ASAYİŞ - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 10:53

(Özel haber) Rus savaş gemileri İstanbul Boğazı’ndan aynı anda geçti

A
A
A
(Özel haber) Rus savaş gemileri İstanbul Boğazı’ndan aynı anda geçti

Rus Donanması’na ait ‘Ceaser Kunikov’ ve ‘Pytlivy’ isimli savaş gemileri, bu sabah aynı dakikalarda İstanbul Boğazı’na giriş yaptı.

Rus Donanması’na ait ‘Ceaser Kunikov’ ve ‘Pytlivy’ isimli savaş gemileri, bu sabah aynı dakikalarda İstanbul Boğazı’na giriş yaptı. ‘Ceaser Kunikov’ Boğaz’dan geçip Ege Denizi’ne açılırken, ‘Pytlivy’ Karadeniz’e doğru yol aldı. Gemilerden biri geçtiğimiz yıl güvertede atış pozisyonunda füze tutan bir askerin bulunmasıyla tartışmalara neden olurken, diğer gemi ise güvertesindeki şortlu askerlerle dikkat çekmişti.


Rus Donanması’na ait ‘158’ borda numaralı, ‘Ceaser Kunikov’ isimli ve ‘868’ borda numaralı, ‘Ptlivy’ isimli savaş gemileri, sabah saatlerinde aynı dakikalarda İstanbul Boğazı’ndan geçiş yaptı. Saat 07.00 sıralarında Boğaz’a farklı taraflardan giriş yapan gemilerin geçişi sırasında Sahil Güvenlik Komutanlığına ait botlar gemileri yakından takip ederek, güvenlik önlemi aldı. Her iki geminin de güvertesinde askeri personel bulunurken, geçiş sırasında nöbet tutan askerlerin olması dikkat çekti.


Olaylı gemiler aynı anda İstanbul Boğazı’nda


İlk olarak, saat 07.30 sıralarında Arnavutköy Sahili’nde geçerken görüntülenen ‘158’ borda numaralı, ‘Ceaser Kunikov’ isimli savaş gemisi oldu. 112 metre uzunluğundaki savaş gemisinin geçişi sırasında güvertede çok sayıda turuncu yelekli askeri personelin olduğu gözlenirken, güvertenin bazı bölümlerinde nöbet tutan askerlerin de olduğu görüldü. Ege Denizi’nden gelen gemi, Karadeniz’e doğru yol aldı. Söz konusu geminin 4 Aralık 2016 tarihinde İstanbul Boğazı’ndan geçişi sırasında bir Rus askerinin güvertede bir füzeyi atış pozisyonunda taşırken görüntülenmiş ve bu konu uzun süre tartışılmıştı.


‘Ceaser Kunikov’un ardından, ‘868’ borda numaralı, ‘destroyer’ türü ‘Pytlivy’ isimli savaş gemisi de 08.00 sıralarında Arnavutköy Sahili’nden geçti. Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na giriş yapan destroyerin geçişi sırasında dikkat çeken detaylar ise, geminin oldukça hızlı bir geçiş yapması ve güvertesinde nöbet tutan askerlerin sayısının bir önceki gemiye göre daha fazla olmasıydı. Ege Denizi’ne açılan gemi ise, 26 Mayıs 2016 tarihinde Boğaz’dan geçişi sırasında güvertesinde şort, ceket ve kepten oluşan, mavi renkli askeri kıyafetlerle çok sayıda askerin sıra sıra dizili olmasıyla gündem olmuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.