EKONOMİ - 23 Ocak 2017 Pazartesi 17:31

Türk işadamlarının Afrika ziyareti devam ediyor

A
A
A
Türk işadamlarının Afrika ziyareti devam ediyor

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) organizasyonu ile Türk iş dünyası heyetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde üç ülkeyi kapsayan Afrika resmi ziyareti devam ediyor.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu’nun (DEİK) organizasyonu ile Türk iş dünyası heyetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde üç Afrika ülkesini kapsayan resmi ziyareti sürüyor. Doğu Afrika’nın 3 ülkesi, sırasıyla, Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar’ı ziyaret edecek heyet, 22 - 25 Ocak 2017 tarihleri arasında 150’ye yakın Türk iş insanı bölgedeki fırsatları keşfederken, Afrika’daki yatırım ortamını ve potansiyeli yerinde inceleme fırsatı buluyor. Ziyaret kapsamında DEİK ev sahipliğinde düzenlenen iş dünyası buluşmalarının da ilki olan Tanzanya-Türkiye İş Forumu’nun kapanış oturumu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. John Magufuli, Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti Sanayi, Ticaret ve Yatırım Bakanı Charles John Mwijage, DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Tanzanya Özel Sektör Kurumu Başkanı Dr. Reginald Mengi’nin katılımları ile Tanzanya’nın Darüsselam şehrinde gerçekleştirildi. Forum öncesinde gerçekleştirilen B2B görüşmelere ise Türk ve Tanzanyalı 800’ün üzerinde iş insanı katıldı.
"Türkiye, tecrübesini Tanzanya ile paylaşmaya hazır"
Forumda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanzanya’nın yakın zamanda Ankara’da Büyükelçilik açacağını söylerken, olumlu yönde ilerleyen siyasi diyaloğun yakın zamanda iki ülke arasındaki ticaret ve ekonomiye de yansıyacağını ifade etti. Tanzanya’nın Doğu Afrika’da istikrar ve güvenin var olduğu tek ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, iki ekonominin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğunu söyledi. Tanzanya ile güçlenen dostluk ve işbirliği ilişkilerinin ekonomik alanda da ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, G20 üyesi olan Türkiye’nin, ticaret ve yatırımlar konusundaki bilgi birikimi ve tecrübesini Tanzanya ile paylaşmaya hazır olduğunu söyledi. Türkiye’nin Afrika kıtasındaki toplam yatırımlarının 6 milyar ABD Dolarına ulaştığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin Afrika kıtasının genelinde en fazla istihdam sağlayan ülke olduğunu da söyledi. Tanzanyalı iş insanlarını, Türk muhatapları ile birlikte çalışmaya davet eden Erdoğan, yatırımların sadece Türkiye ve Tanzanya ile sınırlı kalmadan, üçüncü ülkelerde ortak yatırım yapma çağrısında bulundu. Altyapı, müteahhitlik, enerji, ulaşım ve turizm başta olmak üzere birçok sektörde iki ülke arasında önemli ticari ve ekonomik potansiyel bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin çok taraflı platformlarda Afrika’nın sesi olmaya devam edeceğini de vurguladı. ‘Dünyayı 5 ülkenin iki dudağının arasına terk edemeyiz’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her kıtasında farklı ülkelerden temsilcilerinin oluşturduğu bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi oluşturulması önerisinde bulundu. Afrika kıtasını ilgilendiren sorunlara çözümün ancak Afrika kıtasından çıkacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada en az gelişmiş ülkelere destek konusunda Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığını söyledi.
Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. John Magufuli ise konuşmasında, Cumhurbaşkanı’nın Tanzanya’yı ziyareti için teşekkür ederken, ziyarete eşlik ettikleri için Türk iş dünyası temsilcilerine de teşekkürlerini sundu. 2011 yılında Türkiye ile Tanzanya arasındaki ticaretin 60 milyon ABD Doları civarında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Magufuli, bu rakamın 2016 yılı sonu itibariyle 190 milyon ABD Dolarına eriştiğini ve Tanzanya’daki Türk yatırımları sayesinde birçok Tanzanyalı’nın iş imkanına sahip olduğunu söyledi. Tanzanya’nın sekiz komşu ülkeyi beraberinde getirme potansiyeli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Dr. John Magufuli, ‘Tanzanya iş yapmak için en iyi ülke’ diyerek, Türk iş dünyası temsilcilerine çağrıda bulundu. Doğal kaynaklar, tarım, hayvancılık ve turizm başta olmak üzere birçok sektörde Tanzanya’da yatırım potansiyeli bulunduğunu vurgulayan Tanzanya Cumhurbaşkanı, İş Forumu sonrasında oluşan sinerji ile Türk ve Tanzanyalı iş dünyaları arasında bir ağın oluşmasını temenni ettiğini dile getirdi.
