GÜNDEM - 13 Mart 2018 Salı 04:37

Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen: “İstiklal Marşı ulvi bir rehberdir”

A
A
A
Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen: “İstiklal Marşı ulvi bir rehberdir”

Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen, İstiklal Marşı’nın sadece yazıldığı devre ümit ve iman aşılayan bir eser olmayıp aynı zamanda taşıdığı ve dile getirdiği yüce değerler vasıtasıyla da bütün Türk nesillerinin mili ruhunu besleyip geliştirebileceği en ulvi rehber olduğunu söyledi

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde İstiklal Marşı’nın kabulünün 97’nci yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı gerçekleştirildi. Üniversitenin Türk Dili Ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen, çok sayıda akademisyen ve öğrencinin katıldığı anma programında, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve eserleri ile İstiklal Marşı’nın bir eser olarak nasıl ortaya çıktığını anlattı. Mehmet Akif’in, ne şiirlerinde ne de nesirlerinde hiçbir şahsı duygusuna, eğer yaşadıysa aşkına, ihtiraslarına yer vermediğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen şunları söyledi: “O kendisini eserleriyle birlikte Türk toplumuna vakfetmiştir. Bağımsızlığımızın sembolü olan istiklal marşımız, kahramanlığın ve imanın yaşatıcısıdır, milli gururumuzdur. Her Türk genci onu yürekten söyler. İstiklal marşı söylenirken hazırda olanlar, işitecek kadar yakında olanlar ayağa kalkar ve hazır ol vaziyetinde dinlerler. Açık alanda bulunan üniformalı görevliler selam dururlar.”

Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen: “İstiklal Marşı ulvi bir rehberdir”

Meclis’te ilk okunduğunda ayakta dinlenir

İstiklal Marşı’nın ilk kez Büyük Milet Meclisi’nin Mustafa Kemal Paşa Başkanlığı’ndaki 1 Mart 1921 tarihli toplantısında Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey tarafından okunduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen, şunları söyledi: “Akif’in yazdığı İstiklal Marşı’nı kürsüden ilk kez okunduğunda milli mücadeleyi çok zor şartlar altında yürüten Meclis üyeleri ‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ diye başlayan ilk mısrada Meclis’i alkıştan inletirler. Heyecanlarına hakim olamayan Milletvekilleri ayağa kalkarlar Marşın ilk okuması bitinceye kadar yer yer alkışlarla okuma kesilir. Atatürk’ün başkanlık ettiği bu oturumda Hamdullah Suphi Bey, İstiklal Marşı’nı o gün 4 defa okur.

Mehmet Akif’in zor yaşamı

Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen konuşmasında İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif’in zor koşullar altında ve yokluk içinde bir hayat sürdürdüğüne dikkat çekerek şöyle devam etti: “İstiklal Marşı’nın kabulü görüşmeleri Dr. Adnan Adıvar’ın başkanlığında 12 Mart 1921’de yapılır ve Millî Mart olarak kabul edilir. O gün de Meclis üyeleri tarafından bir kez daha ayakta dinlenir. Akif ordu tarafından ödül olarak konulan 500 lirayı alır ve Hilal-ı Ahmer bünyesinde faaliyet gösteren kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar-ül Mesai Vakfı’na bağışlar. İstiklal Marşı’nın kabul edildiği gün Akif’in cebinde borç olarak aldığı 2 lirası ve sırtında giyecek paltosu yoktur.”

