SAĞLIK - 25 Ocak 2016 Pazartesi 11:56

Tüp Mide Ameliyatı Olanın Kalp Krizi Riski Azalıyor

A
A
A
Tüp Mide Ameliyatı Olanın Kalp Krizi Riski Azalıyor

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Abdullah Uluçay, tüp mide operasyonu geçirmiş kişilerin uyku apnesi, hipertansiyon, diyabet ve kalp krizi riskinin azaldığını söyledi.
Hatay’ın İskenderun ilçesindeki Gelişim Hastanesi’nde görev yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Abdullah Uluçay, sağlıklı olmak ve kalmak için spora başlamadan önce hekim görüşü almanın önemine dikkat çekerek, “Geçtiğimiz hafta içerisinde ülkemizin önde gelen iş adamlarından biri spor yaparken kalp krizi geçirdi ve yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Yaşanan üzüntü verici bu olay sonrasında iş ve günlük yaşantımızda ‘Tüp mide operasyonu geçirmek veya spor yapmak kalp krizini tetikler mi?’ sorusu soruluyor ve bu soruya bilinen kalp sorunu olanlar ve olmayanlar yanıt arıyor. İlk olarak tüp mide operasyonu geçirmiş olmanın kalp krizi için tetikleyici bir faktör olmadığını söylemekte fayda var. Aksine bu operasyonu geçirenlerde uyku apnesi, hipertansiyon, diyabet ve kalp krizi riski azalıyor" dedi.
Sağlıklı olmak ve kalmak için spora başlamadan önce hekim görüşü almak gerektiğini belirten Dr. Uluçay, "Profesyonel sporcuların belirli aralıklarla sağlık kontrolünden geçtiğini hepimiz biliyoruz. Özellikle orta-ileri yaşlarda kontrolsüz bir şekilde spora başlamak sorun yaratabilir. Koroner kalp hastalarında kalp sağlığı için tempolu yürüyüş yapılmasını öneriyoruz. Ev veya iş hayatındaki günlük koşuşturmaya ek olarak yürüyüş yapılmasını öneriyoruz. Yeni başlayacaklar için giderek artan mesafelerde olmak üzere günlük en az 30 dakika kadar yürüyüş öneriyoruz. Haftada 5 gün kadar yürüyüş yapılmalıdır. Yemekten hemen sonra tempolu yürünmesi doğru değil, öğün üzerinden 2-3 saat kadar geçmeli. Çok soğuk havalarda rüzgâra karşı yürüyüş yapılmamalı. Yürünecek bölgenin eğimi düz olmalı, dik bölgelerde tempolu yürüyüş kalbin iş yükünü gereğinden fazla artırabilir. Kişinin egzersiz kapasitesi iyi ise hafif tempoda koşu da yapılabilir” diye konuştu.
Egzersizin faydaları hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Abdullah Uluçay, şunları kaydetti:
“Düzenli egzersiz yapanlarda bazı kanser türlerinin, şeker hastalığının, hipertansiyonun, inmenin, kemik erimesinin, obezitenin daha az görüldüğünü biliyoruz. Düzenli egzersiz yapanlarda depresyona da daha az rastlanıyor. Özetlemek gerekirse orta ve ileri yaşlarda hekim görüşü alınmadan yapılacak patlayıcı güç gerektiren egzersizleri önermiyoruz. Örnek vermek gerekirse 50 yaşında düzenli egzersiz alışkanlığı olmayan bir erkek bireyin kalp sağlığını korumak için haftada 2 gün halı saha maçı yapması doğru değildir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.