GENEL - 08 Mart 2018 Perşembe 17:39

Nedim Özkan: "İtalyan Parlamentosu’nun reddettiği özel gün izni İz İletişim’de uygulanıyor"

A
A
A
Nedim Özkan: "İtalyan Parlamentosu’nun reddettiği özel gün izni İz İletişim’de uygulanıyor"

İz İletişim Ajans Başkanı Nedim Özkan, "Kadınlar ne çiçektir, ne de bu hayatın bir rengidir; kadın kadındır.

İz İletişim Ajans Başkanı Nedim Özkan, "Kadınlar ne çiçektir, ne de bu hayatın bir rengidir; kadın kadındır. İz İletişim’de icranın yüzde 60’ı kadınlardan oluşuyor" dedi.



Türkiye’de ulusal ve uluslararası önemli markaların iletişim danışmanlığını yapan İz İletişim, halkla ilişkiler sektörüne kazandırdığı yenilikçi iş anlayışını, çalışanlarına da yansıttığını açıkladı. Ajansın Kurucu Başkanı Nedim Özkan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle hem kendi ajanslarında çalışan kadınların uygulanan pozitif ayrımcılık konusunda hem de halka ilişkiler sektörüne kadınların etkisi üzerinde konuştu.



Halkla ilişkiler sektörü kadın popülasyonunun diğer sektörlere göre daha yoğun olduğu bir yapılanmaya sahip olduğunu kaydeden Özkan, "Kadınlar sayıca fazla durumda olsa da konum ve güç açısından erkeklere göre dezavantajlı durumda. Bu sorun sektörel değil, genel. Fakat, işe yaklaşımımda olduğu gibi bu konuda da aynı düşünüyorum; genelin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Ben kendimden sorumluyum. Hayata da işe de böyle bakıyorum. Kadınlar ne çiçektir, ne de bu hayatın bir rengidir; kadın kadındır. Ve kadınlar toplumun onlara biçtiği roller nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu sosyal bir gerçek. Fakat ben bu kötü gerçeği kendi küçük dünyamızda nasıl değiştirebilirim diye baktım ve yaptım. Bir yıldır İz İletişim’de çalışan kadınlara ayda bir gün ‘Özel Gün İzni’ veriyoruz. Bu kararımız büyük takdir kazandı. Öyle ki İtalyan Parlamentosu geçtiğimiz yıl şirketlerde çalışan kadınlara özel gün izni verilmesini tartıştı ama yasa tasarısı kabul edilmedi" ifadelerini kullandı.



"Erkekler işe alım, maaş ve yönetim pozisyonlarına terfi konularında ayrıcalıklı"


"Yıllar önce yapılan araştırmada, kadınların halkla ilişkiler sektöründe işe girişten, iş yaşamı boyunca yararlanılan olanaklara kadar pek çok alanda ayrımcı tutum ve davranışlara maruz kaldıklarını okumuştum" diyen Nedim Özkan, "Gazetecilikten halkla ilişkilere geçişimle beraber bu durumu kendim de tecrübe ettim. Mesleği icra edenlerin yüzde 70’i kadın olmasına rağmen erkekler işe alım, maaş ve yönetim pozisyonlarına terfi konularında ayrıcalıklı durumda. Diğer bir deyişle kadınlar, cam tavanla karşı karşıya Bir insan olarak bu durumun muhasebesini yapma zorunluluğunu hissettim ve kendi ajansımı kurduğumda böyle olmayacak dedim içimden. Şu an iz İletişim’de yüzde 50’nin üzerinde kadın çalışan kotasına sahibiz ve icra kurulumuzdaki karar yetkisi yüzde 60 kadın yöneticilerimizin elinde" şeklinde konuştu.



