SAĞLIK - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 12:33

’Yemek ye’ baskısı iştah kapatıyor

A
A
A
’Yemek ye’ baskısı iştah kapatıyor

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, çocuklarda iştahsızlık, hemen her anne babanın yakındığı ve çözüm bulmakta güçlük çektiği önemli sorunlardan biri olduğunu söyledi.

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, çocuklarda iştahsızlık, hemen her anne babanın yakındığı ve çözüm bulmakta güçlük çektiği önemli sorunlardan biri olduğunu söyledi. Enç, yemek ye baskısının iştah kapattığını belirterek, “Özellikle 8-9 aylıktan okul çağına kadar sürebilen bu problemi, doğru zamanda doğru besini seçerek, ama en önemlisi de çocuğunuza doğru yaklaşarak çözebiliriz” dedi.


Özellikle 8-9 aylıktan okul çağına kadar uzanan dönemde, anne babalar en çok çocuklarının iştahsız olmasından yakındığını anlatan Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Çocuğun yeme isteği büyüme hızına ve kişisel durumuna göre belli dönemlerde değişse de, özellikle 1-2 yaş arası, iştahın en düşük seviyede olduğu dönemi oluşturuyor. Bu dönemde özellikle yemek seçme ve yemeği reddetme davranışları sıkça karşılaşılan sorunlardan biri. Çocuğunuz bazı günler az, bazı günler fazla yiyorsa, bu yaşının getirdiği doğal bir özellik, dolayısıyla üzerinde durmanız gerekmiyor. Ayrıca çocuğunuz sık ve az yemeye alışmışsa, bu şekilde yenen yemek de ana öğünde yenen kadar besin değeri taşıyabileceği için “Yeterli besin almıyor” diye endişelenmenize gerek yok. Çocuklarda iştahsızlık problemi diş çıkarma, kansızlık ve ateşli hastalıklar gibi sağlık sorunlarında, anne babanın boşanması gibi psikolojik travmalarda ama en çok da anne ve babanın beslenme konusunda yaptıkları hatalar sonucunda oluşuyor. Çünkü çocuğa yemek yeme konusunda baskı yapmak, yediği takdirde ödüllendirmek, yemediğinde ceza vermek bir işe yaramadığı gibi, sorunun daha da büyümesine yol açıyor” diye konuştu.


Bazı çocukların sütü soğuk bazıları ise sıcak ya da ılık sevdiğini dile getiren Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Çocuğunuzun sütü nasıl sevdiğini deneyerek bulun. Sütü renkli ve desenli bardağın içine koyun ve bardağına renkli bir kamış yerleştirin. Sütlaç ve muhallebi gibi tatlılar yapın. İçmemekte direniyorsa ısrar etmeyin; çünkü yoğurt, peynir, et ve yumurta ile de çocuğunuzun protein ihtiyacını karşılayabilirsiniz” diye konuştu.


Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Köfte sert geliyorsa, dolmalara kıyma ekleyin. Kırmızı et sevmiyorsa, balık ya da tavuk eti yedirmeyi deneyin. Makarna seviyorsa üzerine kıymalı sos yapın. Çok sık olmamak kaydıyla kıymalı börek yedirin. Yumurta sarısı, yoğurt, süt ve peynir de et yerine geçebilir.


Salatalık ve havuç gibi sebzeleri çiğ olarak, çubuk biçiminde hazırlayın. Bu şekilde sunum çocuğunuzun hoşuna gidebilir.


Sevdiği yemeklere, örneğin çorbalara, köftelere ya da soslara rendelenmiş olarak sebze ekleyin, çocuğunuz bunu fark etmeden yer.


Evde siz de sebze yemekleri yiyin, böylelikle sizden görerek zamanla sebze yemeye alışır.


Yememekte ısrar ediyorsa, meyveler de sebze yerine geçer. İstediği meyveleri ya da meyve sularını verin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.