ÇEVRE - 13 Ekim 2017 Cuma 13:21

Deniz Ataç: "Gıda güvencesi toprakları korumakla başlar"

A
A
A
Deniz Ataç: "Gıda güvencesi toprakları korumakla başlar"

TEMA Vakfı, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde gıda güvencesi için toprakları korumak gerektiğinin altını çizdi.

TEMA Vakfı, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde gıda güvencesi için toprakları korumak gerektiğinin altını çizdi.



TEMA Vakfı, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle bir açıklama yayınlayarak tarım alanları ve tarımsal istihdamdaki azalmanın gıda güvencesini etkilediğine dikkat çekti. Gıda güvencesi kavramına değinerek sözlerine başlayan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, "Gıda güvencesi bütün insanların aktif ve sağlıklı bir yaşam için ihtiyaç duyduğu gıdaya her zaman erişebilmesini ifade eder. Her bireyin yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik bakımdan ulaşabilmesi gerekiyor. Bugün dünya açlık ve yoksulluk kıskacındayken karşı karşıya kalınan savaşların ve göçlerin temelinde gıdaya erişimin olduğunu söyleyebiliriz. Tüm dünya nüfusu gelişmiş ülkelerdeki tüketim alışkanlıkları ile hareket ederse bir dünyadan fazlasına ihtiyacımız olacak. Bu da demektir ki bugün aslında sürekli başka insanların tabağından yiyoruz. Süpermarket raflarını hep dolu görüyoruz ve hiç boşalmayacağını düşünüyoruz. Fakat unutmayalım ki gıda tükenmez değil. Aldığımız her lokmanın küresel sonuçları var. Her gece 1 milyar insan yatağa aç giriyor. Bütün bu adaletsiz paylaşım ve gıdaya erişimin önündeki engeller dünyayı yaşanamaz hale getiriyor" dedi.



"Daha fazla tarım alanına ihtiyaç duyulacak"


Hızla artan nüfusla birlikte azalan tarım alanlarının gıda üretiminde yetersizliğe yol açabileceğini söyleyen Deniz Ataç, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine değindi. Ataç, "Verilere göre tarım alanları 2001 yılında 26,4 milyon hektar iken 2016 yılında 23,7 milyon hektara geriledi. Yılda ortalama 180 bin hektar kayıpla 15 yılda toplam 2,7 milyon hektar (yaklaşık iki İstanbul büyüklüğünde) azalma olduğu görülüyor. Tarım alanlarındaki azalma tarımsal istihdamda da azalmayı tetikliyor. 2002 yılında tarımsal istihdam 7,46 milyon kişi iken, 2016 yılı Nisan ayında yüzde 28 azalış ile 5,35 milyon kişiye geriledi. Bu durum artan nüfus ile birlikte gelecekte gıda güvencesinde ciddi bir sorun olabileceğine işaret ediyor. Çünkü Türkiye nüfusunun 2020 yılında 82 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Bu, 2015’ten 2020 yılına kadar 5 milyonluk bir nüfus artışına denk geliyor. Yalnızca tahıl üretimi dikkate alındığında bile üretimin 1 milyon ton artması gerektiği görülüyor. Eğer verimlilik artışı sağlanamazsa yaklaşık 400 bin hektar (yaklaşık 535 bin futbol sahası büyüklüğünde) tarım alanına daha ihtiyaç duyulacak. Net bir şekilde ifade etmek gerekirse tarım topraklarımızı kesinlikle korumamız gerekiyor" dedi.



