GENEL - 09 Şubat 2018 Cuma 13:39

DHMİ Genel Müdürü Ocak, Çinlilere İstanbul’un yeni havalimanını anlattı

A
A
A
DHMİ Genel Müdürü Ocak, Çinlilere İstanbul’un yeni havalimanını anlattı

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Funda Ocak, Çin’de katıldığı Sivil Havacılık Güvenliği Konferansı’nda Türkiye’nin son yıllarda sivil havacılık alanındaki atılımlarına ve İstanbul’da yapımı süren yeni havalimanına ilişkin bilgiler verdi.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Funda Ocak, Çin’de katıldığı Sivil Havacılık Güvenliği Konferansı’nda Türkiye’nin son yıllarda sivil havacılık alanındaki atılımlarına ve İstanbul’da yapımı süren yeni havalimanına ilişkin bilgiler verdi.


DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak, Çin’de düzenlenen Sivil Havacılık Güvenliği Konferansı’nda havacılık sektörü temsilcilerine Türkiye’de sivil havacılık alanında son yıllarda yaşanan gelişmeleri anlattı. Türkiye’nin son yıllarda sivil havacılık alanında ciddi atılım gerçekleştirdiğine vurgu yapan Ocak, “DHMİ Genel Müdürlüğünce hava seyrüsefer ve havalimanı işletme hizmetleri çerçevesinde hizmet verilen uçak ve yolcu trafiklerinde son yıllarda önemli artışlar meydana gelmiştir. Özellikle uluslararası havalimanlarımızın dış hat uçak ve yolcu trafiklerinde önemli gelişmeler gerçekleşmekte olup, İstanbul Atatürk Havalimanı ile Antalya Havalimanı yaşanmakta olan uluslararası trafik artışı nedeniyle Avrupa’nın ve hatta dünyanın da önde gelen havalimanları arasında yer almaktadır. Yolcu trafiği sıralamasında Türkiye 2016 yılında dünyada 11’inci sırada, Avrupa’da ise beşinci sırada yer almıştır. Açıklanan Eurocontrol verilerine göre 2017 Aralık ayında üst geçişler (Overflight) dâhil edildiğinde Avrupa hava sahasına en fazla yeni trafik ekleyen ülke günlük ortalama 286 trafikle Türkiye oldu. İkinci sırada günlük ortalama 217 trafikle İspanya yer aldı. 2017 yıl sonu verilerine göre Türkiye havalimanlarında gerçekleşen toplam yolcu sayısı 193 milyonu aşmış, üst geçişler dâhil toplam uçak sayısı ise 1,9 milyona ulaşmıştır” dedi.



Türkiye ve Çin arasındaki uçuş trafiği


Türkiye ve Çin arasında gerçekleştirilen uçuşlara ilişkin verileri de paylaşan Funda Ocak, “Çin’de yer alan Pekin başkent, Guangzhou Baiyun, Şanghay Pudong ve Urumçi Diwopu (sadece 2016 yılında) Havalimanları ile İstanbul Atatürk Havalimanı arasında gerçekleşen hava ulaştırma verilerine göre 2017 yılında 2 bin 164 uçak trafiği ile 621 bin yolcu, 32 bin 633 ton kargo taşınmıştır” dedi.


İstanbul’da yapımı devam eden yeni havalimanı hakkında da katılımcıları bilgilendiren DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak, “Ülkemizin nüfusu en büyük şehri olan İstanbul’a yeni havalimanının inşa çalışmaları devam ediyor. Projenin yüzde 80’ini tamamladık. Söz konusu havalimanımızın 2018 yılı sonunda açılışını yaparak hizmete vermeyi planlıyoruz. Tüm fazları tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanı olacak söz konusu İstanbul Yeni Havalimanı (İYH) hakkında sizlere bazı dikkat çekici bilgiler vermek istiyorum. Kamu-özel sektör işbirliği projeleri kapsamında İGA (İstanbul Grand Airport) şirketine ihale edilen İstanbul Yeni Havalimanı Projesi’nin 1. etap işlerinin yer teslimi 1 Mayıs 2015 tarihinde yapılmış olup, işin süresi 42 aydır. 1. etap yatırım tutarı 6 milyar eurodur. Toplam proje tutarı ise 10,2 milyar eurodur” şeklinde konuştu.


