GENEL - 19 Haziran 2018 Salı 16:16

Şili’de Türk mutfağını dünyaya tanıttılar

A
A
A
Şili’de Türk mutfağını dünyaya tanıttılar

İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, dünyanın dört bir yanından gastronomi okullarının katılımıyla gerçekleşen Laureate Culinary Cup’ta altın madalyanın sahibi oldu.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, dünyanın dört bir yanından gastronomi okullarının katılımıyla gerçekleşen Laureate Culinary Cup’ta altın madalyanın sahibi oldu.



Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı’na bağlı gastronomi okullarının katıldığı Laureate Culinary Cup sona erdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri Simla Çilingiroğlu, Erk Er ve Sarp Doğu Adıgüzel, İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi Ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim görevlisi David Shipman liderliğinde katıldıkları yarışmada altın madalya kazandılar. Laureate Culinary Cup’ın ödül törenine Şili Büyükelçisi Gülin Dinç ve elçilik çalışanları da katılarak BİLGİ’lilere destek oldular.



Dünyanın dört bir yanından gelen başvuruların değerlendirilmesi sonucu Türkiye, Brezilya, Kosta Rika, Şili, Panama, Honduras, Meksika, Peru ve Avustralya’nın önde gelen gastronomi okulları yarışmaya katılmaya hak kazandı. Laureate Culinary Cup’ta dünyaca ünlü Avustralya William Blue, Universidade Anhembi Morumbi, Universidad del Valle de Mexico gibi gastronomi okullarının da aralarında bulunduğu toplam 12 okul yarıştı.



Laureate Culinary Cup’ın ön eleme safhasının dünyaca ünlü şefler tarafından gerçekleştirildiğini belirten BİLGİ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. öğretim üyesi Dilistan Shipman, “BİLGİ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü olarak 2016 yılında katıldığımız yarışmadan birinci olarak altın madalyayla dönmüştük. Bunun üzerine bu yıl yapılacak yarışma için son iki yıldaki çalışmalarımız değerlendirildi. Bu değerlendirilme sonucunda da son elemeye kaldık. Toplam 3 gün süren yarışma için öğrencilerimizle birlikte 6 ay süren bir hazırlık süreci geçirdik” dedi.



Kuşkonmaz, ördek, Fransız mercimeği, karides ve çilekten oluşan zorunlu malzemelerin dünya mutfağında sıkça kullanıldığını ancak Türkiye’nin yerel mutfağına uygun lezzetler olmadığını aktaran Dr. Shipman, bu malzemelerle Türkiye’ye has malzemelerin birleşiminden bir menü hazırladıklarını, ülkemizi temsil etmek üzere özgün bir hikaye yaratılmasına özen gösterildiğini vurguladı. Dr. Shipman, “Menü oluştururken özellikle Osmanlı mutfağından, yöresel lezzetlerden ilham alındı. Türkiye’ye özgü yöresel yemekler farklılığıyla ve lezzetiyle çok fazla ilgi çekiyor. Yarışmaya katılan öğrenciler ülkenin ve BİLGİ’nin tanıtımında büyük rol oynuyorlar. 2016 yılında yapılan Panama yarışması sonucunda BİLGİ Gastronomi’de okumak üzere Brezilya’dan bir öğrenci geldi” ifadelerini kullandı.



Dünya ile Osmanlı mutfağının sentezi


Yarışmada Türkiye’yi temsil eden BİLGİ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri Simla Çilingiroğlu, Erk Er ve Sarp Doğu Adıgüzel’in menüsü altın madalya kazandı. Menü; Rize Çayıyla Tütsülenmiş Ördek Göğsü, Amasya Elmalı Asparagus Salatası, Nar Ekşisi ve Fındık Yağlı Vinaigrette ile Meyve Pestili, Karides ve Pastırmalı Türk Usülü Carbonara, Kızarmış Ördek Göğsü ve Braised Ördek Bacakları, Türk Lezzetleri Bisküvisi ve Karamelize Ayvalar ile Fransız Puy Mercimeği ve tatlı olarak da Mereng, jöle, pate de fruit ve marshmallow gibi malzemeleri içeren çilek kolajından oluşuyordu.



