GENEL - 14 Eylül 2018 Cuma 15:42

Osman Öztürk: “Türkiye’de çocukların yüzde 22’si okulda güvende hissetmiyor”

A
A
A
Osman Öztürk: “Türkiye’de çocukların yüzde 22’si okulda güvende hissetmiyor”

Öğrencilerin okulun her yerinde güvenli ve özgürce zaman geçirmeleri için öncelikle okul güvenliğinin sağlanmasının şart olduğunu kaydeden Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü, CSG Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, yalnızca bir güvenlik görevlisi ile okul güvenliğinin sağlanamayacağını vurgulayarak,” 2017 yılında yaptığımız araştırmaya göre çocukların yüzde 22’si kendisini okulda güvende hissetmiyor” dedi.

Öğrencilerin okulun her yerinde güvenli ve özgürce zaman geçirmeleri için öncelikle okul güvenliğinin sağlanmasının şart olduğunu kaydeden Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü, CSG Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, yalnızca bir güvenlik görevlisi ile okul güvenliğinin sağlanamayacağını vurgulayarak,” 2017 yılında yaptığımız araştırmaya göre çocukların yüzde 22’si kendisini okulda güvende hissetmiyor” dedi.


“CSG Güvenli Okul Projesi” kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Güvenli Okul Çalıştayı Programı” gerçekleştirildi. Akademisyenin birçok farklı başlıkta okul güvenliğini analiz ettiği çalıştayda, CSG City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, “Güvenli Okul, Güvenli Gelecek”, BAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekan Yrd. Doç. Dr. Murat Dündar, “Fiziki ve Mimari Güvenliği Etkileyen Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ve Bahçeşehir Koleji Okulöncesi ve İlkokul Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hale Güneş ise, “Değerler Eğitimi ve Rehberlik Çalışmalarının Önemi” konularına açıklık getirdi.


Osman Öztürk’ün moderatörlüğünü üstlendiği çalıştayda, okulların mimari ve fiziki güvenliği, okul iklimi, servis güvenliği, acil durum yönetimi, sağlık güvenliği, okul giriş ve çıkışlarında yaşanan sorunlar ve okulun iç yapısında yaşanan sorunlara değinildi.


“Çocuklar kendilerini okulda güvende hissetmiyor”


Güvenli okul ortamının öncelikli olarak okulların fiziksel, psikolojik ve sosyal güvenliğinin sağlanması ile kazandırılabileceğini söyleyen Öztürk, “Bu konuyla ilgili tüm paydaşların bilinçlendirilmesi sağlanmalı. Türkiye’de okulların öğretmenlere göre yüzde 62’sinde, öğrencilere göre ise yüzde 74’ünde şiddet olayları yaşanıyor. 2017 yılında yaptığımız araştırmalarda çocukların yüzde 22’si kendisini okulda güvende hissetmiyor. Servislerde öğrencilerin yüzde 25’i kendisini güvende hissetmiyor. Bununla birlikte okul önlerindeki trafik sorunları ve okullarda yaşanan akran zorbalığı çok yaygın. Nitekim yaptığımız araştırmada öğrencilerin yüzde 38’i akran zorbalığından şikâyetçi. Birçok parametrede yaptığımız araştırmalarda da gördüğümüz üzere okul güvenliği açısında öncelikli olarak servis güvenliği sorunları, okul ve çevresindeki sorunlar, şiddet ve taciz ön plana çıkıyor. Bu sorunlar sadece okullardaki bir güvenlik görevlisi ile önlenemez. Bu sorunların giderilmesi için okulun mimari ve fiziki güvenliğinin sağlanması, okul iklimin barışçıl ve özgür eğitim ortamına göre yapılandırılması, okulların giriş ve çıkış güvenliğinin sağlanması, içeride nöbetçi öğretmen uygulamaları, şiddetin var olma ihtimalinin olduğu ortamlarda daha çok duyarlı olunması ve dışarıda uzman güvenlik görevlilerinin bulunması gerekiyor. Aileden başlayan ve okul yoluna giden tüm aşamalarda güvenliğin daha interdisipliner bir bakışla inşa edilmesi şart” diye konuştu.



