SAĞLIK - 01 Mayıs 2023 Pazartesi 14:14

Her 10 kişiden birinde astım görülüyor

A
A
A
Her 10 kişiden birinde astım görülüyor

Her yıl 400 binden fazla astıma bağlı ölümün gerçekleştiğine dikkati çeken Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Ülkemizde her 10 kişiden birinde görülen astım genetik bir hastalık olması nedeniyle kalıcıdır. İlkbahar aslında göğüs hastalıklarının, astımın mevsimi olarak biliniyor. Şehir yaşantısının getirdiği toz, parfüm ve deterjan gibi bazı maddelerin yoğun şekilde kullanılmasına bağlı olarak sıklığı daha da artan bir hastalıktır” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, 2 Mayıs Dünya Astım Günü çerçevesinde önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Akkoyunlu, Dünyada 340 milyon astım hastası olduğuna dikkati çekerek “Astım dünya çapında çok sık görülen ve özellikle sağlık sistemi üzerinde hem maddi anlamda hem de hastalık açısından ciddi yükü olan bir hastalıktır. Her yıl 400 binden fazla astıma bağlı ölüm olduğunu biliyoruz ve tüm sağlık harcamalarının yüzde 3’ünün astım ve astımın oluşturduğu hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığını biliyoruz. Hastalık ağır geçmese bile iş gücü kaybına ve sık rapor almaya neden olduğunu biliyoruz. Sıklık olarak Türkiye’de net bir veri olmamakla birlikte farklı bölgelerde farklı sıklıkta vaka oranları mevcut. Yaklaşık olarak yüzde 8 ila 25 civarında astım sıklığını gösteren çalışmalar var. Yani her 10 kişiden 1’inde astım görülebiliyor” diye konuştu.
İlkbahar astımın mevsimidir

Toz, parfüm ve deterjan gibi maddelerin yoğun kullanımıyla astımın arttığını belirten Prof. Dr. Akkoyunlu, şöyle devam etti:

“Astım hastalığı özellikle şehir yaşantısına bağlı olarak erken dönemde çocukların enfeksiyonlarla, mikroplarla ve bakterilerle karşılaşmaması nedeniyle hijyene bağlı ortaya çıktığı söylenmektedir. Şehir yaşantısının getirdiği toz, parfüm ve deterjan gibi bazı maddelerin yoğun şekilde kullanılmasına bağlı olarak sıklığı daha da artan bir hastalıktır. Astım ataklar tarzında bazen kendiliğinden, bazen tedavilerle iyileşen, öksürük, hırıltı bazen nefes darlığının olduğu bir hastalıktır. Bu semptomlara baktığımız zaman birçok hastalığın bu grupta olduğunu biliyoruz. Bu nedenle astım tanısı bazen gözden kaçmakta bazen de astım adı altında hastalıkların yanlış değerlendirildikleri bilinmektedir. Astım genel olarak normalde var olan irritanlara karşı vücudun oluşturduğu aşırı reaksiyondur. Herkes bir irritasyon oluşturur ama astım hastalarında bu çok abartılı bir yanıt vererek ortaya çıkar. Hava kirliliği nedeniyle hafif bir balgam artışı bazen çok yoğun olmayacak şekilde öksürük oluşturabilir ama bu astım hastalarında daha yoğun ataklar halinde olur. İlkbaharda özellikle çiçek polenlerinin ve aynı zamanda küflerin yoğun bir şekilde bulunduğu hatta bazen kimyasal kirleticilerin yoğun olarak çıktığı dönemdir. İlkbahar aslında göğüs hastalıklarının, astımın mevsimi olarak biliniyor, sonbaharda da daha az miktarda görmekteyiz.

