hükümet planlamalarında yeni reform paketleri oluşturduklarını da açıklayan Kalkınma Bakanı Yılmaz, “10. Hükümet Planımızda 25 tane kritik reform alanı belirledik. 10. Planımızın geçmiş planlardan en önemli farklarından bir tanesi bu. Kritik 25 tane reform alanı belirledik. Şu anda o alanlar ile ilgili kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Bin 200’ün üzerinde eylem içeren 25 ayrı eylem planını sonuçlandırma aşamasındayız. Bir yılı aşkın bir süredir bunlar üzerinde çalışıyoruz. En son Ekonomik Karar Kurulumuza getirdik. Siyasi karar gerektiren bir takım hususları orada tartışıyoruz. Başlık, başlık bu tartışmaları yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde, bunlar tamamlanır tamamlanmaz, bir bütün olarak veya birkaç paket şeklinde Sayın Başbakanımız kamuoyu ile bunları paylaşacak ve o reform programlarını hayata geçireceğiz. İlk geldiğimiz dönemlerde de biz acil eylem planıyla, yol haritalarımızı toplum ile paylaşarak hareket etmiştik. İkinci atılım dönemini de inşallah bu şekilde, çok daha kapsamlı yol haritalarıyla, reform programlarıyla hayata geçireceğiz. 2015-2019 dönemi Türkiye’nin reform dönemidir. 2015-2019 dönemi büyük bir fırsat penceresidir. Bu fırsat penceresini iyi değerlendirdiğimizde 2023’e çok rahat bir şekilde ulaşacağımızı ben buradan ifade etmek isterim” dedi.

Bilginin ve yeniliğin yerelde gelişerek genele ulaşabileceğini söyleyen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, “Bilgi yereldedir. Yenilik yerelde olur. Ankara’da yenilik olmaz. Ankara’da yeniliğin genel çerçevesini koyabilirsiniz ortaya. Genel stratejisini koyabilirsiniz, ama yenilik yerelde gerçekleşir. Üniversitesiyle, yerel yönetimiyle, valiliğiyle, iş dünyasıyla yerelde bilgi üretilir, yerelde yenilik yapılır. İşte bu çalışmalarımız bu anlamda çok değerli katkılar diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a bir plaket takdim etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Tetik ilk müjdesini Bahar Konseri’nde verdi Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Türk Sanat Müziği Korosu’nun Bahar Konseri’nde kente bin kişilik konferans ve tiyatro salonu kazandıracaklarının müjdesini verdi. Nazilli Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu geleneksel Bahar Konseri ile sanatseverlerin kulaklarının pasını sildi. Sanata ve sanatçıya verdiği değeri her fırsatta dile getiren ve sık sık ‘sanat ve kültür şehri kent’ vurgusu yapan Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, meclis üyeleri ile birlikte konsere eşlik etti. Mehmet Yüzügüler Kültür Merkezi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen konser yaklaşık 3 saat sürdü. Sunuculuğunu Yücel Bildiren’in yaptığı ve Şef Murat Sezar’ın yönettiği konserde Türk Sanat Müziği’nin birbirinden eşsiz parçaları seslendirildi. Program sonunda koro üyelerine tek tek teşekkür ederek çiçek takdiminde bulunan Başkan Tetik, “Gittiğim her programda Nazillimiz için dersler çıkarmaya çalışıyorum. Bugün de gördüm ki böyle korolarımız oldukça kentimiz gittikçe güzelleşecek, gittikçe iyileşecek. Korolarımıza daha çok destek olmak istiyoruz. Güçlü bir seyirci kitlemiz var ve bu alan Nazillimize yeterli gelmiyor. Halkım bana ‘biz buraya sığmıyoruz, bize bin kişilik bir salon yap’ diyor. Ben söz veriyorum, Nazillimize bin kişilik bir salon kazandıracağım. Bir şey daha çok hoşuma gitti, ekseriyatını kadınlarımız oluşturuyor. Daha önce de söylemiştim; kadınlarımız bir şeye el attığında her şey harika oluyor. Burada önce koromuzun önünde sonra kıymetli seyircilerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Sanat bir memleketin can damarlarından biri. Bugün hepimiz zaman zaman göz yaşımızı sildik, zaman zaman güldük. İşte bunu sağlayan tek şey var; sanat. Seçim dönemi dedim ki, ‘kadınlarımız benimle birlikte o belediyeyi yönetecek’. Bundan sonra da hep böyle olacak. Var olun, sağ olun. Son olarak beni çok uzun yıllardır kendine hayran bırakan sunucumuz sayın Yücel Bildiren’e, Koro Şefimiz Murat Sezar’a ve koro üyelerine çok teşekkür ediyorum” dedi.