“Okullarda güvenli ortam için değerler eğitimi çok önemli”


Güvenli okul çalıştayında rehberlik hizmetleri ve değerler eğitimi başlıklarını ele alan Bahçeşehir Koleji Okulöncesi ve İlkokul Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hale Güneş, “Okullarda güvenli bir ortam oluşturabilmek için en önemli koşul aslında okulda ki rehberlik çalışmalarıdır. Çocukların güvenli, barışçıl ve destekleyici bir okul ikliminde olmaları çok önemli. Okullarda ki şiddeti azaltmanın en önemli yolu; çocukların okulunu, arkadaşlarını kendisine ait hissetmesidir. Doğru bağlanmayı hisseden çocuklar; sıkıntılarını, dertlerini, problemlerini öğretmenlerinden destek alarak aşabiliyor. Okullarda ki bu güvenli ortamı sağlarken değerler eğitimi çok önemli. Çocukların; sevgi, saygı, barış hoşgörü gibi kavramları içselleştirmeleri ve bunlarla yoğrularak o okul ikliminde şiddetten arınarak barışçıl bir ortam olmasını istiyoruz. Biz bununla ilgili dört kitaptan oluşan, değerler eğitimi serisi hazırladık. Serimizde ki amacımız; anaokulundan itibaren çocukların bu değerleri içselleştirebilmesi için çeşitli etkinlikler hazırlamak. Bununla ilgili de anaokul düzeyinden itibaren çalışmalar yapıyoruz. Bunun yanı sıra ailenin de çocuğunu doğru yönlendirmesi ve çocuğun yalnızken kendini nasıl koruyacağını küçük yaşlardan itibaren öğretmesi gerekiyor. Burada önemli bir nokta da çocuğun kendini koruma konusunda da öz denetim becerilerini kazanmış olmasıdır. Bunun için de anaokulundan, küçük yaşlardan itibaren çocuğun bu yönde bir eğitim alıyor olması lazım. Çocuk bedenini nasıl koruyacağını, istemediği şeyler karşısında nasıl hayır diyeceğini bilmeli.” ifadelerinde bulundu.


“Okul güvenliğinde uygun mimari şart”


Okul güvenliğini fiziki ve mimari yapısına göre ele alan Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Murat Dündar ise, “Güvenlik kararlar silsilesinden oluşan bir bütündür. Bunun içeresinde fiziki ve mimari güvenlik, okul güvenliğinde en önemli etkenlerdendir. Okul tasarlarken eğitim-öğretim faaliyetini daha iyi kılabilecek onu destekleyebilecek mekânlar oluşturmayı hedefleriz. Mekânın büyüklüğü, mekânda tercih edilmiş olan renk ve malzemeler okulun içerisindeki eğitim faaliyetlerini daha iyi gerçekleştirmek için tasarlanır. Nitekim eğitim faaliyeti gerçekleştirilirken güvenli bir biçimde olması esas alınır. Okullar için standartlar yönergeleri vardır. Bu yönergelerde bir binanın okul olabilmesi için merdiven, koridor genişlikleri, tavan yükseklikleri, pencere oranları ve içerisinde yer alması gereken birimlere kadar standartlar belirlenmiştir” dedi.


“Uygun okul yerleri belirlenirken riskler tespit edilmeli”