Genetik bir hastalık olduğu için kalıcı

Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, astımın genel olarak genetik bir hastalık olması nedeniyle kalıcı olduğuna değinerek şu bilgileri verdi:

“Astımı toprak gibi değerlendiririz. Toprak hazırdır, verimli bir topraktır ama üstüne tohum ekmezseniz yeşermez. Astımda genetik bir hastalıktır, genetik bir alt yapı olsa bile eğer üstüne bir irritan madde eklenmediği zaman veya sigara, nargile dumanı gibi irritanlara maruz kalmadığınızda, üst solunum yolu rahatsızlığı geçirmediğinizde hastalığın ortaya çıkma veya var olan astımın alevlenme ihtimali düşük kalıyor. Bu yüzden semptomların ortaya çıkması için kesinlikle etkene maruziyetin var olması gerekiyor. Aynı zamanda hastalığın yükü azaltılırsa zaman içerisinde ilaçların da dozu azaltılarak belli dönemlerde ilaçlar tamamen kesilebiliyor ve hastalığın yeniden başlamaması için astımı tetikleyen maddelerden uzak durmak gerekiyor. Eğer astım hastalığı varsa; kesinlikle sigaradan uzak durulmalı, ilaçlar düzgün kullanılmalı, dengeli ve düzenli beslenmeli, egzersiz yapılmalıdır. Toza, dumana maruz kalmayacak ve enfeksiyondan korunacak şekilde bir hayat sürmek gerekiyor. Aslında astım kontrol sağlandığı zaman herhangi bir ekstra bir zarar oluşturmayacak bir hastalık ama kontrol edilemediğinde işler çok değişmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir hastalık.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Yumurta tavuğu dağıtımında uzun kuyruklar oluştu Ziraat Odası tarafından Düzceli çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu dağıtımında uzun kuyruklar oluştu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 Yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi. (SA-ALI-
Aydın Aydın inciri için zorlu mesai başladı Dünyanın en kaliteli incirinin yetiştiği Aydın’da sarılop incirinin üretimi için çiftçilerin zorlu mesaisi başladı. Küresel iklim krizi nedeniyle toprağın tavının kaçmaması için adeta zamanla yarışan Aydınlı çiftçiler, Aydın dağlarını ilmek ilmek işliyor. Traktör işlemediği için atlarla sürülen arazilerde eli kolu tutan herkes toprağı en iyi şekilde işlemek için çalışıyor. Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerin başında gelen Aydın’ın incir üretimi yapılan sarp arazilerinde motorlu taşıtlar iş görmediği için halen toprak karasabanla işleniyor. Her türlü teknolojik imkana ve ekonomik güce sahip olmasına rağmen köylüler yamaç olan arazilerini sadece atlarla sürüp işleyebilirken, bir çift at ile çalışanlar aylık 75 bin TL ile 90 bin TL arasında kazanıyor. Çalışan herkese adeta mühendis maaşından fazla ücret ödenen Aydın dağlarında çalışan da çalıştıran da durumdan memnun iken çiftçilerin en büyük sorunu dolgun ücrete rağmen çalışacak kişi bulunmaması. Büyük Menderes Nehri’nin kuzey ve güney yamacında bulundan verimli Aydın dağlarında motorlu araçların iş görmemesi nedeniyle halen atlarla toprağı işlemek zorunda olduklarını belirten çiftçi Hayati Kuruş, bu işe hevesli olan kardeşi ile mesai yaptıklarını belirtti. Küresel iklim krizi nedeniyle son yıllarda mevsimlerin değişerek iklim şartlarının kıştan direkt yaz mevsimine döndüğü için toprağı işleme süresinin azaldığını belirterek adeta zamanla yarıştıklarını