ASAYİŞ - 23 Ocak 2018 Salı 14:32

Eşi tarafından darp edilen spiker Kübra Eken’den mahkemeye mektup

A
A
A
Eşi tarafından darp edilen spiker Kübra Eken’den mahkemeye mektup

Spiker Kübra Eken’i döverek beyin kanaması geçirmesine ve felç olmasına sebep olduğu iddia edilen eşi Neptün Bülent Eken’in “kasten yaralama” suçundan yargılandığı davada mahkeme, Adli Tıp Kurumu’ndan dördüncü kez yeniden rapor aldırılmasına hükmetti.

Spiker Kübra Eken’i döverek beyin kanaması geçirmesine ve felç olmasına sebep olduğu iddia edilen eşi Neptün Bülent Eken’in “kasten yaralama” suçundan yargılandığı davada mahkeme, Adli Tıp Kurumu’ndan dördüncü kez yeniden rapor aldırılmasına hükmetti. Kübra Eken’in, mahkemeye sunduğu yazılı dilekçesinde, “Beni nasıl 2 günlük loğusayken bebeğimin önünde yok etmeye çalıştıysa, kızıma da aynı şeyi yapabilir. Neptün Eken’i tutuklu yargılayınız” ifadeleri yer aldı.


Spiker Kübra Eken’i döverek beyin kanaması geçirmesine ve felç olmasına sebep olduğu iddia edilen eşi Neptün Bülent Eken’in “kasten yaralama” suçundan yargılanmasına devam edildi.


Anadolu 7’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Neptün Bülent Eken ve avukatı katıldı. Mağdur Kübra Eken duruşmaya gelmezken Eken’in annesi Nuran Yelkenci ile babası Ömer Lütfi Yelkenci ve avukatları da salonda hazır bulundu.


Hakim, Adli Tıp Kurumundan raporun geldiğini ve celse arasında Kübra Eken’in avukatlarının dosyaya 2 adet tomografi CD’si sunup yeniden adli tıptan rapor aldırılmasını talep ettiklerini tutanağa geçirdi.



“Raporda kafatasındaki yaralanma ile beyin kanaması arasında illiyet bağı kurulamamıştır”


Duruşmada söz alan Kübra Eken’in avukatı, “CD’lerde kafatasında oluşan lezyon ve morluk ile kafatası altındaki beyin kanamasının tam olarak aynı noktaya geldiği görülmektedir ve akan kanın o noktada aktığı görülmektedir. Dolayısıyla bu CD’ler incelenmeden karar verilmesi uygun olmayacaktır. Adli Tıp Kurumu’nun daha önceki raporunda kafatasındaki yaralanma ile beyin kanaması arasında illiyet bağı kurulamadığı görülmüştür. Biz, bir kez daha Adli Tıp Kurumunda rapor aldırılmasını talep ediyoruz” dedi.



“Beyin kanamamın ’doğumda oldu’ yalanını asla kabul etmiyorum”


Mağdur Kübra Eken mahkemeye yazılı dilekçe sundu. Eken’in yazılı dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:


“Beni bu hale getiren Neptün Eken’in iki ay boyunca ailemden darp raporunu saklayarak ve tüm delillere kapatarak, kendisini kurtarmak için yaptığı suçlu savunması olan benim beyin kanamamın ’doğumda oldu’ yalanını asla kabul etmiyorum. Henüz 30 yaşındayken, hayatımı, hayallerimi, sağlığımı, anneliğimi ve sonunda 8 aydır kızımı kaçırıyor. Size kızım adına yalvarıyorum, Neptün Eken’i tutuklu yargılayınız.