Okul olarak yapılmış yerin gerçekten okul olmaya elverişli olup, olmadığının en başından belirlenmesi gerektiğini söyleyen Dündar, “İçinde yaşadığımız şehirlerin kontrolsüz büyümesi nedeniyle her boşluk artık bir şekilde değerlendirilmek zorunda kalıyor. Bir yerin okul için uygun çevre olabilmesi, öğrencilerin ulaşım kolaylığına bağlı. Toplu taşıma araçlarıyla ya da yaya olarak okula erişimin önemi büyük. Okul çevresinde dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise okul yapılacak yerin çevresinde herhangi bir yanıcı patlayıcı üretim yapan tesislerin olmaması gerektiğidir. Diğer hususlar ise; okul yapılacak alanın uygun büyüklükte olması gerekiyor. Aynı zamanda kompleksin çeşitli işlevleri barındırabilmesi için yeterli yapılaşmaya elverişli olmalı, çevresel faktörler bir bütün olarak ele alınmalı ve riskler en başından tespit edilmelidir. Nitekim okulların projelendirme safhası da önem arz ediyor. Yeni proje sürecinde riskler tespit edilerek, tüm paydaşların talep ve hedeflerinin belirlendiği ihtiyaç programları oluşturulup, projeye dükülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Yılmaz’ın bisiklet armağanı, 23 Nisan’da çocukların yüzünü güldürdü Türkiye’nin dört bir yanındaki çocuklar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlamanın heyecanını yaşadılar. Bu özel günde, çocuklara yönelik düzenlenen etkinlikler arasında en dikkat çekici olanlardan biri, Şehitkamil Belediyesi tarafından düzenlenen bisiklet dağıtım töreniydi. Törende söz alan Başkan Yılmaz, “Çocuklarımızı, bir nebze de olsa mutlu etmek istedik. Bundan sonra Şehitkamil’de hiçbir çocuk ihmal edilmeyecek. Bu bir başlangıç. Biliyoruz eksiğimiz var. Hemen eksiğimizi tamamlayacağız. Siz bana güvenin” dedi. Gaziantep’in her noktasından çocuklar, Şehitkamil Belediye Başkanlığı tarafından M. Hayri Özkeçeci Spor Kompleksi’nde gerçekleştirilen bisiklet dağıtım törenlerine katıldılar. Çocuklara, spor yapma imkânı sunmanın yanı sıra bisiklet kullanmanın keyfini ve önemini vurgulamayı amaçlayan program, yoğun ilgi gördü. Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, çocuklara yönelik bu özel etkinlik kapsamında yüzlerce bisiklet dağıtarak, onların yüzlerinde gülümsemeler oluşturdu. Dağıtım törenlerine katılan çocuklar, bisikletlerine kavuştukları anda büyük bir sevinç yaşadılar. Bazıları, ilk defa bir bisiklete sahip olmanın mutluluğunu yaşarken, bazıları da eski bisikletlerini yeniledi. Yaşanan mutluluk dolu anlar, çocukların yüzlerindeki gülümsemelerle taçlandı. Bisikletler, onlara özgürlüğü, heyecanı ve keşfetme arzusunu sunarken, 23 Nisan ruhuyla birleşerek unutulmaz bir bayram coşkusunu yaşattı. Etkinliklere katılan aileler ise çocuklarının mutluluğunu görmekten büyük bir memnuniyet duyduklarını belirttiler. Aileler; bisikletlerin, çocukların sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemelerine ve dışarıda daha fazla zaman geçirmelerine imkan tanıyacağını ifade ettiler. “Yarınlarınız umutlu olsun” “Sevgili çocuklar, sizlere baktığım zaman ben, Mustafa Kemal’leri görüyorum” diyerek sözlerine başlayan Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, hitabını şu sözlerle sürdürdü: “Sizlerin gözünde aydınlık yarınları görüyorum. Her biriniz, geleceğin birer Mustafa Kemal’isiniz. Avukatısınız, doktorusunuz, öğretmenlerisiniz. Canınız sıkıldı mı, dersleriniz böyle başarısız mı oldu, sınavınız kötü mü geçti. Mustafa Kemal’i düşüneceksiniz. Dünyanın en güzel insanının, dünyanın en güzel varlıklarına armağan ettiği müthiş bir bayram. Hepinize mutlu olsun. Yarınlarınız umutlu olsun. Mutlu bayramlar çocuklar. Bisikletlerinize güle güle bilin ama trafikte sakın binmeyin, tamam mı? Park eksiğiniz var biliyorum. Abiniz