SAĞLIK - 12 Temmuz 2018 Perşembe 22:36

Uzman Doktor Yavuz, yerli ilaçlara dikkat çekti

A
A
A
Uzman Doktor Yavuz, yerli ilaçlara dikkat çekti

Uzman Nörolog Dr.

Uzman Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, yerli ilaç konusunda yapılan çalışmaları desteklediğini belirterek, meslektaşlarına muadili olan ürünler için seçimlerini yerli ilaçlardan yana yapmalarını önerdi.


Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, “Kendi ilacımız olan durumlarda hastalarımıza Türk markalarını reçete ederek yurt dışına döviz çıkışını engellememiz gerekir. Türkiye’de ilaç sektöründe en çok satılan ilk 100 ürünün cirosunun yaklaşık sadece yüzde 5’i yerli ilaç sanayicilerinin cebine giriyor. Bu nedenle uzun vadede milli ilaç için gerekli adımlar atılırken, uygun ilaçlara sahip olduğumuz hastalıklarda ise hiç beklemeden yerli markalarımıza öncelik vermemiz gerekmektedir. Bunun ülkemizin ekonomisi için son derece faydalı olacağı açıktır” dedi.



Yerli ilacın önemine vurgu yapan Uzman Dr. Mehmet Yavuz, “Bir Türk Hekimi olarak, milli ilaç projesinin gündeme gelmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Başta devletimizin üst düzey yöneticileri ve yerli ilaç üreticilerimiz olmak üzere, Amerika’daki bilim insanları ve akademisyenlerimizi bir araya getiren heyecan verici bir girişimin alt yapısı hazırlanmıştır. Gördüğümüz kadarıyla bu projeyi bir hayal olmaktan çıkartıp adım adım üretim aşamasına taşıyabilmek adına, gidilecek rota belirlenmiş durumda. Bir gün lisansı bize ait olan daha çok ilaç seçeneğine sahip olmak, bu ülkenin tüm doktorlarını mutlu edecektir” dedi.



Mehmet Yavuz, "İlaç sektöründeki veriler oldukça karamsar" diyerek, şöyle devam etti:


“Bugün Türkiye’de ilaç sektörünün her yıl 6 milyar dolar cari açık verdiği belirtiliyor. Kendi ilacını üreten, kendi aşısını yapan ve kendi tıbbi teknolojilerini üreten bir Türkiye hedefi için Sağlık Teknokenti kurulması ise sağlık sektörünü mutlu eden gelişmelerden biri. Türkiye’de yılda yaklaşık 20 milyar TL tıbbi sarf malzemesi ve 25 milyar TL civarında ilaç harcaması yapılmakta. Ekonomik verilere baktığımızda, bu harcamaların yüzde 60’ının ithal olduğunu görüyoruz. İlaca yılda 25 milyar lira harcayan Türkiye’de, en çok ciro yapan 100 ilacın 95’inin de ithal olduğu düşünülürse, bir hekim olarak bunun ülkemize getirdiği ekonomik zarara ve dışa bağımlılığa dikkat etmek durumundayız.


Sağlık alanında uluslararası tekellere bağımlı hale dönüşmek yerine genellikle çok daha uygun fiyatlar ile satılmakta olan yerli alternatifleri hastalarımıza önermeliyiz. Bu, ekonomik katkının yanı sıra kimi hastalıklarda yaşamakta olduğumuz ilaç bulamama, getirememe gibi durumları da azaltacaktır. Böylece ilaçla tedavi olan hastalarda süreç kesintiye uğramadan istikrarlı şekilde tedaviye devam edebilir.


Bilindiği gibi bugün piyasada satılmakta olan pek çok pahalı ilaç var. En pahalı ilaçların fiyatlarına baktığımızda, kutusu 49 bin 750 TL’den satılan ilaçlar bile olduğunu biliyoruz. Bir de kimi hastaların uzun yıllar tedavi zorunluluğu olduğu düşünüldüğünde sözünü ettiğimiz yerli ilaç hassasiyetinin önemi daha da iyi ortaya çıkıyor. Bazı ilaçlar başlangıç seviyesindeki hastalar tarafından satın alınamadığı için yarın daha ciddi ilerlemiş vakalar için kat be kat fazla para ödememiz gerekeceği de öngörülmekte.


En pahalı ilk 20 ilacın tamamı ithal ve her 100 üründen 95’i ithal. Zaten her hastalık için yerli ilaç bulabilmemiz söz konusu değil. En azından az sayıda da olsa yerli üretim olan ilaçlarda, Türk markaları tercih etmemizin çok önemli olduğunu düşünmekteyim. Biz kendi kliniklerimizde tüm doktor arkadaşlarımızla bu bilinçle hareket ederken, diğer meslektaşlarıma da kendi ülkemizin markalarına öncelik vermelerini öneriyorum.