"Alınması gereken önlemler bulunuyor"


Gıda güvencesini tehdit eden unsurlarla birlikte alınabilecek önlemlere de değinen Deniz Ataç, "Dünya bir yandan açlığın önüne geçmeye çalışırken maalesef diğer yandan amaç dışı tahsislerle tarım alanlarında azalma oluyor. Türkiye’de 1989-2010 yılları arasında yaklaşık 2,4 milyon hektar arazinin tarım dışına çıkarılmasına yönelik talepte bulunuldu. Bu kapsamda 827 bin hektar alanın tarım dışı faaliyet için kullanımına izin verildi. Buna göre amaç dışı kullanım taleplerinde her üç talepten birine izin verildiği görülüyor. Türkiye’de tarım arazilerinin tarım dışı kullanımının en yaygın görüldüğü alanlar sırasıyla sanayi, kentleşme, turizm, madencilik ve ulaştırma şeklinde sıralanıyor. Bu nedenle öncelikle tarımsal üretim kapasitesi yüksek verimli alanların amaç dışı kullanımlarının önüne geçilmesi gerekiyor. Bununla birlikte Türkiye’de iyi gelişmeler de oluyor. Örneğin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı büyük ovaları koruma altına alarak olumlu bir adım attı" dedi.



"Kırsal kalkınma çalışmalarına önem verilmeli"


