GÜNDEM - 11 Eylül 2021 Cumartesi 12:44

Sarıkeçili yörüklerinin bin yıllık göçerlik geleneği

A
A
A
Sarıkeçili yörüklerinin bin yıllık göçerlik geleneği

Anadolu’nun bin yıllık konargöçerlik kültürünü Sarıkeçili Yörükleri sürdürüyor. Yaz mevsiminde Konya’nın Hadim ilçesinin yaylalarında, kışın ise ılıman iklimin etkili olduğu Mersin’e gelen Yörükler, “Çadırda doğduk, büyüdük, başka bir yerimiz yok” diyor.

Konargöçerlik yaşam tarzının Anadolu’daki son temsilcilerinden olan Sarıkeçili Yörükleri, gelişen teknolojiye rağmen bin yıllık geleneklerinden vazgeçmiyor. Yaz aylarını, serin yaylalara sahip olduğu için Konya ve Karaman’da geçiren Yörükler, kışın gelmesiyle birlikte ılıman iklimin etkili olduğu Mersin’in yolunu tutuyor.
Yaşamlarını sadece kıl çadırlarda geçiren Sarıkeçili Yörükleri, keçilerden elde ettikleri, sütten yağ, peynir, yoğurt yaparak geçimlerini sürdürüyorlar.Yazın keçilerin kıllarını keserek kilogramını bir liradan satıyorlar.

Sarıkeçili Yörüklerinden "Kuş Ali" lakaplı Ali Uçar binlerce yıllık kültürü devam ettirdiklerini vurgulayarak, yaz mevsiminde Konya’nın Hadim ilçesinin yaylalarında, kış mevsiminde ise Mersin’in yaylalarında geçirdiklerini anlattı.

Sarıkeçili yörüklerinin bin yıllık göçerlik geleneği

“Dördüncü kuşak”

Atalarının da konar göçer Yörük olduğunu Sarıkeçililerin dağda doğup, dağda büyüdüğünü söyleyenUçar, " Rahmetli anam beni mart ayının on ikisinde dağda doğurmuş. O zamanlar yokluk varmış. Dağlarda doktor yok, yol yok, sokak yok. Anam beni ormanların dibinde doğurmuş. Kıl çadıra getirmiş. Çadırda doğduk büyütmüş ve bugüne kadar geldik. Başka bir yerimiz yok. Ben dağlarda doğdum, dağlarda büyüdüm. Tabi ki biz Yörüklerin geleneği böyledir. Torunlarım bile yaylalarda büyüyorlar” dedi.

Sarıkeçili yörüklerinin bin yıllık göçerlik geleneği

“Develerle konargöçerim”

Konargöçer yörüklerin artık kalmadığını, devenin bittiğini, yörüklüğün de bittiğini söyleyen Ami Uçar, " Ama kanımız yine Yörük kanıdır. Devesiyle, keçisiyle, koyunuyla göçen gerçek bir Yörük'tür. Hayatta kon göç, kon göç yaparak uğraşıyoruz. Bazen bir yerde 3, bazen de 5 ay oturduğumuz olur. Mallarımızla develerimizle uğraşıp duruyoruz Allah'a şükür" dedi.

Sarıkeçili yörüklerinin bin yıllık göçerlik geleneği

Mersin’den yaz ayı gelince Konya’nın Hadim ilçesi Aladağ Yaylasına çıktıklarını ve güz mevsimi gelince ise sahile yeniden döndüklerini söyleyen Uçar, “Bizim aslımız neslimiz Orta Asya’dan göç edip gelen Oğuz Boyu Türklerindeniz. Bu meslek bize Orta Asya’dan göç edip gelen dedelerimizden kalan bir meslektir. Biz son konargöçer olarak bu işi sadece ben yürütüyorum. Yörüklerimiz çok ama onlar hayvanlarını azalttı. Develerini sattı. Develer sadece bende kaldı. 12 tane devem var. Bende atalarımdan dedelerimden böyle gördüğüm için develerimden vazgeçemiyorum. Develerin benim yanımda ayrı bir özelliği ve sevgisi vardır. Kıl keçisine de sevgim var ama kıl keçisinden önemli olan develerdir. Develerin bir özelliği vardır. Eskiden biz Mersin bölgesinden hareket edip te Karaman, Konya Yörükleri dermiş ki, “Yörükler bir göçse de hareket etse, yağmur yağsa bereket gelse” derlermiş. O zamanlar biz yaylaya çıktığımızda yağmurlar yağardı. Ama son birkaç yıldan beri yağmurlar yağmaz oldu. Atalarımızdan gördüğümüzde develerle malzemelerini taşırlardı. Araç yoktu. Yol yoktu. Yiyeceklerini, içeceklerini develerle taşırlardı. Develer sıralı şekilde giderlerken kervan oluştururlardı. Biz eşyalarımızı yaylaya çıkarken halen develerle çıkarıyoruz" dedi.

Sarıkeçili yörüklerinin bin yıllık göçerlik geleneği

Ali Uçar’ın eşi Hatice Uçar ise Toroslar'ın zirvesinde hayvanlarıyla geçimlerini sağlamak için yazın ve kışın göç etmek durumunda kaldıklarını ve göçebeliğin bir hayat tarzı olduğunu söyledi. Yaz ve kış ayı sürekli dağlarda kıl çadırda kaldıklarını anlatan Uçar, “Bizim evimiz, her şeyimiz kıl çadırdır. Bizim mutfağımız, her şeyimiz dağlardır. Zorda olsa alıştık. Bize artık zor gelmiyor. Su sorunumuz olmasa daha iyi ama su sorunumuz var. Suyu tankerlere doldurup geliyoruz. Yaşam şartlarımız bu. Yaylaya çıkmak zorundayız. Yapmasak olmuyoruz. Böyle gelmişiz böyle gidiyoruz. Yapacak bir şeyimiz yok. Mecburen yapıyoruz. Yapacağımız başka bir işimiz yok. Göçer yaşamın zorlukları çok” diye konuştu.

Ayşe Çatlı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.