SAĞLIK - 10 Kasım 2017 Cuma 12:56

İş stresi deyip geçmeyin

A
A
A
İş stresi deyip geçmeyin

Uzman Klinik Psikolog Pelin Su Uzun, iş stresinin hafife alınmaması gerektiğini söyledi.

Uzman Klinik Psikolog Pelin Su Uzun, iş stresinin hafife alınmaması gerektiğini söyledi.


Uzun, iş stresini “Kişide fizyolojik ve psikolojik dengesizlik oluşturan zihinsel veya fiziksel yorgunluk durumu” olarak özetlemenin mümkün olduğunu belirterek, “Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yeni bir şeyler başarma öğrenmenin doğasında daima stres olduğu bundan bütünüyle kaçınmanın mümkün ve doğru olmadığıdır. Nitekim, düşük düzeydeki stresin, bireyi yeni çözüm yolları aramada motive edebileceği, dolayısıyla zararlı değil, yararlı olduğu ifade edilmektedir” dedi.


Zararlı olanın yüksek düzeydeki olumsuz stres olduğunu dile getiren Psikolog Pelin Su Uzun, “Stres, kendisini meydana getiren ana parçaların toplamından çok daha fazla bir değere sahiptir, bedenimizin fiziksel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanması ile ortaya çıkan psikolojik ve fizyolojik etkileri oldukça fazladır; sizde gözlemlenen, uyku bozuklukları, çevre ile ilişkinin bozulması bunlardan sadece birkaçıdır. Birey olarak strese karşı reaksiyon verme sürecinin "Alarm" durumu ile başladığını belirtmek mümkündür” diye konuştu.


Psikolog Pelin Su Uzun, vücudumuz ve zihnimiz bize içinde bulunduğu durumdan hoşnut olmadığını belirten birtakım göstergeler sunduğunu; bunu algılayarak ve stresli durumdan kurtulmak için bir şeyler yapmazsak yani stres oluşturan şey (tehdit) ortadan kalkmazsa bünye bir sonraki aşama olan "Tükenme" durumuna geçebildiğini anlatarak, “Bunu engellemek adına sizin için kendinize şu soruları sormanızda fayda var. İşler nasıl bu duruma geldi? Başta çok istenen bir durum nasıl tehdit boyutuna yükseldi? bunları değerlendirmek durumun nerede değiştiğini görmek açısından oldukça önemlidir. Tabii bireyin kişilik yapısı ve stresle başa çıkma durumu değerlendirilmelidir, çözüm yolu her kişiye göre farklılaşıyor olsa da bilinmesi gereken önemli noktalar şunlardır; Yaşadığınız stres sizi başarıdan ya da istediğiniz şeyden uzaklaştıryorsa ve zarar vermeye başladıysa eylem planı oluşturmak ilk aşamadır bu durumu nasıl düzeltebilirim? Gerçekten yaşadığım strese değer bir kazanç elde edecek miyim ? Cevabınız olumsuzsa sizi yıpratan bu süreci bitirmek daha sağlıklı olacaktır. Bunun yanında ruh sağlığı çalışanlarından profesyonel bir yardım alma, psikolojik belirtileri düzeltme ve durumu daha sağlıklı değerlendirmenizi sağlama açısından faydalı bir yöntem olabilir. Yine Gevşeme Teknikleri, Meditasyon, stresli ortamlardan uzaklaşmak için ilave rahatlatıcı etkinliklerin çoğaltılması, başvurulacak çözüm yolları arasındadır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Teknoloji çağında gün geçtikçe okuma oranı düşüyor Mardin’de öğrenciler, teknoloji çağında okuma oranının düştüğünü dile getirdiler. Mardin’de kütüphanelerde ders çalışan öğrenciler, okuma alışkanlıklarının her geçen gün düştüğünü söyledi. Okuma alışkanlığının ailede başlaması gerektiğine dikkat çeken Okan Hakan, "Kitap okumaya küçük yaşta başlanmalıdır. Ailenin vermesi gereken bir alışkanlık olması gerekiyor. Yaşa göre okunacak kitap değişir. Kitap okuma konuşma, diksiyon için çok yararlıdır. İlk başta aile, daha sonra okulda bununla ilgili bilgi verilmelidir. Teknolojiye göre kitap tercih edilmesi daha faydalı diye düşünüyorum" dedi. Okuma oranlarının düşmesini teknolojinin gelişmesine bağlayan Fahriye Kübra Teken ise, her türlü bilgiye internet yolu ile erişim sağladıklarını söyledi. Teken, "Her türlü bilgiye oradan ulaşmaya sahip olduk. İnsanlar teknolojiyi daha kolay bulduğu için oraya yöneliyor ama bence okumanın tadı daha farklı. Bu alışkanlığı pandemi döneminde edindim. O zamandan beri düzenli okumaya gayret ediyorum. Ayda üç kitap bitirmeye çalışıyorum. Okumadan önce olaylara daha düz bakıyordum. Kitap okuma alışkanlığı edindikten sonra insanlarla empati kurabildiğimi, hayata daha farklı baktığımı, duygusal ve manevi açıdan daha çok geliştiğimi fark ettim. Kitap okumak insanın bakış açısını genişletiyor. Kitap okumaya başlayan bir daha bırakamayacak. Çünkü kendi içinize çekiliyorsunuz ve bir nevi o karakterlerin hayatında yaşıyorsunuz. Sizin tanıdığınız insanlar gibi oluyorlar. Tanıştığınız her insan, giriştiğiniz her işte daha farklı bakmayı öğrendiğiniz için size bu tarz bir katkıda bulunuyor. Aynı zamanda Türkçemi geliştirmeme de katkısı oldu. Kitap okuyacak herkes bu şekilde faydalanabilir" diye konuştu.