SAĞLIK - 10 Kasım 2017 Cuma 12:38

“Gün içinde uyuklama sorununuz varsa dikkat”

A
A
A
“Gün içinde uyuklama sorununuz varsa dikkat”

Doç.

Doç. Dr. Tayfun Apuhan, gün içinde uyuklama sorunu olanların uyku apnesi hastalığı olabileceğini söyledi.



Hisar Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Bölümü Doç. Dr. Tayfun Apuhan, uyku apnesi ile ilgili açıklama yaptı. Horlama ve uyku apnesinin uyku esnasında hava yolundaki daralmaya bağlı olarak ortaya çıkan önemli bir sağlık problemi olduğunu söyleyen Doç Dr. Apuhan, "Uyku apnesi ve horlama sadece hastayı ve ailesini rahatsız eden sosyal bir sorun değil, aynı zamanda yaşamı tehdit edebilen ve ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır. Horlama, tıkayıcı uyku apnesi sendromunun en belirgin yakınması olup, tıkayıcı uyku apnesi olan hastaların hepsinde görülür. Ancak her horlama tıkayıcı uyku apnesi değildir. Horlama yakınması olan hastalar mutlaka uyku apnesi açısından sorgulanmalıdır" dedi.



Uyku apnesi sorunu yaşayan kişilerde başlıca sorunlar olarak, horlama, uyku sırasında nefes kesilmesi, boğulma ve zorlukla solunum nöbetleri görüldüğünü kaydeden Doç. Dr. Apuhan, "Ayrıca gün boyu uyuklama, dikkat isteyen aktivitelerin yapılmasında ve devam ettirilmesinde zorluk, uykudan yorgun kalkma, sabah baş ağrıları, anlama zorlukları, cinsel fonksiyon bozuklukların ve kişilik değişiklikleri görülebilmektedir" ifadelerini kullandı.



Kilo sorunu olan kişiler uyku apnesine en büyük aday


Burun girişinden ses tellerinin olduğu bölge kadar olan, hatta yenidoğanlarda ses tellerinin de olduğu bölgeyi içeren alanda, üst solunum yolunu daraltan veya üst solunum yolu kaslarının gerginliğini azaltmaya neden olan her türlü patoloji horlama ve tıkayıcı uyku apnesi sendromuna neden olabileceğini kaydeden Doç Dr. Apuhan, özellikle boynu kalın ve kısa olan, alt çenesi geride olan ve kilosu fazla olan kişiler en büyük aday olabildiğini açıkladı.



"Endoskopik yöntemlerle kişide uyku apnesi teşhis edilebiliyor"


Doç. Dr. Tayfun Apuhan, hastalığın teşhisinde kullanılan yöntemleri şöyle açıkladı: "Hastalığın tanısında kullanılan başlıca yöntem olarak genel değerlendirme ve fizik muayene, kulak burun boğaz muayenesi, endoskopik muayene, radyolojik görüntüleme yöntemleri, yüz yapılarının ve hava yolu boyutlarının ölçülmesi, uyku testi ve uyku endoskopisidir. Uyku apnesi sendromunda ön tanı için öykü ve fizik muayene yeterli olmasına rağmen doğru tanının kesinleştirilmesi, hastalığın ciddiyet derecesinin saptanması ve dolayısıyla etkin tedavinin planlanması için uykunun objektif değerlendirilmesine yani polisomnografiye (PSG) ihtiyaç vardır. PSG uyku apnesi tanısında altın standart olarak kabul edilir".



"Gerekirse cerrahi müdahale ile uyku apnesi tedavisi mümkün"


Tedavinin ne kadar yoğun olacağı; hastalığın derecesine, tedavi sonucundaki beklentilere ve var olan tıbbi koşullara bağlı olduğunun altını çizen Doç Dr. Apuhan, "Tek tedavi her hasta için geçerli olmayabilir. Her hasta ayrı ayrı değerlendirilir ve değişik tedavi yöntemlerinden uygun olan planlanır. Cerrahi tedavi olarak üst hava yolundaki tıkanıklığı by-pass etmeye veya üst solunum yolundaki tıkanıklığı ortadan kaldırmaya yönelik yapılır. Horlama vetıkayıcı uyku apnesi olan hastalarda solunum yolundaki tıkanıklığın yerine ve içeriğine göre farklı bölgelerde cerrahi müdahaleler yapılabilmektedir. Burun tıkanıklığına yönelik ameliyatlarda hastanın yakınmasının giderilmesi ve CPAP başarısını arttırmak için yapılmalıdır. Eğer kişide kemik kıkırdak eğriliği varsa düzeltilmesi, konka küçültme girişimleri, burun pasajını genişletmeye yönelik cerrahi yöntemler kullanılabilmektedir. Özellikle çocuk hastalarda geniz eti veya varsa büyümüş bademcik ameliyatı tedavide etkili olabilmektedir" ifadelerini kullandı.



