POLİTİKA - 07 Aralık 2017 Perşembe 19:53

Bakan Kurtulmuş: “İsrail’de yeni bir fitilin ateşi yakıldı”

A
A
A
Bakan Kurtulmuş: “İsrail’de yeni bir fitilin ateşi yakıldı”

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “İsrail’de yeni bir fitilin ateşi yakıldı.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “İsrail’de yeni bir fitilin ateşi yakıldı. Trump’ın imza atışı da tam bir Hollywood şovu. Bu asla uygulanamayacak bir karardır” dedi.


Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, AK Parti İzmir İl Başkanlığını ziyaret etti. Ziyarette partililerle bir araya gelen Kurtulmuş, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına tepki gösteren Kurtulmuş, ilginç bir benzetmede bulundu. Kurtulmuş, “İsrail’de yeni bir fitilin ateşi yakıldı. Trump’ın imza atışı da tam bir Hollywood şovu. Niye yapıyor bu işi? ABD’deki güç odaklarının bir kısmının desteğini alıp seçildi. Şimdi parlamentoda hesap verme durumunda. Kendisine destek verenler desteği çekti. Kendi iktidarını sağlamlaştırmak ve siyonist lobinin desteğini almak için bu kararı açıkladı. Bu asla uygulanamayacak bir karardır. Şimdi bu adımla siyonistler daha pervasızlaşacak ve dizginlemez noktaya gelecekler. Türkiye olarak bunu kabul etmediğimizi, bu kararın uygulanabilir olmadığını bütün dünyaya ilan ediyoruz” dedi.


“Doğru bir istikamette, yeniden güçlü büyük Türkiye istikametinde yolumuza sağlam adımlarla devam edeceğiz” diyen Kurtulmuş, “Uzunca bir süredir bölgedeki gelişmeleri görüyoruz. Her gün haberlerde birçoğu sıkıntılı olacak işlerin ülkemizde ve bölgemizde çok kısa sürede olduğunu görüyoruz. 4-5 yılda yaşadıklarımızı düşünün. 17-25 Aralık, gezi olayları, 15 Temmuz darbe teşebbüsü. Bu arada zaman zaman birkaç sefer yine iyi planlanmış birtakım ekonomik olarak Türkiye’ye zorda bırakma operasyonları. Bunları bir zincirin halkaları gibi düşünün. En son ABD’de bir dava üzerinden Türkiye’yi yine diz çökmeye mahkum etme ya da genel itibarını sıfırlamak için düğmeye basılmış siyasi bir mahkeme var. Bu da bu halkanın bir zinciri. Şuur sahibi, vatansever insanların üzerine düşen oynanan oyunların gerçeğini görmektir. Bu ülkenin başının sıkıntılardan kurtulmamasının sebebi büyük resmi görüyor ve bunu bütün dünyaya ilan ediyor olmamızdır. Bunların her söylediklerine tamam diyen, AB salonunda sus pus bekleyen bir Türkiye olsaydık hiçbir sıkıntı ile karşılaşmazdık. Ne zaman Türkiye kendi İHA’larını yapmaya başladı, biz sizinle eşit müzakere ederiz demeye başladı, ne zaman dünya beşten büyüktür demeye başladı, o zaman Türkiye’nin başına çorap örülmeye başlandı” diye konuştu.



“25 yılda olana bakın”


Emperyalist güçlerin bu coğrafyada yaşayan tüm etnik unsurları birbirlerine düşman kılmaya çalıştığını dile getiren Kurtulmuş, “Ortadoğu’da son 25 yılda olana bakın. Irak paramparça hale geldi, Suriye de öyle. Öyle parçalandı ki Bornova başka örgütün elinde Karşıyaka başka örgütün elinde. Libya paramparça oldu, Lübnan tam düzeldi derken işleri karıştırmaya çalışıyorlar. Birileri kenardan elini ovuşturarak olanı seyrediyor. Bir taraftan silah veriyor bir taraftan elini ovuşturuyor. Kazanan İsrail, hiç ilişkisi yok gözükse de nasıl kazandığını şimdi görüyorsunuz. Hepsinin dış politikadaki bir numaralı maddesi Filistin meselesiydi. Şimdi kimin sesi çıkıyor inşallah çıkacaktır bir tek Türkiye’nin çıkıyor. İnşallah önümüzdeki hafta düzenlenecek olan konferansta İslam İşbirliği Teşkilatı bu karar karşısında İslam coğrafyasının tavrını ortaya koyar. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Biz bildiğimiz istikamette yürüyeceğiz. Bu coğrafyanın öncü gücü olmaya devam edeceğiz. Ekonomik ve siyasi olarak çok daha büyük bir Türkiye inşa etmek atalarımızın da yaptığı gibi emperyalistlere ve Türkiye düşmanlarına boyun eğmemek. Kahraman İzmir, o kurtuluş destanını boşuna yazmadı. Cümle alem bu milleti duruşundan, sezgisinden, ferasetinden, irfanından, atasından tanır. Onun için bu milletin daha ileriye gitmesini istemez. Bu bölgenin daha fazla bölünmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Biz daha fazla birleştiren bütünleştiren insanları aynı hedefe doğru bir arada tutmaya gayret edeceğiz” dedi.