Kırsal kalkınma çalışmalarının tarım alanlarının korunması, istihdam, göç ve gıda güvencesi konularında çare olabileceğinin altını çizen Deniz Ataç, "Kırsal alanda yaşayan nüfusun büyük bir bölümü tarımsal faaliyetle geçimini sağlıyor. Ancak artan nüfus ile tarımdan sağlanan gelir yetersiz kalıyor. Tarım arazilerinin çeşitli nedenlerle parçalanmasıyla tarım işletmeleri düşük gelirli küçük işletmelere dönüşüyor. Tarımsal üretimde makine kullanımının artmasıyla iş gücüne olan talebin azalması gibi ekonomik nedenlerle köyden kente göç gerçekleşiyor. Yaşanan göç, tarımsal üretimde çalışacak genç iş gücünün azalmasına yol açıyor. Terk edilen araziler atıl kalıyor. Tarımda üretimin ve verimin düşmesi, kırsal yoksulluğun artması gibi birçok sorunu ortaya çıkarıyor. Bu kapsamda kırsaldan kente göçün azaltılması ve tersine göç hareketinin başlaması için kırsal kalkınma projeleri ve yatırımları artırılmalı. Aile çiftçiliğinin korunması ve kırsal nüfus yaşam standartlarının artması için düzenlemeler yapılmalı" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GAÜN Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği lisans programı mesleki yeterlilik kurumu tarafından onaylandı Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Lisans Programının, Mesleki Yeterlilik Kurumu 44’üncü Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) Kurulu toplantısında program akreditasyonuna sahip TYÇ’nin ilgili seviyesine yerleştirildiği bildirildi. TYÇ, ülkemizdeki tüm diploma, belge ve sertifikalar arasından kalite güvencesi sağlanmış olanları Türkiye Yeterlilikler Veri Tabanı gibi araçlar vasıtasıyla tutarlı ve anlaşılır bir sistemle yeniden tanımlamayı, seviyelendirmeyi ve böylece hareketliliği temin etmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda TYÇ’ye yerleştirilen GAÜN Türkçe Öğretmenliği Lisans Programının diploma ekleri, transkript ve mezuniyet belgeleri üzerinde TYÇ Logosu kullanılabilecek. Türkçe Öğretmenliği Lisans Programının TYÇ’nin ilgili seviyesine yerleştirilmesi ile ilgili açıklama yapan GAÜN Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Çetin, “Fakültemizin ilk olarak İngilizce Öğretmenliği ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Lisans Programları TYÇ’ye yerleştirilmişti, şimdi Türkçe Öğretmenliği Lisans Programımızın da yerleştirilmesi bizleri gururlandırdı. TYÇ ayrıca yerli ve yabancı akademik alanda tanınırlığımızın artmasında yardımcı olacak. Katkısı olan ve emeği geçen tüm arkadaşlarımızı kutluyor ve teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Aydın Başkan Şahin veteriner hekimlerin önemine dikkat çekti Aydın Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Şahin, her yıl Nisan ayının son Cumartesi gününün tüm dünyada ’Dünya Veteriner Hekimler Günü’ olarak kutlandığını hatırlatarak, veteriner hekimlerin önemine dikkat çekti. Aydın Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Şahin yaptığı açıklamada, veteriner hekimlerin her dönemde fedakarca çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Hayvan sağlığı, halk sağlığı ve çevre sağlığı konularında kritik bir rol oynayan veteriner hekimlerin, toplumun sağlığı ve refahı için vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Veteriner hekimlerin, hayvanların sağlığını korumak ve hastalıklarla mücadele etmek için yoğun çaba harcadığını ifade eden Şahin, onların çalışmalarının sadece hayvanların değil, aynı zamanda insanların da sağlığı için hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Veteriner hekimlerin tarihin her döneminde fedakarca çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Aydın Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Şahin, "Veteriner Hekim meslektaşlarımız, tarihimiz boyunca, bugün olduğu gibi, mesai mefhumu olmaksızın, son derece fedakar ve başarılı çalışmalarla, ülkemizin olağan ve olağanüstü tüm süreçlerinde, hayvan sağlığı, halk sağlığı, gıda güvenliği ve çevre sağlığı alanlarında büyük hizmetler sunmuşlardır. Bu onurlu mesleğin, geçmişten gelen şan ve şerefle hizmet etme mirasını, bizler de günümüzde alnımızın akıyla taşımak için var gücümüzle mücadele ediyor, asla geri durmuyor, reva görülen her türlü özlük hakkı kaybına rağmen ön saflarda vatanımız, milletimiz ve ülkemiz için hizmet etmekten asla geri durmuyoruz. Zorlu Milli mücadele dönemlerimizde, ordumuzun lojistik ve besin kaynağını oluşturan hayvanlarda ortaya çıkan ve ordumuzun gücünü büyük ölçüde zayıflatan, sığır vebası, ruam v.b. hastalıklarla yine Veteriner Hekimlerimiz mücadele etmiş, ellerini değil canlarını taşın altına koyarak, türlü riskler altında bu hastalıkları ortadan kaldırmış ve ordumuzun eski gücüne kavuşmasında çok stratejik bir rol oynamışlardır. Bu ve saymakla bitmeyecek nice büyük hizmetlerimiz üzerine, Mareşal Fevzi Çakmak ’Eğer Türk Veteriner Hekimleri olmasaydı, İstiklalimizi kazanamayacaktık’ demiş ve tarihe önemli bir not düşmüştür. Yakın zamanda atlattığımız covid pandemisi sürecinde de, ülkemizde ve dünyada, insanların kullanımına sunulan covid aşılarının üretim süreçlerinin büyük bölümünde yer almış ve bu aşıları