söyledi. Boyundan büyük sabanla toprağı işliyor Son yıllarda incir ve zeytinyağı fiyatlarının adeta altınla yarışması nedeniyle tarım sektöründe çalışmanın daha cazip hale geldiğini belirten ve küçük yaşına rağmen mahareti ile görenleri şaşırtan 14 yaşındaki Tunahan Kuruş, boyundan büyük işi başarıyor. Çocukluğundan beri tarla bahçe işlerinin içinde olduğunu belirten Küçük Tunahan, babasının kendisine hediye ettiği atlarla boyundan büyük sabanı atlara koşup çift sürüyor. Aylık 75-90 bin TL arasında para kazandığını ve halinden memnun olduğunu belirten Tunahan, görenlerin şaşırdığını söyledi. Kendisinin çift süreceğine inanmadığı için çalışırken izlemeye gelenlerin bile olduğunu belirten Tunahan Kuruş, çalışıp kazanmanın mutluluk verici olduğunu söyledi. Kardeşi ile birlikte dağlarda çift süren 24 yaşındaki Hayati Kuruş ise, mesleği babasından öğrendiğini çok meraklı ve istekli olduğu için kardeşine de öğrettiğini belirterek, “Aydın dağlarında üretim yapmak arazi yapısı nedeniyle zor. Yamaç olduğu için traktörün işlemediği bu incir bahçelerini atlarla sürüyoruz. Kardeşim Tunahan, bu işe çok meraklı ve oldukça da becerikli. Israrla kendisine at alınmasını istedi. Bizler gibi o da atlarla çift sürüyor” diye konuştu.
Düzce Düzceli atıcılardan tam isabet Atıcılar, hedefi 12’den vurarak, Türkiye şampiyonasına gitme hakkı kazandı Türkiye Atıcılık federasyonu tarafından organize edilen Havalı Silahlar Bölgesel Atıcılık Bölgesel Egemenlik Kupası’nda Düzceli sporcu gençler hedefini tam vurarak Türkiye Şampiyona’na gitme hakkı kazandı. Düzce Atıcılık ve Avcılık Federasyonu İl Temsilcisi Ali Süler, atıcılıkta Türkiye’nin en iyisi olacak sporcuları yetiştirmek için çalışmalarına devam edeceklerini söyledi. Düzce, avcılık ve atıcılık alanında genç yeteneklerin gelişimine tanık oluyor. İl Temsilcisi Ali Süler’in rehberliğinde, Düzce’nin genç erkek ve kız atıcıları, Sakarya’da düzenlenen Bölgesel Egemenlik Kupası’nda önemli başarılar elde etti. Genç kızlar kategorisinde Hayrunisa Gözütok bölge şampiyonu oldu. Ayrıca şampiyona sonunda genç erkekler kategorisinde Bülent Eryakalı, genç kızlar kategorisinde ise Şeymanur Koyuncu, Hayrunnisa Gözütok ve Tuğçe Nurşar Trabzon’da yapılacak olan Türkiye Şampiyonasına gitmeye hak kazandı. Derece yaparak başarı kazanan genç sporcular Haziran Ayı’nda Trabzon’da yapılacak olan Türkiye Havalı Silahlar Şampiyonası’nda Düzce’yi temsil edecek. Atıcılık ve Avcılık Federasyonu İl Temsilcisi Ali Süler yaptığı açıklamada; “Bu başarı, sadece bireysel yeteneklerin bir göstergesi değil, aynı zamanda Düzce’nin sporcuları destekleme ve onları ulusal düzeyde rekabet edebilecek seviyeye getirme konusundaki kararlılığının da bir kanıtıdır. Ben ve ekibimin özverili çalışmaları, genç sporcuların yeteneklerini keşfederek potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına imkan tanımaya çalışıyoruz. Düzce’nin genç atıcıları, disiplin, odaklanma ve tutkuyla donatılmış olarak, gelecekteki yarışmalarda daha da büyük başarılar elde etmeye hazır görünüyor. Onların bu başarısı, diğer genç sporcular için de ilham kaynağı olacak ve Düzce’nin avcılık ve atıcılıkta bir merkez olarak ününü artıracaktır. Emeği geçen herkese yürekten teşekkür ederim” dedi.