GENEL - 14 Ocak 2015 Çarşamba 14:21

Vali Topaca: "Hatay'da Akaryakıt Kaçakçılığını Sıfırladık"

A
A
A
Vali Topaca: "Hatay'da Akaryakıt Kaçakçılığını Sıfırladık"

Hatay Valisi Ercan Topaca, terör olaylarının finansmanında da kullanıldığını düşündükleri akaryakıt kaçakçılığını sıfırladıklarını söyledi.
2014 Yılı Güvenlik Hizmetleri Değerlendirme toplantısında konuşan Vali Topaca, akaryakıt kaçakçılığının 2012 yılına dayandığına dikkat çekerek, geçen yılın mayıs ayından itibaren bu sürecin daha etkili bir şekilde uygulanmaya başlandığını, göreve başladığından bu yana üzerinde hassasiyetli durduğu kaçak akaryakıt konusunda öldürücü darbeyi ekim ayında yaptıkları operasyonla vurarak kentin gündeminden düşürdüklerini ifade etti.
2013 yılında 7 milyon 789 bin 717 litre kaçak motorin ele geçirildiğini belirten Vali Topaca, 2014 yılı içerisinde yapılan operasyonlarla ise 10 milyon 962 bin 118 litre kaçak motorin ele geçirildiğini vurguladı.
"5 YILDA 22 MİLYON LİTRE MOTORİN ELE GEÇİRİLDİ"
Vali Topaca, kaçak akaryakıtla mücadeleleri sırasında son 5 yılda ele geçirilen kaçak motorin miktarının ise yaklaşık 22 milyon litre civarında olduğunu kaydetti.
Akaryakıt kaçakçılığı nedeniyle Türkiye’nin dolaylı şekilde terörü destekleyen unsurlara destek oluyormuş gibi bir havanın da oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Vali Topaca, “Aslında bu olay, akaryakıt kaçakçılığı bu bölgede çok eskilere dayanan bir sosyal olgu gibi günümüze kadar gelmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında da buna benzer olaylar olmuş. Devam eden yıllarda da olmuş. Yani her dönemde az veya çok, zaman zaman sınır ticareti ölçeği ve kapsamında da miktarların arttığını görüyoruz” dedi.
Özellikle 2011 yılından itibaren akaryakıt kaçakçılığının bölgede devlet açısından da çok büyük maddi kayıplara, vergi gelirlerinde önemli düşüşlere, yol açacak boyutlara ulaştığını belirten Topaca, “Bu yasa dışı faaliyeti engellemek devletimizin en temel fonksiyonudur, görevidir. Biz de bu kapsamda aldığımız tedbirlerle özellikle sınırda sınırın sıfır noktasında kara kuvvetlerine bağlı unsurlar, jandarmamız ve emniyetimizin ortak yaptığı operasyonları planladık ve yaptık. Bu rakamları çok cüzi rakamlara düşürdük. O köylerimizde bu faaliyetler tamamıyla sona erdi” diye konuştu.
"DEVLET YOKSA BİRİLERİ O BOŞLUĞU DOLDURUYOR"
Kaçakçılık olaylarının düzenli bir seyrinin olmadığını, yıllar itibariyle rakamların inip çıktığını da belirten Topaca, şöyle devam etti:
“Bunun önde gelen sebeplerinin başında siyasi kararlar etkili olabilir. Komşu ülkedeki durum etkili olabilir. Kanunlardaki değişikliklerle bağlantılı olabilir. Aldığınız tedbirlerle bağlantılı olabilir. Bu da, yani daha önceki yıllarda çok büyük kaçakçılık vardı da önlenmiyordu anlamına gelmesin. Son dönemde karşı tarafta devlet otoritesi olmadığı için, Suriye’de bir iç savaş olduğu için yasa dışı yollarla bu işin ticaretini yapma eğilimi yükseldi. Devlet yoksa birileri o boşluğu dolduruyor. Netice itibariyle Suriye’de iç savaşın başlamasından itibaren de o boşluk birileri tarafından doldurulmaya ve piyasaya sürülmeye çalışılmış. 2012 yılından itibaren bu soruna çare aranmaya başlanmış ve kademeli olarak 2014 yılında bu işi sıfırladık. Burada önemli olan kararlı bir duruş sergilemektir. Her ne kadar bu işlerin bazı sosyal sonuçları varsa da devlet olarak biz yasa dışı bir ticarete kaynağının nereye gittiği belli olmayan bir ticarete izin vermemiz mümkün değil. Biz Hatay olarak bu sorunu şimdilik çözdük. Tekrar Hatay’ın gündemine gelmesine de izin vermeyeceğiz.”
