POLİTİKA - 23 Kasım 2017 Perşembe 14:57

Bakan Zeybekci: ”Kendi tükettiğimiz helal olması bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz”

A
A
A
Bakan Zeybekci: ”Kendi tükettiğimiz helal olması bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz”

5’incisi düzenlenen 5 OIC Halal Expo 2017 Zirvesinde konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ”Kendi tükettiğimiz helal olması gereklilik olan, bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz.

5’incisi düzenlenen 5 OIC Halal Expo 2017 Zirvesinde konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ”Kendi tükettiğimiz helal olması gereklilik olan, bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz. Yüzde yüzünü üretebilir miyiz? Hayır. Yüzde 50’sini üretebilir miyiz? Belki o da hayır ama çok daha fazlasını üretebiliriz” dedi.


Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 5’incisi düzenlenen 5 OIC Halal Expo 2017 Zirvesine katıldı. Zirve kapsamında Türkiye’nin ve dünyanın bir çok ülkesinden getirilen helal ürünler sergilendi. Çeşitli ürünlerin bulunduğu reyonları Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de gezdi.


Zirvede konuşan Bakan Zeybekci, ”Helal gibi çok mühim bir konuda çokça ihtiyaç duyduğumuz birlik ve dayanışma vesilesiyle bu zirvede buluşmayı son derece önemsiyorum. Biraz önce İslam fıkıh akademisi genel sekreteri burada bir çok hassasiyeti dile getirdi. Bir çok konuyu konuştuk. Bir çok konuşmacıda farklı bakış açılarıyla bu konuyu tartışmaya açtı gündeme getirdi. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı olarak helalle ilgili hassasiyetler, kurallar, standartlarla ilgili konuşacak değilim, bu tamamen bilim insanlarının işi. Onlar temeli oluşturacaklar. Onlar kuralları koyacaklar, onlar standartları daha doğrusu hassasiyetleri oluşturacaklar. Teknik bölüm bu standartları oluşturacak. Yani temelin üzerine binayla ilgili diğer detayları oluşturacak. Bizler siyasi bölüm olarak da işin uygulama kurallarını belirleyeceğiz ama en alta ki temelle asla çelişmeden. Onun gösterdiği bütün hassasiyetleri farklı şekillerde yerine getirilebilir belki ama bunları da hiçbir zaman gözardı etmeden yapacağız" şeklinde konuştu.



“Kendi tükettiğimiz helal olması bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz”


“Kendi tükettiğimiz helal olması gereklilik olan bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz” diyen Bakan Zeybekci, “Biraz önce Sudi Arabistan metroloji endüstrisi başkanı ile de konuşuyoruz. Farklı rakamlar var. Helal dediğimiz alan çok geniş bir alana gidebilir. İstediğiniz kadar genişletebilirsiniz. Gıdadan başlarsınız, kozmetik, ilaç, turizm, taşımacılık, seyahat, bankacılık, finans, sigortacılık, giyim, konfeksiyon çocuklarımızın ihtiyaçlarıyla ilgili bebek malzemeleri tüketim malzemeleriyle ilgili bir çok alanı helal kapsamına alabilirsiniz. Toplamda şuna bakıyoruz; yaklaşık olarak iki milyar Müslüman ve yaklaşık olarak 4 trilyon dolar civarında bir hacimden bahsediyoruz. Biraz önce değerli konuşmacılar belirttiler. Biz ne kadarına hükmediyoruz. 1.8 milyar Müslüman 57 tane İslam İşbirliği teşkilatını oluşturan ülke helal tüketim mallarının ne kadarını üretiyoruz? Üzülerek söyleyeyim ki yüzde 20’sini. Kendi tükettiğimiz helal olması gereklilik olan bir şart olan ürünlerin yüzde 20’sini biz üretiyoruz. Yüzde yüzünü ürete bilir miyiz? Hayır. Yüzde 50’sini üretebilir miyiz? Belki o da hayır. Ama çok daha fazlasını üretebiliriz” ifadelerini kullandı.


