GÜNDEM - 02 Eylül 2016 Cuma 12:10

Yüksek gerilim hatları tehlike saçıyor

A
A
A
Yüksek gerilim hatları tehlike saçıyor

Atılım Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı, EPDK eski kurucu Üyesi ve Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ayhan Albostan, yerleşim yerlerinin yakınında bulunan yüksek gerilim hatlarının tehlike saçtığını belirtti.

Gün geçtikçe enerjiye daha da fazla ihtiyaç duyar hale geldik. Haliyle bu durum yüksek gerilim enerji hatlarının da artmasına yol açtı. Bir de nüfus arttıkça iyiden iyiye bu hatların altına kolaylıkla imar mevzuatına uymayan yapılaşma başladı. Durum böyle olunca da akıllara tek bir soru geliyor? Yüksek gerilim enerji hatları kanser riskini arttırır mı?

Konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Atılım Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı ve EPDK eski Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ayhan Albostan, merak edilen bu sorunun cevabını İHA için cevapladı. Yüksek gerilim hatlarının normalde yapılaşmanın olmadığı ve canlıların az olduğu bölgelerden geçmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ayhan Albostan, "Yüksek gerilim hatları projelendirilirken özellikle yerleşim yerlerinin dışındaki bölgelerden geçirilmesine önemle dikkat edilir. Çünkü bu hatlar manyetik alan oluşturu ve bu da canlılar üzerinde olumsuz etki yaratır. Bu riskin ortadan kalması için enerji hatlarının gerilim seviyelerine göre belirlenmiş güvenli yaklaşım mesafeleri bulunmaktadır. Bu mesafe aşılmadığı sürece canlılar üzerinde herhangi bir sağlık problemi oluşturmaz. Ancak bu enerji hattının projelendirilmesinde belirlenmiş (gerilim seviyesine bağlı) mesafeler imar dışı yapılaşmalarla aşılırsa, bu enerji hatları, hem canlılar için sağlık problemi oluşturur hem de bazı durumlarda (bu hatlar kısa devre gibi) teknik arızalara neden olabilir" dedi.

"Yüksek gerilim hatlarının yer altından geçmesi gerekli"
"Elektrik yüksek gerilim taşıma hatları projelendirilirken yerleşim alanlarının dışından geçirilmesine dikkat edilir. Ama zamanla yerleşim alanları genişledikçe bu enerji hatlarına yaklaşımlar başladı" diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Albostan, "Bunlar iki direk arasından geçirilen iletkenlerden oluşmuş havai hatlardır. Yüksek gerilim hatları zamanla yerleşim yerleri arasında kalmış ise, risk oluşturacak hatların o bölgede yer altında alınması garekir. Bu da ciddi bir bütçe gerektirdiği için her yerde yapılamıyor. Bu enerji hatlarının altına evler parklar yapılması büyük tehlike oluşturuyor. Özellikle parkların üzerinden geçen yüksek gerilim enerji hatları çocuklar üzerinde SAR ( specific absorptipn rate) etkisi yaratıyor. Bununla birlikte enerji hatları, yağmurlu ve bulutlu havalarda bu riskli bölgelerde çok ciddi (yıldırım düşmesi, elektrik çarpması gibi) tehlikeler yaratabilir. Bu açıdan elektrik enerji hatlarına gereğinden fazla yaklaşmak her zaman risklidir" ifadelerini kullandı.

Yaklaşma mesafesi önemli
Yaklaşma mesafesinin 3 boyutlu olarak hesaplanması gerektiğine değinen Prof. Dr. Albostan, "Yönetmeliğe göre de bu mesafe gerilim seviyelerine göre belirlenmiştir. Mesafe aşıldığı takdirde yağmurlu havalarda enerji boşalması sonucu kısa devre oluşabilir. Yüksek gerilim hatlarının korunması ve kararlı çalışması için TEİAŞ ekipler görevlendirmiştir. Örneğin, bu hatların geçtiği bölgede yüksek ağaçlar varsa (yaklaşım mesafesine göre) bunların kısaltılması gibi önlemler alırlar. Bu enerji hatların sahibi TEİAŞ'tır. Dolayısıyla bu enerji taşıma sistemin işletilmesi ve bakımı TEİAŞ'a aittir. Bahsettiğimiz riskli bölgelerde oturmak isteyenler yüksek gerilim hatlarının manyetik alan etkisini risk oluşturup oluşturmadığını ölçtürebilirler" diye konuştu.

