EKONOMİ - 15 Kasım 2017 Çarşamba 09:48

ERA Gayrimenkul Türkiye Müdürü Atalay: "Düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor"

A
A
A
ERA Gayrimenkul Türkiye Müdürü Atalay: "Düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor"

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yeni düzenleme getirmeye hazırlandığı gayrimenkul sektörü yasa tasarısına yönelik sektörün önemli isimlerinden yapıcı eleştiriler gelmeye devam ediyor.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yeni düzenleme getirmeye hazırlandığı gayrimenkul sektörü yasa tasarısına yönelik sektörün önemli isimlerinden yapıcı eleştiriler gelmeye devam ediyor. ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, "Tasarıyla birlikte, sektörde birçok uluslararası firmanın çalışanlarına verdiği mesleki sertifikanın geçersiz olmaması ve emlak sektöründe kalifiye elemanların iş yapamaz hale gelmemesi için düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor" dedi.



Gayrimenkul sektöründe kaliteli hizmet ve kalifiye eleman artışına destek olmayı amaçlayan tasarı ile ilgili açıklamalarda bulunan Atalay, gayrimenkul danışmanlığı yapan kişilerin emlak ve emlak yönetimine ilişkin ön lisans mezunu olmalarını, eğer değillerse ’Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmaları gerektiğini mecbur tutuyor ancak anılan bu belgenin ne şekilde ve nasıl alınması gerektiği yönetmelikte belirtilmiş değil” dedi.


Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan bulunan Atalay, düzenlemenin amacının iyi niyetli olsa da bazı eksik ve hatalar içerdiğini belirterek, “Mesleki Yeterlilik Belgesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı ve 5544 sayılı kanun ile düzenlenmiş Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından sınav ile veriliyor. Kurumun genel amacı, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışan kişilerin belirli kriterlere ve eğitimlere tabi olmasını sağlamak. Bu belge, özellikle; inşaat, enerji, metal, elektronik, otomotiv sektörlerine yönelik çeşitli meslekler için verilmekte olup, metal kesimcisi, iplik eğirme operatörü, tren makinisti, otomotiv saç kaynakçısı gibi çalışan için ciddi yaralanmalara sebebiyet verecek teknik mesleklerde geçerli. Gayrimenkul danışmanlığı, yaşamsal risk taşıyan işler arasında yer almadığı için gayrimenkul danışmanlarına verilecek mesleki yeterlilik belgesinin verilme şekli ve yetkili olan kurum tekrar gözden geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.



Mesleki yeterlilik belgesi alınma şekli


Atalay, “Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), bazı belgelendirme kuruluşlarını yetkilendirecek. Sınav ve belgelendirme sürecinin tamamı, yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarınca yürütülecek. Bireyler sınav başvurularını belge almak istedikleri ulusal yeterliliklerde yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarına yapacaklar. Ulusal yeterliliklere göre yürütülen teorik ve performansa dayalı sınavlarda başarılı olan adaya Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Mesleki Yeterlilik Belgesi ve aynı format dahilinde taşınabilir cüzdan tipi MYK Mesleki Yeterlilik Kimlik Kartı düzenlenecek. İlginç olan diğer bir husus ise belge ücretinin İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacağı. Kanun, işçilere yönelik hazırlandığı için, anılan mesleklerde çalışan, ancak belge alması mecburi hale gelmiş işçilerin masrafını karşılamaya yönelik olarak hazırlanmış. Gayrimenkul danışmanlığı yapan kişiler ise bağımsız çalışan ve bu fon ile alakası olmayan kişiler olduğu için burada bir aksaklık yaşanacağını düşünüyoruz” dedi.



"Sektörde birçok profesyonel mağdur olacak"


