GENEL - 15 Kasım 2017 Çarşamba 13:21

Metropollerde yaşayan beyaz yakalıların kaliteli yaşam ve beslenme haritası çıkarıldı

A
A
A
Metropollerde yaşayan beyaz yakalıların kaliteli yaşam ve beslenme haritası çıkarıldı

Türkiye’de iş dünyasının nabzının attığı 5 şehirde ’Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları’ araştırmasının sonuçları açıklandı.

Türkiye’de iş dünyasının nabzının attığı 5 şehirde ’Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları’ araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre metropollerde yaşayan beyaz yakalıların yüzde 80’i öğün atlıyor, yüzde 32’si hem hafta içi hem de hafta sonu 7 saatten az uyuyor, yüzde 35’i sabah kahvaltılarında pastane ürünleri tercih ediyor, yüzde 31’i ise öğle yemeğinde fast food tüketiyor.



Herbalife tarafından İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Kocaeli şehirlerinde, 400 beyaz yakalı çalışan ile görüşülerek gerçekleştirilen ’Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları’ araştırmasının ilgi çekici sonuçları, düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı. Araştırmada, ’Günlük Çalışma ve Uyku Süreleri’, ’Sağlıklı Beslenme Denilince Akla Gelenler ve Bilgi Kaynakları’, ’Günlük Tüketilen Öğün Sayısı, Öğün Atlama Düzeyi ve Öğünlerde Tüketilenler’, ’Spor/Fiziksel Aktivite Tercihi ve Yapma Sıklığı’, ’Kaliteli ve Sağlıklı Bir Yaşam Sürdürmek İçin Önem Verilen ve Gerçekleştirilen Kriterler’ konuları mercek altına alındı.



"Sağlıklı beslenme bilinci artsa da hala yeterli değil"


Nielsen tarafından yürütülen ’Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları’ araştırmasının sonuçlarını yorumlayan Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer; araştırmanın, son dönemde sağlıklı beslenme konusunda toplumsal bilincin arttığını ancak halen ideal düzeyde olmadığını gösterdiğini söyledi.


Tamer, araştırmaya göre eğitimli beyaz yakalı çalışanların da bu konuda önemli eksikliklerinin bulunduğunu belirtti ve "sağlıklı beslenme konusunda çalışanların hem desteğe, hem yönlendirmeye, hem de doğru seçenekler sunulmasına ihtiyacı var" dedi.



Araştırma sonuçları ve öneriler


Araştırmaya göre, her 5 beyaz yakalıdan dördü öğün atlıyor. En fazla atlanılan öğün yüzde 29 ile ara öğünler. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği yüzde 27 ile ikinci sırada geliyor. Atlanılan öğünler içerisinde en az yüzde 16 ile akşam yemeği geliyor. Ancak hafta içi 8 saatten fazla çalışanlar akşam yemeğini daha az saat çalışanlara kıyasla daha fazla atlama eğiliminde.


Erkeklerin yüzde 15’i öğün atlamadığını belirtirken, kadınlarda bu oran yüzde 25’e çıkıyor. Hafta sonu çalışanlar ve çalışmayanlar arasındaki öğün atlama oranı ise oldukça dikkat çekici. Hafta sonu çalışmayanların yüzde 30’u öğün atlamadığını belirtirken, standart olarak her hafta sonu çalışanların sadece yüzde 4’ü öğün atlamadığını belirtiyor.


Sabah kahvaltısı ve öğle yemekleri en çok iş temposu/vakitsizlik nedeniyle atlanıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 55’i sabah kahvaltısını, yüzde 70’i ise öğle yemeğini atlamasının en büyük nedenini iş temposu/vakitsizlik olarak ifade ediyor. Kahvaltıyı ’sabahları iştahsız olmaları nedeniyle’ atlayanlar yüzde 54 oranında iken; yüzde 26’lık bir kesim ’iş yeri yakınlarında sağlıklı öğünler sunan restorant/cafe/lokanta bulunamaması’ sebebiyle öğle yemeğini atladığını belirtiyor. Akşam yemeği ise yüzde 47 oranında ’eve geç gelinmesinden ötürü geç vakitte yemek yemek istenmemesi’ nedeniyle atlanıyor.



