GENEL - 22 Eylül 2018 Cumartesi 11:29

Bilgi Kültür Politikası ve Kültürel Diplomasi UNESCO Kürsüsü açıldı

A
A
A
Bilgi Kültür Politikası ve Kültürel Diplomasi UNESCO Kürsüsü açıldı

Kültür politikası ve kültürel diplomasi alanlarında ulusal ve uluslararası çalışmalar için araştırma, eğitim, kapasite geliştirme ve veri toplama platformu olma amacıyla Türkiye’nin 11’inci UNESCO Kürsüsü olarak kurulan UNESCO Kültür Politikaları ve Kültürel Diplomasi Kürsüsünün açılışı İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Müzesi’nde gerçekleştirildi.

Kültür politikası ve kültürel diplomasi alanlarında ulusal ve uluslararası çalışmalar için araştırma, eğitim, kapasite geliştirme ve veri toplama platformu olma amacıyla Türkiye’nin 11’inci UNESCO Kürsüsü olarak kurulan UNESCO Kültür Politikaları ve Kültürel Diplomasi Kürsüsünün açılışı İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Müzesi’nde gerçekleştirildi.



Bilgi Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösterecek, Türkiye’nin 11’inci İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ise ilk UNESCO Kürsüsü olan Kültür Politikası ve Kültürel Diplomasi UNESCO Kürsüsünün açılışı, santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Açılışa üniversitenin Rektör Vekili Prof. Dr. Ege Yazgan, Bilgi Kültür Politikası ve Kültürel Diplomasi UNESCO Kürsüsü Başkanı Doç. Dr. Serhan Ada, UNESCO Paris Kültürel İfadelerin Çeşitliliği Bölümü Program Uzmanı Laurence Mayer-Robitaille, Hildesheim Üniversitesi Kalkınma için Sanat, Kültür Politikası (Cultural Policy for the Arts in Development) UNESCO Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Wolfgang Schneider ve Belgrad Sanat Üniversitesi Kültür Politikası ve Yönetimi (Cultural Policy and Management) UNESCO Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Milena Dragicevic Sesic katıldı.



"Çoğulculuk, insanlığın ortak hedefi haline geliyor"


Tanıtımın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Vekili Prof. Dr. Ege Yazgan, üniversitede UNESCO Kürsüsü’nü açmış olmanın gururunu yaşadıklarını, bu kürsüyle birlikte UNESCO çatısı altında yeni iş birlikleri kurularak çok ortaklı kültür projelerinin geliştirileceğini belirtti.


Prof. Dr. Yazgan, "UNESCO, insan geleceğinin biçimlenmesi, iyi ve yaşanabilir bir gelecek kurgulanmasında önemli bir rol oynuyor. Çoğulculuğun önemi dünyada giderek artmaya, daha derinden anlaşılmaya başlıyor. Her fikre eşit saygı ile beslenen, bütün ayrımcılıklara karşı çıkan çoğulculuk anlayışı, insanlığın ortak hedefi haline geliyor. Bilgi kuruluşundan bugüne kültür ve sanat alanlarında yenilikçi programlar açmayı, projelendirmeyi, iş birliği platformları oluşturmayı kendine ilke edindi. Bilgi olarak, UNESCO ile kurumsal anlamda iş birliğine girmeyi kendi ilkelerimiz açısından son derece önemli görüyoruz. Bilgi Kültür Politikası ve Kültürel Diplomasi UNESCO Kürsüsü üniversitemizin temel karakteri olan açık fikirlilik, tüm yerel ve uluslararası kültürel çeşitliliklere saygı, ifade özgürlüğü ve kültür politikalarının geliştirilmesi için çaba sarf edecektir. Başarılı olacaklarına tüm kalbimle inanıyorum" dedi.



