SAĞLIK - 17 Ağustos 2017 Perşembe 13:31

“Yüksek hava sıcaklığı kalp damar hastalıklarını artırıyor”

A
A
A
“Yüksek hava sıcaklığı kalp damar hastalıklarını artırıyor”

Dr.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Buğan, sıcak havaların özellikle kalp hastaları açısından bazı riskleri de beraberinde getirdiğini kaydetti.


Küresel ısınmanın getirdiği etkiler ile 1901 yılından günümüze her 10 yılda bir dünyanın yüzey ısısının ortalama 0.1 derece artmakta olduğuna dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Buğan, bunun sonucu olarak global iklim değişiklikleri ile birlikte ani ve yoğun etkiler bırakan ısı değişimleri yaşanmakta olduğunu söyledi. Doç. Dr. Barış Buğan, küresel ısınma ile oluşan bu ısı ve iklim değişiklikleri ile hissedilen ısı ve sıcak havanın olumsuz etkilerinin ortaya çıkmakta olduğunu belirtti.


Çevre sıcaklığı değişikliklerinin kalp damar sağlığı üzerine direk olumsuz etkileri bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Buğan, birçok bilimsel çalışmanın yüksek hava sıcaklığının ölüm riskini arttırması yanında kalp damar hastalıklarının görülme sıklığında artış ve aynı zamanda kalp damar hastalıklarına bağlı hastaneye yatışlarda artış ile doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.



Bol sıvı alın, güneşin zararlı etkilerinden korunun


“Sıcak havaya maruz kalındığında olumsuz etkiler çok kısa sürede kendini gösterebilmektedir. Özellikle kalp krizleri mevsimsel olarak yazın artış gösteriyor. Öncelikle aşırı sıcak havaya maruziyet, vücudun genel işlevlerini kontrol eden sempatik sinir sistemi ve renin-anjiyotensin sistemi gibi sistemlerin uygunsuz aktivasyonuna yol açar. Daha sonra ise dehidratasyon denilen vücudun aşırı su kaybı ve elektrolit kaybı ile vücutta uygunsuz sistemik cevaplar gelişmesine yol açarak olumsuz etkiler oluşturur. Ayrıca bu etkiler ile kanın pıhtılaşma oranının artması kalp krizi başta olmak üzere kalp damar hastalıklarının oluşumunu kolaylaştırır.” şeklinde konuşan Doç Dr. Buğan, olası bir kalp krizini önlemek için özellikle kalp hastası olan kişilerin bol sıvı alarak güneşin zararlı etkilerinden korunmalarının çok önemli olduğunu vurguladı.


Buğan, sıcak havanın kalp-damar hastalıkları üzerine etkileri konusunda yaptığı bilgilendirme açıklamasının devamında şunları kaydetti:


“Sıcak hava nedenli ölümler yaş, cinsiyet, bulunulan coğrafi yer, sosyoekonomik durum ve kalp hastalıklarının dahil olduğu diğer birçok kronik nitelikli hastalıkların varlığını da içeren bireysel özelliklerin oluşturduğu hassasiyetlerle yakından ilişkilidir. Bu nedenle alınacak önlemlerde bireysel tedbirler almak daha faydalı olacaktır.


Vücudun sıcağa cevabı ve oluşan reaksiyonlara bir göz attığımızda, sıcağa karşı vücudun ısı dengesi sağlamak için kullandığı en etkili yöntem terlemedir. Nemli deriden su buharlaşırken cilt de soğumaya başlar. Bu durumda tuz ve mineraller kaybedilir. Doğal olarak damarlarda dolaşan sıvı azalarak kanın akışkanlığının ve böbreklerden geçen kan miktarının azalmasına neden olur. Bu durum böyle devam edip kaybedilen sıvı yerine konulmaz ise böbrek fonksiyonlarında bozulmaya ve kan akışkanlığında azalma ile pıhtılaşmaya neden olabilir. Bunu dengelemek üzere sempatik ve renin-anjiyotensin sistemlerinin aktiflenmesi, böbrek ve böbreküstü bezlerinden salgılanan maddeler ile damarların büzüşmesine ve ani tansiyon yükselmelerine ve kalp krizine meylin artmasına neden olabilir.