Forum da konuşan DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan ise, “Türkiye’de hangi sektörde, hangi alanda güvenilir firma arıyorsanız, doğru adres DEİK’tir. Biz, sizlerin ticaret, yatırım ve inşaat gibi hemen her alandaki taleplerinizi kurumlarımız arasında dağıtıp, sizin için en uygun ve güvenilir firmaları buluruz” dedi. DEİK ile çalışmanın, sadece Türkiye ile çalışmak anlamına gelmediğini belirten Başkan Vardan, Tanzanya ile Türkiye arasındaki mevcut karşılıklı ticaretin potansiyeli yansıtmadığına dikkat çekti: “2005 yılında iki ülke arasında 12 milyon ABD Doları seviyesinde olan ticaret hacmimiz, 10 yılda 12,5 kat artmış; 2015 yılında da 151 milyon ABD Doları seviyesine ulaşmış durumda. Ancak potansiyele bakıldığında bunu yeterli görmüyoruz. Tanzanya’nın imkanlarının, biz Türk iş dünyası için çok daha farklı fırsatlar sunduğunu biliyoruz. Altyapı, inşaat, tarım ve turizm sektörlerinde rahatlıkla iş yapabileceğimiz birçok alan var. İşte bu noktadan hareketle bizler, Türk özel sektörü olarak Tanzanya ile ilişkilerimizi güçlendirmek ve derinleştirmek istiyoruz” dedi. Başkan Vardan ayrıca Forum kapsamında gerçekleştirilen B2B görüşmelerine 800’ün üzerinde Türk ve Tanzanyalı iş insanının katıldığını ve görüşmelerin yoğun ve çok verimli geçtiğini söyledi.
Tanzanya-Türkiye İş Forumu’nun ardından ayrıca DEİK ile Tanzanya Özel Sektör Kurumu (TPSF) arasında İş Konseyi Mutabakat Zaptı imzalandı.
DEİK, 2015 yılı Ekonomi Bakanlığı verilerine Türkiye-Tanzanya ticaret verilerini şu şekilde belirtti:
“Toplam dış ticaret hacmi: 150 milyon ABD Doları
Türkiye’den Tanzanya’ya yapılan ihracat: 116 milyon ABD Doları
Başlıca ihracat kalemleri: Demir-çelikten çubuklar, römorklar tohum, hububat, kuru baklagil öğütme makineleri, mayalar ve cansız diğer tek hücreli mikroorganizmalar ve makarna.
Türkiye’nin Tanzanya’dan yaptığı ithalat: 34 milyon ABD Doları
Başlıca ithalat kalemleri: Tütün, sökülecek gemiler, yağlı tohumlar ve meyveler, tohum, meyve ve pamuk”.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bora Kaplan’ın avukatı: “Kaplan kerpetenle diş çekti diyorlar, olacak iş değil” Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davaya avukat beyanlarıyla devam edildi. Sanık Bora Kaplan’ın avukatı Doğan Soyaslan, “Bora Kaplan kerpetenle 3-4 tane diş çekti diyorlar. Basında da bu iddialar yer aldı. Nasıl çekecek ki? Kerpeteni nereden bulmuş? Olacak iş değil. Kan kaybından ölür insan” dedi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, yargılamanın bu aşamada avukat beyanlarıyla devam edeceğini söyledi. Sanık Barış Kurt’un avukatı Muhammet Hardalaş, “Barış Kurt’un ismi sadece Erkan Doğan’ın ifadelerinde geçmektedir. Doğan bugüne kadar sekiz ifade vermiştir. İlk ifadesini kolluk kuvvetlerine vermiştir. Burada Barış Kurt’un adı geçmiyor. Verdiği beşinci ifadede Barış Kurt’un adını geçiriyor. Doğan’ın ifadelerinde yer alan eziyet, yağma, kasten yaralama suçlarını saydığı hiçbir yerde müvekkilim Kurt yoktur. Doğan yedinci ve sekizinci ifadelerinde tüm her şeyi aktarıyor ancak bu son ifadelerinde de Barış Kurt hiçbir şekilde yer almamıştır” diyerek Kurt’un tahliyesini ve beraatını talep etti. “Kaplan kerpetenle diş çekti diyorlar, olacak iş değil” Bora Kaplan’ın avukatı Doğan Soyaslan da, “Bora Kaplan kerpetenle 3-4 tane diş çekti diyorlar. Basında da bu iddialar yer aldı. Nasıl çekecek ki? Kerpeteni nereden bulmuş? Olacak iş değil. Kan kaybından ölür insan” diyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti. Bora Kaplan’ın avukatı Umut Köroğlu, esasa ilişkin savunma yapmayacaklarını, Bora Kaplan’ın tutuklanmasının ardından dosyaya dahil olduğunu ifade etti. Avukat Köroğlu, Kaplan’ın yurtdışına ‘Dexas Hamburger’ firmasının bir şubesini açmak için gittiğini anlattı. Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu ve iddianamenin somut delillerle hazırlanmadığını öne sürdü. Duruşmaya yarın devam edilecek. İddianameden İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütü üyelerinin Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’ye 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin iki otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdikleri ileri sürüldü. Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169’ar yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”