“Beni nasıl yok etmeye çalıştıysa, kızıma da aynı şeyi yapabilir”


Ülkemizde bu denli şiddete maruz kalıp üç kez ölen ve yeniden hayata tutunabilen, doktorların deyimiyle mucize kadın ben Kübra. Ülkemde eşleri tarafından şiddet gören, kocaları tarafından intikam için çocuklarını katleden adamlar var. Kocaları tarafından katledilen ve kendilerini savunamadan toprak olan kadınlarımız, çocuklarımız adına adalet istiyorum. 3 günlük bebeğimin önünde bana bu şiddeti uygulayan bu adamın, kızıma da şiddet uygulayabilir diye yıllardır feryat etmeme rağmen hukukun yavaş olmasından eşim faydalanıyor. Eşim beni nasıl 2 günlük loğusayken bebeğimin önünde yok etmeye çalıştıysa, kızıma da aynı şeyi yapabilir. Hatta benim olmayan kimsenin olmasın diyerek kızımı yok edebilir.”


Ara kararını açıklayan mahkeme, CD’lerdeki tomografi raporlarının incelenerek, mağdurun yaşamsal tehlikesine neden olan olayın anestezi sonucu olmayıp darp sonucunda meydana geldiği saptanabiliyorsa bu konuda Adli Tıp Kurumu’ndan ayrıntılı rapor düzenlenmesine hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.



“İnşallah, adalet yerini bulacak”


Duruşma sonrası açıklama yapan Kübra Eken’in annesi Nuran Yelkenci, “Kübra’nın ilk beyin kanaması geçirdiği gece, öncesi ve sonrası MR CD’lerini 4.5 yıldır hepimiz unuttuk. Adli Tıp Kurumu, sadece kağıt üzerinden rapor verdi şimdiye kadar. Bu MR CD’lerinin görülerek rapor verilmesini istedik Adli Tıp’tan. Hakim bunu kabul etti. İnşallah, adalet yerini bulacak” dedi.