Yerli ilaç konusunda Türk bilim adamlarının ve yerli üreticilerin çabaları bizleri mutlu ediyor. Sağlık gibi hiç aksamaması gereken konularda dışa bağımlılık dönem dönem sorun oluşturmaktadır. Birbirinin muadili ilaçların yerli üretim ve ithal olması arasında çok büyük fiyat farklılıkları oluşuyor. Yabancı etken madde, orijinal molekül diye öne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Halbuki yerli olsun yabancı olsun aynı etken maddeye sahip ilaçlar, sağlık bakanlığı tarafından titizlikle takip edilmektedir. Bu nedenle orijinal moleküllü ilaç ile muadil ilaçlar arasında hiç bir fark olmamaktadır. Genellikle tek fark fiyatlarıdır. Bu büyük fiyat farkları Sosyal Güvenlik Kurumları tarafından karşılansa bile ülkeye maliyeti çok yüksek. O nedenle sağlık sektöründeki tüm çalışanları bu konuda bilinçli hareket etmeye davet ediyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin Valisi Pehlivan: "İlimiz aynı zamanda bir spor kentidir" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Erdemli Atış Poligonu’nda düzenlenen Ateşli Silahlar Türkiye Şampiyonası ve Para Atıcılık Tüm Dallar Türkiye Şampiyonası ödül törenine katıldı. Vali Pehlivan, içerisinde bulundukları tesisin Türkiye’de bir numara, Avrupa’da da sayılı tesisler arasında yer aldığını belirtti. Tesisin 2013 yılında Akdeniz Oyunları vesilesiyle yapıldığını ve bugüne kadar da birçok etkinliğe ev sahipliği yaptığını ifade eden Pehlivan, "Bundan sonra da hem ulusal, hem de uluslararası çok daha fazla etkinliğe ev sahipliği yapmak istiyoruz" dedi. Mersin’in, Akdeniz Bölgesi’nde gerek ekonomik, gerek sosyal, gerekse sporun yanı sıra birçok alanda yürütülen faaliyetlerle yıldızının giderek daha da parladığını vurgulayan Pehlivan, şöyle konuştu: "Her alanda pek çok girişim ve yatırımın olduğu ilimizde gerçekleştirilen faaliyetlerin sayısı giderek artmaktadır. Bir yanı tarım, bir yanı sanayi, bir yanı lojistik ve ticaret, bir yanı turizm olan ilimiz aynı zamanda bir spor kentidir. Çünkü altyapımız güçlü. Özellikle Akdeniz Oyunları, tesislerimizin yenilenmesine ve yeni tesislerin yapılmasına vesile olmuştur. Cumhurbaşkanımızın ’sporu tabana yayıyoruz’ anlayışı doğrultusunda Gençlik ve Spor Bakanlığımız adımlarını atıyor. 81 vilayette bütün ilçelerde spor tesisleri yapılıyor. Altyapı giderek güçleniyor. İlimiz de bu alandaki yatırımlardan ziyadesiyle faydalanıyor." Şampiyonaya katılan sporcularla gurur duyduğunu dile getiren Pehlivan, "Burada bulunmanız bizler için onur vesilesidir. Sizleri burada ağırlamaktan dolayı memnuniyet ve mutluluk duyuyoruz. Yarışmalara katılan bütün sporcuları, antrenörlerimizi ve dereceye giren sporcularımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Başkanı Gürsel Çolakoğlu’nun da konuşma yaptığı törende, Vali Pehlivan ve beraberindeki heyet, Ateşli Silahlar Türkiye Şampiyonası ve Para Atıcılık Tüm Dallar Türkiye Şampiyonası’nda dereceye giren sporcu ve takımlara ödül ve kupalarını takdim etti. Programın ardından Vali Pehlivan ve beraberindeki heyet, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde tesislerinin zarar görmesi nedeniyle maçlarını Mersin Şehir Stadyumu’nda oynayan Atakaş Hatayspor’un antrenmanlarını yaptığı tesislerde de incelemede bulundu. Vali Pehlivan’a, Erdemli Kaymakamı Aydın Tetikoğlu ile Gençlik ve Spor İl Müdürü Ökkeş Demir de eşlik etti.