Önümüzdeki sene yapılacak olan helal zirvesinin organizasyonunu yapmaya talip olduklarını söyleyen Bakan Zeybekci, “Üretmekle ilgili belki kabiliyetlerimizi bir zaman veya bir süre meselesi, bir ekonomi meselesi, bir gelişim meselesi diyebiliriz ama bunların helal standartlarını korumak, bunlarla ilgili ölçüm değerlendirme sistemlerini kurmak, bunlarla ilgi sertifikasyon işlerini yapmayı yüzde yüzünü yapabiliriz. Onun için biz Türkiye olarak önümüzdeki sene dünyanın önemli etkinliklerinden biri haline gelmesi ve bununda bir iki günle sınırlı değil en az dört günlük bir fuar haline gelmesi için biz talibiz. 1 yıl içinde biz bunu yaparız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in ifadesi ortaya çıktı CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin soruşturma çerçevesinde Savcılığa ifade veren Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in ifadesi ortaya çıktı. Keskin’in ifadesinde, "Toplamda 9 kişiden 400 bin lira civarında bağış topladık. Bağış kampanyası ve paranın harcanması noktasında bütün sorumluluk CHP İstanbul İl Başkanlığına aittir. Arkadaşlarımdan aldığım ve il binasının satın alınması için topladığım paralara karşılık makbuz vermeyi düşünemedim. Ben kendi yapmış olduğum bağış karşılığında da herhangi bir belge veya makbuz almadım. Bu makbuzların CHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bana gönderileceği söylendi" dediği öğrenildi. Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re’sen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma çerçevesinde, CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve CHP Meclis Üyesi Turgay Özcan’ın da arasında bulunduğu 12 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti "Bağış kampanyası ve paranın harcanması noktasında bütün sorumluluk CHP İstanbul İl Başkanlığına aittir" 12 şüphelinin ifade verdiği soruşturma çerçevesinde, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de 13. şüpheli olarak Savcılığa ifade verdi. Keskin ifadesinde, "2019 yılında CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından ’Bir Tuğla da Sen Koy’ bağış kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında toplanacak paralarla CHP İstanbul İl Başkanlığı Binası alınması planlanıyordu. Bu husus CHP parti meclisinde ve belediye başkanlarının kendi aralarında yapmış oldukları toplantılarda sürekli olarak konuşulan bir konuydu. Ben de CHP Parti mensubu ve aynı zamanda Belediye Başkanı olmam nedeniyle bu kampanyaya destek vermeyi uygun gördüm. Bu kapsamda kendim 50 bin lira bağış yaptım. Yine samimi olduğum arkadaşlarım destek olmak istediklerini ve bağış paralarını benim aracılığımla göndermek istediklerini söylediler. Toplamda 9 kişiden 400 bin lira civarında bağış topladık. Özel kalemim Onur Öksel’i telefonla arayarak avukat Ergün Özer’in Harbiye’de bulunan ofisine çağırdım. Ben de o sırada ofisten çıkıyordum. Girişinde karşılaştık. Burada bir el çantası içerisinde bağış paralarını Onur’a teslim ettim ve kendisine götüreceği adresi bir kağıda yazarak verdim. Paranın nereye götürüleceğini CHP İstanbul İl Başkanlığından şu anda ismini hatırlayamadığım bir kişi telefonla beni arayarak söyledi. Zaten bağış kampanyası ve paranın harcanması noktasında bütün sorumluluk CHP İstanbul İl Başkanlığına aittir" dedi. "Bu makbuzların CHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bana gönderileceği söylendi" Şüpheli Keskin ifadesinin devamında ise "Onur da kendisine verdiğim talimat doğrultusunda içerisinde bağış paralarının bulunduğu çantayı alarak adrese götürdü. Parayı teslim ettikten sonra beni arayarak parayı sorunsuz şekilde götürdüğünü, parayı belirtilen adresteki kişilere teslim ettiğini ve oradan ayrıldığını söyledi. Ben de teşekkür ettim ve konu kapandı. Onur Öksel’in kamera kayıtlarına yansıyan görüntülerde elinde bulunan çanta benim tarafımdan kendisine verilen ve içerisinde 400 bin lira bağış paralarının bulunduğu çantadır. Arkadaşlarımdan aldığım ve il binasının satın alınması için topladığım paralara karşılık makbuz vermeyi düşünemedim. Ben kendi yapmış olduğum bağış karşılığında da herhangi bir belge veya makbuz almadım. Bu makbuzların CHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bana gönderileceği söylendi. Pandemi sürecinin araya girmesiyle bu konu bir daha gündeme gelmedi. Paraların görüntülerin çekildiği ofiste kime teslim edildiği konusunda bir bilgim yoktur. Toplantılarda sürekli olarak herkesin imkanları ölçüsünde bu kampanyaya gönüllü olması isteniliyordu. Ben de gönüllü olarak kampanyaya destekte bulundum" ifadelerini kullandı.
