SAĞLIK - 10 Eylül 2018 Pazartesi 12:52

"İntihar oranları son 40 yılda yüzde 50 artış gösterdi"

A
A
A
"İntihar oranları son 40 yılda yüzde 50 artış gösterdi"

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. İnci Meltem Atay, batı ülkelerine göre düşük gibi görünse de Türkiye’de son 40 yılda intihar oranlarının ciddi oranda artış gösterdiğine dikkat çekerek, önlenebilir ölüm nedenleri arasında yer alan bu durumun azalması yönünde çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.


SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. İnci Meltem Atay, intiharın bireyin yalnızca kendisini değil ailesini, sosyal çevresini ve toplumu etkilediğinden dolayı önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu ifade etti.


Dünya Sağlık Örgütü’nün geliştirdiği sağlık politikaları içinde intiharı önleme çalışmalarının da bir hedef haline geldiğini dile getiren Doç.Dr. İnci Meltem Atay, ‘10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada, “Tüm dünyada insan hayatını tehdit eden intihar olgusu konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme günü olarak ilan edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyada her 40 saniyede bir intiharın, her 3 saniyede ise bir intihar girişiminin gerçekleştiğini, son 45 yılda intiharların yüzde 60 civarında arttığını ve intiharın tüm dünyada ilk 10 ölüm nedenleri arasında yer aldığını bildirmektedir. Başka bir deyişle dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar sonucu ölmektedir. 2020 yılında intihara bağlı ölümlerin yüzde 50 artacağı ve intihar sonucu ölenlerin sayısının yılda 1 milyon 530 bin olacağı tahmin edilmektedir. İntiharla ilişkili damgalanma korkusu, intiharın ‘tabu’ oluşu, ailelerin utanması ve bazı ülkelerde uygulanmakta olan yasal cezalar intiharların gizlenmesine yol açmaktadır. Güvenilir ölüm kayıtları tutmaktaki eksiklikler de bunlara eklendiğinde gerçek intihar rakamının daha yüksek olması muhtemeldir” dedi.



“Ülkemizde, son 40 yılda yüzde 50 artış gösterdi”


Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de intihara bağlı ölümler ile intihar girişimlerinin her geçen yıl arttığına dikkat çeken Doç.Dr. Atay, “İntihar oranı ülkemizde her ne kadar batı ülkeleri ile kıyaslandığında daha düşük görünse de son 40 yılda yüzde 50 artış göstermiştir, bu ciddi artış dikkat çekilmesi gereken bir durumdur. Son yıllardaki istatistik verilerine bakıldığında dikkat çeken diğer bir durum intiharın gençler ve genç erişkin nüfusta artış gösterdiğidir. 15- 24 yaş arası gençlere bakıldığında intihar hızının yüz binde 6’nın üzerine çıktığı görülmektedir. Tüm intiharların yaklaşık yüzde 25’i 15-24 yaş arasında gerçekleşmiştir. Cinsiyete göre bakıldığında erkek intiharlarının, 15 yaş altı intiharlar hariç tüm yaş gruplarında kadın intiharlarından daha fazla olduğu, en yüksek yaşa özel intihar hızının erkeklerde 80-84 yaş grubunda, kadınlarda ise 15-19 yaş grubunda olduğu görülmüştür” diye konuştu.



“İntihar girişimi, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu”


“İntihar girişimi, tamamlanmış intiharlardan daha önemli bir sorundur” diyen Atay, “Çünkü oran olarak bakıldığında intihar girişiminin tamamlanmış intihara göre 20 kat daha fazla olduğu görülmektedir. Önlenebilir ölüm nedenlerinden biri olan intihar, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Ruhsal hastalıklar, intihar düşüncelerinin varlığı, daha önce intihar girişiminin bulunması, ailede intihar girişiminin bulunması, yalnız yaşama, sosyal desteğin olmaması, umutsuzluk, iş sorunları, ekonomik sorunlar, yaşam olayları, fiziksel hastalıklar, çocukluk çağı travmasına maruz kalma intihar için önemli risk faktörleri olarak kabul edilmektedir. İntihar davranışı, yalnızca psikiyatrik bir sorun yaşayan insanlarda değil, ruhsal olarak herhangi bir hastalığı olmayan insanlarda da görülebilmektedir. Bu nedenle intihar davranışını çok nedenli olarak değerlendirmek önemlidir. Yalnızlığın intihar riskini arttırdığı ve sağlıklı kişilerarası ilişkilerin intihara karşı koruyucu olabildiği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.



"intihar bireyin yalnızca kendisini değil ailesini, sosyal çevresini ve toplumu da etkiler"


Atay şöyle devam etti: “Kesin rakamı tam olarak belirlemek mümkün olmayabilir ancak her intihar bir hayatın trajik şekilde kaybıdır ve beraberinde geride kalan yıkılmış aileler, arkadaşlar, tanıdıklar bırakır. Bu sebeple, intihar bireyin yalnızca kendisini değil ailesini, sosyal çevresini ve toplumu etkilediğinden önemli bir halk sağlığı problemidir. Bu bağlamda Dünya Sağlık Örgütü’nün geliştirdiği sağlık politikaları içinde intiharı önleme çalışmaları bir hedef haline gelmiştir. 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü’nün bir halk sağlığı problemi olarak intihar konusunda daha duyarlı olma, önleme yönünde daha çok çaba harcama ve çözüm yolları bulmak adına farkındalık oluşturmasını temenni etmekteyiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Frenleri tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.