ÇEVRE - 22 Kasım 2017 Çarşamba 10:44

Sokakta bulunan yavru kedinin kalbi sağda çıktı

A
A
A
Sokakta bulunan yavru kedinin kalbi sağda çıktı

Hatay’da sokakta bulunan bir kedinin yapılan tetkiklerinin ardından kalbinin sağ tarafta olduğu öğrenildi.

Hatay’da sokakta bulunan bir kedinin yapılan tetkiklerinin ardından kalbinin sağ tarafta olduğu öğrenildi.


Hatay’ın Antakya ilçesinde karton kutu içerisinde sokakta bulunan yavru kedi, vakit geçirmeden veteriner hekime götürüldü. Yavru sokak kedisi veteriner hekim tarafından klinikte tedaviye alındı.


Veteriner Hekim Erdem Ürer, yavru kediyi kendilerine Hatay Doğa ve Yaşam Derneği’nden Sinem Karaahmetli’nin getirdiğini söyledi. Yapılan tetkikler sonucunda yavru kedinin kalbinin sağ tarafta attığını belirlediklerini vurgulayan Ürer, "İlk bize videosu geldi. Normal bir viral hastalık düşündüm. Görmekte fayda var deyip muayene etmeye çağırdım. İlk muayenemizde kalbinin sağ tarafta olduğunu tespit ettik. Muayenemizi tekrarladık. Normalde olması gereken kostalar arasında 5-7 kosta arasında sol tarafında yalnız bu miniğin kalbi sağ tarafında atıyor. Bunun insanlarda görülme olasılığı on binde birdir. Hayvanlarda bu çok bilinmiyor. Daha sonra baktığımız vakalarda bir ya da iki tane rastlayabildik" dedi.


Kedinin yavru olması nedeniyle hayatta olduğunu belirten Ürer, "Önümüz için ne kadar yaşayabilir ya da ömrü ne kadar olur çok bir şey diyemiyoruz. Ayrıca sadece kalp ile ilgili değil bu çeşitli tetkiklerde çıkacaktır. Belki de bütün iç organlarının yerleri farklı yerlerde anatomik olarak. Yani olağanüstü bir durum şu an bizim için. Daha önce böyle bir vaka baktığımda Türkiye’de yok, yani bizim araştırdığımızda. Ya da detaylı bildirilen şu an yok. Ama belki üniversitedeki hocalarımız görmüş olabilirler" dedi.


Erdem Ürer, küçük dostlara ellerinden geldiğince yardım etmeye çalıştıklarını ve kendilerinin de onları çok sevdiklerini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Botulinum toksini uygulaması sonrası, sıcak banyo ve saunadan kaçının Dermatolog Hacer Köksal, botulinum toksini uygulamasının sadece estetik amaçlı değil bazı rahatsızlıkların tedavisinde de kullanıldığını, ancak etkisinin zayıflatılmaması için dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu vurguladı. Uzman Dr. Köksal, “Bu uygulamayı ister estetik ister tedavi amaçlı uygulatmış olanlar işlem sonrası belirli bir süre ağır egzersizlerden, sıcak banyo ve saunadan kaçınmalı, uygulama bölgesine masaj yapmamalı, yaptırmamalı” dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hacer Köksal son yıllarda kozmetoloji sektöründe en çok tercih edilen işlemlerden olan Botulinum toksini uygulaması ile bilgi verip, uyarılarda bulundu. Botulinum toksin uygulamalarını, hastane ortamında, uygun dozlarda ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaç kullanımı ile yaptıklarını, bu şartları sağlamanın işlemin başarısında önemli olduğunu belirten Uzm. Dr. Köksal şöyle konuştu: “Botulinum toksini, yüzümüzdeki mimik kaslarını geçici olarak etkisiz hale getirir. Bu işlem, geri dönüşlü bir işlem olup, günümüzde en etkili kozmetik işlemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Botulinum toksini uygulaması, danışanların mevcut asimetrilerini düzeltmek, düzenli uygulama ile mimik kullanımına bağlı kırışıklıkların oluşumunu engellemek ve yüze aydınlık bir görünüm kazandırmak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca, botulinum toksini uygulamasıyla çiğneme kaslarının gücünü azaltmaktayız. Bu, gece uykuda diş sıkma problemi yaşayan hastalarımız için iyi bir tedavi seçeneğidir. 4 ay ara ile 3 kez yapıldığında oldukça faydalı sonuçlar alıyoruz. Güldüğünde diş etlerinin aşırı görünmesinden rahatsızlık duyan kişileri de memnun eden bir uygulama. Terleme tedavisinde ise botulinum toksini, koltuk altı, el ve ayak terlemesi gibi durumlar için oldukça etkili bir çözüm sunuyor.” “Etki süresi, kişiden kişiye değişiyor” Dermatolog Köksal, botulinum toksininin etki süresinin, kişiden kişiye değişiklik gösterse de ortalama 4 ay sürdüğünü, 6 ayda bir tekrar uygulama önerdiklerini söyledi. Bu uygulamanın hastane ortamında, uygun dozlarda ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaç kullanımı ile yapılması gerektiğinin altını çizen Dr. Köksal, “Elbette ki deneyimli sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Kişilerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine özel olarak tasarlanmış tedavi planları çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Her uygulama öncesi, detaylı bir cilt analizi ve danışanın medikal geçmişi göz önünde bulundurularak, en uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir” diye konuştu. “Uyarıları mutlaka dikkate alın” Botulinum toksini uygulamalarının sadece estetik amaçlarla değil, aynı zamanda kronik migren tedavisi gibi bazı medikal durumlar için de tercih edilen bir tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Köksal, uygulama sonrası için şu uyarılarda bulundu: “Uygulama sonrasında da tedavinin etkinliğini artırmak ve muhtemel yan etkileri minimize etmek için özel bakım önerilerine de uyulması gerekiyor. İşlem yaptıranlar uygulama sonrasında belirli bir süre ağır egzersizlerden kaçınmalı. Uygulama bölgesine masaj yapmamalı ve yaptırmamalıdır. Ayrıca saunaya girmemeli, sıcak banyo yapmamalıdır. Bu dikkatli yaklaşım, botulinum toksini uygulamalarından en iyi sonuçların alınmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir.”