SAĞLIK - 14 Eylül 2018 Cuma 16:41

Okul korkusuyla ortaya çıkıyor: “Karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma”

A
A
A
Okul korkusuyla ortaya çıkıyor: “Karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma”

Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala okula yeni gidecek çocukların bazılarında okul korkusu olduğunu belirten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.

Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala okula yeni gidecek çocukların bazılarında okul korkusu olduğunu belirten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğretim Üyesi Ümit Işık, okul günlerinde ortaya çıkan fiziksel yakınmaların, ağlama ve öfke patlamaları gibi davranışların okul korkusunun belirtileri olduğuna dikkat çekti. Dr.Öğretim Üyesi Işık, “Okul korkusu herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmekte ancak en sık anasınıfına ya da 1.sınıfa başlanıldığı dönemde görülmektedir. Genellikle anneye çok bağımlı olan bir çocuğun annesinden ayrılmasıyla birlikte ortaya çıkan bu durumda, çocukta okula giderken huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, hırçınlık, ağlama, okula girmek istememe, anneye yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler genellikle pazar akşamı yatmadan önce ve pazartesi sabah görülür ve okul sabahında bu durum en üst düzeye ulaşır. Eğer ebeveynler çocuğun bu durumu karşısında kaygılanır ve çocuğu okula göndermekten vazgeçerse çocuk bir sonraki güne kadar rahatlar. Ancak ertesi gün sabah yine aynı sorunlar yaşanır ve bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul devamsızlığı ne kadar uzun sürerse, okula dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır” dedi.


Işık, yaptığı tespit ve değerlendirmelerde, bu sorunun çözümü ve mücadele edilmesi konusunda ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.


“Okul korkusu, her 20 -25 çocuktan birinde görülüyor”


SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğretim Üyesi Ümit Işık, çocuklarda okul korkusu ile ilgili yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi; “Okul korkusu olarak adlandırılan bu durum, genellikle anneden ya da evden ayrılma kaygılarıyla ortaya çıkan okula gitmek istememe ya da sonucunda gitmeme durumudur. Okul korkusu olan bu çocuklar evden ya da annesinden ayrılma durumunda ya da ayrılma beklentisi olduğunda tekrarlayıcı ve aşırı sıkıntı yaşarlar. Burada aslında çocuk okuldan korkmamakta, anne ve babasından ayrı kalmaktan korkmaktadır. Çünkü sevdiği kişilerden ayrı kaldığı zaman onları kaybedeceği korkusu yaşar, onları bir daha göremeyeceği, kendisini bırakıp gideceklerini ya da onların kaybolacağı, kaçırılacağı, öleceği ya da kaza geçirecekleri gibi kötü bir olayın başlarına gelebileceği ile ilgili düşüncelere kapılırlar. Okul korkusunun sıklığı yüzde 4-5 olup, her 20-25 çocuktan birinde görülmektedir”.


“Pazar akşamı ve pazartesi okul sabahları en sık şekilde görülüyor”


Kabaca okullardaki her sınıfta bulunan en az 1 çocukta okul korkusu bulunduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğretim Üyesi Ümit Işık, “Okul korkusu herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmekte ancak en sık anasınıfına ya da 1.sınıfa başlanıldığı dönemde görülmektedir. Genellikle anneye çok bağımlı olan bir çocuğun annesinden ayrılmasıyla birlikte ortaya çıkan bu durumda, çocukta okula giderken huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, hırçınlık, ağlama, okula girmek istememe, anneye yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler genellikle pazar akşamı yatmadan önce ve pazartesi sabah görülür ve okul sabahında bu durum en üst düzeye ulaşır. Eğer ebeveynler çocuğun bu durumu karşısında kaygılanır ve çocuğu okula göndermekten vazgeçerse çocuk bir sonraki güne kadar rahatlar. Ancak ertesi gün sabah yine aynı sorunlar yaşanır ve bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul devamsızlığı ne kadar uzun sürerse, okula dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır” dedi.


“Bu yılın sorununu gelecek yıla ertelemek”


Özellikle de anasınıfına başlama döneminde okula gitmek istemeyen çocuklara ‘yaşı daha uygun değil, bu sene evde dursun, seneye okula göndeririz’ demenin, bu yılki sorunu gelecek yıla ertelemek olduğuna dikkat çeken Dr.Öğretim Üyesi Işık, “Bu yılın sorununu gelecek yıla ertelemek demektir ve bir sonraki yıl çözümün daha da zor olmasına neden olacaktır. Bu nedenle erken müdahale etmek çok önemlidir. Okul korkusu olan çocuklarda tedavide çocuk, aile, okul ve çocuğun bulunduğu diğer çevreleri de kapsayacak şekilde bir planlama yapılmalıdır. Başlangıçta çocuğun okula uyumunu arttıracak eylemlerde bulunmak okul ile ilgili olarak çocuğun aklındaki belirsizlikleri çözmek okul korkusunu yenmek açısından faydalı olacaktır” diye konuştu.


