EĞİTİM - 21 Kasım 2017 Salı 16:44

Hakkari Üniversitesinin TÜBİTAK projesi kabul edildi

A
A
A
Hakkari Üniversitesinin TÜBİTAK projesi kabul edildi

Hakkari Üniversitesinin TÜBİTAK 1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı Rüzgâr Enerjisine Yönelik Ar-Ge Çalışmaları kapsamında hazırlanan “Çift Rotorlu Parçalı Nüveli Yeni Bir Rüzgâr Enerjisi Jeneratörü Tasarımı ve Üretimi” projesi kabul edildi.

Hakkari Üniversitesinin TÜBİTAK 1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı Rüzgâr Enerjisine Yönelik Ar-Ge Çalışmaları kapsamında hazırlanan “Çift Rotorlu Parçalı Nüveli Yeni Bir Rüzgâr Enerjisi Jeneratörü Tasarımı ve Üretimi” projesi kabul edildi.


Yürütücülüğünü Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Kurt’un üstlendiği ve Hakkari üniversitesinin Elektik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil Gör’ün araştırmacı olarak yer aldığı projede; rüzgâr enerjisi türbinlerinde kullanılmak üzere az yer kaplayan, güç yoğunluğu yüksek, verimli ve yenilikçi bir jeneratör tasarımı ve uygulaması amaçlandığı belirtildi. Yrd. Doç. Dr. Halil Gör, projenin TÜBİTAK tarafından kabul edilmesinin ardından haziran ayı itibariyle çalışmalara başladıklarını ve projenin 2 yıl süreceğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Halil Gör, “Projeyi son derece önemli buluyoruz. Çünkü ülkemizde rüzgâr hızının genel bazda düşük seyretmesi, rüzgâr enerjisinde kullanılacak farklı ve etkin jeneratörlerin tasarlanmasını zorunlu kılmaktadır. Proje kapsamında rüzgâr enerjisi türbinlerinde kullanılmak üzere az yer kaplayan, güç yoğunluğu yüksek, verimli ve yenilikçi bir jeneratör tasarımı yapıp bu tasarımı uygulamayı amaçlıyoruz. Çalışmalarını yedi yıldır sürdürdüğümüz ve daha önce üç farklı bilim yarışmasında ödüle layık görülen bu jeneratör, düşük rüzgâr hızlarında verimli olarak elektrik enerjisi üretebilen hava soğutmalı, eksenel ve radyal akıllı, sürekli mıknatıslı, statoru ve rotoru nüveli olan üç fazlı bir jeneratördür. Proje ile jeneratörün prototipini tamamen yerli imkânlarla tasarlayıp üreterek, jeneratörün patentini alıp lisanslama yoluyla üretimini ilerleyen yıllarda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Hâlihazırda jeneratörle ilgili iki patent başvurusunda bulunduk. Ülkemizde yenilenebilir enerji alanındaki patent çalışmalarının az olduğu düşünüldüğünde bu projenin önemli bir özgün değer olduğunu ifade etmek isterim. Proje sonucunda, yurdumuzdaki rüzgar enerjisi santralleri için alternatif bir jeneratör örneği ortaya konularak düşük rüzgâr hızlarında daha yüksek verimlerde çalışabilecek prototip jeneratörün üretimi gerçekleştirilecektir. Proje istenilen biçimde sonuçlandırıldığında, rüzgâr enerjisi santralleri için kullanılabilecek bir jeneratörle daha verimli üretim yapabilen santraller kurulabilecektir. Bu çerçeveden bakıldığında proje sonucunun hem bilimsel, hem teknolojik hem de sosyoekonomik açıdan yurdumuza fayda getireceği kanaatindeyiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türk Teknoloji Şirketleri için Londra ofisi açıldı YTÜ Yıldız Teknopark’ın global markası YTU Startup House tarafından faaliyete geçirilen Londra ofisi, Türk teknoloji şirketlerinin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmaya hazırlanıyor. Ofisin açılış programında konuşan Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, “Dünyanın önemli finans merkezlerinden yapay zeka konusunda önemli merkezlerden biri haline gelmekte olan Londra’da Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknopark’ın ofisinin açılışı çok kıymetli” dedi. Yerli teknoloji şirketlerinin İngiltere üzerinden dünya pazarına açılmasını sağlayacak YTÜ Yıldız Teknopark Londra Ofisi açıldı. Battersea Power Station’da bulunan ofis, Türk bilişim şirketleri için Birleşik Krallık pazarına erişimini kolaylaştıracak. Firmalara sağlanan avantajlar ve desteklerle ilgili paylaşımlarda bulunan açılış lansmanına, Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, Genel Müdür Yardımcısı İsa Turgut İnci ve çok sayıda davetli katıldı. “Önemli bir değişimin arifesindeyiz” Açılışta konuşma yapan Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, “İkiz dönüşüm (dijital ve yeşil dönüşüm) dünyada çok ciddi değişikliklere yol açacak. Önemli bir değişimin arifesindeyiz. Bu bağlamda özellikle teknolojik yapay zeka dahil gerçekten dünyanın gidişatını değiştirecek. Bu konuda ülkemizde de son dönemlerde önemli çalışmalar yapılıyor. Sanayi Bakanlığımız, Ticaret Bakanlığımız, Cumhurbaşkanlığı