Avukatı İpek Bozkurt ise davanın 4 yıldır takipçisi olduklarını söyleyerek, “Kübra, ailesiyle yaşamak zorunda olduğu bir hayatı yaşıyor şu anda. Şimdiye kadar üç tane adli tıp raporu geldi. Bütün bu raporlarda şu söyleniyor; bu kadının kafasında bir darp aldığına ilişkin emareler var, evet bu kadın beyin kanaması geçirmiş ama biz beyin kanaması ile darp arasındaki ilişkiyi kuramıyoruz. Darp yoktur da denmiyor ama darpla beyin kanaması arasındaki ilişki kurulamıyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUYAZ Şiir Onur Ödülü Ayten Mutlu’ya verildi Nilüfer Belediyesi’nin Bursa Yazın ve Sanat Derneği iş birliğiyle düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinliğinde, onur ödülü Ayten Mutlu’ya verildi. Nilüfer Belediyesi’nin, Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) ile düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinlikleri bu yıl Ürünlü Arı Evi’nde yapıldı. Dünya Şiir Onur Ödülü’nün de sahibini bulduğu geceye Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz, BUYAZ Başkanı Bülent Elitok ve çok sayıda şiir sevdalısı katıldı. Etkinlikte Arife Kalender’in kaleme aldığı Dünya Şiir Günü bildirisini şair Esra Dökmen okudu. Esra Dökmen ve Elif Burcu Özkan, etkinliğe rahatsızlığından dolayı katılamayan Dünya Şiir Onur Ödülü sahibi Ayten Mutlu’nun şiirlerini okudu. Etkinlik sonunda Dünya Şiir Onur Ödülü’nü Ayten Mutlu adına Süreyya Akçay, Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz ve BUYAZ Başkanı Bülent Elitok’un elinden aldı. BUYAZ Başkanı Bülent Elitok, yıllardır Nilüfer Belediyesi ile edebiyat üzerine çok güzel işlere imza attıklarını ifade ederek, sanatın, bilimin değerinin daha da çoğaldığı yeni bir dönem olması dileklerinde bulundu. Etkinlikte daha sonra Dünya Şiir Günü kapsamında Hilmi Haşal ve Süreyya Akçay’ın konuk olduğu bir söyleşi düzenlendi. Ayten Mutlu’nun edebi çalışmaları ve şiire bakışını ele alan Haşal ile Akçay, ödüllü şairin eserlerinden kesitler de sundu. Ayten Mutlu’nun şiirlerinde umudu içeren derinlik ve incelikte olduğunu belirten Süreyya Akçay, “Onun şiirlerinde hüzün olsa da umuda bakan pencerede var. Ona göre toplumların gelişmişlik düzeyi kadınlara verilen değerle ölçülmektedir. Kadınların eşit sayılmama hüznünü sıkça şiirlerinde işlemiştir. O kadın hakları için yaşamının her anında mücadele vermiştir. Sonsuzlukta gezinme arzusu vardır onun şiirlerinde” dedi. Şair Hilmi Haşal, Ayten Mutlu’nun kadın sorunlarını cesur şekilde dile getirdiğini belirterek, “O, çalışmalarında birçok konuya değinmiş. Konular arası geçişleri çok yumuşak yapmış. Ama en çok kadının çilesine dikkat çekmiş. Ayten Mutlu şiirin ruhuyla bilimin ışığı arasında kalan hayatın kanatlarını yazmıştır. Okuru dehlizlere çeker, sözleri ve zihinleri okşar. Okunanın aynasında kendini aramaya çağırır. O adeta okurun algısına dokunur” diye konuştu.
Samsun Samsun’da yağmursuyu baskınlarına karşı önlem Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ), özellikle yaz aylarında yaşanan yağmur suyu baskınlarına karşı önlemler alıyor. SASKİ bu kapsamda Bafra ilçesinde de keson kuyu terfi merkezi inşaatına başladı. Karadeniz’in merkezi Samsun’da hayatı kolaylaştırıp yaşam konforunu artırmayı hedefleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi, bütün ilçelerinde içme suyu, yağmur suyu ve kanalizasyon şebeke hattı yenileme çalışmalarına devam ediyor. İçme suyu ve atık su arıtma tesisi yatırımlarını aralıksız sürdüren SASKİ Genel Müdürlüğü, keson kuyu yağmursuyu terfi merkezleri inşa ediyor. Cadde ve bulvarlar ile ara sokaklarda biriken yağmur sularını hızla toplayacak keson kuyulardan ilkini Canik ilçesi Gülsan Sanayi Bölgesi’nde inşa ederek işletime alan SASKİ, yüzey sularını Mert Irmağı’na deşarj ediyor. Ekipler, Terme’nin Çay Mahallesi’nde başlattığı ikinci yağmursuyu kuyu projesinde de önemli mesafe kat etti. Çalışmaların sürdüğü inşaatın tamamlanmasıyla yağmur suları, Terme Çayı’na iletilecek. Terme Keson Kuyu Terfi Merkezi’nin aynısını Bafra’da inşa etmeyi sürdüren SASKİ Genel Müdürlüğü, 10 metre çapında ve 10 metre derinliğindeki keson kuyuyu, 28 milyon