"BU KENTİN POTANSİYELİNİN KULLANILMASI GEREK"
Hatay’ın terör bağlantılarının dile getirilmesini doğru bulmadığını söyleyen Vali Topaca, "Gece gündüz jandarmamız, polisimiz seferber kötü niyetli insanlara fırsat vermemek için her türlü tedbiri alıyoruz. Terör denince Hatay’ın televizyonlardaki tartışma programlarında gündeme getirilmesini de çok doğru bulmuyorum. Bu kent bunu hak etmiyor. Bu kent daha güzellerini hak ediyor. Bu kent daha farklı şekilde gündeme gelmeyi hak ediyor. Bu kentin potansiyellerinin kullanılması gerekiyor. Bu kentin sahip olduğu potansiyelinin çok önemli bir kısmı atıl duruyor. Bunun sebebi de bu tür şeylerdir. İnşallah güneyimizdeki kavga sonuçlandığı zaman buraların inşası bizim tarafımızdan yapılacaktır. Bu kentin potansiyeli var. Bir taraftan bunun da hazırlığının yapılması gerekiyor. Barış sağlandığı zaman oraya önemli katkılar yapmaya hazırlıklı olmalıyız" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Dinler: “Özel Uğurlu Hastanesinde tek sorun ruhsat değil” Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, uzun yıllar açılamayan ve atıl vaziyette kalan Özel Uğurlu Royal Hospital Hastanesindeki sorunun sadece ruhsat olmadığını, farklı hukuki sorunların da olduğunu kaydetti. Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, Özel Kastamonu Uğurlu Hastanesi’nin hastane binası ve ruhsat satışına yönelik açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır atıl vaziyette kalan ve hastane binası ile ruhsatında yaşanan hukuki sorunlar sebebiyle açılamayana Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi hakkında bilgilendirmede bulunan Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, “Kastamonu İcra Müdürlüğü nün 2018-1 iflas dosyası ile ihaleye çıkardığı Uğurlu Royal Hospital Hastanesi binası, arsası ve bu hastaneye ait ruhsat satışı ile alakalı ihale öncesi ve sonrası, ‘bu iş size yakışır, bu milli servetin faaliyete geçip Kastamonu halkına hizmet vermesine en yakın kişiler sizlersiniz, ihaleye girmemeniz sektörünüzü inkar etmek olur’ diyen başta dönemin Kastamonu Valisi Avni Çakır ve tüm devlet yetkililerine, tüm siyasi parti yetkililerine, tüm iş adamlarına, sivil toplum örgütlerinin yetkililerine, duyarlı tüm halkımıza, yine ihale öncesi ‘ihaleye girin ki katılım artsın ve rekabet olsun masadaki alacaklılara bedelleri ödensin’ diye tarafımıza moral veren, her zaman size desteğe hazırım diyen Sayın Uzman Dr. Atıf Uğurlu Bey ve alacakla alakalı olan tüm taraflara desteklerinden ötürü teşekkür ederim” dedi. Tek sorunun ruhsat olmadığını vurgulayan Dinler, “İhale bedelini yatırdığımızdan itibaren tapumuzu 1 yıla yakın süre alamadığımızı, ihale sonucunu hazmedemeyenlerin bizlere her türlü destek olmaları gerekirken düşmanlık içerisinde olduklarını, terör örgütü sempatizanları ve birçok haini de başımıza musallat ettiklerini Kastamonu halkının bilmesini isterim. Tek derdi illegal işlerle uğraşmak olan bu kişiler kendi beyanları ile burayı hizmete açsınlar da görelim diye kamuoyunun duyacağı, göreceği şekilde beyanlarda bulunmuşlardır. Kastamonu Belediyesi’ne ait şirketin elinde bulunan ruhsatın Uğurlu binasının ayrılmaz parçası olduğu doğrudur. Bizim için de Kastamonu için de bu ruhsat önemlidir, fakat tek sorun bu değildir. Bizimle uğraşan kişilerin ihaleye itiraz etmesinden dolayı aradan geçen sürede tapumuzu alamamamızdan dolayı finansa ulaşımın zorlaşması, teşviklerin kalkması, enflasyona bağlı inşaat maliyetleri, döviz kurundan kaynaklı oluşan cihaz temini işimizi zorlaştırmıştır. Tüm Türkiye’de 1 milyon nüfusun altındaki illerde özel hastaneler ve diyaliz merkezleri iflasın eşiğine gelmiştir. Tüm zorluklara rağmen en hızlı şekilde binamızı faaliyete geçirmek için elimizden geleni yapacağımızı bildirir tüm Kastamonu halkına teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
