EĞİTİM - 03 Ekim 2018 Çarşamba 14:13

YÖK Başkanı Saraç’tan ‘dijital dönüşüm’ açıklaması

A
A
A
YÖK Başkanı Saraç’tan ‘dijital dönüşüm’ açıklaması

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, “Teknolojik bağımsızlığı gerçekleştirmek istiyoruz. Bu yıl büyük bir proje ile üniversitelerimizde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıracağız" dedi.

2018-2019 Yükseköğretim Akademik Yılı açılış töreni ve YÖK Üstün Başarı Ödül töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. YÖK Başkanı Saraç, törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayelerindeki bu törenin çalışma azmini güçlendirdiğini belirterek, “Ülkemiz bugün dünya sahnesinde bir liderlik mücadelesi vermektedir. Mazlumun yanında duruşu, dünya tekellerine karşı koyuşu ve adaletsizliği bir kader olarak gösteren küresel sistemi sorgulaması, ülkemizi, ekonomik ve siyasi saldırılarla karşı karşıya getirmiştir. Yüzyıllardan bu yana sömürülen, savaşlarla topraklarını, nüfuslarını, kimliklerini kaybeden birçok halkın ve ülkenin tek umudu olan Türkiye’nin hakkın yanında durarak haksıza karşı verdiği bu mücadelede zafere ulaşması için devletimizin tüm kurumlarının siz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kenetlenmesi ve çalışması gerekmektedir. Ülke olarak büyük bir medeniyetin, ihtişamlı bir tarihin, geniş bir coğrafyaya yayılmış yüksek seciyeli Türk milletinin sorumluluğunu taşıdığımızın farkındayız. Bu sorumluluğu yerine getirmemiz ise bilim ve teknoloji alanında daha da güçlenmemize bağlıdır. Bu ise yükseköğretimimizin çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir vizyona sahip olmasıyla mümkündür. Bu düşünceden hareketle Yükseköğretim Kurulu, geçtiğimiz son dört yılda ülkemizin önceliklerini ve bu alanlarda dünyadaki eğilimleri de dikkate alarak birçok proje planladı ve hayata geçirdi” ifadelerini kullandı.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ, YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMİMİZE ETKİN, SAĞLIKLI VE HIZLI HAREKET EDEBİLME KABİLİYETİ VERMEKTEDİR” 

Cumhurbaşkanlığı sisteminin yükseköğretim sistemine etkin, sağlıklı ve hızlı hareket edebilme kabiliyeti verdiğini söyleyen Saraç, “Yeni sistemin sunduğu imkanları yükseköğretim için bir fırsata dönüştürerek ’güçlü Türkiye’ hedefini, daimi tekamül esaslı bir yükseköğretim sistemi inşa ederek desteklemeyi hedefliyoruz. Ülkemizin her alanda tam bağımsızlık mücadelesi verdiği bu dönemde YÖK olarak rutin bir çalışma sürecinin ötesinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Bugün YÖK’ün tüm projeleri, kararları ve tüm planlamaları büyük, güçlü ve her alanda bağımsız Türkiye hedefini destekler mahiyettedir. Devletimizin kaynakları, verimlilik esasında, projeler bazında, sürdürülebilir adımlar ile kullanılmaktadır” açıklamasında bulundu.

“YÖK İÇİN EN ÖNEMLİ KAVRAM BİLİMSEL ZEMİNDE OLMAK ŞARTIYLA DEĞİŞİMİ SAĞLAMAK, YANİ DEĞİŞTİRMEKTİR” 

Dünyanın hızla değiştiğini kaydeden Saraç, şöyle konuştu: 

“Teknoloji ve finans dalgalarıyla şekillenen yeni bir dünya düzeni var. Sosyal alanda tüm dünyada artan nüfus, göçler, şehirleşme oranlarındaki hızlı yükselme, ülkelerde ve toplumlarda ciddi kültürel değişiklikleri de beraberinde getiriyor. Dünyanın neredeyse önemli bir bölümünde hayat şartları ve standartları yükselirken, aynı zaman diliminde dünyanın diğer bir bölümünde de savaş, terör ve zulüm hüküm sürüyor. Dolayısıyla yeni ekonomik ve sosyal modellere ihtiyaç ortaya çıkmaktadır. Bu arada ülkemiz dünyanın geniş bir bölümü için “iyiye dair bir umudu” temsil ediyor. Türk yükseköğretimi de dünyadaki teknolojik gelişmelere bağlı olarak; sosyal, ekonomik ve çevresel ekosistemlerde, bilgiye, yeteneklere ve insanlık paydasında milli değerler manzumesine dayalı eğitim anlayışını öne koymakta ve 2023’ün Türkiye’sini şekillendirecek beşeri sermayemizi yetiştirmeye çalışmaktadır.” 