Dönüşüm Ofisi ve tüm kurumlarımızın bu konuya çok büyük ilgisi var. Aynı şekilde özel sektörümüz ve akademi ile hep birlikte ortak çalışarak teknolojik dönüşüm hamlesini bizler de tamamlamaya gayret ediyoruz. Bu bağlamda dünyanın önemli finans merkezlerinden yapay zeka konusunda önemli merkezlerden biri haline gelmekte olan Londra’da Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknopark’ın ofisinin açılışı çok kıymetli. Buradan çok sayıda yeni girişimcimiz, Türk startupları çok güzel iş birlikleriyle önce unicorn sonra daha büyük firmalar haline gelip tüm dünyada Türkiye’nin ve Türk girişimcisinin bayrağını taşımaya devam edeceğine eminiz” şeklinde ifade etti. “Şirketleri Londra üzerinden Dünyadaki finans ile buluşturacağız” Türkiye’nin en büyük teknoparkı olduklarının altını çizen YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, globalleşme adımlarının 3 yıl önce başladığını belirterek şunları söyledi: “Yıldız’ın bölgesine lider, globalde söz sahibi olma iddiasıyla 3 yıl önce çıkmış olduğu bu yolculukta bugün Londra ofisini açarak büyük bir adım atmış olduk. 3 yıl üst üste Türkiye’nin birincisi olmak bize globalde de var olma misyonunu bizlere yükledi. 10 yıl öncesinde Silikon Vadisi’nde başlatmış olduğumuz hızlandırma programları ve devamında Özbekistan ve Dubai’deki operasyonlarımız bizi Londra operasyonun öncesinde hazırlamış oldu. Biz Türkiye’nin teknolojisini dünyaya satabilme, Türk teknolojisini dünyayla buluşturabilme ve teknoloji girişimcilerimizi global yatırımcı ile buluşturabilme gibi bir misyon edindik. Bu kapsamda, Türkiye’nin ilk Uluslararası Teknoloji Pazarlanma Ofisi’ni Dubai’de açtık. Ülkemizdeki ihracata bakıldığında hizmet ihracatı konusunda yazılım ve teknoloji bir öncü kuruluşa ihtiyaç duyuyor. Bu noktada biz de Yıldız Teknopark olarak Dubai’de bir çatı şirketi kurduk. Orada 19 tane şirketimiz vardı. Şu anda Battersea Power Station içerisinde bir co-working alanında 28 şirketlik bir alan oluşturduk. Bu alanda da yine seçerek aldığımız şirketleri Londra üzerinden dünyadaki finans dünyasıyla buluşturabilmek için çalışmalarımız olacak. Bu konuda yaklaşık 3 yıldır çalışıyoruz. Ciddi bir know-how birikimimiz oldu. Biz burada şirketlere sadece yer vermek değil, o şirketlerin pazara girişlerini kolaylaştırmak, burada şirket kurulumundan tutun da pazarlamayla ilgili alacakları hizmetler, pazar analizleri ve devamındaki finansal ve hukuksal konularla ilgili desteklerini vereceğiz.”
Sivas Türkiye’nin ilk yerli ve milli lokomotifi ‘Bozkurt’ Sivas’ta sergileniyor Türkiye’nin ilk milli ve yerli lokomotifi Bozkurt, Sivas TÜRESAŞ Bölge Müdürlüğünün bahçesinde tarihe ışık tutmaya devam ediyor. Sivas’ta eski adı ’cer atölyesi’ olan, günümüz TÜRESAŞ’ı tarafından üretilen ve Türkiye’nin ilk yerli lokomotifi olan "Bozkurt", 1961 yılında demir yollarında hizmete başladı. 25 yıl boyunca demir yollarında aralıksız sefer yapan yerli ve milli lokomotif, ülkenin demir yolu taşımacılığında önemli bir rol oynadı. Ancak teknik ömrünü doldurmasıyla birlikte emekliye ayrıldı. Türkiye’nin demir yolu tarihinde önemli bir yere sahip olan Bozkurt, emekliliğinin ardından şimdilerde ahde vefa olarak sergileniyor. "İsmini, Ergenekon Destanı’nda Türklere yol gösteren kurtlardan alıyor" Yapımında çalışan tüm personelin yerli Türk işçi ve mühendisler olduğunu belirten TÜRESAŞ Sivas Bölge Müdürü Atanur Karadağ, “Türkiye’nin ilk yerli ve milli lokomotifi. Bizim milli gururumuz ‘Bozkurt’. Kurumumuz 1961 yılında cer atölyesi olarak çalışıyorken yerli ve milli lokomotif yapılması kararı alınıyor. Bunun üzerine Sivas’ta ‘Bozkurt’, Eskişehir’de ‘Kara kurt’ yapılıyor. Yapımında çalışan tüm personelin yerli, Türk işçi ve mühendislerin katkılarıyla bir lokomotif yapılıyor. Sivas’ta yapılan bu lokomotifin ismine bozkurt denmiş. Bozkurt 1961 yılından sonra raylara inmiş ve hizmet etmeye başlamış. Yaklaşık 25 yıl bu hizmetini devam ettirmiş ve Türkiye’de gitmedik demiryolu bırakmamış. 25 yıllık mesainin ardından 1986 yılında emekliye ayrılmış. Emekliliğin ardından şu anda bulunduğu alana konuyor. Biz kendisine bir vefa göstererek burada istirahatini sağlıyoruz. Türk tarihinde kurdun önemi var. Ergenekon Destanı’nda Türklere yol gösteren kurtlardan alıyor ismini. Eskişehir’deki de bir kurt isminde. İkisi birbiriyle tatlı bir rekabetle hizmet veriyor. Yerli ve milli olduğundan dolayı Türk geleneğine uygun olarak isimleri konuyor. Liderlik eden, önde giden anlamını taşıyan Bozkurt ismi veriliyor” şeklinde konuştu.