Yeni havalimanının teknik özelliklerinden de bahseden Ocak, “Projenin tüm etapları tamamlandığında toplamda 200 milyon yolcu/yıl kapasiteli yaklaşık 1,9 milyon metrekare büyüklüğünde terminal binası olacak. 6 adet bağımsız pist, paralel taksi yolları, yaklaşık 6,5 milyon metrekare büyüklüğünde apron, VIP, kargo ve genel havacılık terminalleri, devlet konukevi, yeterli kapasiteye sahip açık ve kapalı otoparklar yer alacak. 3 adet teknik blok ve kule, itfaiye, garaj binaları, kuvvet santralleri, arıtma ve çöp toplama tesisleri gibi tüm havalimanı destek binaları, Airport City, hastane, otel, ibadethaneler, müze, konferans ve sergi salonları vb. sosyal tesisler sektöre kazandırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GİBTÜ’de “Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" paneli GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya bağımlığının madde bağımlığı kadar tehlikeli olduğuna vurgu yaptı. Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” dedi. Türkiye’de İnternetin 31. Yıldönümü kapsamında Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde İnternet Haftası paneli düzenlendi. Panelin bu yıl konusu "Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" oldu. Panelde Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunum, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunum, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunum, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Umut Salur “Web 3.0’da Yapay Zekanın İşlevi” konulu sunum Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Yasin Pak ise “Eğitimde İnternetin Rolü ve Geleceği” başlıklı sunum yaptı. “GİBTÜ yapay zeka alanında çalışıyor” Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü Panelinin açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, yapay zeka ve sosyal medya kullanımı konusunu ele aldı. Rektör Demir, yapay zekanın son yıllarda bütün dünyayı peşinden sürükleyen bir alan olduğunu vurguladı. Demir, “Yapay zeka konusunda Türkiye’nin çok ciddi manda inisiyatif alması gerekiyor. Biz de Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yapay zeka yepyeni sorunları da beraberinde getiriyor. Bu sorunlarla da baş etmek gerekir. Etik sorunlar, sosyal sorunlar, ekonomik sorunlar, psikolojik sorunlar. Bunların hepsiyle yüzleşeceğiz. Yapay zeka konusunda bir ülke, bir üniversite, bir kurum ne kadar bütçe ayırıyorsa, ne kadar proje yapıyorsa o kadar çok ön plana çıkacaktır. Yapay zekadan uzak durmamak gerekiyor. Öğrencilerimiz gençlerimiz yapay zeka konusunda kendilerini çok iyi yetiştirmeleri gerekiyor. Yapay zekanın gelişmesiyle beraber belki de yazılım mühendisliği yok olacaktır. Yazılımı yapay zeka yapacak konuma geleceğiz. Geleceği görerek çok iyi hazırlık yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” Son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya kullanımı konusuna da dikkat çeken Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Bu çok önemlidir. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla da mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli. Benim gözünde eş değerler. İnternet kullanımı sosyal bölünmeye de yol açıyor. Neden derseniz? Bir gurup insan internete dijital ortama çok hızlı erişebiliyorken, bazı guruplar ise bunun tamamen uzağında kalıyor. Böyle olunca toplumda bölünmüşlüğe gidiliyor. Artık bilgiye erişmek çok kolay ama bilgiyi dönüştürmek gerekir. Dijital dünyayı nasıl kullanmamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Dijital medyayı kullanmak sadece sosyal medyayı kullanmak değil” diye konuştu. “Yapay zekayı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” Panelistlerden Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tekin, “90’larda interneti öğrenenler; bugün dünyayı yönetiyor. Bugün yapay zekâyı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” dedi. Tekin’den sonra Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunumunu gerçekleştirdi. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunumuyla bilgilendirmede bulundu. Sunumların ardından GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir tarafından Konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” verildi. GİBTÜ Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleşen Panele; öğrenciler, akademisyenler ve idari kadro yoğun ilgi gösterdi.