"Gayrimenkul piyasalarındaki bu yasal açığı çok uzun yıllardır doldurmuş olan yerli ve çok uluslu büyük marka ve firma var ve bu firmalar, kendi personellerine belirli eğitimlerden sonra, Mesleki Yeterlilik Belgesi benzeri Gayrimenkul Danışmanlığı Sertifikası veriyor. Bu eğitimleri tamamlamayanlar o markaların çatısı altında danışmanlık yapamamakta, marka ismini kullanamamakta ve ofis açamamaktalar. Yönetmelikte, sektörün yıllardır güven içerisinde ilerlemesini sağlamış firmalara hiç değinilmemektedir. Bu firmaların belirlenerek bugüne kadar vermiş oldukları sertifikalar geçici bir madde ile yeterlilik belgesi kabul edilmelidir, aksi takdirde sektörün uzmanları bir anda iş yapamaz duruma düşeceklerdir. Diğer bir husus ise sektörde uzun yıllardır bilen ERA gibi uluslararası veya yerli firmaların da mesleki yeterlilik belgesi verebilme konusunda yetkilendirilmelidir" diyen Atalay, sisteme geçilmesi halinde sektörün birçok problemle karşı karşıya kalacağını sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Hasta ve sağlık çalışanları arasında iletişim kuvvetlenecek Manisa Celal Bayar Üniversitesi ile Manisa İl Sağlık Müdürlüğü işbirliğiyle “Sağlık Hizmetlerinde İletişim Hasta ile Sağlık Çalışanı Arasında Köprü Kurmak” konulu çalıştay düzenlendi. Manisa Şehir Hastanesi Konferans Salonunda “İletişim bazen görmek, iletişim bazen duymak, iletişim bazen de dokunmaktır” sloganıyla gerçekleşen çalıştaya Manisa Valisi Enver Ünlü’nün eşi Sema Ünlü, Manisa Vali Yardımcısı Nihat Kaynar, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyhun Kürşat, Manisa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Kılıç katıldı. "Amacımız iletişimin karşılıklı bir dengede, saygı çerçevesinde olmasını sağlamak" Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, “İletişim gerçekten çok geniş bir konu ve önemli bir alan. İletişimin şekilleri var, tarafları var, iletişimin yapıldığı ortam var, iletişimi etkileyen diğer faktörler var. Sağlıkta iletişim konusu tabii ki daha da fazla hassasiyet içeriyor. Sağlık profesyonellerinin gerek hasta gerekse hasta yakınlarıyla iletişimi çok daha özel unsurlar barındırıyor. Bir hasta yakınına, trafik kazasına bağlı ameliyata aldığınız hastayı kaybettiğinizi söylemek hiç kolay değil. Çok büyük dramlar içeriyor. Hayatlar birden değişiyor. Yine Acil Servisin telaşlı ortamında ayak parmağında 1 aydır süren kaşıntı olan hastaya cevap vermekte gerekiyor. Ve bunlar her gün her an yaşanılıyor. Her şeyden önce altını çizmek istediğim konu, bu iletişimde profesyonel olan taraf biz sağlıkçılarız. Bu husus tüm sorumluluğun hekime, sağlık personellerine ya da çalışanlara düştüğü anlamına gelmiyor. Ancak iletişimi yönetecek tarafın sağlık personelleri, çalışanlar olmasını ifade ediyor. Yıllar önce, bundan 40-50 yıl önce benim çocukluğumda, tıp fakültesi yıllarımda hekim hasta, hemşire hasta iletişiminde dominant taraf sağlık personeliydi. Bu çok belirgindi. Hekim, hemşire omnipotent bir konumdaydı. Mutlak kudret sahibi hekimdi, hemşireydi. Hasta tarafı çekinik ve pasifti. Hastanın kendisini ifade etmesi zordu. Bu bir denge gerektiriyordu. Hasta haklarıyla bu durum son 20-25 yılda belirgin değişti. Sağlıkta erişim kolaylaştı. Hastaların ve hasta yakınlarının kendilerini ifade etmesinin yolu açıldı. Bu olumlu gelişmelerle beraber iletişim ağırlıklı olarak hasta hakları üzerinden yorumlanmaya başladı. Oysa iletişim tarafları olan, karşılıklı sorumluluk ve ödevler içeren bir kavram. Amacımız bu ilişkinin, iletişimin karşılıklı bir dengede, saygı çerçevesinde olmasını sağlamak. Sağlıkta şiddet vakalarını ancak bu şekilde azaltabiliriz. Bu konuda çalıştay yapmak cesaret işi. CBÜ’den hocalarımızı ve Sağlık Müdürlüğümüzden arkadaşlarımı bu cesaretlerinden ötürü kutluyorum. İl dışından gelen katılımcılara teşekkür