YEREL HABERLER - 25 Ekim 2016 Salı 09:21

Atakent’te Klasik Müzik Ziyafeti

A
A
A
Atakent’te Klasik Müzik Ziyafeti

Rachmaninov Anatolian Project, Küçükçekmece Belediyesi Atakent Kültür ve Sanat Merkezi’nde müzikseverlerle buluştu.
Genç Piyanist Güldiyar Tanrıdağlı’nın Tatar asıllı besteci Rachmaninov’un solo piyano ve  şarkı alanındaki eserlerini Anadolu enstrümanları ile buluşturduğu ’ Rachmaninov Anatolian’ isimli proje Küçükçekmeceliler tarafından ilgiyle izlendi.
Yarısı solo yarısı trio olan ‘Rachmaninov Anatolian’daki kimi eserlerde piyanist Tanrıdağlı’ya; duduğu ile Ertan Tekin ve yaylı tanbur-perdesiz gitarda ise Cenk Erdoğan eşlik etti.
Klasik müziğin özellikle piyano repertuarında çok büyük yeri olan besteci Rachmaninov’un eserlerinden bazılarını ise konserde Bariton Erkut Cantürk seslendirdi. Cantürk, icrasıyla izleyenlerden tam not aldı. Güldiyar Tanrıdağlı ilk solo albümünde yorumlamak üzere klasik müziğin özellikle piyano repertuarında çok büyük yeri olan besteci Rachmaninov’u seçtiğini ifade ederek, “Müzikle ve Rachmaninov’la tanıştığımdan beri bunu düşlüyordum. Rachmaninov Tatar asıllıdır. Ben de Uygur Türkü’yüm ve onun eserleri içinde bu kökleri hissedebiliyordum’ diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.