“6 aylık emeğin sonucu”


Yarışmaya hazırlanırken en zor kısmın menü hazırlamak olduğunu söyleyen yarışma ekibinin kaptanı BİLGİ’li öğrenci Simla Çilingiroğlu, “En zor kısım menü hazırlığıydı; çünkü Türkiye damak tadını yansıtan güçlü ve çarpıcı bir menü hedeflemiştik. Bu süreçte takım kaptanı olma sorumluluğum ile birlikte daha disiplinli ve organize olmayı öğrendim. Çok çalıştık ve 6 aylık emeğimizin sonucunu aldık” diyerek mutluluğunu ifade etti.


Yarışma öncesinde, gastronomi okullarının önde gelen şefleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi Ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim görevlisi David Shipman’ın önderliğinde, evsizler ve kimsesizler için öğle yemeği de hazırladılar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Doğu ve Güneydoğuyu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.
Samsun Hastane otoparkına GES kuruldu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık otoparkına ve çatısına kurulan güneş enerji santrali (GES) ile hastanenin enerji giderlerinden aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf edilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine GES kuruldu. Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Ülkemizin enerji ihtiyacı, gelişen ekonomiye bağlı olarak şehirleşme ve nüfus artışının da etkisi ile her geçen gün artmaktadır. Artan ihtiyacın paydaşlarına bakıldığında ülkemizde binalar enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın KABEV Projesi’nin genel hedefi de; kamunun sektöre öncülük ederek enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak, enerji verimliliği çalışmaları kapsamında karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji sistemlerinin aktif edilmesini sağlayarak, farklı sektörlere örnek olmaktır. Bu çalışmalar çerçevesinde ilimizde de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanemiz projeye dahil edilmiş ve 7 aydır süren altyapı çalışmaları tamamlanarak, hastanemizde ‘Akıllı Enerji Tasarruf Sistemi’ uygulamaya girmiştir. Uygulama çerçevesinde hastane açık otoparkımızın üstü ve bina çatı üstünde uygun noktalar ‘güneş enerjisi santralleri’ ile donatılmış, otopark ve bu açık alanlar bir enerji santraline çevrilmiş; bina içi aydınlatma sistemleri elden geçirilmiş, kullanılan materyaller enerji tasarrufuna uygun olanlarla değiştirilmiş, ısıtma ve soğutma sistemlerimizde iyileştirmeler yapılmıştır. Enerji kullanımını artıran tüm bağlantı ekipmanları yenilenmiş ve bina enerji sistemi otomasyon üzerinden takip edilerek anlık verimlilik takibinin yapılması sağlanmıştır" dedi. "Enerji giderleri aylık 20 milyondan 7,3 milyon düşecek" Hastanenin tasarruf edeceğini ifade eden Müdür Uras, "Sistem sayesinde elektrik, ısıtma, soğutma gibi enerji giderlerine aylık olarak yaklaşık 20 milyon TL harcayan hastanemiz, uygulamaya giren sistem sayesinde yüzde 36,8 tasarruf sağlayacak, bu da aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf elde edilmesini sağlayacak. Enerjide dışa bağımlığın önlenmesine katkı sağlanmasını da hedefleyen bu çalışma sonucunda hastanemize ait binalarda yıllık ortalama enerji tüketiminden 8 milyon 536 bin 422,28 kilovatsaat tasarruf edilecek ve CO2 emisyonunda yıllık 3 bin 47,09 ton azaltma sağlanarak hastanemiz ‘çevre dostu hastane’ haline gelecek. Bu örnek uygulamasının başarıyla sonuçlanmasından dolayı hem proje kapsamında bize destek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza hem de süreci yakından takip ederek hızla tamamlanmasını sağlayan hastane yönetimimize teşekkür ediyorum. Örnek enerji tasarrufu uygulamalarımız diğer sağlık tesislerimizde de 2024 yılında adım adım devam edecektir" diye konuştu.