GENEL - 18 Mayıs 2018 Cuma 10:37

“Türkçe bilen Suriyelilerin maaşları daha yüksek”

A
A
A
“Türkçe bilen Suriyelilerin maaşları daha yüksek”

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırma Merkezi (BETAM) tarafından düzenlenen panelde konuşan BETAM Direktör Yardımcısı Doç.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırma Merkezi (BETAM) tarafından düzenlenen panelde konuşan BETAM Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal, “Türkçeyi iyi derecede konuşabilen Suriyelilerin maaşları, yüzde 7,7 daha yüksek” dedi.


BETAM ve Uluslararası Gençlik Vakfı tarafından hazırlanan ‘İstanbul’daki Suriyeli Gençlere Fırsatlar: Bir İşgücü Piyasası Değerlendirmesi’ adlı rapor, Türkiye’deki önemli kuruluşların temsilcileri tarafından değerlendirildi. Moderatörlüğünü Seyfettin Gürsel’in yaptığı panele İŞKUR İş ve Meslek Danışmanı Şerife Uslu, UNİTED WORK temsilcisi Hasret Güneş, HAYAT SÜR Derneği Başkanı Yasser Dallal ve çok sayıda davetli katıldı. BETAM Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal’ın rapor sunumuyla başlayan program, kuruluş temsilcilerinin açıklamalarıyla devam etti. İstanbul’daki Suriyelilerle ve birçok kuruluşla yapılan çalışmaların ardından hazırlanan raporda, Suriyelilerin işgücüne katılımındaki zorlukların düşük ücretler, uzun çalışma saatleri ve dil olduğu açıklandı.


“Türkçe bilen Suriyelilerin maaşları daha yüksek”


Türkçe dil becerisinin Suriyelilerin maaşlarında ve işgücü piyasasına katılımında en önemli etken olduğunu dile getiren BETAM Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal, “Araştırmada göze çarpan önemli bulgu Türkçeyi iyi konuşabildiğini söyleyen Suriyelilerin ücretlerinin yüzde 7,7 daha yüksek olmasıdır. Sonuçlara göre, Türkçe konuşabilmenin hem imalat hem de hizmet sektöründe eşit derecede önemli olduğu saptanmıştır. Türkçe dil becerilerinin eksikliği genç Suriyelilerin işgücü piyasası entegrasyonunun önündeki en büyük engeldir. Her türlü eğitim programının Türkçe dil eğitimini desteklemesi elzemdir. Ancak bu şekilde mesleki ve teknik eğitim programları verimli şekilde uygulanabilir. Dil eğitim programlarının içerikleri belirlenirken Suriyelilerin ihtiyaçlarının tespit edilmesi, becerilerinin ve isteklerinin dikkate alınması önem arz etmektedir. Ayrıca genç Suriyelilerle yapılan görüşmeler, mevcut eğitim programlarının dilbilgisi odaklı olduğunu ve günlük dil becerilerinin geliştirilmesinde yetersiz kaldığını ortaya koymaktadır. Buna ek olarak, temel dil becerileri kazandırıldıktan sonra farklı mesleklere göre tasarlanmış dil kurslarının işgücü piyasasına katılımda önemli bir yer tutabileceği göz ardı edilmemelidir” ifadelerini kullandı.


“Arapça açığımızı kapatacağız”


İŞKUR İş ve Meslek Danışmanı Şerife Uslu, İŞKUR olarak yabancı vatandaşlara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla Arapça dili çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Uslu, şunları söyledi: “Olay kişilerin Arapça ya da İngilizce bilip bilmemesiyle ilgili değil. Çünkü bize iş aramak için geldiklerinde, biz var olan ilanlara kişileri yönlendiriyoruz. Peki biz Arapça kısmını çözdük bir şekilde ya da firmaya iletişimimizi sağladık ama firmaya yönlendirdiğimizde eğer firmadaki iş veren almak istemiyorsa zaten işe yerleştirme gerçekleşmiyor. İşe yerleştirme hem İŞKUR ayağında hem de iş arayan ayağında oluyor. Bu güzel bir şekilde sağlanırsa başarıya o zaman ulaşıyoruz. İŞKUR’a Arapça bilen personelin alınması tabi ki planlandı”



“İŞKUR’a en çok berberlik ve kuaförlük talebi geliyor”


