Gökcesu Mahallesi’nde dededen kalma yıkık dökük virane evde yaşam mücadelesi veren Tok ailesinin hayat hikayesi yürek burkuyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından aldıkları 50 torba kömürle kışın ısınmaya çalışan Tok ailesi, odanın çatlayan duvarlarından soğuk girmesin diye çaputla kapatmışlar.
“Kızım 6 yaşındayken bakamadığımdan yuvaya verdim”
Hiç bir gelirinin olmadığını ve bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle sürekli çalışamadığını söyleyen baba Aziz Tok(49), “Sağda solda günlükle iş olduğu zaman çalışıyorum, çalışmadığım zaman boş kalıyorum. Bel fıtığım var, imkanlarım olmadığı için tedavisini yaptıramadım. 50 lira yevmiye ile iş bulursam çalışıyorum. Ağrılarım başladığı zaman da çalışamıyorum. Kızım 6 yaşındayken bakamadığımdan yuvaya verdim. O günden beri yuvada kalıyor. 18 yaşını 27 Ağustos’ta dolduracak ve yanımıza gelecek ama burada kalacak oda yok. Çocuğum yanıma geldiği zaman yatacak yeri yok. Çocuğumun yanımda rahat bir şekilde kalabilmesi için yetkililerden yardım istiyorum” dedi.
Kızını fırsat buldukça ziyarete gittiğini söyleyen Aziz Tok, “Kızım liseyi bitiriyor. Liseyi bitirdikten sonra memur olacağını söylüyor ve ‘sizi bırakmam, bakarım’ diyor” diye konuştu.
Tek kızını yuvaya vermek zorunda kaldıklarını söyleyen Anne Hacer Tok ise, “Hiç bir yerden yardım yok. İkimizin de tutar dalı yok. Hasta olduğumuz zaman bakanımız yok” şeklinde konuştu.
“Ev durulacak gibi değil”
Tok ailesinin sesine kulak veren Bafra Umut Derneği Başkanı Hülya Yangın Ertekin, “Gökcesu Mahallesi’nde ihtiyaç sahibi ailenin sosyal incelemesini yapmak için geldik. Eşya olarak ne yapabiliriz diye araştırma yapalım dedik ama ev durulacak gibi değil. Gelirken gıda desteğimiz oldu. Yatak, yorgan, giysi getirdik ama yatakları koyacak yer yok. Ev göçmek üzere, sadece bir odasını kullanıyorlar. Ailenin sevgi evlerinde kalan bir kız çocukları varmış, yaşı dolunca buraya gelecekmiş. Onun nerede kalacağı da soru işareti. Burada mümkün değil, kalamaz. Burada yapacağımız yardımlar bizi aşıyor, yetkililerden yardım bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
Ahmet Şükrü Uluçay