İstanbul Kağıt yırtmak Down sendromlu genç kızın terapisi oldu Maltepe’de yaşayan down sendromlu genç kızın terapisi kağıt yırtmak oldu. Kağıt yırtarak stresini atan Zeynep’in el becerileri de bu sayede gelişiyor. Maltepe’de yaşayan down sendromlu 17 yaşındaki Zeynep Ilgın, 3 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi ve babasıyla birlikte yaşayan genç kız, okul değişikliği sürecinde stres altına girdi. Ailesi ilk başta kitapların kenarlarını yırtan Zeynep’in stresinin azaldığını fark etti. Zeynep’e çevredekiler müsvedde kağıtlar getirerek yardımcı oldu. Kağıt yırtma sesinden hoşlanan Zeynep, küçük kağıtlarla oyunlar oymaya başladı. Yaklaşık 4 yıldır kağıtları yırtan down sendromlu Zeynep’in bu sayede el becerilerinin geliştiği öğrenildi. “Canı sıkıldığında, stresini atmak istediğinde oturup kağıt yırtıyor” Down sendromlu Zeynep Ilgın’ın annesi Seda Ilgın Gürbey, “Zeynep’in bir dönem okul değiştirme süreci oldu. Bu süreçte okul ve arkadaşlarından ayrıldığı için stres altına girerek kağıt yırtmaya başladığını fark ettik. İlk başta kitapları yırtmaya başladı. Biz de durumu fark edince ona kağıtlar almaya başladık. Canı sıkıldığında stresini atmak istediğinde oturup kağıt yırtıyor. Zeynep tırnaklarıyla çok oynardı. Kağıt yırtmaya başlamasıyla o alışkanlığını da bıraktı. Diğer yandan el becerileri gelişti. Parmak kasları geliştiği için önceden yapamadığı birçok aktiviteyi yapabiliyor. Piyano çalabiliyor, kaşık tutabiliyor, bir şeyler yoğurabiliyor” diye konuştu.
Düzce Tarım ilaçları deredeki balıkları telef etti Tarım sezonunun açılması ile yapılan bilinçsiz ilaçlamalar, çevreye rastgele atılan tarım ilaçlarının ambalajları Düzce’de derelerdeki balıkların ölümüne sebep oldu. Tarım sezonunun açılması ile birlikte yapılan bilinçsiz tarım uygulamaları doğaya zarar veriyor. Özellikle ilaçlama döneminin başladığı Düzce’de kullanılan ilaçlama makinelerinin derelerde yıkanması, boş ilaç kutularının çevreye atılması derelerdeki popülasyonu olumsuz etkiliyor. Düzce’nin Ozanlar Mahallesi’nden geçen dere içinde yıkanan ilaçlama makineleri ve boş ilaç kutularının dereye atılması sebebiyle binlerce balık telef oldu. Ozanlar Mahallesi Muhtarı Bülent Keser ise deredeki balık ölümlerinden dolayı şaşırdıklarını ve üzgün olduklarını dile getirerek, “Ölümlerin görüldüğü günden beri hayretler içinde ve üzgünüz. Yüzlerce, binlerce balığın telef olduğunu gördük. Çok uzun süredir böyle bir sıkıntı yaşamamıştık. Dünden beri derenin üzeri ve dibi olduğu gibi balık ölüleriyle doluydu. Uzun bir mesafede balık ölüleri görülüyor. Çok üzgünüz. Mahallemizin gençleri, çocukları bu derenin kenarında balık tutarak zaman geçiriyor. Çünkü bu dere balık olan bir dere. Balık ölümlerini haber alır almaz Düzce Belediyesi, Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri ile irtibata geçtik. Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri sağolsunlar hemen harekete geçtiler. Dere kenarlarındaki ve derenin içindeki balıkları topladılar. Numuneler aldılar. Bu derenin yanında herhangi bir fabrika olmadığı tespit edildi ancak tarımın yeni yeni başladığı ekim, dikim ile fındık ilaçlamasının yeni başladığı tarla ilaçlamaları, ağaç ilaçlamaları başladı. Yetkililerin ilk kanaati de tarım ilaçları sebebiyle ölümlerin gerçekleştiği yönünde. Bu sıkıntı sadece Düzce’nin değil bütün ülkenin sorunu. Ben vatandaşlarımızdan ve çiftçilerimizden duyarlı olmalarını, yapılan ilaçlamaların dere kenarlarından uzak tutulmasını çok rica ediyorum. Çünkü çok ciddi ölümlerle karşı karşıyayız ve çok üzgünüz” dedi. “İlaçlama makinelerinin derede yıkanması ölümleri artırdı” Balıkların tarım ilaçlarını ile nasıl zehirlendiğini de anlatan Bülent Keser; “Bu ilaçlama işini yapan firmalar ve ilaçlamanın yapıldığı büyük motorlar var. Bazı vatandaşlar dereye girerek motorlarını yıkamış olabilirler. Bazı çiftçiler ise ilaçların konulduğu plastik kutuları var. Nasıl olsa işim bitti diyerek o kutuları dereye atıyorlar. Ya da bu ilaçların çuval gibi olanları da var. Bu kutuları, ambalajları en kolay imha yöntemi ise dereye atma. Bunları dereye atan insan olamaz. Çevreci, çiftçi arkadaşlarımızı daha duyarlı olmalarını rica ediyorum. Zaten bu yapan fotoğraflardan nasıl bir çevre faciasına neden olduğunu görecektir” diye konuştu