Sıcak hava, ani tansiyon yükselmelerine neden olabileceği gibi hipertansiyonu bulunan ve idrar söktürücü ilaçlar kullanan hastaların kaybettikleri sıvıyı yeterli miktarda geri almamaları, ani tansiyon düşmelerine de neden olabilir. Buna bağlı böbrek fonksiyonlarında bozulmalar ortaya çıkarabilir. Ayrıca kalsiyum kanal blokerleri gibi tansiyon düşürücü ilaç kullanan hastaların sıcak etkisiyle birlikte bacaklarında ve ayak bileklerinde gözlenebilen şişliklerde artış olabilir. Sıcak hava etkisine bağlı hem ani tansiyon yükselmesi hem ani tansiyon düşmesi olabileceği ve ayrıca ilaç yan etkilerinin belirginleşebileceği düşünüldüğünde mevsim değişikliği dönemlerinde kan basıncındaki değişiklikler daha yakından izlenmelidir. Bu izlemler ile hastaların tuz diyeti ve ilaç dozları ayarlanmalıdır. Bu nedenle, yüksek tansiyonu bulunan hastalar yaz aylarında herhangi bir sorun yaşamamak için takipleri ile doktorlarına danışmalıdır.



Sıcak havalarda kalp sağlığını nasıl koruyalım?


Sıcak havanın olumsuz etkilerini engellemek ve yaz aylarını sağlıklı geçirmek için temel tedbirleri şöyle özetleyebiliriz.


1. Ağır, yağlı ve kızartma yemeklerden kaçınılmalı, sebze ve meyveden zengin bir tarzda klasik Ege-Akdeniz mutfağı beslenmeye özen gösterilmeli, yandaş hastalıkların varlığına göre öğünlerin tuz ve şeker oranlarına dikkat edilmelidir.


2. Terle birlikte sıvı ve elektrolit, özellikle de sodyum kaybı fazla olacağından, doktorunuza danışarak tuz kullanım durumunuzu belirleyin.


3. Günlük sıvı ihtiyacı artmaktadır. Bu nedenle yazın günde 2-2.5 litre su tüketilmelidir.


4. Sıvı tüketimini artırmak maksadıyla alınan soda ve maden suyu tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Aşırı maden suyu ve soda tüketimi tansiyonu yükseltebilir. Ayrıca hipertansiyon yanı sıra böbrek yetmezliği gibi yandaş hastalıkları olan yaşlı kişilerde, kalp yetmezliği bulgularının ortaya çıkmasına neden olabilir.


5. Alkol tüketiminde dikkatli olunmalı. Özellikle açık havada güneş altında tüketilmemelidir.


6. Açık renklerde, rahat ve bol giysiler tercih edilmeli. Özellikle güneşin dik olduğu saatlerde açık alanlarda bulunulmamalıdır.


7. Spor, yürüyüş ve yüzme gibi aktiviteler sabah ve akşam günün serin saatlerinde yemek öncesi yapılmalı. Bu esnada sıvı tüketimine dikkat edilmelidir.