TL’ye mal edecek. Proje bittiğinde ise yağmur suları, güçlü pompalarla Baduk Kanalı’na deşarj edecek. "3 ilçemizdeki su baskınlarını büyük oranda önlemiş olacağız" Yapımı devam eden keson kuyu inşaatıyla ilgili bilgi veren SASKİ Genel Müdürü Dr. Bahattin Yanık, Terme ve Bafra’daki terfi merkezi imalat çalışmalarının planlı şekilde sürdüğünü kaydetti. Samsun’un her noktasında içme suyu, yağmursuyu, kanalizasyon yatırımı gerçekleştirdiklerini ifade eden Yanık, “Çay Mahallesi’ndeki yağmursuyu keson terfi merkezinin yüzde 80’i tamamlandı. Ardından vakit geçirmeden Bafra Kemal Paşa Mahallesi’ndeki yatırımın startını verdik. Şu an keson kuyu terfi merkezi inşaatına devam ediyoruz. Akabinde pompa montajı ile borulama işine başlanılacak. Böylelikle 3 ilçemizdeki su baskınlarını büyük oranda önlemiş olacağız" dedi.
Gaziantep Beyindeki kan pıhtıları kasıktan tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan Gaziantep Şehir Hastanesi, Girişimsel Radyoloji alanında gerçekleştirdiği yenilikçi ve başarılı tedavilerle dikkat çekiyor. Modern teknoloji ile hizmet veren hastanede, beyin pıhtıları, kasıktan girilerek yapılan müdahale ile tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan ve yaklaşık 7 aydır hizmet veren Gaziantep Şehir Hastanesi, hastalara şifa olmaya devam ediyor. Pek çok alanda modern tedavilerin uygulandığı hastanede Girişimsel Radyologlar tarafından (damar içi) özel cihazlar kullanılarak ve kasıktan girilerek yapılan müdahale ile beyindeki pıhtıların çıkarılmasıyla altı ayda 100’ün üzerinde hasta tedavi edildi. Bu sayede ameliyata gerek kalmadan ya da ameliyatla bile düzeltilemeyecek ani yaşanan inme (felç) ve beyin kanamalarına 7/24 müdahale ediliyor. Gaziantep Şehir Hastanesi’nin teknolojik alt yapısı ve en güncel tıbbi cihazlarıyla ön plana çıkan Girişimsel Radyoloji Bölümü, felçlerin önlenmesine yönelik başarılı anjiografik uygulamalar gerçekleştiriyor. Şehir Hastanesi’nin Gaziantep ve çevre illere çok başarılı bir hizmet sunduğunu ifade eden Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar, "Girişimsel Radyoloji, çok spesifik alanları içeren, özel işlemlerden oluşan, özel alet kullanımı gerektiren, ekip ruhuyla çalışan ve bu ekibin başındaki yetenekli doktorlarımız ve hocalarımız başta olmak üzere, hemşireler, teknisyenler ve diğer çalışanlardan oluşan güçlü bir ekibin varlığını ifade eder. Girişimsel Radyoloji çok özellikli bir bölümdür. Açıldığımız günden bu yana 100’ün üzerinde inme (felç) hastasına anjiyografik tedavi uygulandı ve büyük oranda başarıyla sonuçlandı. İlimiz, bölgemiz ve ülkemiz, Girişimsel Radyoloji ekibimizin hizmetinden faydalanabildiği için çok mutluyum. Bu konuda emeklerini esirgemeyen ve özveriyle çalışan tüm ekibe çok teşekkür ederiz" dedi. 6 ayda 2 bin 500 hasta muayene edildi Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, minimal invaziv işlemlerle gerçekleştirilen bu tedavilerin çeşitliliğine ve poliklinikte 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hastanın muayene edildiğine dikkat çekti. Ayrıca, 200 hastaya nörogirişimsel işlemlerin uygulandığını ve bunların 80’inin inme, 50’sinin beyin damar baloncuğu (anevrizma) geriye kalan da 70 hastanın da şah damarı (karotis stent) tedavisi olduğunu belirtti. Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Onay, Gaziantep ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki hastalara sunulan "Girişimsel Radyoloji" hizmetleri hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Mehmet Onay, hastanenin iki üst düzey biplan ve bir monoplan anjiyo cihazına sahip olduğunu ve her türlü Girişimsel Radyolojik işlemin uygulandığı ve hastaların tedavilerinin mümkün olduğunu ifade etti. Mehmet Onay, özellikle inme ve beyin kanaması gibi A grubu işlemlerin Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Girişimsel Radyoloji ünitesinde yapıldığını belirtti. Ayrıca, acil olmayan hastaların Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 1. Kat C7 blokta bulunan Girişimsel Radyoloji Polikliniği’ne randevu almadan başvurabileceklerini söyledi. "Kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damar bulunup pıhtı çıkarılıyor" Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise halk arasında felç olarak bilinen iskemik inme hastalığı ve tedavisinin önemi üzerinde durdu. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, inme semptomlarının, vücudun bir kısmında felç, yüz felci, konuşma bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıktığını ve tedavide zamanın kritik olduğunu vurguladı. Murat Altay, ilk 6 saat içinde müdahale edilmesi gerektiğini çünkü beynin kan almadığı her 5 dakikada hücrelerin ölmeye başladığını belirtti. Altay, Girişimsel Radyoloji ekibinin beyinde tıkanıklık bölgesinde "can çekişen hücrelere" yeterli kan akımını sağlamak için kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damarı bulup pıhtıyı çıkardığını ve bu işlemin hastalar için konforlu olduğunu ifade etti. Erken müdahale ile hastaların semptomlarının hızla iyileşebildiğini belirten Altay, süre uzadıkça durumun zorlaştığını söyledi. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, Gaziantep Şehir Hastanesinde bu işlemlerin ücretsiz olarak yapıldığını ekledi. “6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, “Girişimsel Radyoloji dediğimiz bölüm ülkemizde henüz yan dalı olmayan bir uzmanlık dalıdır. Minimal invaziv işlemler yaptığımız bir alandır. Burada biyopsisinden tutun damar içinden tedaviler olmak üzere birçok işlem yapıyoruz. İşlem çeşitliliğimiz çok fazla. 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” dedi. "İnme ve beyin kanamalı hastalarının tedavisinde 2 tane üst düzey biplan anjiyo cihazımız bulunmakta” Doç. Dr. Mehmet Onay, “Gaziantep Şehir Hastanesi olarak Gaziantep ve tüm Güneydoğu bölgesindeki illerdeki İnme ve beyin kanamalı hastalara Girişimsel Radyoloji hizmeti vermekteyiz. Her türlü Girişimsel Radyolojik işlemler hastanemizde yapılmakta. Ünitemiz dışında Girişimsel Radyolojiye tanımlı 10 yataklı servisimiz de bulunmakta” şeklinde konuştu. "Felçlik tedavisinde en önemli unsur erken müdahale’" Felçlik tedavisinde en önemli unsurun erken müdahale olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise, “Halk arasında felç olarak bilinen inme genellikle şeker, tansiyon ve kalp hastalığı olan hastalarda oluyor. Bu hastalarda tedavide en önemli husus ’zaman’. İlk 6 saatte hastanın acil servise başvurması ve beynine atan pıhtının çıkarılması gerekiyor. Çünkü insan beynine kan 5 dakika gitmeyince hücreler ölmeye başlıyor ve geri dönüşümsüz bir sürece giriliyor. Bu nedenlerden dolayı ölen beyin hücreleri var. Bir de can çekişen ve kurtarılmayı bekleyen hücreler var. Girişimsel Radyoloji olarak biz burada can çekişen hücreleri kurtarmak için müdahale ediyoruz” diye konuştu. (FA-SVY-
İstanbul Decoverse reklam filminde milli voleybolcu Hande Baladın rol aldı Eczacıbaşı Topluluğu’nun banyo yenileme alanında hizmet veren web sitesi Decoverse’ün reklam filminde, milli voleybolcu Hande Baladın rol aldı. Reklamda, Baladın’ın sıradışı smaçları eşliğinde Decoverse’de banyo yenilemeye dair tüm ihtiyaçların bulunduğu anlatılıyor. Eczacıbaşı Topluluğu’nun, banyo yenileme sürecini online hale getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl açtığı yeni dijital banyo yenileme platformu Decoverse, yeni reklam filminde Eczacıbaşı takımının yıldız oyuncularından, milli voleybolcu Hande Baladın’a yer verdi. ‘İstediğin banyo olsun’ başlıklı reklam filminin başında, Baladın’ın smaçlarıyla eski bir banyoyu yıktığı görülüyor. Ardından Baladın’ın yanına gelen platform ekibi milli voleybolcuya “Siz bitirdiyseniz biz başlayalım Hande Hanım” diyor ve banyoyu yenilemeye başlıyor. Jüpiter’in kreatif yönetiminde Filmhakika tarafından çekilen reklam filminin yönetmenliğini Caner Çetiner üstlendi. Yapılan açıklamaya göre, banyosunu yenilemek isteyenler, bugün 120 kategoride, 450 farklı markaya ait 70 bini aşkın ürün seçeneği bulunan platform aracılığıyla farklı mimarların tasarımlarından oluşan ilham görselleri ile banyo tasarımlarından fikir alabiliyor, aradıkları en uygun ürünü bulabiliyor, tüm süreç boyunca profesyonel mimarlık ve ustalık hizmeti alabiliyor.