kullanıma hazırlayarak insanlığa büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Yerli ve milli aşımızın da, bir Türk Veteriner Hekim Bilim İnsanı tarafından geliştirildiği de zaten hepimizin malumudur" dedi. Yaşadıkları sorunlar nedeniyle günlerini istedikleri gibi kutlayamadıklarını kaydeden Şahin, "Bizler de, Dünya Veteriner Hekimleri Gününü günlerce kutlamalar, şenlikler düzenleyerek icra etmek isteriz. Ancak yıllardır maruz kaldığımız haksızlıklar, kronikleşmiş, gangren haline gelmiş problemler, motivasyonumuzu önemli derecede kırmış, mesleğimizin sürdürülebilirliğini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Meslek örgütü olarak, tüm diyalog kanallarını, hukuki mücadele yöntemlerini kullanmış olmamıza rağmen, ne yasama organında ne yürütme organında ne de yargı organında gayretlerimiz karşılık bulamamıştır. Yılda bir defa tüm dünyada coşkuyla, şenliklerle kutlanan bu kıymetli gün maalesef bizim için bir farkındalık oluşturma, dert anlatma, yakınma gününe dönüşmüştür. Hükümetimizin, bürokrasimizin, yargı organlarımızın, siyasi partilerimizin vicdanlarına sesleniyoruz, gelin artık bu kronikleşmiş problemlerimizi ortadan kaldıralım, kutsal veteriner hekimliğin prangalarını söküp atalım, bu kadim mesleği tam anlamıyla insanlığın istifadesine sunalım" ifadelerine yer verdi.
Kayseri ERÜ’de Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Kayseri Bölge Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı tarafından Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ev sahipliğinde düzenlenen 18. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Kayseri Bölge Yarışması’nın ödül töreni gerçekleştirildi. Kültür Sitesi’nde düzenlenen ödül törenine; ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Vali Yardımcısı Adnan Türkdamar, İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, okul müdürleri, danışman öğretmenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Törende Konuşan Rektör Prof. Dr. Fatih Altun, Erciyes Üniversitesi’nin elde ettiği başarılardan bahsederek, yarışmaya katılan öğrencileri ilerde Erciyes Üniversitesi’nin birer öğrencisi olarak görmekten mutlu olacaklarını söyledi. Konuşmasında proje yarışmasına katılarak derece elde eden öğrencileri tebrik eden Rektör Prof. Dr. Altun, “Sevgileri gençler, araştırma projesi yapma eğiliminize devam ettirin” dedi. İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse de konuşmasında öğrencilere seslendi. Karaköse; "Ne olursa olsun bir Türk genci olarak her zaman kendinize güvenin. Bizim kadim bir tarihimiz var. Çok onurlu, dünyaya hükmetmiş atalarımız var. Sizler onların torunlarısınız. Bu düstur ile çalışmayı, emeği hiç bira zaman esirgemeden sonuna kadar mücadele etmelisiniz” diye konuştu. Proje Yarışmaları Kayseri Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Oğuz Demiryürek ise düzenlenen proje yarışması hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından Kayseri, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat olmak üzere yarışmaya katılan 101 projeden dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi.
Gaziantep Gaziantepli halıcılar Senegal’de Ticaret Bakanlığının desteği ile Batı Afrika’da yeni pazar arayışlarını sürdüren Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği’nin sektörel ticaret heyeti, Moritanya’daki temaslarının ardından Senegal’e geçti. Ticaret Bakanlığının desteği ile ülkemize yeni ihracat pazarları kazandırmak amacıyla Batı Afrika ülkeleri Moritanya ve Senegal’e sektörel ticaret heyeti düzenleyen halıcılar, Moritanya’da başarılı görüşmeler gerçekleştirdikten sonra, Senegal’in başkenti Dakar’a geçti. 18 Milyonluk nüfusu ve hızlı gelişen pazarı ile gelecek vaat eden ülkeler arasında yer alan Senegal’de iki gün kalacak olan Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliğinin 27 kişilik sektörel ticaret heyeti, burada kurum ziyaretlerinde bulunacak ve ithalatçılarla birebir görüşmeler gerçekleştirecek. Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Zeynal Abidin Kaplan, Moritanya programı sonrası yaptığı değerlendirmede, "Moritanya’da başarılı bir ticari görüşme programı gerçekleştirdik. Gerek heyetimize gerekse de ürünlerimize gösterilen ilgiden son derece memnun kaldık. Firmalarımızın 2024 yılı halı koleksiyonları ithalatçı firmalar tarafından beğeni ile karşılandı. Yaptığımız ziyaretlerin ve görüşmelerin etkisi ile önümüzdeki dönemden itibaren bu ülkeye olan ihracatımızda önemli bir artış bekliyoruz" dedi. Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği’nin sektörel dış ticaret heyeti, Senegal’in başkenti Dakar’da iki gün sürecek kurum ziyaretleri ve halı ithalatçıları ile görüşmeler yapacak. Fransızca konuşulan Batı Afrika ülkeleri arasında sınai gelişmişlik düzeyi açısından ikinci sırada yer alan Senegal’de Türk ürünlerine karşı sempati ile bakılması büyük bir avantaj olarak görülüyor. Son yıllarda hem genel ekonomik durumu açısından gelişmekte olan Senegal, hem de düzenli bir artış seyrederek 6,5 milyon USD’ye ulaşan halı ihracatımız açısından da Senegal, gelişmeye açık bir pazar görünümündedir.