Bursa İnegöl’ün geçmişi ile geleceği aynı iftarda buluştu İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Huzurevi sakinleriyle lise öğrencilerini aynı iftar sofrasında misafir etti. Gastro İnegöl’de düzenlenen iftarda, öğrenciler ve yaşlılar birbirleriyle kaynaşma fırsatı buldu. İnegöl Belediyesi, Gastro İnegöl’de özel bir iftar programına imza attı. 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılar Haftasında program yoğunluğundan dolayı Huzurevi sakinleriyle bir araya gelemeyen Belediye Başkanı Alper Taban, Perşembe akşamı Huzurevi sakinleri için iftar programı düzenledi. İftara Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri de davet edildi. Özel gecede, şehrin gençleriyle yaşlıları birlikte oruç açıp kaynaşma fırsatı buldu. Huzurevi idarecileri ile Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi idarecilerinin de katıldığı iftara ilişkin konuşan Belediye Başkanı Alper Taban, “Geçtiğimiz hafta yoğun programlar dolayısıyla Huzur Evi sakinlerimizin Yaşlılar Haftasını kutlayamadık. Bu akşam Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerimizi de davet ederek istedik ki hem yaşlılarımız hem gençlerimizle aynı sofrada oruçlarımızı açalım. İnegöl’ümüzün geçmişi ile geleceğinin buluştuğu kıymetli bir iftar sofrası oldu. Gençlerimiz büyüklerimizin tecrübesinden, yaşlılarımız da öğrencilerimizin enerjisinden istifade ettiğini görmek bizleri mutlu etti. Bu özel buluşmayı da şehrimizin yeni değeri Gastro İnegöl’de gerçekleştirmek istedik. Davetimize katılıp soframızı bereketlendiren kıymetli büyüklerimize ve değerli gençlerimize teşekkür ediyorum” dedi.
Muğla Toprak havuz balık yetiştiriciliğine GEKA’dan destek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA), Milas’ta toprak havuzlarda yetişen balığın depolanması ve paketlenmesi tesisinin fizibilite projesine destek verdi. GEKA’nın 2023 yılı Fizibilite Desteği Programı kapsamında desteklenen Milas İlçesi İç Su Ürünleri Yetiştirici Üreticileri Birliği’nin başvuru sahibi olduğu ‘Topraktan Fışkıran Balığın Depolanması ve Paketlenmesi Tesisinin Fizibilite Raporu’ projesinin sözleşmesi imzalandı. Böylece, toprak havuzlarda balık yetiştiriciliğinin Türkiye’deki tek örneği olan Muğla Milas’ta sektörün gelişimine yönelik önemli bir adım atılmış oldu. Milas ilçesi Su Ürünleri Üreticileri Birliği Başkanı Muhammed Toğuç sektöre ve projeye yönelik yaptığı açıklamada, “Tarıma uygun olmayan arazilere kazdırılan toprak havuzlarda iç pazarda yüksek talep gören çipura, levrek, granyöz, karides ve yengeç gibi türlerin üretimini yapıyoruz. Son yıllarda bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan balık üretimine yönelik 86 adet toprak havuz işletmesi bulunuyor ve bu işletmelerde yılda 6 bin ton balık üretimi gerçekleştiriliyor. Ayrıca yaklaşık bin kişinin istihdam edildiği Milas Toprak Havuzları bölgesi, ülkede üretilen çipura ve levrek yavrularının yüzde 60’ından fazlasını üretmesiyle de öne çıkıyor. Milas ilçesi Su Ürünleri Üreticileri Birliği’mize ait arazide depolama ve paketleme tesisi kurmayı planlıyoruz. Bu tesisin hayata geçmesiyle önümüzdeki yıllarda üretimimizi yüzde 50 artırmayı ve böylece ihracat çalışmalarına da başlamayı hedefliyoruz” dedi. Planladıkları yatırımın uygunluğunu tespit edebilmek amacıyla öncelikle tesisin fizibilite raporunun hazırlanması gerektiğini söyleyen Toğuç, bu sebeple GEKA’nın Fizibilite Desteği Programı’na proje başvurusu yaptıklarını ve destek almaya hak kazandıklarını söyledi. Proje ile bahsi geçen tesisin kurulumunun fizibil olup olmadığı belirleneceğini söyleyen Toğuç, proje kapsamında yapılacak çalışmalarla bölgenin su kaynakları, çevresel şartlar, toprak yapısı ve üretimin sürdürülebilirliği vb. açılardan uygunluğu tespit edilecek ve tesisin kurulum maliyetleri belirlenecektir” dedi. Son olarak proje fikrinin oluşmasından geliştirilmesine kadar birçok süreçte desteklerini sunan Güney Ege Kalkınma Ajansı’na teşekkür etti. GEKA Genel Sekreteri Özgür Akdoğan, “2023 yılı Fizibilite Desteği Programımız kapsamında üç projemiz destek almaya hak kazandı. Bu projelerimiz Güney Ege Bölgesi’nin kalkınmasına, ekonomisinin ve sosyal yapısının güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Projelerin olumlu sonuçlanmasıyla hayata geçecek yatırımlarla bölgede tarım ve sanayi sektörlerinin rekabet gücü artacak, çevresel sürdürülebilirlik sağlanacak, lojistik kapasitesi ve ulaşım altyapısı geliştirilecektir. Uzun yıllardır yürüttüğümüz Fizibilite Desteğini önümüzdeki günlerde 2024 yılı için de ilan edeceğiz” dedi.