EKONOMİ - 11 Ekim 2018 Perşembe 13:22

Atık yağlar yakıt olacak

A
A
A
Atık yağlar yakıt olacak

Fosil yakıtlar tüm dünyayı alternatif enerji arayışına iterken, bitkisel ve hayvansal atık yağlar, yağlı tohumlardan elde edilebilen biyodizel yakıt olacak.

Fosil yakıtlar tüm dünyayı alternatif enerji arayışına iterken, bitkisel ve hayvansal atık yağlar, yağlı tohumlardan elde edilebilen biyodizel yakıt olacak.



Artan nüfus artışıyla beraber gelişen şehirleşme, sanayileşme ve tüketim tercihlerindeki değişim enerjiye olan talebi artırıyor. İthalat giderlerinin başında gelen enerji konusunda yenilebilir enerji kaynaklarına ilgi her geçen gün fazlalaşıyor. Petrolden elde edilen ve dizel yakıtlara alternatif olan biyodizel, organik yağların (Ayçiçeği, Soya, Kolza, Aspir, Pamuk, Palm) baz ve alkol ile belirli oranlarda karıştırılmasıyla dizel yakıta dönüştürülmesi sonucunda elde edildiği bildirildi. Atık birkisel ve hayvansal yağlar da biyodizel hammaddesi olarak kullanılabilecek.



IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl yaptığı açıklamada, geçen yıl toplanan 38 bin ton atık yağın biyodizel üretiminde kullanıldığını belirterek, “Yakıt olarak kullanılan biyodizel; diğer fosil yakıtlara göre yüzde 45 oranında daha az sera gazı salımı yaparken tarımsal kalkınmaya da katkı sağlıyor. Tarımsal üretime ek olarak, atık yağları kanalizasyona karışmaktan kurtarıp değerlendirerek hem ekonomik kalkınma hem de çevre koruması açısından avantajlı duruma geçebiliriz" dedi.



Atık yağlar çevre kirliliğine sebebiyet veriyor


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan, ‘Bitkisel ve Hayvansal Atık Yağlardan Biyodizel Üretimi’ verilerine göre; Türkiye’de yılda 1 milyon 500 bin ton bitkisel yağ gıda amacı ile kullanılıyor. Bu yağlardan yaklaşık 150 bin ton atık yağ oluşuyor.



Türkiye’de her yıl binlerce ton bitkisel yağ kullanıldıktan sonra lavabolara döküldüğünü dile getiren Sarıgöl, “Geri kazanılmayan yağlar geri dönülmez çevre sorunlarına yol açabiliyor. Atık yağlar su kirliliğinin yüzde 25’ ini oluşturuyor. Bir litre atık yağın lavaboya dökülmesiyle bir milyon litre içme suyu kullanılmaz hale geliyor. Birleşmiş Milletler Raporu’nda 2025 yılında dünya nüfusunun üçte birinin temiz içme suyu sıkıntısı çekeceği belirtiyor” diye konuştu.



"Biyodizel üretimi için ideal ülke: Türkiye"


Sarıgöl sözlerini şöyle devam etti: “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) yayınladığı tebliğ ile 1 Ocak 2018’den itibaren motorine zorunlu olarak binde 5 biyodizel harmanlama düzenlemesini getirdi. Bu karar sektörde hareketliliğe neden oldu. Biyodizel üretiminin yaygınlaşması ülkemiz açısından çok önemli. Biyodizel üretimin artması için hammadde üretimin de artması gerekiyor. Türkiye biyodizel için çok uygun. İklim koşulları, kolza, soya, ayçiçeği, aspir, yerfıstığı gibi hammaddelerin hasat edilmesi için elverişlidir. Bir diğer hesapla geri kazanamadığımız atık yağ miktarı 100 bin tonun üzerinde. Yerli ve milli kaynaklardan ihtiyacımız olan enerjinin bir kısmını elde edebiliriz”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesi kurulmasıyla birlikte üroloji kliniği güncel sağlık hizmetlerine devam ediyor. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesinin kurulması ve hastanenin eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçmesiyle birlikte üroloji kliniği, en güncel sağlık hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Daha önce açık cerrahi ile Bandırma’da çeşitli ilklere imza atan üroloji kliniği, bölgede önemli bir üroloji merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, laparoskopik (kapalı yöntem ile) prostat kanseri ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aykut Başer, hastanenin Bandırma ve çevresine en güncel tedavi yöntemleriyle yüksek kalitede sağlık hizmeti sunduğunu belirterek laparoskopik cerrahi hakkında şunları söyledi: "Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri tedavisinde sıkça kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde, cerrah küçük kesiler yaparak bir kamera ve cerrahi aletler aracılığıyla prostat bezini çıkarır. Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazif bir yöntemdir, bu da daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci anlamına gelir. Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri olan erkekler için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Ancak, her hasta için uygun olmayabilir ve tedavi seçenekleri, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, prostat kanseri teşhisi konmuş hastaların, hatta tüm ürolojik kanserlerinde dahil tedavi seçenekleri hakkında hastanemize başvurarak detaylı bir şekilde bilgi almaları önemlidir."