“Hollywood şovu”


Trump’ı kendisine yönelik azalan desteği yeniden sağlamak amacıyla Kudüs kararını açıkladığını savunan Kurtulmuş, şunları söyledi:


“İsrail’de yeni bir fitilin ateşi yakıldı. Trump’ın imza atışı da tam bir Hollywood şovu. Niye yapıyor bu işi? ABD’deki güç odaklarının bir kısmının desteğini alıp seçildi. Şimdi parlamentoda hesap verme durumunda. Kendisine destek verenler desteği çekti. Kendi iktidarını sağlamlaştırmak ve siyonist lobinin desteğini almak için bu kararı açıkladı. Bu asla uygulanamayacak bir karardır. Şimdi bu adımla siyonistler daha pervasızlaşacak ve dizginlemez noktaya gelecekler. Türkiye olarak bunu kabul etmediğimizi, bu kararın uygulanabilir olmadığını bütün dünyaya ilan ediyoruz. Filistin sizi niye bu kadar ilgilendiriyor derlerse Hz. Ömer’in fethettiği şehirlerden biridir, orada Ömer Mescidi’nin inşa edildiği İslam’ın ilk kıblesidir. Orayı haçlıların elinden kurtaran Selahattin Eyyübidir, 4 asır orası Müslümanların Hristiyanların Yahudilerin bir arada yaşadığı bir şehirdir. Tarih ortada 4 asır boyunca hiçbir Müslüman bir Yahudilere yan gözle bakmamıştır. Camilerdeki Allah-u Ekber sesleri ile kilisedeki çan sesleri birbirine karışmıştır. 4 asır boyunca herkes kendi anadilinde kendi kültürünü istediği şekilde yayabilmiştir.”



“Yarım kalmış Sevr’i dayatmaya çalışıyorlar”


“Hala yarım kalmış Sevr’i bize dayatmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullanan Bakan Kurtulmuş, “Onun için PYD’ye destek olup silah veriyorlar, lojistik siyasi destek veriyorlar, maddi destekler veriyorlar. Onun için FETÖ denen eşkıya çetesine her türlü imkanı sağlıyorlar. Darbeleri yarım kalınca onlara kucak açıp memleketlerinde bal kaymakla besliyorlar. Hala ellerinden gelse bu çeteden yeni bir güruhu dirilterek Türkiye’ye karşı yöneltmeye çalışacaklar. Türkiye canlı ve güçlü olduğu sürece bu coğrafyayı daha fazla bölmeyeceklerini biliyorlar. Dünyanın dört bir yanında insanlar Türkiye’nin gözünün içine bakıyorlar. Türkiye zayıf bir ülke olsaydı, AB’nin terbiye salonunda tek ayaküstünde bekleyen bir ülke olsa bizden çekinmezlerdi. Bizim kimseyle kavga etme derdimiz yok. Ama kimsenin bizi örselemesine, zulüm göstermesine rıza göstermeyiz. Güçle kuvvetle insanları hizaya getirecek olanlara deriz ki, biz insanları iyilikle, iyi sözle, insanlıkla bir arada tutarız. Anadolu topraklarının tarihsel özeti budur. Oynanan oyunları bozacağız. Birlikle, dirlikle, irade ile bozacağız. Kavga etmeyeceğiz, bu bayrağın altında 80 milyona yer olduğu gibi 1,5 milyar Müslüman halkların da yeri olduğunu çok iyi bileceğiz. Ay yıldız sadece bizim şerefli bayrağımız değil. 2019’da Türkiye’yi başka yollarda diz çöktürmek isteyenlerin 2019’da başka yollarla diz çöktürmek isteyeceklerini unutmayın. Darbe bile denedirler. 20 dakika önce gelselerdi belki Cumhurbaşkanımızı orada infaz edeceklerdi. Yılmak, yorulmak, vazgeçmek yok. Safları sıkı tutacağız. Çok daha büyük ve güçlü bir Türkiye’yi kuracağız” açıklamasında bulundu.



Delican’dan Kudüs çıkışı


AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican da, “Önemli bir tarihi süreçten geçiyoruz. Hepimizin omzundaki sorumluluklar artmış durumda. ABD Başkanı Trump’ın sorumsuzca davranışı ile devşirme İsrail’in bundan 100 yıl önce bizim olan topraklarda umarsız aldıkları karar ile Kudüs’ü başkent olarak tanıdılar biz bunu asla kabul etmeyiz. Bu işler ben yaptım oldu mantığıyla binlerce kilometre öteden olacak işler değil. Kimse bu bölgenin fitilini ateşleyemez. Kendi iç siyasi başarısızlıklarını Orta Doğu’da örtbas etmeye çalışmasınlar. Sonuna kadar direneceğiz, her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya hazırız. İzmir nasıl hoşgörü kentiyse Kudüs de öyle bir hoşgörü kentidir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.