Kulak Burun Boğaz Bölümü Doç. Dr. Tayfun Apuhan, uyku apnesi olan hastaların dikkat etmesi gerekenleri şöyle açıkladı:


Kilo vermek için günlük egzersiz yapılmalı ve atletik bir yaşam biçimi seçilmelidir.


Yatış zamanından 3-4 saat önce kafeinli ve alkollü içecekler alınmamalıdır.


Düzenli bir uyku için her gece aynı saatte (hafta sonları dahil) yatıp kalkılmalıdır.


Yatak odasının gürültüden uzak uyumaya elverişli hale getirilmesi gereklidir.


Yatmadan önce uyku ilacı, sakinleştirici mümkünse kas gevşetici ilaçlar alınmamalıdır.


Sıklıkla horlama ve apnenin kötüleştiği sırt üstü yatmak yerine yan yatmaya alışılmalıdır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yıldırım’da ‘Dönüşüme cam, doğaya can’ projesi hayata geçti Yıldırım Belediyesi, ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde, 7 ayda 90 ton atık cam toplayarak bunları yeniden üretime kazandırdı. Yıldırım Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde başlatılan ‘Sıfır Atık Projesi’ne tam destek veriyor.2019 yılından bu yana ilçe geneline yerleştirdiği 208 cam kumbarasından 6 bin ton atık cam toplayan Yıldırım Belediyesi, vatandaşlarda farkındalık oluşturacak bir projeye imza attı. Eylül ayında hayata geçirilen ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde ilçedeki kahvehane, çay ocağı ve kafeteryalarda sıfır atık masaları oluşturuldu. İşletme sahipleri ve vatandaşlar sıfır atık konusunda bilgilendirilirken cam atığı toplayan işletmelere masa örtüsü, çay, kesme şeker, çay bardağı gibi hediyeler veriliyor. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri tarafından belli periyotlarla toplanılan atık camlar geri dönüşüme kazandırılıyor. 90 ton atık cam dönüştürüldü İlçenin dört bir yanına yerleştirilen atık cam kumbaraları ve gerçekleştirilen kampanyalar ile çalışmaların kesintisiz devam ettiğini söyleyen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Atıkları kaynağında ayrıştırma noktasında gerek belediyemizde gerekse düzenlediğimiz kampanyalarla ilçemizde önemli çalışmalar yürütüyoruz. ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can’ sloganıyla hayata geçirdiğimiz proje çerçevesinde 240 işletmeye 4 bin 700 masa örtüsü dağıtımı gerçekleştirdik ve hemşehrilerimizi proje ile ilgili bilgilendirdik. İlerleyen süreçte projemizi sitelerimizde de devam ettireceğiz. Cam doğada 4 bin yılda yok olmakta. Gelecek nesillere daha yaşanılır bir kent bırakmak adına hayata geçirdiğimiz projemiz ile 7 ayda 90 ton cam atığını toplayarak geri dönüşümünü sağladık. Gerçekleştirdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde hem çevremizi koruyor hem de ekonomimize artı değer katıyoruz. Yıldırım Belediyesi olarak, Yıldırım’ı tam anlamıyla çevre dostu bir kent haline getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Çorum Taşkından korkan köylülerden ıslah talebi Çorum’un Dodurga ilçesindeki Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını belirterek, köy merkezinden geçen derenin ıslah edilmesini talep etti. Çorum’un Dodurga ilçesine bağlı Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, köyden geçen 1,5 kilometrelik dere sebebiyle taşkın korkusu yaşıyor. Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını söyleyen vatandaşlar, köylerinden geçen derenin taşkına karşı ıslah edilmesini istedi. ’Karadeniz’de yaşanan sel baskınları korkutuyor’ Sel tehlikesi ile karşı karşıya kalmak istemediklerini belirten Köy Muhtarı Ali Ekber Sever, “Dere yatağı ile ilgili sıkıntılarımız var. Köyümüz büyük tehlike altında. Dere yatağı yok, yağmur yağdığı zaman sel gelecek diye köylü dışarıda bekliyor. Karadeniz’de sellere neden olan ani dere taşkınlarının köyümüzde yaşanmamasını istiyoruz" dedi. "Korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz" Muhtar azası Mustafa Ertaş ise, köylüler tarafından yapılan geçitlerin de tehlike saçtığını belirterek, “Köyümüzde yaşayan 300 kişi için dere yatağı tehlike arz ediyor. Dere yatağının köyden geçen bölümünün ıslah edilmesini kalan bölümün ise temizlenmesi gerekiyor. Dere üzerinde bulunan yaya geçitleri köy halkımız ve önceki muhtarlar tarafından yapılmış. Ahşap olan köprüler de tehlike arz ediyor. Her