EĞİTİM - 26 Ocak 2017 Perşembe 12:57

YÖK'ten yeni bir sınav: YÖKDİL

A
A
A
YÖK'ten yeni bir sınav: YÖKDİL

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı (YÖKDİL) Projesi kapsamında dil yeterliliğini belirlemeye yönelik yeni bir sınav getiriliyor.

YÖK Başkanlığınca özellikle doktora öğrencilik ve doçentlik başvuru süreçlerinde baraj niteliğinde olan dil sınavının geliştirilmesine yönelik olarak adayların alanlarındaki dil yeterliliğini belirlemeye yönelik olarak yeni bir sınav yapılacak. Sınavla ilgili YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç basın mensuplarına bilgi verdi. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma hedefine ulaşabilmesinin ancak nitelikli bilgi üretimi ve insan faktörü ile mümkün olabileceğini vurgulayan YÖK Başkanı Saraç, "Bu amaca yönelik olarak yeni YÖK olarak yakın zamanda birçok yeni girişim başlattık. Bunların arasında yakın zamanda kamuoyu ile paylaşmış olduğumuz 100/2000 projesi (ülkemizin 100 öncelikli alanında 2 bin doktora insan kaynağı yetiştirilmesi), ihtisaslaşma odaklı bin araştırma görevlisi kadrosu gibi doktoralı insan kaynağının arttırılması projelerimiz yer almaktadır. Yine geçtiğimiz yıl yeniden düzenlemesi yapılan doçentlik başvuru kriterleri de bu kapsamdaki girişimlerimizin arasındaydı. Başlatılan bu yeni girişimlerimiz akademide olumlu bir şekilde değerlendirilmiş olmakla birlikte doktora öğrenci ve doçentlik başvuru süreçlerinde en önemli istek her iki süreçlerin de baraj niteliğinde olan dil sınavı sürecinin iyileştirilmesi yönünde oldu" ifadelerini kullandı.

İlk sınav 5 Mart 2017'de
Sınav tarihi hakkında bilgi veren Saraç, "YÖKDiL sınavı için YÖK tarafından başlatılan bu çalışmada sınav sorularının hazırlanması süreci dil yetkinliği konusunda deneyimli Ankara Üniversitesi tarafından, sınavın organizasyonu ve uygulanması ise Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülmektedir. YÖKDiL sınavı ilk kez 5 Mart 2017 tarihinde tek oturumda 30 ilimizde gerçekleştirilecektir. Bu dönem için sadece İngilizce alanında yapılacak sınav gelecek dönemlerde Almanca, Fransızca, Arapça olarak da genişletilecektir ve yılda iki kez gerçekleştirilecektir" şeklinde konuştu.

"YDS ile eş değer"
Saraç'ın verdiği bilgiye göre, ücreti 75 TL olarak belirlenen sınava başta yükseköğretim kurumlarında lisansüstü eğitim ve doçentlik sınavına başvurmak isteyen adaylar, yabancı dil bilgisi seviyesini tespit ettirmek isteyenler, üniversitelerce kendilerinden dil yeterliliği puanı istenen öğrenciler ve diğer adaylar katılabilecek. Sınavın başarısı ilgili mevzuat düzenlemelerinde ve YDS sınavında uygulandığı gibi doktora başvuru sürecinden en az 55, doçentlik başvuru sürecinde ise en az 65 olması gerekecek. Bu sınav YDS'yi etkilememekle beraber adaylar her iki sınava da girebilecek ve her iki sınavın da eşit geçerliliği olacak.
YÖKDİL Sınavı başvuruları 30 Ocak 2017 tarihinden itibaren http://yokdil.yok.gov.tr adresinden yapılabilecek.  

