SPOR - 22 Temmuz 2018 Pazar 16:37

Mesut Özil: "Ne olursa olsun o fotoğrafı çektirirdim"

A
A
A
Mesut Özil: "Ne olursa olsun o fotoğrafı çektirirdim"

Arsenal’in Türk asıllı Alman futbolcusu Mesut Özil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çektirdiği fotoğraf sonrası özellikle Alman medyası tarafından gösterilen tepkilerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Ne olursa olsun yine de o fotoğrafı çektirirdim" dedi.

Arsenal’in Türk asıllı Alman futbolcusu Mesut Özil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çektirdiği fotoğraf sonrası özellikle Alman medyası tarafından gösterilen tepkilerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Ne olursa olsun yine de o fotoğrafı çektirirdim" dedi.


İngiltere’nin başkenti Londra’da geçtiğimiz Mayıs ayında eğitim ve yardım gecesinde bir araya geldiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte çektirdiği fotoğraf sonrası özellikle Alman medyasının hedefi haline gelen Arsenal’in Türk asıllı Alman futbolcusu Mesut Özil, konuyla ilgili olarak sosyal medya hesabından açıklama yaptı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmesinin herhangi bir siyasi amaç taşımadığını belirten Özil, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:


"Geride kalan iki hafta, bana son aylarda yaşanan olaylar üzerine düşünme fırsatı verdi. Bu vesileyle malum konuyla ilgili görüş ve hislerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.


Pek çok insan gibi benim de geçmişim birden fazla ülkeye dayanıyor. Almanya’da büyümüş olsam da ailemin kökleri Türkiye’de. Biri Alman biri de Türk olmak üzere iki kalbim var. Çocukluğumda annem bana hep saygılı olmamı ve nereden geldiğimi unutmamamı öğretmişti ve ben, bu değerleri hala muhafaza ediyorum.


Mayıs ayında bir yardım ve eğitim organizasyonu çerçevesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Londra’da buluştum. Kendisiyle ilk defa Türkiye’nin Almanya ile 2010 yılında Berlin’de oynadığı ve Angela Merkel’le birlikte izledikleri maçın ardından görüşmüştüm. O günden bu yana yollarımız pek çok defa kesişti. Birlikte çektirdiğimiz fotoğrafın Alman medyasında büyük bir tepki oluşturduğunun farkındayım fakat bazı insanlar, beni yalancılık ve hilekarlıkla suçlasa da bu fotoğrafın hiçbir siyasi amacı yoktu. Daha önce de söylediğim gibi annem; atalarımı, onların mirasını ve aile geleneklerimizi kaybetmeme asla müsaade etmedi. Benim için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fotoğraf çektirmek, siyaset ve seçimlerle alakalı değil, ailemin mensubu olduğu ülkenin en yüce makamına duyduğum saygının bir gereğidir. Ben politikacı değil, futbolcuyum. Dolayısıyla Erdoğan ile görüşmemiz asla bir siyasi propaganda değil. Nitekim kendisiyle her zamanki gibi futboldan konuştuk. Çünkü o da eski bir futbolcu.


Alman medyası olanları farklı bir şekilde yansıtsa da gerçek şu ki Erdoğan’la görüşmemek, şu an benimle gurur duyduklarını bildiğim atalarıma saygısızlık olurdu. Benim için cumhurbaşkanının kim olduğunun önemi yok, önemli olan cumhurbaşkanı olması. Erdoğan’ın bulunduğu makama saygı duymak, Kraliçe Theresa May’in de paylaştığı bir görüş olsa gerek ki onu Londra’da ağırladı. Söz konusu kişi Alman cumhurbaşkanı olsa da benim için durum değişmeyecekti.


Dünyada siyasi liderlerin kendi kişiliklerinden bağımsız düşünülemediğini bildiğimden bu yazdıklarımın anlaşılmasının zor olduğunun farkındayım. Fakat bu defa durum farklı. Son seçim ya da bundan önceki seçimin sonucu ne olursa olsun yine o fotoğrafı çektirirdim."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.