an birileri düşebilir. Dere kenarına korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz. Mevcut araç köprülerinin de dayanıklı olup olmadığını incelemesini, derenin ıslah edilmeyen kısmının üzerine de en az bir köprü daha yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu. "Ahşap köprüler sağlam değil" Derenin üzerinde bulunan yaya köprülerinin sağlam olmadığını belirten köy sakinlerinden Arif Doğar da, “Dereden sel geldiği zaman mağdur oluyoruz. Çocuklarımız taşımalı olarak servis ile okula gidiyor. Sel geldiği zaman ya yolda kalıyor eve geçemiyor ya da evden okula gönderemiyoruz. Yağmur yağdığında sel gelir diye korkuyor, evde kalamıyoruz. Acil bir durum olsa, hastamız olsa evde kalıyor, dereden atlatamıyoruz. Bu sıkıntıların giderilmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
Samsun ‘Afrika’nın tozu Karadeniz Bölgesi’ni de etkileyecek’ Astım, KOAH ve kanser hastalarının çöl tozlarına nefes yoluyla maruz kalmalarının hastaneye başvuruları ve yatışları arttıracak düzeyde şikayetlere neden olabileceği uyarısında bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Yarın dışarı çıkmak zorunda kalan tüm vatandaşlarımız maske ile tedbir almaları gerekmektedir” dedi. Samsun başta olmak üzere kuzey Afrika üzerinden rüzgârla gelen toz bulutu Türkiye’yi etkiliyor. VM Medical Park Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Şevket Özkaya, Samsun’u ve Karadeniz Bölgesi’ni de yakından etkileyecek Afrika tozları hakkında uyarılarda bulundu. “Yarın dışarı çıkmak zorunda olan tüm vatandaşlarımız maske takmalı” Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Sıcak hava ile gelen bu çöl tozları özellikle Karadeniz bölgesinde nem ile birleşince yeryüzüne daha yakın seyredecek ve çamur yağmuru gibi etkisini gösterecek. Bu tozları soluyan vatandaşlarımızda öksürük, burun tıkanıklığı ve nefes darlığının yanı sıra gözlerde tahribat yapma riski var” açıklamasında bulundu. “Astım, KOAH ve kanser hastaları için daha tehlikeli olabilir” Bazı hasta gruplarının çöl tozlarından daha fazla etkilenebileceğini belirten Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Özellikle astım, KOAH ve kanser hastalarımızın bu tozlara nefes yoluyla maruz kalmaları hastaneye başvuruları ve yatışları arttıracak düzeyde şikâyetlere neden olabilir. Yarın dışarı çıkmak zorunda kalan tüm vatandaşlarımız maske ile tedbir almaları gerekmektedir. Çocuklar ve okula giden çocuklar risk altındadır. Toz fırtınasında teneffüslerde bahçeye çıkmamalıdırlar. Astım ve KOAH hastaları nefes darlığı atağı geçirebilirler. Mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları gerekir. Kanserli hastalarda vücut direnci düşük olduğu için öksürük olabilir onlar daha özenli olmalıdır” diye konuştu.
Tokat Türkiye’de tek olan kampüste engelli öğrenciler 23 Nisan’ı kutladı Türkiye’de tek olan Tokat’taki Sosyal Hizmetler Kampüsü’nde eğitim alan engelli öğrenciler, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çeşitli etkinliklerle kutladı. Tokat’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Türkiye’de ilk ve tek olan Sosyal Hizmetler Kampüsü’nde eğitim gören engelli çocuklar bugün program düzenledi. Şiir okuyup şarkı söyleyen öğrenciler, İzmir Marşı ile birlikte gökyüzüne balonlar bıraktı. Programın sonunda engelli öğrenciler, aileleri ve öğretmenleriyle birlikte oyun havası oynayarak gönüllerince eğlendiler. Kampüs hakkında bilgi veren Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mustafa Aydoğan, “Burası Türkiye’de nadir tesislerden bir tanesidir. Özel Eğitim Kampüsü olarak geçiyor. Tokat’ta Eylül 2023 tarihinde hizmete girdi. Bünyemizde 4 tane okul müdürlüğü bulunuyor. Özel Eğitim Uygulama Okulu, Meslek Okulu, Anaokulu ve Görme Engelliler Okulu olarak tam bir tesis şeklinde özel eğitim öğrencilerinin tüm ihtiyaçlarını giderecek, onlara hizmet edecek bir şekilde planlandı. Bugün de öğrencilerimizin eğlenmelerine yönelik ve onların el becerilerini geliştirmeye yönelik program düzenledik. Hem ritim gösterisi hem de şiirler olan, sonunda da konser olan eğlence programı düzenledik” dedi. Programa katılan öğrenciler ise düzenlenen etkinlikte çok eğlendiklerini ifade ettiler.