SAĞLIK - 25 Eylül 2022 Pazar 11:00

Lazerle göz operasyonu yaptırırken dikkat: 'Kalıcı görme kayıplarıyla sonlanabilir'

A
A
A
Lazerle göz operasyonu yaptırırken dikkat: 'Kalıcı görme kayıplarıyla sonlanabilir'

Son yıllarda miyop, astigmat ve hipermetrop gibi problemlere karşı yapılan operasyonlara ilginin arttığını ifade eden Doç. Dr. Yusuf Yıldırım, “Son yıllarda kırma kusurları arttı, özellikle genç nüfusta bu gittikçe çoğalıyor. Excimer lazer ünitemizde başarıyla bu ameliyatları gerçekleştirmekteyiz.Ne yazık ki lazere uygun olmayan durumlarda hastaya lazer yapılırsa çok farklı hatta kalıcı görme kayıplarıyla sonlanabilecek durumlar ortaya çıkabilir, hastanın ısrarı burada belirleyici olmamalı” dedi

Telefon, televizyon, bilgisayar gibi cihazlara uzun süre bakılması, yakın odaklı şekilde ara vermeden çalışılması gibi durumların gözlerde birçok problemleri beraberinde getirebildiği ifade ediliyor. Miyop, astigmat ve hipermetrop gibi gözde kırma kusurlarının tedavisinde kullanılan excimer lazer tedavisi de bu alanda öne çıkarken, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Yıldırım lazer tedavisine ilişkin bilgiler verdi. Doç. Dr. Yıldırım, lazer uygulamalarının gerekli koşulları sağlayan bireylerde tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bireye uygun olmamasına rağmen yapılan tedavilerin daha büyük problemleri beraberinde getireceğine vurgu yaptı.

“Gözde kırma kusurları da arttı"

Son yıllarda gözlerin ekran maruziyetinin artmasının sağlık sorunlarında artışa neden olduğunu anlatan Doç. Dr. Yusuf Yıldırım, “Ne yazık ki özellikle son yıllarda teknolojik cihazların hayatımıza girmesi, yakın odaklı çalışmaların artmasıyla birlikte kırma kusurları da arttı. Özellikle genç nüfusta bu gittikçe çoğalıyor. Kırma kusurları aslında sadece uzağı görememekten ibaret değil, farklı tipleri de var. Miyopi, hipermetropi, astigmatizma bu tip durumlarda özellikle uygun hastalarda refraktif cerrahi dediğimiz yani; lazer uygulamalarıyla birlikte genç hastalarda gözlükten bağımsız hale getirebiliyoruz. Burada çok önemli olan konu öncesinde iyi bir değerlendirme yapılması. Ne yazık ki bununla ilgili de toplumda bir duyarlılık oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Eğer gözlükten kurtulmak istiyorsa genç erişkinler veya erişkin hastalarımız öncelikle iyi bir hastanede, yeterli donanıma sahip tecrübeli hekimlerin bulunduğu merkezlerde iyi bir değerlendirmeden geçmeleri gerekiyor. Lazer yapamadığımız durumlarda hastaya da bunları açıklamak ifade etmek gerekiyor” dedi.

"Sıfırlama ameliyatı' tabiri çok doğru bir terim değil"

Gözlerdeki problemlerde lazerle tedavinin her hastaya uygulanamayacağını anlatan Doç. Dr. Yusuf Yıldırım, “Çok küçük yaşta bu tedavileri önermiyoruz, genel olarak 20’li yaşlardan sonra yaptığımız tedaviler. Bazı sistemik hastalığı olan, bazı göz hastalığı olan durumlarda da ek durumlar varsa onlara da önermiyoruz. Burada bir diğer önemli konu da gözdeki numaranın durmuş olması gerekiyor. Şayet durmamışsa ameliyattan sonra da başarı oranımız düşüyor. Bir yanlış izlenim de aslında herkes buna 'sıfırlama ameliyatı' ismini veriyor. Bu da aslında çok doğru bir terim değil. Lazer cerrahisi uygulayarak sıfırlı değerlere yaklaştırıyoruz onu elde etmeye yönelik adımlar atıyoruz. Excimer lazer uygulamalarını, lazer cerrahilerini uzun zamandan beri başarıyla yapmaktayız. Bu konuda çok teknolojik aletlerimiz ve tecrübeli bir hekim grubumuz bulunmakta. Uygun olan, şifa bulmak, gözlükten kurtulmak isteyen hastaları şayet uygunsalar başarıyla ameliyat ediyoruz, iyi sonuçlar alıyoruz” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Yıldırım, gözlerde lazerle tedavinin geniş çaplı bir değerlendirmenin ardından yapılması gerektiğine vurgu yaparak, “Ne yazık ki lazere uygun olmayan durumlarda hastaya lazer yapılırsa çok farklı hatta kalıcı görme kayıplarıyla sonlanabilecek durumlar ortaya çıkabilir. Bu anlamda iyi bir değerlendirme yapmak lazım. Hastanın ısrarı burada belirleyici olmamalı. Bu sadece kozmetik bir ameliyat değil, kaldı ki bazen uyguladığımız da yine de hastanın gözlük kullanabileceğini bu riskin olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Uygun olmadığı halde farklı merkezlerde, farklı yerlerde yapılması önemli bir halk sağlığı problemini de beraberinde getirir. Bize başvurular yoğun, özellikle gençler arasında miyopi sıklığı arttı. Bu bağlamında bizde hastanemizde haftanın 2 günü excimer lazer ünitemizde başarıyla bu ameliyatları gerçekleştirmekteyiz. Özellikle vatandaşlarımızı teknolojik cihazlarla geçirilen vaktin kısıtlanması, çocukların ekran bağımlılığının azaltılması, yakın odaklı aktivitelerin belirli aralıklarla dinlenilerek yapılması gerektiği vurgusunu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Hasibe Karadağ - Alper Suat Tutaşı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.