"Sorumlu kurum belediyeler"
"Bu binalar projeleri belediye tarafından onaylanması halinde yapılabilir. Konut iznini veren belediyeler teknik ekiplerin ölçüm raporuna göre rapor vermişse bir sıkıntı yok demektir" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Albostan, "Ölçümler doğru mu? Gerilim seviyesi göz önünde bulundurmuş mu? Bu soruların cevapları çok önemlidir. Eğer proje gelişigüzel onaylanmışsa bu ciddi bir problem teşkil eder. Bir diğer sorun yüksek gerilim hatlarına yakın kurulmuş kaçak yapılar. Bunlar da ciddi anlamda tehlikeye davetiye çıkarıyor" açıklamalarında bulundu.

Nelere dikkat etmeliyiz?
Oluşan manyetik alanın yaklaşım mesafesi aşılmış ise sağlık açısından olumsuz etki oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Albostan,"Bu bölgelerde oturan kişilerde baş ağrısı ve baş dönmesi gibi sonuçlar sıklıkla görülebilir. Bunlar en hafif etkileridir. Bu hatlarına ilgili mevzuat dışı yaklaşanlar, çok çeşitli iş kazalarına neden olmaktadır. Özellikle bu bölgelerde yapılan yapılara daha çok dikkat edilmeli. Bunların bedelini sağlığımızla ödüyoruz. Bu yüzden bu tarz yerlerden uzak durmalıyız. Eğer manyetik alanda kalındığına dair bir şüphe varsa manyetik alan seviyesi ölçümü yaptırarak risk durumunu öğrenmeliyiz" dedi.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Osmangazi’de metruk bina yıkımları hız kazandı Osmangazi Belediyesi, vatandaşların can güvenliğini tehdit eden ve sosyal riskler oluşturan metruk binaları tek tek yıkıyor. Belediye ekipleri son olarak Çaybaşı Mahallesi’nde yer alan metruk binanın yıkımını gerçekleştirdi. Atıl vaziyette bulunan ve kent estetiğini bozan metruk yapılar, madde bağımlılarının mesken tutması sebebiyle de vatandaşlar için tehlike arz ediyor. Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri durum tespiti yapılıp, yasal işlemleri tamamlanan metruk binaları yıkarak ortadan kaldırıyor. Çaybaşı Mahallesi’nde vatandaşların emniyeti ve sağlığı açısından risk oluşturan metruk bina, hukuki ve idari süreçlerin tamamlanmasının ardından belediye ekipleri tarafından yıkıldı. Yıkım esnasında olumsuzluk yaşanmaması için gerekli tedbirler ekipler tarafından alındı. Yıkımın ardından ortaya çıkan molozlar, belediye ekipleri tarafından kamyonlara yüklenerek yıkım alanı temizlendi. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, vatandaşların huzuru ve güvenliği açısından metruk binaların riskler taşıdığına dikkat çekerek, “Amacımız daha güzel, modern, sağlıklı ve yaşanabilir bir Osmangazi oluşturmak. Metruk binalar, gerek çökme riski taşıması gerekse de kötü niyetli kişiler tarafından mesken tutulması nedeniyle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği için tehlike arz ediyor. Mahalle sakinlerinin huzuru ve güvenliği bizim için önemli. Bu doğrultuda vatandaşlarımızın güvenliği için metruk binaların yıkımına devam edeceğiz” dedi.