ediyorum. Çalıştayımızın başarılı olacağına, verimli çıktılar sağlayacağına inanıyorum. Tüm katılımcıları şimdiden tebrik ediyor, kolaylıklar diliyorum” dedi. "Hasta ilgi bekliyor" Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyhun Kürşat, “Manisa Sağlık İl Müdürlüğümüzle oluşturulan protokoller kapsamında farklı çalışmalar yapıyoruz. Bu çalıştay farklı toplumsal katmanları için hassas bir konu. Sağlıkta iletişimin önemini yeni yeni kavranmaya başlandı. Çok çok iyi tedavi uygulayabilirsiniz ama hastayı hastalığı konusunda bilgilendirmezseniz ya ada ona gerekli empatiyi göstermezseniz maalesef alacağınız sonuç sınırlı olacaktır. Hasta sizden mükemmel hekimlik ve sağlık çalışanı hizmeti beklemiyor ilgi bekliyor. Hasta sizin onunla haşır neşir olduğunuzdan itibaren size ilgi gösteriyor. Bizim işimiz hasta ve hasta yakınlarının işlerini kolaylaştırmak, aynı zamanda kendi işimi de kolaylaştırmaktır. İşte bu çalıştay bilimsel verilerle bu konuyu ele alıyor. Aynı zamanda hastalarımızın, hasta yakınlarımızın, sağlık çalışanlarımızın sağlık okuryazarlığını da artırmalıyız” diye konuştu. "İletişim hayatın her konusunda önemlidir" Çalıştay için seçilen konu başlığının çok özel olduğunu vurgulayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Sağlık alanında iletişim ilk anda aklımıza gelen hekim ile hasta ve hasta yakını arasındaki ilişki gibi görülebilir ama önemli olan bu hizmet içinde yer alan tüm paydaşların birbirleriyle iletişimi söz konusudur. Dolaysıyla insanlar için en önemli konulardan bir tanesidir sağlık. Paydaşlar arasında sağlanacak olan iletişim her alanda kalitesini artıracaktır. Hasta ile sağlık çalışanı arasında köprü kurmak ise bu hizmetin en önemli yanıdır. İletişim hayatın her konusunda önemlidir. Bir yerde bir sorun varsa bu sorun çözülemiyorsa burada bir iletişimsizlik vardır. Bir hekim konusunda çok uzmandır, çok bilgilidir ama hastaya bakışı, bir teşebbüsü varsa yazdığı reçete kadar, rapor kadar önemlidir. İnanıyorum bu çalıştaydan çok önemli veriler elde edilecektir” dedi. Yapılan konuşmaların ardından protokol üyeleri tarafından katılımcılara belge takdim edildi.
Antalya "Vize sıkıntısı ihracat rakamlarını tehdit ediyor" Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, ihracat rakamları, AB vize başvurularında yaşanan sorunlar ve BAİB’in faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Çavuşoğlu, vize sıkıntısı yaşadıklarını kaydederek, tır şoförlerinin ve ihracatçılarının vize alamamasının, ihracatta ciddi düşüşlere neden olabileceğini açıkladı. BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, 23 Nisan itibariyle ihracat rakamlarına ve Avrupa Birliği vize başvurularında karşılaştıkları problemlere değindi. 2024 yılına, dünyadaki daralmadan ve çevrede yaşanan olumsuz savaş ortamından kaynaklı düşüşle başladıklarını bildiren Başkan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Yıla çok iyi başlamadık. Dünyadaki daralmadan ve çevremizdeki yaşanan olumsuz savaş ortamından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Fakat son 1 aydır ciddi bir ivme yakalamış durumdayız, yavaş yavaş bu eksiği kapatıyoruz. Genel ihracatımıza baktığımızda; Şubat ayındaki ciddi düşüşler karşılığında, şu an yüzde 4 seviyesinin altına düşüş anlamında gelmiş durumdayız. Bu bizler için çok sevindirici. 