“Bilimin evrenselliği ile bilim tekelleri arasındaki farkı görmek, bilimin bir güç olması ile bilimin bir erdem olması konusunda tercihte bulunmak bizim açımızdan en önemli başlangıç noktasıdır” diyen Saraç, “Dışa bağımlılığın ancak bilimsel ve teknolojik bakımdan güçlü, yönlendirilen değil yönlendiren bir Türkiye ile mümkün olacağını bilmek, yükseköğretim alanında yeni bir politika oluşturmamıza vesile olmuştur. Bu politika, yerli teknoloji hamlemizi de destekleyecek ve bunun altyapısını oluşturacaktır. Cumhurbaşkanımız liderliğinde, güçlü Türkiye’nin gücünün daim olması için, Türk akademisinin her zamankinden daha verimli ve etkin çalışması büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda Yükseköğretim Kurulunun aldığı tüm kararlar, bu süreci desteklemeyi hedeflemektedir ve kısa dönemde bunun olumlu sonuçları görülmeye başlamıştır. YÖK için en önemli kavram bilimsel zeminde olmak şartıyla değişimi sağlamak, yani değiştirmektir” şeklinde konuştu.

"ÜLKEMİZİN ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTELERİNİ STATİK DEĞİL DİNAMİK BİR KURGU İLE BELİRLEDİK" 

Türkiye’nin kalkınmasının ancak "nitelikli bilgi" ve "nitelikli insan kaynağı" ile mümkün olacağına dair inançla pek çok projenin hayata geçirildiğine dikkat çeken Saraç, “Bilindiği üzere son 20 yıldır pek çok ülkede üniversitelerin misyonlarına göre çeşitlenmesi sağlanmış olmasına ve “araştırma üniversitesi” kavramı yaygınlık kazanmasına rağmen ülkemiz ’tek tip üniversite’ anlayışını sürdürmekte idi. Başkan olarak tayin edilişimizin akabinde, YÖK olarak sizin talimatınızla başlattığımız ve yasal süreçlerine öncülük ettiğimiz bir süreçle Türk yükseköğretimini, ihtisaslaşma ve misyon farklılaşması kavramları etrafında şekillendirmeye başladık ve ülkemizin araştırma üniversitelerini statik değil dinamik bir kurgu ile belirledik. YÖK bu üniversiteleri insan kaynağı, kadro ile desteklemektedir. Umudumuz, ilgili bakanlık ve kurumlarının da bu üniversiteleri güçlü yanları ve ülkemiz öncelikleri çerçevesinde kaynak ve fonlarla desteklemesidir. İhtisaslaşmanın diğer ayağı da çoğu Anadolu’da yeni kurulan üniversitelerimizi rekabet ortamına sokarak Bölgesel Kalkınma odaklı üniversitelerin belirlenmesi idi. Bu süreç de başarılı bir şekilde sürmektedir. Geçen sene 5 üniversitemiz tarım, hayvancılık, jeotermal, tekstil, deri ve seramik gibi alanlarda faaliyetlerini yoğunlaştırarak bölgelerine katkı sağlamak için belirlenmiş ve yine sizin tarafınızdan ilan edilmişti. Bu üniversitelerimize de YÖK olarak kadro takviyesi yapmaktayız. İhtisas alanlarına göre bu üniversitelerin fonlanması, bölgelerine katkıları için önemlidir. Bu süreçte elde ettiğimiz deneyim ve başarı ile yine bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak yeni 5 üniversitemizin daha belirlenmesine yönelik bir çalışma başlattık” ifadelerini kullandı. 

Doktora eğitimine yeni bir vizyon getiren 100/2000 projesine ilişkin de Saraç, “Bu proje ile ilk defa YÖK tarafından ülkemizin öncelikli alanları belirlendi ve bu alanlarda doktoralı insan yetiştirmek amacıyla 100/2000 doktora Burs Programı başlatıldı. YÖK 100/2000 Projesi aslında ’Geleceğin Türkiye’si için Güçlü Nesiller Yetiştirme Projesi’dir. Bu proje ile daha önceki klasik doktora alanlarının da ilk defa dışına çıktık” dedi.