Sağlıklı beslenme ile ilgili temel bilgi kaynağı internet


Sağlıklı beslenme ile ilgili beyaz yakalıların yaklaşık yarısı (yüzde 47) internet sitelerinden bilgi alıyor. Televizyondaki haberler, kadın sağlık programları (yüzde 46) da benzer seviyede takip edilirken; doktor, hemşire, eczacı v.b. (yüzde 34) sağlık personellerinden bilgi alma düzeyi üçüncğ sırada geliyor. Diyetisyenler (yüzde 26) ve kamu spotu reklamları (yüzde 25) bu konuda en az takip edilen kaynaklar.


Beyaz yakaların yüzde 31’i herhangi bir fiziksel aktivite ile ilgilenmiyor. Sağlıklı beslendiğini belirtenlerde haftalık düzenli aktivite yapma eğilimi daha fazla iken, sağlıklı beslenmediğini belirtenler herhangi bir spor/fiziksel aktivite ile ilgilenmediklerini daha çok belirtiyorlar. Bu da sağlıklı beslenme ve spor alışkanlıklarının birbiri ile güçlü bir ilişkisi olduğu sonucunu doğuruyor. En fazla tercih edilen fiziksel aktivite ise yüzde 46 oranla yürüyüş.



Hafta içi mesai yapıyor, hafta sonu da çalışıyoruz


Araştırmaya göre, beyaz yakalıların hafta içi günlük ortalama çalışma süresi yaklaşık 9 saat. Çalışanların yüzde 59’u hafta sonu da çalıştığını belirtiyor. Hafta sonu ortalama günlük çalışma süresi 8,3 saat. Hafta içi fazla mesai harcayanların hafta sonu da çalışması dikkat çekiyor. Yani hafta içi mesai yapıyor, hafta sonu da çalışıyoruz.



"Orta üst düzey yöneticilerde ve erkeklerde hafta sonu düzenli olarak çalışma oranı ise çok daha yüksek"


Uzun çalışma saatleri kilo alma eğilimini artırıyor. Aşırı kilolu olma ve obezitenin temelinde yatan faktörler çok yönlü olup özellikle cinsiyet ve yaşam tarzı ile ilişkili oldukları çeşitli bilimsel çalışmalarla ortaya koyulduğunu belirten Tamer, "Uzun saatler boyunca ara vermeksizin çalışan kişilerde, iş sonrası vücudun kendisini toplaması için fırsat bulamaması yanı sıra düzenli egzersiz yapmak için de zaman kalmaması ayrı ayrı sorun oluşturur. Günlük çalışma saatlerinin toplamda 8 saati geçmemesi ve mümkünse her 2 saatte bir kısa, dört saatte ise en az yarım saatlik bir dinlenme arası verilmesinin sadece verimliliği artırmakla kalmayıp, mevcut kilonun muhafaza edilmesine de katkıda bulunduğunu unutmamak gerekiyor" şeklinde konuştu.


Beyaz yakalıların hafta içi ve hafta sonu ortalama uyku süresi 7 saat. Hafta içi yüzde 32’si 7 saatten az, yüzde 51’i 7-8 saat arası, yüzde 17’si ise 8 saatten fazla uyuyor. Sağlıklı beslenmeyi öncelikle ’düzenli öğünle beslenmek’ olarak görüyorlar. İkinci sırada ’kalorisi düşük ürün tüketimi’, üçüncü sırada ’organik ürün tüketimi’ yer alıyor. Yaklaşık üçte ikisi (yüzde 64) sağlıklı beslendiğini düşünüyor. Yaş ve eğitim seviyesi arttıkça sağlıklı beslendiğini düşünenlerin oranı artıyor.