2023 yılını 2 milyar 674 milyon dolar gibi bir rakamla kapatmıştık. Bu sene hedefimiz 2 milyar 850 milyon dolar. Bu hedefi yakalayabilmek için ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Öncelikle düşüşü engelleyip, ondan sonra da artıya geçmeyi planlıyoruz. Bu düşüş bizleri umutsuzluğa düşürmüyor, daha fazla çabalayarak olumlu neticeler almayı hedefliyoruz." "23 Nisan itibariyle ihracat 807 milyon dolar seviyesinde" Başkan Ümit Mirza Çavuşoğlu, 23 Nisan 2024 itibariyle gerçekleştirilen ihracatı ve ülke sıralamalarını paylaştığı konuşmasında, şu ifadelere yer verdi: "23 Nisan itibariyle ihracatımız 807 milyon dolar seviyesinde. Yaş Sebze Meyve sektörü ilk sırada, Madencilik sektörü ikinci sırada, Ağaç ve Orman ürünleri üçüncü sırada, Kimyevi maddeler hemen ardında, son olarak Çimento ve Toprak ürünlerimiz yer alıyor, ilk 5 sektör sıralamamız bu şekilde . Ülkeler bazında baktığımızda; Çin şu an ilk sırada, ikinci sırada Rusya, üçüncü sırada Almanya, dördüncü sırada Ukrayna ve beşinci sırada Romanya bulunuyor. Özellikle Rusya ve Ukrayna ile savaş ortamından kaynaklı ciddi düşüşler yaşamıştık, son bir yılda ciddi bir artış oldu. Bizler ihracatı, hem bölgemizde hem uzak ülkelerde artırmak için çabalıyoruz." "Bulgaristan sınır kapısındaki sorun çözüldü" Bulgaristan sınır kapısında yaşanan uzun süreli beklemeye değinen BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, 1 ay önce sorunun çözüldüğüne ve ürünlerin yurt dışına çok daha çabuk ulaşacağını aktardı. Çavuşoğlu, "Özellikle, ihracatımızın önünde zaman zaman ciddi engeller oluşuyor. Bunu da gerek bakanlıklarımız gerek bizler gerek diğer STK’lar ile ciddi mücadelelerle aşmaya çalışıyoruz. Özellikle son 2 yıldır Bulgaristan’da ki sınır kapısında problemler yaşıyorduk. Bulgaristan’ın iç problemleri nedeniyle, laboratuvarın kapıdan Sofya’ya taşınması neticesinde zaman kayıplar yaşıyorduk. Fakat son 1 aydır bakanlıklarımızın ciddi çabalarıyla laboratuvar tekrar kapıya taşındı. Şu an ciddi bir çıkışımız söz konusu olmadığı için rahatlama söz konusu, artık beklemeler bitti. Daha da geliştirici tedbirler alınmaya çalışılıyor. Kısa sürede o tedbirlerin uygulanacağına, tekrar eski sıkıntılara şahit olmayacağımıza inanıyoruz" diye konuştu. "Vize randevuları 2 ay sonrası için başlıyor" Başkan Ümit Mirza Çavuşoğlu, yaşadıkları en büyük problemin ise Avrupa Birliği vize başvurusunda gerçekleştiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, "Avrupa Birliği’nde en büyük problemimiz vize sıkıntısı yaşıyoruz. İhracatçımız ve özellikle son dönemde tır şoförlerimiz vize problemiyle karşılaşıyor. Bu ticaretimizi engeller duruma geldi. Özellikle iş görüşmeleri için gitmek isteyen ihracatçımız çok zor durumda, artık görüşmelere gidemiyor çünkü randevu alamamakta. Aynı şekilde tır şoförlerimiz, onlar olmadığı zaman ürünlerimizin gitmesi mümkün değil. İhracatımızın çok büyük bir kısmı Avrupa Birliği’ne gerçekleşmekte. Bu bizim için çok olumsuz. Bir önceki yıl yurt dışına giden vatandaşların geri dönmemesini sebep göstererek randevu vermiyorlar, randevular 2 ay sonrası için başlıyor. Çok önemli heyetler veya fuarlar öne sürülse dahi vize randevusunda çok zorlanıyoruz. Bütün ülkelerle, bakanlıkların görüşme halinde olduğunu biliyoruz. Fakat, uzun süredir yol alamadık. İhracatçılar olarak kilitlendiğimiz nokta ise tır şoförlerinin vize alamıyor olması. Bu da ihracatımızda ciddi düşüşe sebep olacaktır" dedi. 3 heyet yurt dışında Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, ihracatın artırılması yönünde çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini söyleyen Ümit Mirza Çavuşoğlu, BAİB’e bağlı üç heyetin yurt dışına ziyaret düzenlediğini aktardı. Çavuşoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bölge ve ülke ihracatını geliştirmek için, özellikle devlet politikaları doğrultusunda uzak ülkelere ihracatı artırma çabamız devam ediyor. Bu anlamda, birliğimiz heyetler halinde ziyaretler gerçekleştiriyor. Şu an 3 heyetimiz yurt dışında bulunmakta. Örneğin; gıda heyetimiz Suudi Arabistan’da, yıllarca ihracat seviyemizin durma aşamasında olduğu Arabistan’a ciddi bir atılım gerçekleştiriyoruz. Meyve sebze heyetimiz Kanada’da, mermer heyetimiz Amerika’da, çok büyük adımlar atıyor. Bunların artarak devam edeceğine ve hedeflerimizi gerçekleştireceğimize inanıyoruz."