"2014 YILINDA 48 BİN OLAN YABANCI ÖĞRENCİ SAYIMIZ BÜYÜK BİR YÜKSELİŞ GÖSTERMEKTEDİR" 

Kalite Kurulunun kurulmasına değinen Saraç, “En nihayet idari ve mali bakımdan bağımsız Yükseköğretim Kalite Kurulu, başlatmış olduğumuz girişimler sonucunda kuruldu, yasal zemine kavuştu, çalışmaya başladı. Bu kurum, kaliteli bir yükseköğretim hedefimizin süreçlerini düzenleyen en önemli adım olmuştur” diye konuştu. 

“Yükseköğretimde uluslararasılaşma hedefimizi yeniden tanımladık” ifadesini kullanan Saraç, “Dünyanın tüm coğrafyaları ile iletişim içinde olmayı merkeze aldık. İslam ülkeleri coğrafyası ile uzun yıllardır ihmal edilmiş olan akademik ilişkilerimizi güçlendirdik. Uluslararası öğretim üyesi ve öğrenci değişimine çok önem veriyoruz; ilk defa proje tabanlı değişimi öne çıkardık. Son dört yılda bakan düzeyinde yaptığımız anlaşma sayısı, önceki 32 yılda imzalanan anlaşma sayısının iki katından fazla. 2014 yılında 48 bin olan yabancı öğrenci sayımız büyük bir yükseliş göstermektedir. Bu artış sıçrama olarak nitelenebilir. Bunda YÖK’ün son yıllardaki tanınan üniversite sayımızı artırma gayretlerinin rolü de aşikardır” dedi.

“ÜNİVERSİTELERİMİZDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRACAĞIZ” 

“Bugün yeni bir gün, önümüze yeni hedefler ve yeni başlıklar koyuyoruz” ifadesini kullanan Saraç, “Bu seneki başlığımız üniversitelerimizde dijital çağa ayak uydurmak için yeni bir dönüşüm ve bununla ilgili olarak bilgiye ulaşımda dünya üniversitelerinin de çalışmalarını dikkate alarak “açık erişim” çalışmaları olacaktır. Bütün öğrencilerimizin belli bir düzeyde dijital okur yazarlığı olsun istiyoruz. Dijitalleşmenin getirdiği imkanları yükseköğretimin pek çok alanında kullanmayı ve dijitalleşmenin gücünü toplumun her katmanına eriştirmeyi planlamaya başladık. Teknolojik bağımsızlığı gerçekleştirmek istiyoruz. Bu yıl büyük bir proje ile üniversitelerimizde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıracağız. Bu konuda da diğer projelerimiz gibi desteklerinizi her zaman hissedeceğimize eminim” şeklinde konuştu.

“MAARİF DAVASI VE TOPLUMUN AYDINLANMA MESELESİ OLARAK BAKMAKTAYIZ” 

Saraç, konuşmasına şöyle devam etti:
“Burada kısaca değindiğim ve değinmediğim pek çok projeyle, ülkemizin tam bağımsızlığına destek olacak bilim ve teknoloji hamlesinin altyapısını oluşturmak için çalıştığımızı ifade etmek isteriz. Yetiştirdiğimiz gençlerin hem Türk milletinin, hem İslam aleminin, hem de tüm insanlığın umudu olacağına inanıyoruz. Gençlerimizin bunun için gerekli bilgi ve donanıma sahip olmaları yanı sıra milletimizin üstün değerlerini temsil edebilecek kabiliyette olmaları için de çalışıyoruz. Bunun için yükseköğretime ve hatta bütün eğitim öğretim süreçlerine bir maarif davası ve toplumun aydınlanma meselesi olarak bakmaktayız. Sizin desteklerinizle; akademi camiamızın ülkemizin kalkınmasına önemli katkılar yapacağına ve ülkemizin teknolojik bağımsızlık hamlesine ciddi destek sağlayacağına inanıyoruz. Yükseköğretim kurumlarımızın milletimizin değerlerine sahip çıkan, inancından güç alan, dünyaya açık, bilimin ışığı altında yürüyen vatanperver gençler yetiştirmek ve ülkemiz için koyduğunuz 2023 hedeflerine ulaşmak yolunda çalışacağını huzurlarınızda tekraren ifade etmek istiyorum.” 

Saraç, konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eğitim ve öğretim önceliği ve bu kavrama atfettiği önem ve akademiye verdiği katkı ve destekleri için teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.