Nurullah Geylani

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul United Colors of Benetton 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı coşku ile kutladı İSTANBUL (İHA) – 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerle kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bu yıl da ülkenin pek çok noktasında renkli ve eğlenceli etkinliklerle kutlandı. İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerde çocukları ve ailelerine birçok etkinlik sunuldu. İstanbul Modern’de düzenlenen “Müzede Oyun” şenliği, 20, 21 ve 23 Nisan tarihlerinde ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Etkinliklere 2–10 yaş arası 2 bin çocuğun ve aileleri katıldı. Etkinlilerde sergi turları, “Renk Atölyesi”, drama etkinlikleri ve ebeveynlere yönelik “Üreticilik Seminerleri” ile dolu bir gün geçiren aileler, müzenin sanat alanında kolaj çalışmaları üretme fırsatı buldu. Şenlik kapsamında, İstanbul Modern Kütüphane’de oyuncularla buluşan çocuklar ve aileleri, Akasya Asıltürkmen ile Aslı Tandoğan’ın rehberliğinde masal dünyasına adım attı. Çocuklar, müzenin “Fahrelnissa Zeid” ve “Müzede Ne Var?” kitaplarını drama etkinlikleri eşliğinde dinledi. 23 Nisan günü aynı anda, Bomontiada’ nın 4. katı ve avlusunda gerçekleşen "World Çocuk Festivali" ise renkli bir karnaval havasında geçti. Benetton’un iş birliğiyle yapılan festival, 5 binin üzerinde katılımcıyı ağırladı. Saksıda yüzler, kedi evi tasarımı, rengarenk ev tasarımı, ayna tasarımı ve peg doll boyama gibi aktivitelerle çocuklar eğlenceli zaman geçirirken, sirk korteji, bubble show, örgü standı, yüz boyama standı, zumba show ve Flapper Swing konseri gibi etkinlikler de gerçekleşti. United Colors of Benetton’un destekleriyle gerçekleşen bu etkinlikler renkli ve keyifli anılarla dolu bir gün yaşattı.
İzmir İzmir’de sağlık çalışanlarına şiddette meslektaşlarından tepki İzmir Şehir Hastanesi’nde dün yaşanan şiddet girişiminin ardından, sağlık çalışanlarından şiddete karşı tepki açıklaması geldi. İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Dün bir katliam olmaması bütünüyle tesadüfidir. Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” dedi. Sağlık çalışanları, dün bir kişinin İzmir Şehir Hastanesi’ne pompalı tüfekle gelerek sağlık çalışanlarını tehdit etmesi ve ‘katliam’ yapacağını söylemesi olayının ardından sağlıkta şiddete tepki gösterdi. İzmir Şehir Hastanesi Poliklinikler-3 önünde toplanan ve Hekimsen ile birlikte birçok sendikanın da aralarında bulunduğu sağlık çalışanları şiddetin son bulması adına pankartlar eşliğinde sloganlar attı. Sağlık çalışanları adına açıklama yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Saldırgan sabah saatlerinde bir pompalı tüfekle ve bir yığın mermiyle hastaneye gelmiş, bir aile bireyinin ihbarı sayesinde güvenlik ve kolluk kuvvetleri şahsa müdahale edebilmiştir. Ancak silahı alınıp serbest bırakılan şahıs, akşam saatlerinde tekrar elini kolunu sallayarak 9. kata kadar çıkarak servise girmiş. Saldırgan klinikte görevli hekimlere yönelik şiddet uyguladı. Asistan hekim arkadaşlarımız kendilerini odaya kilitleyerek saatlerce beklemiş, ancak saldırgan etkisiz hale getirildiğinde odadan çıkabilmişlerdir. Daha bir hafta önce 17 Nisan’da sağlık terörüne kurban verdiğimiz Dr. Ersin Arslan’ı anarken yetkilileri, şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırmıştık. Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. İdareciler tarafından adeta görünmez olduk” ifadelerine yer verdi. “Sağlık çalışanlarının endişeleri sürmektedir” Dün bir katliamın olmamasının, tesadüf olduğunun altını çizen Kaynak, “Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürmektedir. ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden, sağlıkta şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmemektedir. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrümandır. Çünkü yeterli ve iyi hizmet alamayan hastalarla, hasta yakınlarıyla sağlık çalışanlarını karşı karşıya bırakmış, bilerek ve isteyerek sağlıkta şiddete zemin hazırlamıştır. Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilen, son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir, asla maruz görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez” diye konuştu. Sağlık kurumlarında, sıradan bir alışveriş merkezlerindeki gibi güvenlik önlemlerinin dahi alınmadığını vurgulayan Kaynak, “Başka ülkelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlara çok ağır yaptırımlar uygulanırken ülkemizde mümkün olduğu kadar hafifletici sebepler gerekçesiyle neredeyse saldırganların arkası sıvazlanarak çoğu serbest bırakılmaktadır. Dün İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne silahla gelen şahısın silahına el konulup serbest bırakılmış olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Kurumlara girişte denetleme yapılmadan gerçek anlamda çalışan güvenliği sağlanabilir mi? Yetersiz ve yetkisiz güvenlik elemanları ile bu işin çözülemeyeceği ortadadır. Hastane polislerinin ve güvenlik görevlilerinin sayısı ve yetkileri mutlaka arttırılmalıdır. İşe yaramayan göstermelik X-ışın cihazları yerine her giriş noktasında denetimli geçiş kontrolü sağlayan aktif güvenlik elemanları görevlendirilmelidir. Acilen bu konuda ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır” cümlelerini aktardı. “Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” Sağlık kurumlarında, çok ciddi koruyucu ve şiddeti engelleyici insan gücü, sağlık polisi, emniyet güçleri, elektronik ve görsel kontrol mekanizmaları oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kaynak, şunları kaydetti: “Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde Sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir. Artık bir gün bile beklemeyeceğiz. Sağlıkta şiddet için önlem alınmadıkça, sağlık çalışanlarına insani çalışma şartları sağlanmadıkça, sağlık hizmeti verilemez, verilmesi beklenemez. Sağlıkta şiddet varsa, hizmet yok.”