Bilgi’de UNESCO Kürsüsü açılmasının 20 yıllık sürecin bir meyvesi olduğunu belirten Bilgi Kültür Politikası ve Kültürel Diplomasi UNESCO Kürsüsü Başkanı Doç. Dr. Serhan Ada tanıtımda gerçekleştirdiği konuşmada, Türkiye için yeni sayılabilecek kültürel diplomasi alanına önemli katkılarda bulunmayı hedeflediklerini kaydetti.


Doç. Dr. Ada, "Türkiye’nin ilk ulusal kültür politikasının Avrupa Konseyi’ne sunulma sürecinde Sivil Toplum Gözüyle Türkiye Kültür Politikası Raporu ve kitabının hazırlanmasında çok sayıda kültür insanı ve sanatçı ile işbirliği yaptık. Ülkemizde kültür politikaları alanında tek, sanat ve kültür yönetimi alanında ise bir elin parmaklarından az sayıdaki akademik birimden birinin Bilgi bünyesinde olmasını bir rastlantı olarak görmüyorum. Bu çalışma sivil toplumun kültür alanında doğrudan içerik ve pozisyon üretmesi bakımından örnek olma özelliğini taşıyor. Günümüzde eşi görülmemiş göç dalgası, kültürel ifadelerin çeşitliliğini bugün bildiğimiz kabullerin çok ötesine götürecek. Bu süreçte farklı bir yaklaşım ve yepyeni kavramlara ihtiyacımız olacak. 4 yıl sonra UNESCO Kürsümüzün ilk faaliyet raporunu hazırlarken bu ihtiyaca bir nebze de olsa katkıda bulunmak, kuruluş amacımız doğrultusunda çalıştığımız konusunda bizleri rahatlatacak" açıklamasında bulundu.



UNESCO Paris Kültürel İfadelerin Çeşitliliği Bölümü Program Uzmanı Laurence Mayer-Robitaille, "UNESCO kürsüsünün amacı UNESCO programlarını uygulamak, üye devletlere bu uygulamaları anlatmak ve kültür politakalarının sürdürülebilirliğini sağlamaktır. 100’ün üzerinde ülkede 700’den fazla kürsümüz var. Bilgi’de kurulan kürsü, kültürel politikaların oluşturulması bağlamında standartların oluşturulması ve kültürel diplomasi amacıyla kuruldu. Bu kürsü sayesinde gereken tüm çalışmalar yapılacak, bilginin paylaşım ve yayılımı konusunda önemli gelişmeler olacak" dedi.



Hildesheim Üniversitesi Kalkınma için Sanat, Kültür Politikası (Cultural Policy for the Arts in Development) UNESCO Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Wolfgang Schneider kültür politikasının toplumun öz anlayışına işaret ettiğine vurgu yaparak, "Akademik çalışmalarla bağlantılı uluslararası işbirlikleri ve UNESCO ile ilişkilerin önemi bu noktada ön plana çıkıyor. Bu sayede saygı ve hoşgörü içinde diyaloglar kurulacak" şeklinde konuştu.



Belgrad Sanat Üniversitesi Kültür Politikası ve Yönetimi (Cultural Policy and Management) UNESCO Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Milena Dragicevic Sesic, "Üniversite araştırmaları giderek artıyor ve bu araştırmalar pazar taleplerine cevap verecek şekilde yapılıyor. Ancak beşeri ve sosyal bilimler ihmal ediliyor. Kürsüler bu açıdan çok önemli bir rol üstleniyor. Üniversitelerin kültür ve sanatın ne derece önemli olduğunu anlamalarını ve anlatmalarını sağlıyor. Bizler kültür ve sanatın savunuculuğunu yapmak durumundayız" dedi.



UNESCO’nun beş büyük programından birisi olan UNESCO Kürsüsü kültür, iletişim, bilgi ve eğitimi desteklemeyi amaçlıyor. Kürsü temel olarak kültür politikaları, kültürel diplomasi, kültürel ifadelerin çeşitliliği ve kültürlerarası diyalog alanlarına odaklanacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.