İstiklal Marşı’nın taşıdığı derin anlam

Konuşmasında İstiklal Marşımızın taşıdığı derin anlam ve ifade ettiklerine de değinen Yrd. Doç. Dr. Erol bunları şöyle sıraladı: “İstiklal Marşı sadece yazıldığı devre ümit ve iman aşılayan bir eser değildir. O aynı zamanda taşıdığı ve dile getirdiği yüce değerler vasıtasıyla da bütün Türk nesillerinin mili ruhunu besleyip geliştirebileceği en ulvi rehberdir. Akif kahraman ordumuza ithaf ettiği eserde İstiklal Marşı ismini tesadüfen koymamıştır. O istiklal ve vatan sevdasıyla her şeyini fedaya hazır bir milletin milli marşında da istiklal kelimesinin hem lafsen hem de mana olarak bulunmasını şuurlu olarak istemiştir. Akif istiklal marşımızın birinci dörtlüğünde Türk milletine, ikinci dörtlüğünde bayrağa seslenir. Üçüncü dörtlüğünde hürriyet kavramı Türk tarihi, Türk kahramanlığı ve Türk’ün yılmaz karakterini ele alır. Dördüncü kıtada batı alemi ile Türklüğün mukayesesini yapar. Beşinci dörtlükte düşmanla savaşan askere hitap eder. Akif altıncı dörtlükte vatandan bahseder. Ona göre hiçbir şey vatan kadar kutsal ve değerli değildir. Yedinci dörtlükte vatan kavramı işlenir. Vatan kaybedilirse milletin varlığı da tehlikeye düşer. Sekizinci ve dokuzuncu dörtlükler birbirine bağlıdır. Burada millet, din şehadet, istiklal ele alınır. Bir de vatan uğruna canını feda eden şehit konuşmaktadır. Eserde bir milleti ayakta tutacak bütün değerler. Dokuz dörtlük boyunca tek tek işlenmiş ve en son 5 mısrada bir hükme varılmıştır. Hatırlayalım:
Dalgalan sen de en şanlı hilal
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal
Ebediyen sana yok ırkıma yok izmihlal
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal
Bütün kıtalar bu son kıtada verilen hükme ulaşmak için aşılması gereken bir merhale teşkil eder.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizlispor’un gençleri play off’lara kaldı TFF U15 Gelişim Ligi 2. Grup’ta mücadele eden Denizlispor, 2023-2024 sezonunun son haftasında evinde karşılaştığı Nazilli Belediyespor’u 4-1 mağlup ederek 36 puana ulaştı. Ligi 3. sırada tamamlayan genç horozlar, play-off’lara kalmayı başardı. Zafer Katrancı Tesisleri’nde oynanan karşılaşmada her iki yarıda da rakibine oranla üstün bir oyun sergileyen Denizlispor’un gollerini; Eren Altın, Arda Torbacı ve Mehmet Ali Şaşmaz (2) kaydetti. Nazilli Belediyespor’un tek golünü ise Yunus Kavaklı attı. Bu sonuçla 36 puana yükselen yeşil-siyahlılar, son 20 takım arasına adını yazdırdı ve play-off’lara katılmaya hak kazandı. Play-off ilk maçını 21 Nisan Pazar günü Antalya Manavgat Çolaklı Atatürk Stadı’nda İzmir temsilcisi Altay ile oynayacak olan Denizli ekibi, rakibini elemesi halinde 23 Nisan Salı günü aynı sahada Galatasaray ile karşılaşacak. Karşılaşmayı ve ligi değerlendiren Teknik Sorumlu Gökhan Hor, sezon başındaki hedeflerine ulaştıklarını belirterek, “Sezon başından beri hedefimiz play-off’lardı. Bugün bunu gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. Önümüzdeki hafta sonu Altay ile Antalya’da karşılaşacağız. Altay’ı elersek rakibimiz Galatasaray olacak. Şu an Türkiye’de son 20 takım arasına kaldık. Mutlu ve gururluyuz. Çocuklarımız adına da sevinçliyiz. Sonuna kadar hak ettiler. Ligi de iyi bir şekilde bitirmiş olduk” dedi.
İzmir Ege Üniversitesi, Uluslararası Turan Film Festivali’ne ev sahipliği yapacak Kızılelma teması ile Türk Dünyasından birçok yönetmen ve senaristi bir araya getirecek olan ‘Uluslararası Turan Film Festivali’nin tanıtım toplantısı, İzmir’de düzenlendi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, film festivalinin patentinin alındığını belirtti. ‘Uluslararası Turan Film Festivali’, Türk devletlerindeki sinema sanatını tanıtmak, tarih birliği bilincini pekiştirmek, kültürel bağları güçlendirmek ve Türk kültürünü filmler aracılığı ile geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla 2-3 Mayıs tarihleri arasında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde düzenlenecek. Festivalin tanıtım toplantısı, Ege Üniversitesi ev sahipliğinde ve TÜRKSOY iş birliğiyle, Ege Üniversitesi Rektörlüğü Yeni Senato Salonu’nda gerçekleştirildi. Festival kapsamında ‘Kızılelma’ teması aracılığıyla Türk Dünyasından birçok yönetmen ve senarist bir araya geleceğini belirten Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine vurgu yapmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyon henüz fikir aşamasında işbirliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanmış ve sağlanan desteklerle bugünlere gelmiştir. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf sergisi, 7 gösterim seçkisi, 1 resim sergisi, 1 konser, 1 dans gösterisi sanatseverlerin beğenisine sunulacaktır” ifadelerine yer verdi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvurunun yapıldığını kaydeden Rektör Budak, Türkiye’den 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 filmin katılım gösterdiğini ifade etti. 13 kategoride özel ödül verilecek Yapılan tüm başvuruların, alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenlerin belirlendiğini aktaran Rektör Budak, şunları kaydetti: “Dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra; yaşam boyu başarı ödülü, sinema sanatına katkı ödülü, insani değerlere katkı ödülü, toplumsal duyarlılık ödülü, kültürel çeşitliliğe katkı ödülü, insan haklarına katkı ödülü, genç yetenekler ödülü, teknoloji ve sinema ilişkisi ödülü, kültürel hafıza ödülü, kültürel miras ödülü, Ege Üniversitesi vefa yılı özel ödülü, TÜRKSOY Yunus Emre Özel ödülü, medya özel ödülü alanlarında 13 kategoride özel ödül verilecektir.” “Farklı kültürler arası kardeşliği güçlendirecek” Festivalin Türk dünyası sinemasının önemli bir platformu olacağını ve kültürlerarası diyaloğa önemli katkılarda bulunacağına inandıklarının altını çizen Prof. Dr. Budak, “Bu festival, farklı kültürler arasında anlayışı artıracak ve kardeşliği güçlendirecek değerli bir fırsat sunacaktır. İzleyicilerimizi festivalimizde bizimle olmaya ve birlikte sinema deneyimini yaşamaya davet ediyoruz. Uluslararası Turan Film Festivalinin İzmir’imize, bölgemize, ülkemize ve Türk Dünyasına hayırlı olmasını diliyorum” cümlelerini aktardı.