Kütahya Kütahya’da “Özbekistan’dan Bahar Nefesi” başlıklı etkinlik Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Müzeler Koordinatörlüğü tarafından “Özbekistan’dan Bahar Nefesi” başlıklı etkinlik düzenlendi. Özel Ahmet Yakupoğlu Müzesi’nde DPÜ Müzeler Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen etkinliğe Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Arif Kolay, etkinliğin çalıştay bölümüne katılacak olan Özbek sanatçılar ve öğrenciler katıldı. Etkinliğin Özbek kültürünün şehrimizde tanınırlığına önemli bir katkı sunacağına inandığını kaydeden Kızıltoprak, etkinliğin sergi bölümünde yer alan eserlerin her birinin iki ülkenin arasındaki dostluğu simgelediğini ifade etti. Daha sonra etkinliğe katılan sanatçılardan Özbekistan Ulusal Sanat ve Tasarım Enstitüsü öğretmenlerinden Jasvant Annazarov ve Rustam Huayberganov da konuşma yaparak düzenlenen etkinlikten dolayı üniversiteye teşekkür etti. Özbek halk figürlerinden örnekler sunan dans gösterisinin ardından protokol üyeleri tarafından resim ve Özbek kıyafetleri sergisinin açılışı yapıldı. DPÜ Müzeler Koordinatörlüğünden yapılan açıklamada söz konusu serginin 25 Kasım’a kadar sanatseverleri beklediği kaydedi DPÜ Ahmet Yakupoğlu Müzesi’nde DPÜ Müzeler Koordinatörlüğü ve Bursa Uludağ Üniversitesi Ali Şir Nevai Özbek Dili ve Kültürü Merkezi Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen etkinliğe Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Arif Kolay, etkinliğin çalıştay bölümüne katılacak olan Özbekistan Sanat Akademisi ve Özbekistan Ulusal Sanat ve Tasarım Enstitüsü sanatçıları ve öğrenciler katıldı.
Ankara Yeniden Refah lideri Erbakan: “İnancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu" Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partilerinin üçüncü parti olduğunu söyleyerek, “Şanlıurfa, Yozgat Belediyesi başta olmak üzere toplam il ve ilçelerle birlikte 62 belediye kazanmış durumdayız. Milli Görüş belediyeciliğini, ahlaklı belediyeciliği en etkili şekilde uygulayacaklar, milletimizin derdine yerelde derman olacaklar. Adil düzenin uygulamasını yerelde başlatacaklar. Yeniden Refah Partimiz kazandığı belediye başkanlıklarının yanında 20 ilde yüzde 10’un üzerinde, daha fazla ilde yüzde 7’nin üzerinde, 132 ilçede yüzde 20’nin, 210 ilçede yüzde 10’un üzerinde oy almıştır” ifadelerini kullandı. Erbakan, İsrail ile ticarette 54 ürüne kısıtlama getirildiğini belirterek, “İhracatı yapılan ürünler İsrail’e de gidiyordu. Hükümet yetkilileri eleştiriler karşısında ’İsrail ile ticareti özel sektör yapıyor’ diyorlardı. Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye Varlık Fonu şirketi olan Eti Maden’in 21 ton borik asit ihracatı yaptığı ortaya çıktı. Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi. "Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu" Ekonomiye de değinen Erbakan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam borç stoku 499 milyar 886 milyon dolar. Bir senede 42 milyar dolar artmış. 2002 yılında da 130 milyar dolar, dört kat artmış. Bir yıldan kısa vadede ödemeniz gereken borç 180 milyar dolar. Gelişmiş ülkelerin borçları uzun vadeli ve sıfıra yakın. Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu. Ocak-mart döneminde bütçe 570 milyar açık verdi. 337 milyar borçlanma yapıldı” diye konuştu. Erbakan, Cumhur İttifakı’nın içinde yer alıp almadıkları sorusu üzerine, "Gazze konusu, rant belediyeciliğinden Türkiye’nin kurtulması gerektiğini düşündüğümüz için biz Cumhur İttifakı içinde yer almadık” dedi.