EKONOMİ - 07 Aralık 2016 Çarşamba 16:30

Bakan Özlü: "Döviz kurundaki artışın ekonomiye etkisini en aza indireceğiz"

A
A
A
Bakan Özlü: "Döviz kurundaki artışın ekonomiye etkisini en aza indireceğiz"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Birkaç haftadır, döviz kurundaki yükselişe odaklandık kaldık. İnşallah, Perşembe günü, son dönemdeki gelişmelerle ilgili aldığımız tedbirleri açıklayacağız. Bu tedbirlerle, döviz kurundaki artışın ekonomiye etkisini en aza indireceğiz. Küresel bir ekonomideyiz. Dünyadaki gelişmeler, diğer birçok ülkede olduğu gibi, bizde de bazı dalgalanmalara neden olabiliyor" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarına katıldı. Beylikdüzü’nde düzenlenen fuarda katılımcılara seslenen Bakan Özlü, "Plastiklerin hayatımızdaki rolü ve ağırlığı her geçen gün artıyor. Teknolojik gelişmelerin de etkisiyle, plastik ürünler çok daha geniş bir sahada uygulama alanı buluyor. Geçmiş dönemlerde demirin, tahtanın, camın üstlendiği rolleri artık plastikler de ifa edebiliyor. Bir ekonomi için her sektör önemlidir, her ürün değerlidir. Ancak bazı sektörler ve bazı ürünler, diğer sektörlerinizin başarısını da etkiler. Mesela makine sektöründe iyiyseniz, bu makineleri kullanan diğer birçok sektörde de rekabet avantajı elde edersiniz. Günümüzde plastiklerin de böyle bir fonksiyonu bulunuyor. Hafif, çok yönlü ve dayanıklı plastikler; diğer birçok sektöre girdi teşkil ediyor. Dünyada plastik talebinin her yıl yüzde 4 civarında artıyor olması, bu sözlerimizi teyit ediyor" diye konuştu.

"Türkiye, dünyanın ve Avrupa’nın en büyük plastik üreticileri arasında"
Türkiye’nin miktar bazında bakıldığında dünyanın ve Avrupa’nın en büyük plastik üreticileri arasında olduğunu söyleyen Bakan Özlü, "Türkiye’nin plastik üretiminde de olumlu diyebileceğimiz bir eğilim olduğunu görüyoruz. GBS verilerine göre, 2015 yılında ülkemizde kauçuk ve plastik sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı 10 bin 390’dır. Toplam 201 bin kişiye istihdam sağlayan bu firmaların faaliyet karlılığı yüzde 7,9’dur. Plastik üretimimiz, 2002’den sonra, dünya ortalamasından ortalama 3 kat daha hızlı büyüdü. Türkiye, miktar bazında baktığımızda, dünyanın ve Avrupa’nın en büyük plastik üreticileri arasındaki yerini aldı. 2015 yılında, 33 milyar dolar değerinde 8,6 milyon ton plastik mamul ürettik. 2,9 milyar dolar ithalata karşılık 4,3 milyar dolar ihracat yaptık. Yani plastik sektöründe dış ticaret fazlası verdik. 2015 yılında, ihracatımızda bir miktar düşüş yaşandı. Ancak bu düşüş, miktardan ziyade fiyatlardaki düşüşten kaynaklandı. Plastik sektörünün petrokimya endüstrisine bağımlı olması, sektörün yerlilik oranını ve karlılığını artırma noktasında bir sorun oluşturuyor. Bu noktada bize düşen, daha nitelikli ürünler üretmektir. Kısa dönemde girdi yapısını değiştirme ihtimalimiz yok" şeklinde konuştu.