Sivas Parktaki detay havadan bakıldığında fark ediliyor Sivas’ın Şarkışla ilçesindeki atıl alan Şarkışla Belediyesi tarafından millet bahçesine dönüştürüldü, parktaki ilginç ayrıntı ise havadan bakıldığında fark edilebiliyor. Sivas’ın Şarkışla Belediyesi, ilçede atıl bir durumda bulunan ve işlevini kaybeden sulama göletini Millet Bahçesine çevirdi. İlginç bir mimari ile hazırlanan proje ile birlikte sulama göletinin yerine yapılan havuz, tepeden bakıldığında AK Parti amblemini andırıyor. 150 bin metrekare alana inşa edilen ve mesire alanı olarak da kullanıma açılan Şarkışla Millet Bahçesi, ilçe halkına ve il dışından gelen misafirlerini ağırlıyor. “Tepeden bakıldığında ampule benziyor” Millet Bahçesi’nin olduğu alanın daha öncelerde atıl bir durumda olduğunu ifade eden Bekir Candemir, “Şarkışla Millet Bahçesi’ndeyiz. Aynı zamanda mesire alanı olarak da geçiyor. 7 yıldır burası atıl bir durumdaydı. Çevresinde bulunan yerler hasarlıydı, kırıktı. Çardaklar yakılmıştı, tekrardan burayı halkımıza kazandırdık. İnsanlarımızı tekrardan buraya topladık. Ailelerin yoğunlukla buraya geldiği bir mesire alanı oldu. Artık eskisi gibi olmadığı için herkes güvenle gelebiliyor. Buraya gelen aileler rahatlıkla pikniklerini yapabiliyorlar, çocuklarımız da eğlenebiliyor. Tepeden bakıldığında ampule benziyor. Siyasi bir parti amblemini andırıyor. Arama motoruna ‘Ampul Park’ yazınca buradaki park çıkıyor” dedi. Millet Bahçesi’ne ilk defa geldiğini ifade eden Yağız Şimşek, “Millet Bahçesi çok güzel. İlk defa geldim ben. Çocuklarımızın oynayabileceği, bizim oturabileceğimiz yerler çok güzel. Çok hoşumuza gitti. Gerçekten çok beğendik, yapanların eline sağlık” dedi.
İstanbul Turkcell’e ‘Türkiye’nin En İyi İş Yeri’ ödülü Odağına her zaman insanı koyan Turkcell, en geniş katılımlı iş yeri araştırmalarından Kincentric Best Employers 2024 programında bir kez daha ‘Türkiye’nin En İyi İş Yeri’ seçildi. Operatör bu ödüle ‘çalışan bağlılığı’, ‘çeviklik’, ‘bağlı kılan liderlik’ ve ‘yetenek’ alanlarındaki yüksek performansıyla layık görüldü. Turkcell, insan odaklı kurum kültürünün başarısını global ölçekteki çalışmalarla tescillemeyi sürdürüyor. İnsan kaynakları ve yönetim danışmanlığı alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Kincentric’in uyguladığı Best Employers programında daha önce de ödüllendirilen operatör, bir kez daha ‘Türkiye’nin En İyi İş Yeri’ seçildi. Dünya genelinde 78 farklı ülkede 20 yılı aşkın süredir, Türkiye’de ise 2006 yılından bu yana uygulanan program kapsamında şirketler, ‘çalışan bağlılığı’, ‘çeviklik’, ‘bağlı kılan liderlik’ ve ‘yetenek’ kriterlerine göre değerlendiriliyor. “Çalışanlarımızı hayatın her alanında destekliyoruz” Turkcell İnsan ve İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, alanında en geniş katılımlı programlardan biri olan Kincentric Best Employers programında bir kez daha ‘Türkiye’nin En İyi İş Yeri’ seçilmekten gurur duyduklarını belirterek, şunları söyledi: “Global ölçekte yapılan bu çalışma, çalışanlarımızın Turkcell kurum kültüründen duyduğu memnuniyeti ortaya koyması açısından çok değerli. Ülkemizde esnek çalışmayı ilk uygulayan şirketlerden biri olarak, çalışanlarımızı hayatın her alanında desteklemeyi sorumluluğumuz olarak görüyoruz. İşe alım süreçlerinden başlayarak çalışanlarımıza en iyi deneyimi yaşatmak istiyoruz. Takım ruhu ve motivasyon bizim için çok önemli. Güçlü altyapımız ve yüksek teknoloji yeteneklerimizle sektörde fark oluşturan pek çok uygulamayı hayata geçiriyor ve çalışan memnuniyetinde çıtayı her zaman daha yükseğe koyuyoruz. Bu vesileyle Turkcell’e gönülden bağlı tüm çalışma arkadaşlarıma bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Nitelikli insan kaynağımızla, Türkiye Yüzyılını Dijitalin Yüzyılı yapma yolculuğumuza devam edeceğiz.”