olarak da söz verdim. Hiçbir mahalleyi parksız bırakmayacağım. Hepinizi gözlerinden ayrı ayrı öpüyorum.” “Şehitkamil’de hiçbir çocuk ihmal edilmeyecek” Konuşmasında, tablet ve gezi müjdesi veren Başkan Umut Yılmaz, “Çocuklarımızı, bir nebze de olsa mutlu etmek istedik. Bundan sonra biz başarılı çocuklara tablet dağıtımına başlıyoruz. Ama yetmiyor. Bilgisayarsız, tabletsiz ev istemiyoruz. Allah izin verirse biz hemen şehirlerarası gezilere başlıyoruz. Anıtkabir, Çanakkale her çocuğun görmesi gereken yer. En geç Temmuz’da da sizin çocuklarınızı ben geleceğim, sizlerden emanet alacağım. Siz de bana, eminim ki abisine emanet edeceksiniz. Şortlarımızı çekeceğiz. Mersin’e gideceğiz, Anamur’a gideceğiz. Denize gideceğiz. Tamam mı? Bundan sonra Şehitkamil’de hiçbir çocuk ihmal edilmeyecek. Bu bir başlangıç. Biliyoruz eksiğimiz var. Hemen eksiğimizi tamamlayacağız. Siz bana güvenin. Ben, vermiş olduğunuz tüm destek için hepinize teşekkür ediyorum. Bu işin kahramanları sizlersiniz, sizlere teşekkür ediyorum” ifadelerini kaydetti.
Kocaeli Bekçi ile boksör arasında ’ağızlıksız pitbull’ kavgası Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bekçi ile pitbull cinsi köpeği ağızlıksız çocuk parkında dolaştırdığını iddia ettiği boksör arasında kavga çıktı. Bekçi sağ elini ısıran köpeğe yerden aldığı sopayı savurdu. Bunun üzerine boksör eline geçirdiği o sopayla bekçi ve arkadaşının kafasına vurdu. Boksörün sopayla bekçiye vurduğu anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedilirken, taraflar yaşananları anlattı. Olay, 5 Nisan Cumartesi günü saat 18.00 sıralarında Yenişehir Mahallesi Yılmaz Sokak’taki çocuk parkında meydana geldi. Pide almaya fırına giden bekçi M.B. (30) ile arkadaşı A.K. (33), pitbull cinsi köpeği parkta ağızlıksız gezdirdiğini iddia ettikleri boksör Ayhan Cinasoğlu’nu (57) uyardı. Bunun üzerine M.B., A.K. ile Cinasoğlu arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle yaşanan arbede esnasında pitbull cinsi köpek M.B’nin sağ elini ısırdı. A.K. ise yere düşen M.B.’yi giysisinden tutarak geri çekti. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunan M.B. arkadaşı A.K. ile birlikte, evine doğru yönelen Cinaslıoğlu’nun peşinden gitti. M.B.’nin yerden aldığı sopayı köpeğe doğru savurması sebebiyle ikili arasında kavga çıktı. Olayın akabinde Cinaslıoğlu eline geçirdiği o sopayla M.B. ile A.K’nin kafasına vurdu. Köpeğin de pençe darbesiyle M.B. sağ gözünün çevresinden de yaralandı. Polis ekiplerince gözaltına alınan Cinaslıoğlu karakola götürüldü. M.B. ve A.K., sağlık ekiplerince ilk müdahalesinin ardından ambulansla Kocaeli Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Tedavilerinin ardından kafasına 2 dikiş atılan M.B. ve A.K, aldıkları darp raporuyla karakola giderek Cinaslıoğlu’ndan şikayetçi oldu. Cinaslıoğlu, ifadesinin alınması ve gerekli işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. O anlar kamerada Öte yandan, bir iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedilen görüntüde; boksörün elindeki sopa ve köpeğiyle parktan uzaklaştığı görülüyor. Peşinden gelen bekçi ve arkadaşına boksörün sopayla vurduğu anlar da saniye saniye kaydedildi. Konunun tarafları M.B. ve Ayhan Cinaslıoğlu, yaşananları anlattı. "Köpek beni sağ elimden ısırdı" Parkta çocukların bulunduğu gerekçesiyle pitbull cinsi köpeğin tehdit oluşturduğunu ifade eden M.B., “Çocuk parkının içerisinde bir şahıs ağızlıksız pitbull cinsi köpeğinin tasmasını saldı. Bizde, ’beyefendi köpeği tutar mısınız? hem pitbull cinsi köpekle çocuk parkında dolaşıyorsunuz yasak hem de ağızlıksız zarar verebilir. Çocukları da tehlikeye atıyorsunuz’ dedik. Küfür ederek karşılık verdi, köpeği tutması ve konuşma