SAĞLIK - 26 Mart 2017 Pazar 11:54

Dünyada 100 milyon kadın endometriozis hastalığından etkileniyor

A
A
A
Dünyada 100 milyon kadın endometriozis hastalığından etkileniyor

Dünyada doğurganlık çağındaki yaklaşık 100 milyon kadın, endometriozis hastalığından etkileniyor.

Dünyada doğurganlık çağındaki yaklaşık 100 milyon kadın, endometriozis hastalığından etkileniyor. Uzmanlar, endometrioziste en iyi tedavi yönteminin farkındalığı artırmak olduğunu belirtiyor.


Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği, 25 Mart Dünya Endometriozis Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Hastalık ve tedavi yöntemlerinin anlatıldığı açıklamada, "Endometriozis sıklıkla üreme çağındaki kadınlarda görülüyor ve kadınların yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkiliyor. Endometriozis kadınlarda alt karın ağrısı, adet sancısı, cinsel ilişki esnasında ağrı, gebe kalmada zorluk ve adet öncesi vajinal leke tarzında kanama gibi durumlara yol açıyor. Hastalık rahim iç duvarı (endometrium) dokusunun alt karın bölgesindeki organlara yerleşmesiyle oluşuyor. Endometriozis, halk arasında “çikolata kisti” olarak bilinen yumurtalık kistlerine de neden olmakta vesık rastlanmasına rağmen ülkemizde farkındalık düzeyinin az olduğu bir hastalık. Endometriozisin kısırlık ve ağrı (sürekli alt karın ağrısı, ağrılı adet görme ve ağrılı cinsel ilişki) olmak üzere başlıca iki önemli belirtisi bulunuyor. Uzmanlar, hem adet döneminde hem de cinsel ilişkide ağrısı olan kadınların öncelikle endometriozis ihtimalini değerlendirmelerini ve bir kadın doğum uzmanına danışmalarını öneriyor. Genç kızlarda görülen şiddetli adet ağrılarının da endometriozise bağlı olma olasılığı yüksek" denildi.



"Kısırlığa neden olabiliyor"


Hastalığın kısırlığa yol açabileceğinin belirtildiği açıklamada, "Endometriozis, karın içinde yol açtığı yapışıklıkların yanı sıra tüplerin ve yumurtalıkların işlevini bozarak kısırlığa da yol açabiliyor. Endometriozis karın bölgesinin dışında nadir de olsa görülebiliyor ve yerleştiği organa bağlı olarak yorgunluk,halsizlik, bel ağrısı, adet sırasında ishal veya kabızlık, ağrılı ve kanamalı idrar yapma, kusma, burun kanaması, kan tükürme gibi belirtiler de oluşturabiliyor. Belirtiler çoğunlukla zamanla kötüleşse de bazı olgularda iyileşme ve tekrarlama dönemleri görülebiliyor. Bazı endometriozisli kadınlarda ise hiçbir belirti olmayabiliyor. Endometriozis, 15-49 yaşları arasında teşhis edilebildiği gibi en sık 25-34 yaşları arasında görülüyor. Ergenlik dönemine girmeden önceki kız çocuklarında veya menopoz döneminden sonra ise nadir olarak bulunuyor. Doğurganlık yaşlarındaki kadınlarda görülme oranının yaklaşık yüzde 7-10 olduğu endometriozis, şiddetli adet ağrısı olan kadınlarda yaklaşık 4-6 kat, annesinde veya kız kardeşinde endometriozis olan kadınlarda ise 6-7 kat daha sık görülüyor" ifadeleri yer aldı.



"Tanısında laparoskopi esas"


Açıklama şöyle devam etti:


"Karın içindeki endometriozis; karın zarında, yumurtalıklarda ve derinde yerleşen olmak üzere üçe ayrılıyor. Endometriozisli olgularda tanı için jinekolojik muayene bulguları, ultrasonografi (yumurtalıklardaki çikolata kistleri için), MRI (dokunun içine yerleşen derin endometriozis odakları için), kanda bakılan tümör belirteçleri (Ca 125, Ca 19-9) ve laparoskopi kullanılabiliyor. Hastalığın kesin tanısı yalnızca laparaskopi ile yapılabiliyor. Laparoskopi ile hem hastalığın evresi saptanıyor (Evre I hafif, Evre IV ağır)hem de endometriozis odaklarından patolojik tanı için biyopsi alınabiliyor. Laparaskopi, cerrahi tedavi için de tercih edilen yöntem. Endometriozisde cerrahi tedavi titiz ve doğru olarak uygulanmalı. Cerrahi tedavinin iyi yapılamadığı durumlarda hastalık tamamen temizlenemiyor ve tekrarlama oranlarında artış oluyor. Ameliyatlar başarısız olduğu taktirde ağrılı semptomlar iyileşmiyor, endometriozis haricinde hastada çeşitli yeni semptomları ortaya çıkabiliyor (idrar tutamama-kabızlık vs) ve kısırlık tedavisinin başarı şansını olumsuz etkiliyor."



"Türkiye’de endometriozis bilinci düşük"


Türkiye’de endometriozis bilincinin düşük olduğunu kaydedilen açıklamada, "Dünyada doğurganlık çağındaki yaklaşık 100 milyon kadın endometriozis hastalığından etkileniyor. Ülkemizde ise hastalar arasında endometriozisin tanınırlık oranı çok düşük olmayı sürdürüyor. Dünyada özellikle ABD’de endometriozis bilinci oluşturmak adına çalışmalar yürütülüyor ve büyük fonlar ayrılıyor. Avrupa’daki endometriozis dernekleri ise hasta dernekleri aracılığıyla aktif şekilde hastalığın farkındalığını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Derneklerin sponsor oldukları özel bazı televizyon programları aracılığıyla da bu hastalık topluma anlatılmaya çalışılıyor. Ülkemizde de bu yönde çalışmalar giderek artıyor" denildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.