Hafta içinde ortalama 3 öğün besin tüketiyorlar. Sabah kahvaltısını hiç tüketmeyenlerin oranı yüzde 17, öğle yemeği tüketmeyenlerin oranı yüzde 12, akşam yemeği yemeyenlerin oranı ise yüzde 5. Kahvaltıda en çok tüketilen ürünler, yumurta, peynir, zeytin gibi kahvaltılık ürünler. Sabah kahvaltılarında pastane ürünlerinin tüketim oranı yüzde 35. Yaş arttıkça pastane ürünleri tüketimi giderek azalıyor. Öğle yemeğinde en çok ev yemekleri tüketiliyor, fast food ise yüzde 31 ile ikinci sırada yer alıyor. Akşam yemeğinde ev yemekleri öğle yemeğine kıyasla daha fazla tüketiliyor. Yaş arttıkça kahvaltılık ürünler nispeten daha fazla tüketiliyor, pastane ürünlerinin tüketimi giderek azalıyor. Bu bulgu da 45 ve üzeri yaşlardaki kişilerin kahvaltıdaki besinlerine daha fazla önem verdiğini ortaya koyuyor.


Doç. Dr. İsmet Tamer araştırmanın en düşündürücü sonuçlarından birinin beyaz yakalıların sağlıklı bilgi en önemli bilgi kaynağının internet olması olduğunu belirterek "Günümüzde internet hepimiz için çok önemli bir bilgi kaynağı. Tabi doğru kullanıldığında" dedi.


Teknoloji ve iletişimin son derece geliştiği bu devirde, bilgi kirliliği kaosu, beslenme konusundaki kafa karışıklığını da artırdığını vurgulayan Tamer şöyle devam etti: "Çoğu zaman tıp fakültelerinde bile rutin eğitim programında yer almayan sağlıklı ve dengeli beslenme eğitiminin, belki de daha ilk ve orta okul düzeyinde başlaması gerekiyor. Bu gelişmenin bir gün gerçekleşmesini ümit ederken, halen üniversitelerin beslenme konusunda eğitim veren bölümlerinden mezun, bu alanda araştırmaları ve deneyimleri olan uzmanların görüşlerine itibar etmek daha mantıklı değil midir? Genel bilinen ve kabul görmüş önerilerin aksine ’süper’, ’muhteşem’ veya ’jet’ diyetler gibi isimlerle ortaya çıkan afaki önerileri şüphe ile karşılamak, sağlıklı ve dengeli beslenmenin kısa süreli değişiklikler değil, hayat boyu yaşanması gereken bir değişim olduğunu bilmek gerekir".



Tamer, çalışanlara şu önerilerde bulundu:


Güne iyi bir kahvaltı ile başlayın


Sağlıklı ara öğünleri unutmayın


Dengeli ve sağlıklı beslenme, sağlıklı ve aktif bir hayat tarzına sahip olmanıza destek olur.


Uzun çalışma saatleri kilo alma eğilimini artırıyor.


Sağlıklı beslenmeyi doğru kaynaklardan öğrenin, uzmanına danışın.


İş planlarının yanında sağlıklı beslenme planları da yapın.


Metabolizma hızının düşmemesi için düzenli öğün tüketin.


Sabah 7.00 civarı erken saatlerde yapılan en az 15 gr protein içeren bir kahvaltı yapın.


Kahvaltıdan en geç 3 saat sonra sağlıklı bir atıştırmalık yiyin.


Saat 12-13 arası protein ve karbonhidrat içeriği yeterli, hazmı kolay ve yanında yeterince renkli sebzeler bulunduran bir öğlen yemeği yiyin.


Eve gitmeden gün sonu yorgunluğumuzu kolay atlatmamıza yardımcı olacak sağlıklı atıştırmalık tüketin.


Yoğurt, antioksidan özelliği yüksek kırmızı meyveler, muz, üzüm, elma parçaları ya da ceviz ve badem gibi gıdaları ara öğünlerde tüketin.


Türkiye’de sağlıklı beslenme ve wellness (iyi yaşam) pazarı giderek yükseliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.