üslubunu düzeltmesi konusunda tekrardan uyardık. Küfürlere devam ederek köpeği üzerimize atlattı. Köpek beni sağ elimden ısırdı, yanımdaki arkadaşım beni köpekten kurtarmak için sırtımdan tutup geriye doğru çekti. Şahıs köpeğiyle üzerimize gelmeye devam ederken ben geri geri kaçtım ve 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradım. Şahıs köpeğiyle beraber olayın olduğu ters istikamete kaçmaya çalıştı. Sonradan öğrendim ki evi oradaymış. Evine doğru gitti. ’Bekle 112’yi aradım polis ve sağlık ekibi gelecek’ dememe rağmen kaçmaya devam etti. Bir anda geri döndü, köpeği bana doğru saldırtmaya çalıştı. Ben de yerde bulduğum sopayı köpeğe savurdum. Şahıs benin savurduğum sopayı yerden aldı. Benim ve arkadaşımın kafasına vurdu. Kafamda dikişler var. Küfürler ederek, köpeği de saldırttı. Köpek hem ısırdı hem de bana pençe attı. Kaşımın ve gözümün kenarından yaralandım. Şahıs akabinde evine kaçtı. Polis ekipleri şahsı gözaltına aldı. Beni de ambulansla hastaneye sevk etti. Oradan da gerekli şikayetler için avukatımla polis merkezine intikal ettik. Adli süreç devam ediyor fakat şahıs hali hazırda pitbull cinsi köpeğini ağızlıksız bir şekilde dolaştırıyor” diye konuştu. "Sopayı aldım ikisinin kafasına geçirdim" Olayın ardından evine kadar takip edildiğini ve tehditlere maruz kaldığını öne süren Ayhan Cinasoğlu, "O gün iftar zamanıydı, parkta kimse yoktu. Köpeğin tasması elimdeydi, su verirken yanıma 2 kişi geldi. Bana ’burada ne işin var’ dediler. Bana sert davrandılar ’sizinle muhatap olmak istemiyorum, yürüyün gidin işinize bakın’ dedim. İleri geri konuşmaya devam ettiler, 2 kişilerdi. Köpeğimin üstüne hamle yaptı, köpeğim de onun üzerine hamle yaptı. Fakat köpeğimin tasması elimdeydi. Bu sefer de ’köpek beni ısırdı’ dedi. ’Köpek sana dokunmadı bile, artistlik yapmayın’ dedim. Sopa aramaya gitti bende arkamı döndüm yürümeye başladım. Sopayla köpeğime vurmaya kalktı. Bende arkamı döndüm sopa sağ koluma denk geldi. Sopayı ellerinden aldım, hala daha köpeğime ve bana temas etmeye çalışıyordular. Kavga büyüdü bende sopayı aldım ikisinin kafasına geçirdim" dedi.
Gaziantep Bayramın coşkusu, Şehitkamil’in en ücra noktasına kadar taşındı Şehitkamil Belediyesi, kırsal mahallelerde yaşayan çocuklara yönelik 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri gerçekleştirdi. Etkinlikler, tüm kırsal mahallelerde yapılacak. Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusu, Şehitkamil’in kırsal mahallelerinde de yaşatılıyor. Çocuklara özel olarak düzenlenen etkinlikler, renkli görüntülere sahne oldu. Sandalye kapmaca, top taşıma, çuval yarışı, halat çekme, yüz boyama, bubble show, sosis balon katlama, parmak boyama, pamuk şeker, popcorn, palyaço, animatör ve Elsa/Pamuk Prenses gibi aktivitelere katılan çocuklar, unutamayacakları bir gün yaşadılar. Şehitkamil Belediyesi tarafından 22 Nisan 2024 Pazartesi günü Acaroba, Durnalık, Cerit Yeniyapan, Akçaburç, Kızıkhamurkesen organize edilen programlar, 24 Nisan 2024 Çarşamba günü Dımışkılı, Sofalıcı, Karadede, Öğümsöğüt, Bedirkent, Dülük Mahallesinde düzenlenecek. 25 Nisan 2024 Perşembe günü ise Yamaçoba, Bayatlı, Suboğazı ve Kozluyazı Mahallesinde gerçekleştirilecek organizasyonlar, 26 Nisan 2024 Cuma günü Büyükpınar, Atalar, Güngürge, Karasakal Mahallesinde yapılacak. 29 Nisan 2024 Pazartesi günü İncesu, Erikli, Bilek, Batal, Yukarı Arıl Mahallesindeki etkinlikler, 30 Nisan 2024 Salı günü Aktoprak, Sam, Atabek, Göksüncük, Yalangoz Mahallesinde düzenlenecek. 2 Mayıs Perşembe günü Yeşilce, Ağaçlı (Boyno), Yığınlı, Altınova, Dündarlı, Karacaören, Karacaburç Mahallesindeki etkinliklerle program tamamlanacak.