Gaziantep GATHİB 2023 yılı olağan genel kurulu gerçekleştirildi Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) 2023 yılı Olağan Genel Kurulu’nu GAİB hizmet binasında gerçekleştirdi. Toplantı TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı ve GATHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, GAHİB Başkanı Zeynal Abidin Kaplan ile GATHİB Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 2023 yılı Birlik mali durumu ve Birlik faaliyetleri ibra edildi. Genel Kurulda açıklamalarda bulunan GATHİB Başkanı Fikret Kileci, “Pandeminin ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından dünya genelinde tekstil sektöründe daralma görülmeye başlamasına rağmen üyelerimiz dirençli bir duruş sergiledi. 2023 yılının hemen başında gerçekleşen 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkisi de olumsuz tabloya eklendiğinde oldukça zor günler geçirdik. Tüm olumsuz şartlara rağmen Birliğimiz üyesi ihracatçılarımız istikrarlı bir performans sergilediler, buradan tüm üyelerimize üstün çabaları sebebiyle teşekkürler ediyorum. 2023 yılında gerek benim için Tekstil Sektör Kurulu Başkanı olarak gerek GATHİB Başkanı olarak oldukça yoğun bir takvimle geçti. Aynı şekilde Birliğimiz de yoğun bir takvimi geride bıraktı. 2024 yılında da tüm gücümüzle sahada olacağız, bizi 2023’ten daha yoğun bir takvimin beklediğini biliyoruz. Şimdiden tüm çalışma arkadaşlarıma ve üyelerimize başarılar diliyor, 2024’ün sektörümüz ve tüm ülkemiz için verimli bir ihracat yılı olarak kayda geçmesini temenni ediyorum” dedi. GATHİB’in ihracatı 2023 yılında 2022 yılına göre yüzde 13,1 azalışla 3 milyar 67 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Tekstil sektöründe yaşanan bu düşüşte uluslararası ölçekte tekstil sektöründe yaşanan talep daralmasının ve bölgemizde yaşanan 6 Şubat depremlerinin etkisi olduğu değerlendiriliyor. 2023 yılında bölgemiz tekstil sektörü ihracatı alt mal grupları bazında değerlendirilecek olur ise en fazla ihracat yapılan mal grupları; 837 milyon dolar ile iplik ihracatı, 818 milyon dolar ile kumaş ihracatı ve 176 milyon dolar ile elyaf ihracatı olmuştur. En fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler ise Irak, Birleşik Krallık, İtalya, ABD ve Suriye olarak sıralandı. TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Sekreteryasını üstlenen GATHİB, Fikret Kileci Başkanlığında 2023 yılında yoğun bir takvim geçirdi. Yeşil Dönüşüm, Sürdürülebilir Üretim, Döngüsel Ekonomi alanlarıyla ilgili World Circular Economy Forum, Circular Textile Days, Uluslararası Ekoteks Sempozyumu, İyi Pamuk ve Tarla Paneli, Horasis gibi onlarca panel, forum, fuar ve sempozyuma katılan GATHİB yönetimi 2024 yılı için de yoğun bir takvime sahip. Ayrıca sektöre nitelikli iş gücü ve tasarımları kazandırmayı amaçlayan ve Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nın dördüncüsü de GATHİB tarafından 2024 yılında gerçekleştirilecek.