8. Doktorunuza danışarak hipertansiyon ilaçlarınız başta olmak üzere sürekli kullanımınızı gerektiren tüm tedavinizin mevsime göre düzenlenmesini sağlayınız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Toz bulutu sandılar, gerçek sonra anlaşıldı Tokat’ta Yeşilırmak Mahallesi’nde bulunan sanayi yolunda beklenmedik bir olay meydana geldi. Bir arı kolonisi, yolda sürü halinde görüntülendi. Mobilya mağazasının önündeki süs bitkisinde toplanan arılar, çevredeki esnaf ve vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açtı. Durumu fark eden esnaf, arılara sakinleşmeleri için su vererek yardımcı oldu. Ancak arı sürüsünün dağılma belirtisi göstermemesi üzerine bölgedeki arıcılar devreye girdi. Bölgeye özel kıyafetlerle gelen arıcılar, arı sürüsünü kontrol altına almak için harekete geçti. Şerbet ile birlikte bir karton koliye yerleştirilen arılar, bölgeden uzaklaştırıldı. Yetkililer, koloninin daha güvenli bir alana taşınarak bal üretimi için kullanılacağını belirtti. “Arılar saldıracak sandık” Arıların toz bulutu gibi cadde üzerinden geldiğini söyleyen Tuğrul Eray, “Arılar toz bulutu halinde gelerek mağaza önünde durdu. Biz bir şey mi oldu diye korktuk. Erkek arı oğul verdiği için bunlar sokmuyormuş. Süs ağacında durdular. Arıcı arkadaşı çağırdık. Kendisi de geldi 10 dakika içerisinde arıları topladı. Ama arılar ilk geldiğinde buradan geçenler korktu. Vatandaşlar arılar saldıracak sandı ama bir şey olmadı. Biz de su verdik” dedi. Arıcılıkla uğraşan Serkan Arslan ise arıların oğul verdiği için tehlikeli olmadığını söyleyerek şerbetle toplayarak götürdü.
Van İnci kefalinin zorlu göçü başladı Van Gölü’nde yaşayan binlerce inci kefalinin, su sıcaklığının yeterli seviyeye yükselmesiyle üremek için akışın tersine yüzerek tatlı sulara göçü başladı. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan, yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzerek, tatlı sulara göç eden inci kefallerinin zorlu yolculuğu başladı. İnci kefali, Van Gölü’nün yaşayan ve üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında neslini sürdürmek için tatlı sulara göçü başladı. Seyrine doyumsuz görüntülerin ortaya çıktığı göç sırasında inci kefalleri, önlerine çıkan engelleri uçar gibi zıplayarak aşıyor. Gölün tuzlu ve sodalı suyundan derelerdeki tatlı sulara ulaşmak için suyun akışının tersine yüzen, karşısına çıkan engelleri zıplayarak geçmeye çalışan balıklar, her yıl bu mevsimde görsel şölen sunuyor. Balıkların neslini sürdürebilmek amacıyla ortaya koyduğu mücadeleyi izlemek için de her yıl binlerce yerli ve yabancı turist kente geliyor. “Özellikle 2 bin yılından günümüze kadar olan süreçte göç çok sıkıntılı geçti” Konuyla ilgili açıklama yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Son yıllarda ülkemiz genelinde görülen kuraklığın yansımaları Van Gölü havzasında da ortaya çıktı. Bunun en büyük etkisi yaz aylarında Van Gölü’ne dökülen akarsuların debilerinde çok ciddi düşüşler oldu. Su yönetiminde yapılan yanlışlarla beraber Van Gölü’ne dökülen en büyük akarsulardan birisi olan Bendimahi Çayı, göl ile buluşamadı. Özellikle 2 bin yılından günümüze kadar olan süreçte yaz mevsiminde çok sıkıntılı geçti. Van Gölü’nde yaşayan ve endemik bir tür olan inci kefali yaşamını her ne kadar Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularında sürdürse de üreme dönemi olan Nisan ve Temmuz aylarında sürüler halinde Van Gölü’nden tatlı sulara yani göle dökülen akarsulara önemli bir göç gerçekleştiriyor. Şayet akarsularda yeterli su bulamazsa sağlıklı bir üreme gerçekleştirmesi söz konusu değil. Havzamızda 20 bine yakın insan Van Gölü inci kefali balıkçılığından geçimini sağlıyor. Bu sebepten dolayı yaz mevsiminde akarsularda su bulunması hayati bir öneme sahip” dedi. “Bu sene suyumuz son 4 yılın en yüksek seviyelerinde” 2 bin yılından itibaren akarsu debilerinin çok sıkıntılı geçtiğinin ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Bu sene suyumuz son 4 yılın en yüksek seviyelerinde. Yani akarsularda su debisi yüksek. Ümit ediyoruz ki Temmuz ayına kadar bu debi hafif düşüşler olsa da bu şekilde devam eder. İşte bu noktada koruma çalışmaları daha da büyük bir öneme sahip. Çünkü akarsuda su var, milyarlarca balık gelecek, bizim bu balığı kaçak avcılardan korumamız lazım. Bu noktada koruma çalışmaları sorunsuz bir şekilde aksamadan yürütülmeli ve elde edilen kazanımlar kaybedilmemesi lazım. Koruma çalışmalarının yakından takipçisi olacağız. Sağlıklı bir üreme yapılabilmesi için bütün ekolojik unsurlar tam olarak yerinde işte bu noktada akarsu kenarlarında ve yol kontrollerinde jandarmanın, merkezlerde polisin ve zabıta ekiplerinin etkin bir görev alması lazım. Şayet bunu sağlayamazsak suyumuzun çok fazla olması anlam ifade etmeyecek" dedi.