Trabzon Lipton Türkiye, çay hasadı için kolları sıvadı Dünyadaki çay uzmanlığını Doğu Karadeniz’de yetişen Türk çayı ile buluşturan Lipton Türkiye, 2024 yaş çay sezonu için kollarını sıvadı. Türkiye’de de çayseverlerin en çok tercih ettiği markalardan biri olan Lipton, yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı ve yerel ekonomiyi kalkındırma odaklı yaklaşımıyla, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde başlayacak olan çay hasadı için gün sayıyor. Şirket, ayrıca Sakarya’daki fabrika projesiyle de Türkiye’deki yatırımlarına devam edeceğini belirtiyor. Lipton Türkiye ile yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı Yapılan açıklamaya göre, Türk çayının geleceğe ulaşmasını ve Karadeniz doğasının korunmasını amaçlayan Lipton Türkiye, Türkiye’de Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance) Sürdürülebilirlik Sertifikası ile tarım yapan ilk çay markalarından biri. Şirket; insana, doğaya ve çevreye duyduğu saygıyla, ekolojik ömrünü tamamlamak üzere olan Türk çayının ve çay kültürünün temsil ettiği değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması için çalışıyor. Bu yolculukta çiftçisiyle el ele yürürken, bölge insanının hayatına da değer katıyor. Doğayla ve toprakla olduğu kadar üreticiyle de sürdürülebilir ilişkiler kuran şirket, çiftçilerin sağlıklı, güvenli, etik koşullarda üretim yapması için projeler yürütüyor ve eğitimler veriyor. Yatırımlarla yerel kalkınmaya katkı Pazar ve Fındıklı’da bulunan fabrikalarına ek olarak şirket, Sakarya Arifiye’de de yaklaşık 650 milyon liralık bir yatırım gerçekleştiriyor. Temel atma töreni geçen yıl gerçekleştirilen çay paketleme fabrikasının bu yıl içinde üretime başlaması öngörülüyor. Fabrika projesinin, Sakarya ve çevresinde yaklaşık 300 kişiye istihdam sunması hedefleniyor. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Lipton Türkiye Genel Müdürü Fatih Atay, “Şirket olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik, sosyal ve doğal hayatı için değer oluşturmak önceliğimiz. Çay uzmanı kimliğimizle bitkilerin iyiliğini sadece tüketicilerimize değil, çayın yolculuğu boyunca dokunduğu tüm paydaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz. Üreticilerimiz de bu paydaşlarımızın başında geliyor. Onları dinlemeye, ihtiyaçları doğrultusunda adımlar atmaya ve Türk çayını ve temsil ettiği değerleri birlikte geleceğe taşımaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Manisa İl Müdürü Öztürk; “Gelişen teknolojinin tüm imkânları ile sahadayız” Manisa’da Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak teknolojinin imkanlarını kullanarak çiftçilere her konuda destek olduklarını söyleyen Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk “Üreticilerimiz sosyal medya ve SMS sisteminden gelen mesajlara dikkat etmeli, önerilen tavsiyelere uymaya özen göstermelidirler” dedi. Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk bitkisel üretim sezonun başlamasıyla birlikte üreticilerin dikkat etmesi gereken hususlara yönelik açıklamalarda bulundu. Tecrübeli teknik personel kadrosu ve gelişen teknolojinin tüm imkânları ile sahada olduklarını belirten İl Müdürü Öztürk; “İl ve İlçe Müdürlüklerimizde görev yapan teknik personellerimiz sahadaki hastalık ve zararlı takibine yönelik olarak düzenli olarak kontroller gerçekleştirmektedir. Teknik personellerimiz gerek fenolojik gözlemler gerekse monitör tuzak kontrolleri ile hastalık ve zararlı tespitini yapmakta sosyal medya, SMS sistemi ve sahadaki çiftçi görüşmeleri ile mücadelenin doğru zamanda doğru yöntemle gerçekleşmesini sağlamaktadırlar. Üreticilerimiz sosyal medya ve SMS sisteminden gelen mesajlara dikkat etmeli, önerilen tavsiyelere uymaya özen göstermelidirler. Henüz SMS sistemine kaydını yaptırmamış olan üreticilerimiz ilgili İlçe Müdürlüklerine başvurarak sisteme kayıtlarını yaptırmaları önem arz etmektedir” dedi. İl genelinde 50 adet Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonu, 48 adet Dijital Kameralı Feromon Tuzak bulunduğuna vurgu yapan Metin Öztürk; “Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları ile bölgedeki hava sıcaklığı, ortam nemi, yağış miktarı, toprak sıcaklığı ve yaprak ıslaklığı gibi verilerin saatlik ortalamaları kaydedilmektedir. Dijital Kameralı Feromon Tuzaklar ile de tarım ürünlerindeki zararlı popülasyonun takibi gerçekleştirilmektedir. Elde edilen veriler ile mücadelenin en doğru zamanda tespiti sağlanmaktadır. Bu sayede gereksiz ilaçlamalardan kaçınılmakta, ürün kayıpları önlenerek maddi kayıpların da önüne geçilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de üreticilerimizin yanında yer almaya, onlara teknik destek vermeye devam ediyoruz. Yeni sezonun tüm üreticilerimiz için hayırlı, bereketli ve bol kazançlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.