İşveren tarafından İŞKUR’a yapılan en çok talebin berberlik ve kuaförlük alanında olduğunu belirten Şerife Uslu, “Taksim civarındaki berber ve kuaförler, Suriyeli vatandaşları çalıştırmak istiyorlar. Özellikle Arapça bilen kadınlar kuaförlerde çok çalışıyor. Fatih ya da o civarlarda kuaföre giderseniz Suriyeli kadın çalışan görme olasılığınız çok yüksek. İkincisi özellikle Taksim çevresinde kuaförlerin birçoğu Suriyeli çalıştırıyor. Bu oradaki halkla alakalı bir durum. Kendi vatandaşına hizmet veriyorlarmış gibi de düşünebilirsiniz. Bu sizin hizmet almak istediğiniz durumla da ilgili. Bu durum bizim için de geçerli bir durum. Bir Türk olarak dışarıya çıktığınızda bir Türk kuaföründen hizmet almak isteyeceksiniz çünkü tercihlerini daha iyi bilecekler. Bu sebeple bizden en çok talep edilen iş, kuaförlük ve berberlik. O da orada yaşayan vatandaşların talepleriyle alakalı bir durum” dedi.


“Suriyeliler artık kalıcı”


HAYAT SÜR Derneği Başkanı Yasser Dallal, Suriyelilerin işgücüne katılımında en büyük engelin Türkçe bilmedikleri olduğunu söyledi. Dallal, “İlk yıllarda Türkiye’ye gelen Suriyeliler, burada geçici olduklarını düşünüyorlardı. Ama artık Suriyeliler, kalıcı olarak burada yaşamak istiyorlar. Suriyeliler artık Türkçe öğrenmeden Türkiye’de yaşayamayacaklarını anladı” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu Trabzon’da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, “Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte” dedi. Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, “Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza’nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs’ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye’den Çin’e giden de var, Çin’den Türkiye’ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor” diye konuştu.
Bitlis Bölgenin ilk kapalı yöntemle tüp açma operasyonu Tatvan’da gerçekleştirildi Bitlis’in Tatvan ilçesinde Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan tarafından bölgede ilk olan kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştirildi. Tatvan Devlet Hastanesinde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, hastane ve bölgede ilk olan bir operasyonu gerçekleştirdi. Özel hastanelerde yüksek maliyetlerle yapılan kapalı yöntemle tüp açma operasyonunu Tatvan Devlet Hastanesinde gerçekleştiren Op. Dr. Ceylan, büyük bir başarıya imza attı. Yaklaşık bir yıldır takipli hastası olan 34 yaşındaki 3 çocuk annesi H.E.’nin doğal yollarla yeniden gebe kalması için hastayla birlikte operasyon kararı alan Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, devlet hastanelerinde nadir gerçekleştirilebilen bir yöntemle önemli bir operasyon gerçekleştirdi. Daha öncesinde tüpleri bağlanan hastasına kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştiren Ceylan, hastasının yeniden doğal yollarla gebe kalmasına imkan sağlamış oldu. Gerçekleştirilen operasyon sonrası hastasını serviste ziyaret eden Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, yapılan operasyon ve süreçle ilgili hastasını bilgilendirdi. Yapılan operasyon ve operasyonun önemiyle ilgili bilgi veren Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan, bölgenin kapalı yöntemle yapılan ilk tüp açma operasyonunu başarılı şekilde gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Yapılan başarılı operasyon sayesinde son doğurduğu bebeğini kaybeden annenin yeniden doğal yollarla gebe kalabileceğini anlatan Ceylan, “Hastamız bize daha önce geçirmiş olduğu sezaryen sırasında tüplerinin bağlanması sonucu doğal yollarla çocuğu olmayacağı için başvurdu. Son doğurduğu bebeği maalesef hayatını kaybetmişti. Bebeğini kaybetmesi üzerine tekrar çocuk istemiyle bize başvurdu. Önceki sezaryenının üzerinden iki yıl geçmesi gerektiğini daha öncesinde iletmiştik. Bu hastamız benim bir yıldır kontrollerine gelen takipli hastamdı. Ardından da son sezaryenının üzerinden iki yıllık süre geçince birlikte tüpleri açma operasyonu yapmaya karar verdik. Hastamızın tüp bebek seçeneği yok muydu? Elbette vardı. Tüp bebekle de gebe kalabilirdi. Biliyorsunuz