“Çocukla birlikte okulu gezmek, endişeleri azaltacaktır”


Dr.Öğretim Üyesi Işık, şöyle devam etti; “Çocuğun uyumu için; okul yaşantısı ile ilgili her şeyi planlamak, ‘okuldan kim alacak, hangi servis alacak, kim karşılayacak?’ sorularının cevaplarını vermek, çocuğunuza onu alacağınız zaman ve yer hakkında bilgi vermek, belirttiğiniz saatte ve yerde olmaya özen göstermek çocuğunuzun kaygılarını ve korkularını azaltacaktır. Çocuğunuzla birlikte okulu, iç mekânları gezmekte okulu tanımasını, benimsemesini ve endişelerinin azalmasını sağlayacaktır. Ebeveynler olarak sizlerin de okulla ilgili güzel anılarınızı ona anlatmanız, yaşadıklarınızı sizi okula ilk kimin götürdüğünü, günlerin nasıl geçtiğini, öğretmeninizi, arkadaşlarınızı, okuma yazmayı öğrenme serüveninizi paylaşmanız benzer süreçleri sizin ve başkalarının da yaşadığını ona hatırlatır ve rahatlamasını sağlar.”


“Çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak, çocuğun başarısını olumsuz yönde etkiliyor”


Işık yaptığı değerlendirmelerde ayrıca şu görüşlerde bulundu; “Tüm bu uyum çalışmalarınıza rağmen çocuğunuzda okul korkusu gelişebilir. Bu durumda çocuğunuza içinde bulunduğu durumu anladığınız ve ona yardımcı olacağınız mesajı verilmelidir. Eleştiren, aşağılayan, korkutan ve sindiren bir yaklaşım başarıya ulaşamaz. Başarıya ulaştı gibi görünse dahi daha sonra oluşacak daha büyük sorunları peşinden sürüklemiş olur. Ailelerin kendini çocuklarının yerine koyması ve duyduğu kaygı ve endişeyi anlamaya çalışması gerekir. Çocuğunu okula gitmeye direndiği için cezalandırmamalı, küçük düşürücü sözlerle aşağılamamalıdır. Aileler sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olmalıdır. Sorunu görmezden gelmek çözümü zorlaştırır. Okula devam etme konusunda kararlı bir tavır içinde olmak, çocukta da bir güven duygusu oluşturacaktır. Çocuğun korkularını ve kaygılarını hafife almak, numara yaptığını düşünmek, çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak, ‘Bebek misin sen, kocaman adam oldun, korkacak ne var?’ gibi bastırıcı yöntemler çocuğun sıkıntılarını arttıracaktır. Okula uyum genellikle 1-2 hafta gibi bir sürede tamamlanır. Ancak uyumun sağlanamadığı ve okul korkusunun başlangıçta alınan önlemler ile kaldırılamadığı durumlarda bir psikiyatrik destek almak sorunun çözümünü hızlandıracaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."
İstanbul İsmail Kartal: “Turu geçmek adına her şeyi hak etmiştik” Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Olympiakos maçında oyuncuların 2. golü bulamamanın stresini yaşadığına dikkat çekerek, “Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı” dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Yunan temsilcisi Olympiakos’a penaltı atışları sonunda kaybederek turnuvaya veda etti. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. İlk yarı iyi futbol oynadıklarını belirten Kartal, "Bugün oyuna çok iyi başladık. İlk devre muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Muhteşem taraftar önünde golü de bulduk. İkinci yarı oyun dengelendi. Sonra tempoyu arttırdık sadece 2. golü bulamadık. Oyuncuların turu geçebilmek adına rahatlığı, o golü bulamamanın stresini yaşadık. Uzatmalarda mecburi değişiklikler yaptık. Uzatmalar iki takım adına dengeli geçti. Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı. Sadece 2. golü bulamadığımız için turu geçemedik. Taraftarlarımıza karşı mahcup olduk. Her şeye rağmen önümüze bakıyoruz. Ligde devam edeceğiz" diye konuştu. “Bugün bazı oyuncular karşılık veremedi” Müsabakada yapılan değişiklikler ile ilgili Kartal, “Bazen oyuncuları değiştirirsin, hamlelere karşılık bulursunuz. Bazen de istediğiniz verimi alamazsınız. Bugün de bazıları karşılık verdi, bazıları veremedi. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler” ifadelerini kullandı. "Mecburi değişiklikler oldu" Tadic’in vuruş stili ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Tadic’in çok fazla şut atma değil de ayak içi plase vuruşları var. Onun kendine göre vuruş stili var. 86. dakikada Fred ile konuştuk uzun zaman sakatlık yaşadı. Uzatmaları da düşünerek yerine daha mücadeleci birini alarak tüm planlarımız buydu. Szymanski’ye kramp girdi, Becao’nun kasığında ağrı oldu. Mecburi değişiklikler oldu” şeklinde konuştu. “En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçırdı” Penaltı atışlarını da değerlendiren Kartal, “Bonucci çok kariyerli oyuncu, Cengiz de aynı şekilde. Tadic penaltı atışlarında, kariyerinde kaçırdığı penaltı sayısı çok az. Beni şaşırtan bunlar oldu. En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçıran isimler oldu. Bu kadar mücadele ettik. Bu mücadelenin karşılığında 2. golü atarak turu geçebilmek varken, penaltılarla elenmek üzücü oldu” diyerek sözlerini noktaladı.