"’Fıtrat’ konuşmaları, ayrımcılığı meşrulaştırmaya hizmet ediyor"


"’Kadın kendi cinsiyetinden ötürü, cinsiyetinin bir özelliği olarak bir mesleğe yatkındır’ demek kesinlikle yanlıştır" diyen İz İletişim Başkanı Özkan, "Bilinen üzere sosyoloji kültürler üstünden terimler türetir. Terimler, kamuoyu algısını yönetme gücüne sahip kişiler tarafından dillendirildikçe toplumun tüm katmanlarına nüfuz eder, yayılır. Yani ’fıtrat’ kelimesi dillendirildiğinde, o sadece bir sözcük olarak kalmaz. Toplumun gündelik hayatına giren, tartışmalarını şekillendiren, kamuoyunda konuşulan bir terim olarak hayatlarımıza girer. Erkeğin kas gücüne ve kadının ’narin yaratılışına’ göndermelerle dolu ’fıtrat’ konuşmaları, ayrımcılığı meşrulaştırmaya hizmet ediyor, kadın üstünde hâkimiyet kurmaya, hatta onlar adına düşünüp onlar adına karar vermeye kadar gidiyor. Onun için kadına karşı olan yaklaşımın çözümlemesini yapmak büyük bir önem taşıyor" diyerek yöneticilere de önemli sorumluluklar düştüğünü söyledi.


Halkla ilişkiler veya herhangi bir meslekte kadınların veya erkeklerin birbirinden daha başarılı olmadığının altını çizen Özkan, "Cinsiyetler hakkında zihinde beliren olgulara ve rollere dair ayrımcılık yapmak ne kadar anormal ve yanlış ise cinsiyetlerin birbirine üstünlüğünü savunmak da bir o kadar yanlış" şeklinde sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Hazine ve Maliye Bakanlığından Dünya Bankasından alınan kaynaklara ilişkin açıklama Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dünya Bankası (DB) ve Türkiye arasındaki beş yıllık iş birliğinin yol haritası niteliğindeki Ülke İş birliği Çerçevesi (CPF) dokümanına ilişkin sosyal medyada dolaşan iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu bildirdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dünya Bankası ve Türkiye arasındaki beş yıllık iş birliğinin yol haritası niteliğindeki Ülke İş birliği Çerçevesi dokümanına ilişkin sosyal medyada dolaşan iddialara ilişkin bir yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, bu iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu belirtildi. Türkiye’nin 1947’de Dünya Bankasına üye olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Dünya Bankasından bugüne kadar toplamda 52 milyar dolar finansman sağlanmıştır. Söz konusu finansman kalkınma önceliklerimiz kapsamında ilgili kuruluşlarımız ve DB tarafından ortaklaşa geliştirilen projeler kapsamında kullanılmaktadır" denildi. DB kaynakları proje amacının dışında kullanılmıyor DB’den sağlanan kaynakların proje amacının dışında kullanımı söz konusu olmadığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "DB kredileri yoksulluğun azaltılması ve refahın eşit paylaşılması odağında sürdürülebilir büyümeyi hedeflemekte olup; bu kaynakların kullanımında toplumun ortak çıkarı gözetilmektedir. CPF programında geçen ‘kırılgan gruplar’ esas itibarıyla yeşil dönüşümden olumsuz etkilenecek meslek gruplarında çalışanlar ile finansmana erişimde zorluklarla karşılaşanları ifade etmektedir. DB projeleri ile söz konusu gruplara beceri kazandırılarak üretime dahil edilmesi ve böylece istihdamın artırılarak yoksulluğun azaltılması hedeflenmektedir. Dolayısıyla bu kredilerin İstanbul sözleşmesi ve LGBT ile ilişkisi yoktur. Avrupa Birliğinden sığınmacılar için Mali Yardım Programı (FRIT) kapsamında sağlanan hibe desteğinin kullanımında Dünya Bankası önemli bir rol oynamaktadır. CPF dokümanında bu gibi desteklere ilişkin göstergeler de takip edilmektedir. Ancak yeni CPF dokümanında sığınmacılar özelinde DB’den sağlanacak herhangi bir kredi bulunmamaktadır. Geçmişte olduğu gibi Dünya Bankası ile kalkınma hedeflerimizin desteklenmesinde birlikte çalışmaya ve geliştirdiğimiz büyük projelerimiz ile katma değer üretmeye devam edeceğiz."