KÜLTÜR SANAT - 06 Ekim 2017 Cuma 11:17

Ay Tanrısı ‘Men’ tapınağı köstebek yuvasına döndü

A
A
A
Ay Tanrısı ‘Men’ tapınağı köstebek yuvasına döndü

Isparta Yalvaç’ta bulunan ve kökleri M.

Isparta Yalvaç’ta bulunan ve kökleri M.Ö. 3 binlere uzanan Ay Tanrısı Men tapınağının defineciler tarafından yağmalandığı, tapınaktaki taşları inşaatta, mermerlerini ise kireç yapımında kullandığı iddia edildi. Bölgenin kazı başkanlığını yürüten Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, "Bütün alanları taramışlar ve yüzlerce küçük çukur açmışlar. Muhtemelen sikke veya metal bulmuş olmalılar" dedi.


Isparta’nın Yalvaç ilçesinde bulunan Antik Çağ ve Roma dönemlerinde Anadolu’nun önemli inanç merkezlerinden biri olan Men Tapınağı ve kutsal alanının defineciler tarafından yağmalandığı iddia edildi. Bu yaz tapınak ve çevresinde bilimsel kazılar yürüten ve önemli bulgulara ulaşan ekibin Kazı Başkanı Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, kaçak definecilerin bu yıl kazı yaptıkları alanda yüzlerce çukur açtığını söyledi.


Men Tapınağı’nın yıllarca tahrip edildiğine işaret eden Özhanlı, geçmişte tapınağın mermerlerinin kireç yapımında, taşlarının ise inşaatta kullanıldığını belirterek, "Eğer bir önlem alınmaz ve buradaki kaçak kazılar durdurulmazsa, dünyada örneği olmayan bu yapı göz göre göre yok edilecektir. Antiokheia ve Men’in güvenliğinden bütün Yalvaç sakinleri sorumludur. Unutmayalım ki kültüre vurulan her kaçak kazma darbesi, insanlığın geçmişini ve geleceğini yok eder" dedi.



"Bu yıl kazdığımız bütün alanlarda yüzlerce çukur açmışlar"


Men Tapğınağı’na gittiğinde gördüğü manzara karşısında şoke olduğunu söyleyen Özhanlı, bölgede kaçak kazı gerçekleştiren kişilerin her yere delikler açtığını belirterek, "Dedektörle bu yıl kazdığımız bütün alanları taramışlar ve yüzlerce küçük çukur açmışlar. Daha sonra açtıkları çukurları kapatmışlar. Sikke ve metal bulmuş olmalılar" diye konuştu.



"Tapınağın mermerleri kirece dönüştürülmüş"


İngiliz arkeolog ve tarihçi William Mitchell Ramsay’in 20’nci yüzyılın başlarında Men Tapınağı ve kutsal alnında bilimsel olmayan kazılar yaptığını dile getiren Özhanlı, alanın günümüze kadar süren bir tahribata açık hale getirildiğini belirterek, "Kazılarda açığa çıkarılan taşlar, başta Gemen köyü olmak üzere komşu köylerde yaşayanlar tarafından inşaatlarda kullanılmak üzere parçalanarak taşınmış ve mermerler kirece dönüştürülmüştür. Sonraki yıllarda defineci kazıları başlamıştır. Bu kazılar günümüze dek kesintisiz devam etmiş ve etmeye devam edecek gibi görünüyor. Birçok yapının duvarları sökülmüş, tabanı kazılmış ve onarılmaz zararlar verilmiştir. Amerikalıların kazıp yığınlar halinde alanda bıraktıkları topraklar, daha sonraki araştırmacılar ve defineciler tarafından yeniden devredilerek orijinal yerlerinden uzaklaştırıldığı için sağlıklı bilimsel bir değerlendirme yapmak zorlaşmıştır. Arkeolojik eserler, yerinde incelenmediği sürece bilime ciddi bir katkı sağlamazlar" diye konuştu.



"Kaçak kazılar durdurulmazsa bu eşsiz yapı yok olacak"


"Eğer bir önlem alınmaz ve buradaki kaçak kazılar durdurulmazsa, dünyada örneği olmayan bu yapı göz göre göre yok edilecektir" uyarısında bulunan Prof. Dr. Özhanlı, duruma acilen müdahale edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları dile getirdi:


"Tapınağın bulunduğu bin 600 metre tepeye stabilize bir yolla çıkılmaktadır. Yol oldukça bozuk ve her yıl yağmur ve kar yağışlarıyla daha da aşınıp kötüleşmektedir. Yolun kötü olmasından dolayı gelen ziyaretçiler ve yöre halkı buraya gitmemekte ve sadece amacı olanlar gitmektedirler. Bu amacı olanlarda çoğunlukla defineciler. Alana giden yol düzeltilip asfaltlanırsa, gidiş gelişler kolaylaşacağı için manzaraya hakim kültür ve doğa turizminin bir arada olduğu bu alana turistler ve halk sık gidecek ve alan göz önünde olacaktır. Bundan dolayı bu yolun ivedilikle asfaltlanması gerekmektedir. Yolun geçtiği alan 1. Derece Arkeolojik Sit sınırları içerisindedir. Ancak bu yolun yapılmasında kamu yararı bulunduğundan bölge koruma kurulumuzun gerekli kolaylıkları sağlayacağından hiç kuşkum yoktur. Ayrıca, kazı ekibi olarak elimizden gelen bütün yardımları yapmaya hazırız. Isparta İl Özel İdaresinde bu yolun yapımı için ayrılmış bir miktar para bulunmaktadır. İl Özel İdaresi ve Yalvaç Belediyesi iş birliğiyle zemini sağlam olan bu işin üstesinden rahatlıkla gelinir."



"Friglerle özdeşleşen sağlık ve kehanet tanrısı"


M.Ö. 3. binlerden itibaren Anadolu’da önemli bir tapım kültü olan Ay Tanrısı Men’in, Friglerle birlikte özdeşleşerek M.S. 4. yüzyıla kadar varlığını sürdürdüğü biliniyor. Başındaki Frig külahı, kemerli gömleği, mantosu ve tozluğu ile uzun saçlı genç bir adam olarak resmedilen Men’in simgesi hilal, boğa ve kimi zaman da horozdu. Bir elinde asası, diğerinde kutsal sayılan bir ağaç olan çam kozalağı ile bir ayağını güç ve kudret simgesi olan boğanın üzerine dayamış olarak resmedilen Men, aynı zamanda mezarların koruyucusu, sağlık ve kehanet tanrısıydı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.