ki yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalmak, gebeliğe bağlı bütün hastalık risklerini arttırmaktadır. Bizim yapmış olduğumuz ameliyatta da elbette riskler vardı. Çok şükür sorunsuz ve başarılı şekilde yaptık. Biz hastamıza kapalı yöntem ile tüp açma operasyonu gerçekleştirdik. Operasyon sonrası 48 saatlik sürecin ardından hastamızı taburcu edeceğiz. Altı hafta sonra belli kontrollerini yapacağız. Hastamızı bu bir yıllık süreçte de takibe devam edeceğiz. Yine iletişim halinde olacağız kendisiyle. Yapmış olduğumuz operasyon ile hastamızın fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık” dedi. “Kapalı yöntemde cerrahi riskler azalıyor, iyileşme süreci hızlanıyor” Kaplı yöntemle yapılan tüp açma operasyonunun açık ameliyatlara nazaran daha üst bir cerrahi beceri ve tecrübe gerektirdiğini kaydeden Ceylan, şöyle konuştu: “Bu ameliyat bölgede açık yöntemle çok sık yapılabilen bir ameliyat. Ancak biz bunu daha üst bir cerrahi beceri gerektiren kapalı yöntem ile gerçekleştirdik. Bu operasyonu yapmak için sadece yeterli imkan olması yetmiyor aynı zamanda cerrahi beceri de gerekiyor. Nerdeyse mikro cerrahi kabul edilebilecek bir ameliyat ve bu ameliyat cerrahi el becerisi ve tecrübe gerektiriyor. Çünkü kapalı olarak yaptığımızda orta çaplı bir damar büyüklüğünde kesilmiş bir organı yerinden tekrar açıp uç uca dikmemiz anlamına geliyor. Kapalı yöntemin önemine gelecek olursak, tabi ki açık cerrahiye göre karnın bütün kaslarını kesmemize gerek kalmıyor. Sadece küçük üç tane delikle bu ameliyatı yapabiliyoruz. Bu yöntemde hastaların operasyon sonrası iyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. Çünkü herhangi bir kesik olmuyor, ağrıya neden olabilecek bir durum olmuyor. Bizim hastamız da ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalktı ve yürüdü. Günümüzde artık en az kesi ile ameliyatları yapmaya çalışıyoruz. Bu hastamız için de fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık. Yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık. Ameliyatı kapalı yöntem ile yapıp kesi olayını ortadan kaldırdık, ağrı ve cerrahi risklerini azalttık, cerrahi süresini azalttık. Bu imkanı bize verdiği için hastamıza ve devletimize teşekkür ediyoruz. Ayrıca, bu beceriyi kazanmamda emeği geçen İstanbul’dan Onkolog Alpaslan Kaban Hocam başta olmak üzere tüm hocalarıma teşekkür etmek istiyorum.” “Tüplerin bağlanması yumurtalık kanseri riskini azaltıyor” Tüplerin bağlanmasının yumurtalık kanseri riskini azalttığının kanıtlanmış bir durum olduğuna işaret eden Ceylan, “Normalde tüplerin bağlanmasını, tüplerin bağlanmasıyla korunmayı çok faydalı görüyorum. Sezaryenler sırasında ya da sezaryenlerden sonra ailelerini tamamlamış çiftler tarafımıza başvurarak tüplerini bağlatarak korunmayı talep ediyorlar. Bu en konforlu olanı ve üstelik çok kolay bir ameliyat. Tüpleri bağlamak neden faydalı diye soracak olursak; tüpleri bağlamanın kanıtlanmış bir şekilde yumurtalık kanseri riskini azalttığı bir gerçek var. O yüzden eğer kadınlarımız artık çocuk sahibi olmak istemiyor ve doğal yollarla korunmak zor geliyorsa tüplerini bağlatmayı tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
İstanbul Yurtta hava durumu Yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak ve Bartın çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. Rüzgar, genellikle güney, güneydoğu kesimlerinde kuzey yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, İç Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu ile Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde güney ve güneybatı yönlerden kuvvetli ve yer yer fırtına (40-80 km/saat) şeklinde esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde ve akşam saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu 23 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu 26 Adana: Parçalı ve az bulutlu 38 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 Samsun: Parçalı ve az bulutlu 27 Trabzon: Parçalı ve az bulutlu 29 Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25 Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 32