"Her firmanın kendi ölçeğinde bir Ar-Ge veya tasarım merkezi kurması gerekir"
Bakan Özlü Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin önemine dikkat çekerek, "Ar-Ge ve tasarım yoluyla çıktılarımızı daha yüksek katma değerli hale getirebiliriz. Bakınız, 2015 yılında ihracat ettiğimiz bir kilogram plastik için 2,75 dolar gelir elde etmişiz. Doğrusu bu rakamı yeterli bulmuyoruz. Bu rakamı artırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Plastik sektörümüz, üretim konusunda gösterdiği başarıyı artık Ar-Ge konusunda da göstermelidir. Sektörün ve PAGEV gibi sektör temsilcilerinin bu konuda bizimle aynı fikirde olduklarını biliyorum. Bu açıdan, PAGEV’in Plastik Mükemmeliyet Merkezi kurmak için attığı adımı çok önemsiyorum. 18 Ağustos’ta bu merkezle ilgili bir protokol imzalamıştık. KOBİ düzeyindeki firmaların mevcut bilgi ve teknoloji seviyeleriyle gerçekleştiremeyecekleri Ar-Ge projeleri, bu merkezde ortaklık kültürü içinde yapılabilecek. Bu açıdan büyük önem taşıyan bu merkezle ilgili çalışmaları hızlandıralım. Ancak Plastik Mükemmeliyet Merkezi tek başına yeterli olmaz. Her firmanın da kendi ölçeğinde bir Ar-Ge veya tasarım merkezi kurması gerekir. Artık 15 kişiyle Ar-Ge Merkezi kurabiliyorsunuz.10 kişiyle de Tasarım merkezi kurabiliyorsunuz. Bu merkezlerde gerçekleştirdiğiniz projelerle ilgili çok ciddi desteklerden yararlanabiliyorsunuz. Protokol töreni için buluştuğumuzda sektörün Ar-Ge Merkezi sayısını az bulmuş ve yadırgamıştım. Artık bahane veya mazeret kalmadı. Plastik sektörümüz, Ar-Ge Reform Paketi’nin getirdiği avantajlardan istifade etmeli, daha fazla Ar-Ge merkezi kurmalıdır" ifadelerini kullandı.

"Döviz kurundaki artışın ekonomiye etkisini en aza indireceğiz"
Birkaç haftadır, döviz kurundaki yükselişe odaklanıldığını söyleyen Bakan Özlü sözlerine şöyle devam etti:
"Bu söylediklerim, aslında sadece plastik sektörü için değil, tüm sektörlerimiz için geçerlilik taşıyor. Sanayi üretiminin kalitesini artırmak, ülkemizin ekonomik hedeflerine ulaşmamızda kilit noktadır. Bakınız, birkaç haftadır, döviz kurundaki yükselişe odaklandık kaldık. Dövizdeki gelişmeler elbette çok önemli. Ekonomi yönetimi olarak, bu gelişmeleri elbette yakından takip ediyoruz. İnşallah, Perşembe günü, son dönemdeki gelişmelerle ilgili aldığımız tedbirleri açıklayacağız. Bu tedbirlerle, döviz kurundaki artışın ekonomiye etkisini en aza indireceğiz. Burada esas önemli olan husus, bizim orta ve uzun vadeli hedeflerimizi muhafaza etmemizdir. Ana gündemimiz olan yatırım, üretim, ihracat ve teknolojinin önündeki yapısal problemleri çözmemizdir. Küresel bir ekonomideyiz. Dünyadaki gelişmeler, diğer birçok ülkede olduğu gibi, bizde de bazı dalgalanmalara neden olabiliyor. Bu tür gelişmelerden en az seviyede etkilenmek için, üretimin kalitesini artırmalıyız."

"Bugünlerde ülkemiz hakkında bir algı operasyonu yürütüldüğünü görüyoruz"
Türkiye hakkında özellikle batı tarafından bir algı operasyonu yürütüldüğünüsöyleyen Bakan Özlü, "Dünya piyasalarının her koşulda talep edeceği ve kolay kolay alternatifini bulamayacağı ürünler üretebilmeliyiz. Böyle bir üretim yapısına geçebilirsek, küresel gelişmelerden yine etkileniriz, ama daha az etkileniriz. İşte Plastik Mükemmeliyet Merkezini kurmamız bu yüzden önemlidir. İşte Ar-Ge ve tasarım merkezleri bu yüzden önemlidir. Yine sizlerle birlikte hayata geçirmeye çalıştığımız Oyuncak OSB projesi de bu yüzden önemlidir. Oyuncak pazarına baktığımızda çok ciddi avantajlarımız olduğunu görüyoruz. Bu pazarın ihtiyacını yerli üretimle karşılamak, başta plastik olmak üzere diğer birçok sektörümüze de güç katacaktır. Bu konuda da sanayicilerimizden daha kararlı ve cesur bir duruş beklediğimizi ifade etmek isterim. Son olarak, buradaki yabancı dostlarımıza da kısaca seslenmek istiyorum. Türkiye, güçlü ekonomisiyle, coğrafi konumuyla, iç ve dış pazar şartlarıyla, sanayileşme seviyesiyle ve demokrasi kültürüyle, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden birisidir. Bugünlerde, özellikle Batı kamuoyunda, ülkemiz hakkında bir algı operasyonu yürütüldüğünü görüyoruz. Özellikle Türkiye’de iş yapan veya Türk firmalarıyla ortaklığı olan dostlarımız, bu algının ne kadar yanlış ve haksız olduğunu gayet iyi biliyorlar. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılarımız, Türkiye’ye güvenmeye devam etsinler. Türkiye’de iş yapanlar, orta ve uzun vadede muhakkak kazançlı çıkacaklardır" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay RTÜK Başkanı, 23 Nisan’da Hatay’daki çocuklarla buluştu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay’ın Samandağ ilçesinde depremzede çocuklarla buluştu. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, özel günde Samandağ ilçesinde bulunan bir İlkokulu ziyaret etti. Depremzede öğrencilerin eğitim gördüğü ve asrın felaketi sonrası inşa edilen ilkokulda gerçekleştirilen 23 Nisan programına katılan Şahin, çocuklara çeşitli hediyeler verdi. Depremzede çocuklarla birlikte olmanın heyecanının yaşadığını dile getiren RTÜK Başkanı Şahin, "Kıymetli çocuklarımız, geleceğimizi emanet ettiğimiz şu anda heyecanını birlikte yaşadığımız bu güzel okulu bize sağlayan, bize bu okulu açan yöneticilerimize çok teşekkür ediyorum. Ben 1999 depremini yaşadım. Daha farklı şartlarda depremi atlattık. Allah’a çok şükür ailemizden kimseyi kaybetmedik. Her zaman söylüyorum bu okulu sadece okul olarak görmeyin. Bu okul devlet ve milletin el ele neler yapılabileceğini, STK’ların ve Sivil Toplum Örgütlerinin neler yapabileceğini gösteren aslında en önemli göstergelerden bir tanesidir" ifadelerini kullandı. Asrın felaketinin hemen ardından deprem bölgesine gelerek okul için çalışmalara başladıklarını söyleyen BUSADER Federasyonu Başkanı Zerrin Özgüle, depremzede vatandaşlarla aynı acıları yaşadıklarını ifade etti.
Elazığ 23 Nisanda başkanlık koltuğuna minik Tutar oturdu, talimatını verdi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla koltuğunu Namık Kemal İlkokulu 4’üncü sınıf öğrencisi minik Elçin Zeynep Tutar’a bıraktı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm yurtta olduğu gibi Elazığ’da da çeşitli etkinliklerle coşku içerisinde kutlandı. Bu kapsamda Elazığ Belediyesinde, her 23 Nisan’da geleneksel hale gelen çocukların temsili olarak yönetici koltuğuna oturma töreni gerçekleşti. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, gün dolayısıyla makamını Namık Kemal İlkokulu 4’üncü sınıf öğrencisi minik Elçin Zeynep Tutar’a teslim etti. Çocuk başkan makama oturdu, talimatlarını verdi Makama oturan 4’üncü sınıf öğrencisi Tutar, gerçekleştirilen çalışmalarla ilgili birim müdürlerinden bilgiler alarak hayata geçirilmesini istediği projelerle ilgili gerekli talimatları verdi, gerçekleştireceği projeleri tek tek anlattı. Minik Başkan Tutar, birim müdürleri ve personele çalışmalarında başarılar diledi ve Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’na çocuklar için hayata geçirdikleri yatırımlar için teşekkür etti. ‘‘Yarının büyükleri için Elazığ Belediyesi olarak önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayan Başkan Şahin Şerifoğulları, ‘’Geleceğimiz olan kıymetli çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en samimi duygularımla tebrik ediyorum. Ülkemizin ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza iyi bir gelecek sunabilmek, milli ve manevi değerler aşılayarak ülkesine ve milletine faydalı bireyler olmasını sağlamak hepimizin sorumluluğundadır. Elazığ’da yarının büyükleri çocuklarımız için Elazığ Belediyesi olarak önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Evlatlarımızın sağlıklı ve özgüvenli bireyler olması için eğitimden sosyal projelere kadar birçok kültürel ve sportif faaliyet gerçekleştiriyor, çocuklarımız için oyun alanlarını parklar ve yeşil alanlarını artırmak için gerekli çalışmalar yapıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bütün silah arkadaşlarını rahmet ve şükranla anıyor, bugünümüzü anlamlandıran, yarınlarımızı ise şekillendirecek olan bütün çocuklarımızı da sevgiyle kucaklıyorum’’ dedi.