İstanbul Dilan ve Engin Polat, iş yeri kurşunlama davasında hakim karşısına çıkacak Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de aralarında bulunduğu 11 sanık bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde hakim karşısına çıkacak.Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlanacak.İddianamedenKüçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Dilan Polat’ın sosyal medya hesabından yayınladığı bir videodaki konuşmasında Banu Parlak’a tehdit mesajı gönderdiği açıklanmıştı.İddianamede bu mesajdan kısa bir süre sonra Dilan ve Engin Polat’ın aldığı ortak karar ile sanık Engin Polat’ın müştekinin iş yerine silahlı saldırı düzenlenmesi için Gürcistan’daki bağlantıları vasıtasıyla kamuoyunda "Daltonlar" çetesi olarak bilinen silahlı organize suç örgütünün firari yöneticilerinden Beratcan ve Batın Can Gökdemir’le iletişim kurduğu aktarılmıştı. Gökdemir kardeşlerin de İstanbul’da özel olarak kiralanan hücre evinde eyleme hazır vaziyette bekleyen sanıklar Batuhan İnci, Yunus Emre Yıldız, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç ve İsmail Emre Arifoğlu’na talimat verdiği iddianamede belirtilmişti.İddianamede, iş yerinin kurşunlandığı ve bu nedenle dış cephesinde bulunan 5 camın 4’ünün değiştiği, saldırı sebebiyle toplam zararın 45 bin lira olduğu kaydedilmişti.Olayın ardından şikayetçi olan Banu Parlak, kendisini öldürtmek isteyen Polat ailesinden şikayetçi olmuştu. Dilan Polat ise ifadesinde, tehdit içerikli görüntüdeki konuşmaları Parlak için söylemediğini, kendisine sözlü saldırıda bulunanlara genel olarak çektiğini savunmuştu.Sanık Engin Polat ise saldırıyı sosyal medyadan duyduğunu, saldırıdan 2 gün önce Banu Parlak’ın sosyal medyadan açıklama yapıp kendilerini suçladığını savunarak, bunu kimin yaptığını bilmediğini anlatmıştı.İddianamede, Polat çiftinin "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu azmettirme" ve "mala zarar vermeye azmettirme" suçlarından toplamda ayrı ayrı 2 yıl 4 aydan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.Haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Barış Boyun, Beratcan ile Batin Can Gökdemir için ise "silahlı suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit", "mala zarar verme" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından ayrı ayrı toplamda 8 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapis cezası istenmişti.İddianamede, diğer sanıklar Batuhan İnci, İsmail Emre Arifoğlu, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç, Yunus Emre Yıldız ve Sezgin Polat’ın farklı suçlardan 2 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Trabzon Ertuğrul Doğan: "Amacımız bu sezon kupayı kazanmak" Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, böyle bir sezonda tek amaçlarının Trabzonspor’a kupa kazandırmak olduğunu söyledi. Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, TSYD Trabzon Şubesi’nin yeni yönetim kuruluna yaptığı hayırlı olsun ziyaretinde basın mensuplarıyla sohbet etti. Doğan, ekonomik anlamda kulübün ilk günlerde yaşadığı çok kötü günleri geride bıraktığını ve önlerine daha umutla baktıklarını belirtti. Yönetime talip olurken zorlukları da çok iyi bildiğini ifade eden Doğan, "Artık sezon sonuna yaklaşıyoruz. Trabzonspor için başarı her zaman şampiyonluk. Bunun dışında bir şey benim gözümde de camianın gözünde de yok. Tüm yaşadığımız zorluklara karşın ligde 3. sıradayız. Böyle bir sezonda şu andaki tek amacımız Trabzonspor camiasına kupa kazandırabilmek" şeklinde konuştu. Doğan, yeni sezonun planlamasını çok dikkatli bir şekilde yaptıklarını da dile getirerek, "Önümüzdeki günlerde transferin büyük kısmını bitirmeyi planlıyoruz. Sezona kampa hazır bir kadroyla, teknik ekibin tamamının onay verdiği hazır bir kadroyla başlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla işin o tarafını hocamız ve ekibiyle hızlı bir şekilde ilerliyoruz. İşin zor kısmını gördük. Bundan sonra çok daha farklı müjdeleri camiamıza verebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Beklentilerimiz ve çalışmalarımızın tamamı bu yönde. Önümüzde üçüncülük yarışı ve kupa mesaisi var. Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” dedi.