EKONOMİ - 22 Ağustos 2017 Salı 14:36

Yerli üretim makineler yurtdışına bağımlılığı azaltacak

A
A
A
Yerli üretim makineler yurtdışına bağımlılığı azaltacak

Yerli üretim mermer işleme makinesinin, mermer ve granit işleyen firmaların ihtiyacını karşılamasının yanı sıra yurtdışına olan bağımlılığı azaltarak katma değer sağlaması hedefleniyor.

Yerli üretim mermer işleme makinesinin, mermer ve granit işleyen firmaların ihtiyacını karşılamasının yanı sıra yurtdışına olan bağımlılığı azaltarak katma değer sağlaması hedefleniyor. Yerli makineler, 23-26 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi, Project Marble Eurasia Fuarı’nda sergilenecek.



Türkiye’de ilk defa dizayn ve imalatı tamamen USEL Makine tarafından gerçekleştirildiği belirtilen 1000 mm Z eksenine sahip CNC 5 eksen Lazer taramalı 3 boyutlu Simultane Mermer İşleme Makinesi, 23-26 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi, Project Marble Eurasia Fuarı’nda sergilenecek.



Almanya, Rusya, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 4 kıta ve çok sayıda ülkeye makine ihracatı gerçekleştirdiklerini belirten USEL Makina Genel Müdürü Dr. Uğur Şimşir, "20 yılı aşkın tecrübemiz ile ürettiğimiz CNC makinalar, Alman KNUTH firması tarafından Avrupa’da pazarlanıyor. Avrupa ülkelerine yapılan ihracat hacminin artırılması açısından yüksek standartlarda yerli üretim gerçekleştirmeye önem veriyoruz. Ar-Ge ve müşteri memnuniyetine büyük önem vererek, ürettiğimiz akıllı makineler ile insan kaynağını, süreçleri ve çevre kalitesini iyileştirmeye gayret ediyoruz. Uluslararası düzeyde ISO 9001 sertifikasına sahibiz ve üretimin her aşamasında kalite kontrol sürecinden geçirilen makineler Avrupa standartlarına uygun, CE sertifikası taşıyor ve en az yüzde 60 yerlilik oranına sahip olarak üretiliyor’’ dedi.



"Yurtdışına bağımlılığı azaltacak, katma değer sağlayacak"


Dr. Şimşir sözlerine şöyle devam etti: "Devlet desteği ile geliştirilerek, Mermer rezervleri bakımından dünyanın en zengini olan ülkemizde, mermeri işleyen firmaların ihtiyacını karşılayacak ve yurtdışına olan bağımlılığı azaltacak aynı zamanda yurtdışına ihraç edilerek yüksek katma değer sağlayacak".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.