GENEL - 11 Ekim 2018 Perşembe 13:53

Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi devam ediyor

A
A
A
Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi devam ediyor

Yargıtay Başkanlığı ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi’nde konuşan Devlet Mahkemeleri Ulusal Merkezi Başkan Yardımcısı Jeffrey Apperson ve Yargıda Dürüstlük Ağı Koordinatörü olan Nihal Jayawickrama, İstanbul Bildirgesi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Yargıtay Başkanlığı ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi’nde konuşan Devlet Mahkemeleri Ulusal Merkezi Başkan Yardımcısı Jeffrey Apperson ve Yargıda Dürüstlük Ağı Koordinatörü olan Nihal Jayawickrama, İstanbul Bildirgesi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Apperson bildirgenin evrenselliği üzerinde dururken, Jayawickrama ise şeffaflığın tanımının ilk kez yapılmasının önemli olduğundan bahsetti.


Uluslararası yetkililer Yüksek Mahkemeler Zirvesi devam ediyor. Zirvede İstanbul Bildirgesi ile ilgili gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Jeffrey Apperson, "Ben Amerika Birleşik Devletleri’nde Federal Yargı mensubu olarak 35 yıl çalıştım. Aynı zamanda Eyalet Yargısı içerisinde de 8 senedir çalışıyorum. Burada bahsetmiş olduğunuz ilkelerin özellikle de 13 ve 14’ncü ilkeler olmak üzere yani hakimlerin görevden alınması, haklarında disiplin tedbirlerinin uygulanması veya atanması ile ilgili olarak her bir ülkenin bu ilkelerden öğreneceği şeyler olduğuna inanıyorum ve bu ilkelerin bizim için kılavuz ilkeler, yönlendirici ilkeler olduğuna inanıyorum. Benim görüşüme göre özellikle de hakimlerin seçilmesi sürecinin mümkün olduğunca siyasi süreçlerden uzak tutulması gerekiyor. Özellikle de atanması ile ilgili olarak her ülkenin öğreneceği şeyler olduğunu düşünüyorum. Bizler de Amerika Birleşik Devletleri olarak bunları evet evimize götürebiliriz bu ilkeleri dedim çünkü biz ABD olarak diğer ülkelere model anayasası olan bir ülkeyiz. Özellikle de Latin Amerika ülkelerine model oluyor. Ancak buradaki ilkeler gerçekten evrensel ilkeler ve her bir ülkenin her zaman kendisine bir hedef olarak belirlemesi gereken belirli gerçekleri temsil eden ilkeler. Amerika Birleşik Devletleri her zaman açık fikirli bir ülke olmuştur ve bizim tabi ki dünya üzerindeki bütün ülkelerden her zaman öğreneceğimiz başarılı uygulamalar olacaktır. Dolayısıyla umuyorum ki bundan sonra her ülke yargısını siyasi süreçten ayrı tutacaktır ki, böylece halka eşit fırsatlar sağlayacak şekilde tarafsız bir şekilde adalete erişim imkanı verebilelim" dedi.



"Türkiye’nin elektronik kayıt sistemi ile ilgili çok iyi bir sistemi var"


Türk yargı sistemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Apperson, "Türkiye’nin elektronik kayıt sistemi ile ilgili olarak bildiğim kadarıyla çok iyi bir sistemi var. Mahkeme yönetimi ile ilgili olarak 2009’dan bu yana zaten çalışıyor. Ben de zaten Amerika Birleşik Devletleri’nde bu konuyla ilgili reform sürecinde çalışmalarda bulundum daha şeffaflaştırılmasına yönelik olarak. 10-15 sene süren bir süreç oldu. Türkiye’de tabi ki belirli hedefler belirlendi reform gerçekleştirilmek üzere. Bu tür reformlara geçişler biraz zaman alır. Umuyoruz ki siyasetçiler bundan sonra bu hedeflerin yerine getirilmesinde öncü rol alırlar, çalışmalara devam ederler. Bu reformlar hükümetler için değil insanlar için. Benim adanmışlığım burada yapılan çalışmaların adanmışlığı aslında bu yapılan reformlar halk için, insanlar için yapılan reformlar. Dolayısıyla aslında insanların adalete erişimini aynı zamanda eşitliğini ülke liderlerinin ne kadar çok önemsediğinin bir göstergesi" şeklinde konuştu.


BM tarafından desteklenen Yargıda Dürüstlük Ağı Koordinatörü olan Nihal Jayawickrama da toplantı ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Şimdiye kadar şeffaflığın tanımı hiç yapılmamıştı. Başka uluslararası belgelerde bağımsızlıkla ilgili tanımlamalar görüyorsunuz, yolsuzlukla mücadele ile ilgili tanımlamalar görüyorsunuz ancak Türkiye Cumhuriyeti Yargıtayı bu projeyi gerçekleştirip bununla ilgili çalışmalar yapana kadar şeffaflık ile ilgili detaylı yapılan bir çalışma yoktu. Dolayısıyla böylelikle şeffaflığın tanımı yapılmış oldu ve birçok insan aslında bunu görünce çok heyecanlandı çünkü şeffaflığın ne kadar geniş kapsamlı bir mefhum olduğunu anladılar. İstanbul Bildirgesi’nde 15 tane ilke var ve adaletin idaresi çok büyük ölçüde gelişecek eğer bu ilkeler uygulanabilirse. Dünyanın her yerinde bunun uygulanabilmesini ve uluslararası bir belge haline gelmesini umut ediyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.