Adıyaman Koltuğa oturan depremzede çocuk çiçek gibi Adıyaman istedi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin koltuğuna Öykü Mina Işık oturdu. Işık, tozun ve enkazın olmadığı çiçek gibi bir Adıyaman için belediye birimlerine talimat verdi. Borsa İstanbul 4’üncü sınıf öğrencisi Öykü Mina Işık, bir günlüğüne Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin makamına oturdu. Deprem nedeniyle Adıyaman’ın çok fazla yıkıma uğradığını ve insanların tamir olunamaz üzüntüler yaşadığını dile getiren minik Başkan, ilgili belediye birimlerine, bir an önce şehrin enkazdan temizlenmesi, enkaz kaldırma çalışmaları esnasında toz sorununun ortadan kaldırılması ve çiçek gibi bir Adıyaman talimatı verdi. Depremin yaralarının bir an önce sarılacağını söyleyen Öykü Mina Işık, "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını bize armağan eden Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e ve Başkanımız Abdurrahman Tutdere’ye çok teşekkür ediyorum. Bu depremde çok fazla yaralarımız oldu, çok fazla üzüldük. Yaralarımızın sarılacağına yürekten inanıyorum. Çocuklar için tiyatro ve spor salonu inşa etmek isterim. Yolların temizlenmesini isterim ve binaların sulanıp yıkılmasını istiyorum. Çünkü tozdan dolayı hepimiz hasta oluyoruz. Konteyner kentlerde yaşayan çocuklar için çok üzülüyorum, yağmurlarda çok fazla sıkıntı yaşıyorlar, tekrar onlar için ev yapılmasını istiyorum. Benim okulumun bahçesi çok büyük, zemin çok sert, düşünce yaralanıyoruz. Parklarda yapılan yumuşak zeminlerin yapılmasını istiyorum. Kaldırımın tertemiz olmasını ve çiçek gibi bir Adıyaman istiyorum. O depremden kalan üzüntüler yaşanmayacak, buna yürekten inanıyorum, tekrar güzel bir Adıyaman için çalışacağınıza eminim” diye konuştu. Adıyaman’da en kısa sürede depremin izlerinin silineceği sözünü veren Tutdere, “Zorluklar dayanışma ile ortadan kalkar. Biz bu zorlukları bilerek ve halkımızın desteği ile geldik, hepinizin katkısı ile bu zorlukları aşacağız. Dediğiniz sorunlar bizim masamızda, gece gündüz bunun için çalışıyoruz. Tabi ki kentimiz altyapısıyla, üstyapısıyla büyük bir tahribat içinde. Özellikle bu toz meselesi çok sıkıntılı. Bir taraftan da altyapıyı yapıyoruz. Şu anda şehrin içme suyunun yüzde 50’si yok oluyor. O nedenle su şebekesini yeniliyoruz. Bununla birlikte yağmur suyu ve kanalizasyon şebekelerini yapacağız, bir taraftan da üstyapıyı kısıtlı imkanlarla en azından eski haline getirmeye çalışıyoruz. Belediyemizin imkanları da kısıtlı ama diğer büyükşehir belediyelerimizin desteği ile kısa sürede bu sorunları çözeceğiz. Başkanımızın da dediği gibi şehrimizi kısa sürede depremin izlerinden; tozdan, molozdan kurtaracağız. Ondan sonra diğer adımları atacağız ama toz bizim önceliğimiz. Bunun kuralına uygun olarak yapılması noktasında gerekli tedbirleri aldık” diye konuştu.
Zonguldak Belediye başkanı makam aracı yerine şahsi aracını kullanıyor Zonguldak’ın Alaplı’ın tek beldesi olan Gümeli yeni Belediye Başkanı Aytaç Tosun, görev süresi boyunca belediyeye ait makam aracını değil, kendi aracını kullanacağını söyledi. Zonguldak’ın Alaplı’nın Gümeli beldesinde 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler sonucunda belediye başkanı değişti. AK Parti’den seçilen Aytaç Tosun yeni belediye başkanı oldu. Mazbatasını alıp görevine başlayan Tosun, seçim döneminde, vatandaşlara makam aracı ile ilgili verdiği sözünü tuttu. “Kasada hiç para olmayınca makam aracına binmeye gönlüm razı olmazdı“ Vatandaşlara göreve seçilmek için verdikleri sözleri tutacaklarını belirten Gümeli Belediye Başkanı Aytaç Tosun, görevi devraldığı günden bu yana belediyeye ait makam aracı yerine kredi çekerek aldığı kendi arabasını kullandığını söyledi. Belediyeye ait bir aracın sadece iş gereği kullanıldığını ifade eden Aytaç, “Gümeli beldesinin 2 bin nüfusu olan bir yerin kasasında hiç para olmadan devraldık. Bir belediye başkanın bu şartlarda bir araca binmesine ben vatandaş olarak razı olmam. Kasada hiç parasız devraldığımız belediyenin aracına binmeye gönlüm razı olmadı. Belediyenin makam aracını kullanmıyorum. Belediyeye ait diğer araçlar ilgili birimler tarafından sadece iş gereği kullanılıyor. Makam aracını değil şahsi aracımı kullanmaya devam edeceğim” diye konuştu.