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın minik valisi Samray: "Ukrayna ve Filistin’de çocuklar bayramı kutlayamıyor" 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Vali Mükerrem Ünlüer koltuğunu ilkokul 3. sınıf öğrencisi Ali Altay Samray’a teslim etti. Minik Samray, savaştan etkilenen çocukları unutmadı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer’in koltuğuna Ayşe Gümüşer İlkokulu 3. sınıf öğrencisi Ali Altay Samray oturdu. Minik vali Samray dünyaya mesaj vererek, “Bu bayramı bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e en içten şekilde teşekkür ediyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramıdır. Ne olursa olsun, barış içerisinde yaşayıp eğitim almak tüm çocukların hakkıdır. Fakat savaş içerisinde olan Filistin ve Ukrayna çocukları savaştan dolayı bu bayramı kutlayamamaktadır. Keşke onlar da bizim gibi güzel bir şekilde bu bayramı kutlayabilseler. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklarımıza kutlu olsun” dedi. “Geleceğimiz çocuklardır” Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer ise, “Bugün yerlerimizi genç kardeşlerimize bıraktık, talimatlarını gördünüz biz de memnun olduk. Geleceğimiz bunlardır ve bütün yatırımlarımız bunlara yöneliktir. İnşallah Kahramanmaraş’ın çok daha güçlü, bütün afetlere karşı dirençli bir şehir yaparız. Hem öğrencilerimizin taleplerini yerine getiririz hem de vatandaşlarımızın. Her kesim ile alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Şehrimizi her alanda yaşanabilir ve dirençli bir hale getireceğiz. Herkes görecek ki, 6 Şubat’tan öncesine benzemeyen yepyeni bir Kahramanmaraş ortaya çıkacak ve bu şehirde mutlu bir şekilde hemşehrilerimiz yaşayacak. Genç valimize de hayatında başarılar diliyorum” diye konuştu.
Kayseri Bahar rahatsızlıklarına bitkisel çözümler Kayseri’de aktarlık yapan Muhammed Hanzala Altun, baharın gelmesiyle çıkan polenlerden kaynaklı meydana gelen rahatsızlıklar için bitkisel çözümler hakkında bilgiler vererek, “Bitkileri hem kaynatarak hem de tütsü olarak kullanabiliriz” dedi. Polenden kaynaklı rahatsızlıklarda papatya ve zencefilin biraz daha yoğun tüketilmesi gerektiğini söyleyen Muhammed Hanzala Altun, “Öncelikle baharın gelmesi ile ağaçlarda oluşan polenlerden dolayı insanlarda geniz akıntısı gibi rahatsızlıklar olmaya başladı. Bundan dolayı bizim insanlara tavsiyemiz papatya, zencefil gibi bitkilerin daha yoğun tüketilmesidir. Sadece baharı geçirecek kadar veya evde üzerlik tütsüsü yapılmasını tavsiye ediyoruz. Vatandaşlarımız papatya çayını kaynatarak kullanıyorlar. Kaynatılarak kullanılanlar bunu tütsü olarak da kullanabilirler. Buharını çekebilirler ama demleyip kullanıldığında da daha etkili oluyor. Burada da bitkinin ana özellikleri ölmemiş olur. Yine havaların ısınmasıyla beraber vücuttaki tüketim arttığı için, insanların vücutlarında bir yorgunluk oluyor. Bununla beraber de kabızlık, şişkinlik tarzı şeyler de oluyor. Eklem ağrıları bile oluşmaya başlar. Bunun için biz bol miktarda sıvı tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Kayısı hoşafını yazın da içilmesini tavsiye ediyoruz. Buradaki ana amaç bol miktarda sıvı tüketilmesidir. Şişkinlik için de yine bitkisel çaylar mevcut ama bol miktarda erik ve yine kayısı hoşafı soğuk olarak da tüketildiğinde faydası olan şeylerdir” Altun, göz yaşarması için kaynatılan bitkinin buharının da çekilmesinin faydalı olacağını söyleyerek, “Göz yaşarması da yine polen alerjisinden kaynaklı oluyor. Gözde polenlerden kaynaklı olan bir sıkıntıdır. Bunun için de yine üzerlik ve papatya kaynatılıp daha önceden eskilerin bizlere yapmış olduğu şeyler gibi üzerimizi bir havlu ile kapatıp onun buharını yüzümüze çekmemizin hem genzimize hem de gözümüze faydası olacaktır” ifadelerini kullandı.