İzmir İzmirliler gönül rahatlığıyla teleferik keyfi sürecek İzmir Büyükşehir Belediyesinin Avrupa Birliği standartlarında hizmet verdiği Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat’tan itibaren titiz şekilde yürütülen bakım çalışmaları tamamlandı. Günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği tesislerde İzmirlilerin teleferiğe gönül rahatlığıyla binebileceği bildirildi. Antalya’da meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin de yaralandığı teleferik kazası tedirginliğe yol açtı. Kaza sonrası, günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği İzmir Balçova’daki teleferik tesislerine ilgi azaldı. 5 Şubat’ta başlatılan bakım çalışmaları tamam İzmir Büyükşehir Belediyesi, gönül rahatlığıyla vatandaşların teleferiği kullanabileceğini açıkladı. Avrupa Birliği (AB) standartlarında hizmet sunulan Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat 2024’te başlatılan bakım çalışmalarının ise tamamlandığı bildirildi. 2015 yılında yenilenerek hizmete alınan tesiste titiz bir süreç yürütüldüğü aktarılırken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesine tesisin yıllık periyodik kontrollerinin yapılması ve raporlanması için davet gönderildiği ifade edildi. Neler yapılıyor Tesiste; üretici firmanın tavsiye, kullanım, bakım ve onarım kılavuzları rehberliğinde aksatılmadan yıllık, aylık ve haftalık bakımlar yapılıyor. Yılda bir kez yapılması zorunlu olan yıllık periyodik bakım çalışması kapsamında sistemdeki tüm hareketli parçalar elden geçiriliyor. Talimatlar ve kullanım ömürleri gibi ölçü toleransları kapsamında değiştirilmesi gereken parçalar yenileniyor, otomasyon ve elektrik sistemlerinde iyileştirme ve bakım çalışması yürütülüyor. Bakımlar; alanında eğitilmiş ve İZULAŞ AŞ bünyesindeki tekniker ve teknisyenler tarafından kontrol ve kayıtlar güncel tutularak yapılıyor. Tesisin EN 12927-8 standardı gereği halat manyetik kontrol testi (MRT) yıl içerisinde 6 aylık periyodlar ile tamamlanıyor. Tesisin kesintisiz çalışmasını sağlayan elektrik jeneratörleri ile tesisin elektrik trafolarının bakımları da düzenli olarak takip ediliyor. Tesis çalıştırılmadan önce ve gün içerisinde günlük çalışma kontrolleri tamamlanıp kayıt altına alınıyor. Çalışmalar iş güvenliği uzmanları tarafından da denetleniyor. İzmir’in simgelerinden İzmir’de 1974’te kurulan, yenilenerek 2015 yılında yeniden hizmete alınan tesiste; seyir terasları, dürbünleri ve mesire alanları yer alıyor. Tesiste toplam 20 kabin bulunuyor. Rengarenk kabinler İzmir’in canlandırıcı ruhunu yansıtırken, her kabin en fazla 8 yolcu taşıyabiliyor. Teleferik ile yolculuk yaklaşık 3 dakika sürüyor. 810 metrelik hat boyunca 60 dakikada ortalama bin 200 yolcu taşınıyor.