EKONOMİ - 26 Mart 2017 Pazar 21:35

Başbakan Yardımcısı Şimşek: "İçe kapanmayacağız"

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Şimşek: "İçe kapanmayacağız"

İzmir Ticaret Borsası’nın “Borsa Söyleşileri” programında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin içe kapanmayacağını belirterek, “Türkiye ile ilgili kötümser olmayın.

İzmir Ticaret Borsası’nın “Borsa Söyleşileri” programında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin içe kapanmayacağını belirterek, “Türkiye ile ilgili kötümser olmayın. Evet zor dönem ama büyük oranda geride kaldı. Dünyada sıkıntılar var ama dünyanın kendi kendine kaldığı tuzaklara düşmek istemiyoruz. Dışa açık, karşılıklı menfaat üzerine yolumuza devam etmek istiyoruz” dedi.


Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İzmir Ticaret Borsası’nın “Borsa Söyleşileri” programına kaldı. Programda; İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve borsa yöneticileri hazır bulundu. Şimşek, Türkiye ve dünyanın zor dönemlerden geçtiğini ancak Türkiye’nin içe kapanmayacağını kaydederek, “Türkiye için en kötüsü muhtemelen geride kaldı. Bu coğrafyada büyük öngörülerde bulunmak kolay değil ama muhtemelen. ‘En kötüsü geride kaldı’ derken, normalleşme anlamında önemli bir eşikteyiz, o anlamda söylüyorum. Daha çok reformla, demokrasiyle, hak ve özgürlüklerle, dışa açıklıkla daha müreffeh ülke haline geleceğiz. İçe kapanmayacağız. Avrupa Birliği ile tartışmalar var ama Gümrük Birliği güncellenme konusunu komisyon oy birliği ile kabul etti. Körfez bölgeleri ile serbest ticaret anlaşması için tekrar görüşmeler başladı. Dışa açık olmaya devam edeceğiz, reformları yapmaya devam edeceğiz. Kötümser olmayın. İzmir rahat olsun. İhracata odaklanmaya yatırım ve istihdam seferberliğine, pay almaya yoğunlaşsın. Türkiye ile ilgili kötümser olmayın. Evet zor dönem ama büyük oranda geride kaldı. Dünyada sıkıntılar var ama dünyanın kendi kendine kaldığı tuzaklara düşmek istemiyoruz. Dışa açık, karşılıklı menfaat üzerine yolumuza devam etmek istiyoruz” diye konuştu.



“Türkiye yapısal reformuna dönecek, dönmek durumunda”


Türkiye’nin, içeriden ve dışarıdan birçok şokla karlı karşıya kaldığını ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bu şoklara karşı Türkiye büyük bir direnç gösterdi. Bu direnç önceki 10 yılın başında yapılan reformların ve sonraki uygulamaların temellerimizi sağlamlaştırdığını gösteriyor. 2000 yılların ortasında Avrupa Birliği, ihracatın yüzde 57’sine tekabül ediyordu. 2012’ye gelindiğinde 38’e düştü. dramatik. Türkiye’nin Orta Doğu’ya ciddi bir alternatif yaklaşımı oldu. 2000 yılların başında ihracatın yüzde 12’si Orta Doğu’ya giderken 2012’de bu oran 32’ye çıktı ama orada ada kaos başladı. Devlet olma niteliğini kaybeden ülkeler ortaya çıktı. Bunlar teröre zemin hazırladı. Türkiye bir kaç yılda dünyada eşi benzeri görülmemiş, anlatılması zor darbe girişimine sahne oldu. 16 Nisan aradan çıktıktan sonra Türkiye yoğun bir şekilde tekrar kaldığı yerden yapısal reform gündemine dönecek, dönmek durumunda. Türkiye’nin iyi bir yol haritası var. Mikro ve makro anlamda tüm reform alanlarına ilişkin önemli çalışmaları tamamladık. Bir kısmı da hayata geçti.”



“En zor dönemde bile birçok alanda ilerleme var”


2016 döneminde ekonomik destek anlamında atılan adımları aktaran Şimşek, şöyle devam etti:


“Devletin mali alanı var. Maliye politikasında alanımız olmasaydı, zamanında mali disiplinde gereken hassasiyeti göstermeseydik bugün bunları yapamazdık. Şimdi yatırımda neredeyse seferberlik anlayışı var. Biliyoruz zor bir dönemle karşı karşıya kaldık ama kötümser olmayın. En zor dönemde bile birçok alanda ilerleme var. Biz sanayicimizin, üreticimizin, ihracatçımızın yanında olduk. Ortalık toz duman iken gerçekçi olalım. Aslında belirsizlik biraz azalınca bakıyorsunuz bu teşvik ve tedbirler çok güçlü etkiye sahip. İnanıyorum ki; 16 Nisan’dan itibaren ülke sadece yapısal reforma dönmeyecek.”



“Türkiye büyük direnç gösterdi”


Anayasa değişikliğine iki sebepten ihtiyaç olduğunu vurgulayan Şimşek, “Biri genelde algı var. ‘Mevcut sistemde sıkıntı yok, durup dururken nereden çıktı.’ Mevcut sistem krizlere gebedir. Düzeltme seçeneklerinden biri milletin önüne koyduğumuz anayasa değişikliğidir. 65. hükümette başbakan yardımcısıyım. Bizim parlamenter sistemimizde arzuladığımız istikrarlı hükümetler oluşamamış ama şu da bir gerçek; genelde Türkiye güçlü millet desteğine sahip hükümetler daha çok iş yapıyor. Anayasa değişikliği sistemi, bazı sorunlarını önemli ölçüde giderir, Türkiye’nin önünü açar. Türkiye büyük bir direnç göstermiştir. Bu şartlar altında performansı da oldukça iyidir. Türkiye, yaşadığı deneyimleri bir daha yaşamamak üzere adım attı. Darbe girişimi sonrası bir daha böyle bir şey olmasın diye ciddi adımlar atıldı” dedi.



“Şükürler olsun ki ayaktayız”


İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise şunları söyledi:


“Türkiye çok zor bir dönemden geçti, geçiyor. Yaşadıklarımız sanki bir alacakaranlık kuşağı ve bir türlü bitmek bilmiyor. Son bir yılda başımıza gelenlerin yarısını başka bir ülke yaşasaydı, sanırım bu kadar badirenin altından kalkması mümkün olmazdı. İş dünyası olarak iş yapmanın zorlaştığı, belirsizliklerin arttığı, geleceğin flulaştığı bir ortamda çalışmaya gayret ettik. Şükürler olsun ki ayaktayız ve ülkemiz için üretmeye devam ediyoruz. Bu da bizim krizlere karşı güçlü direncimizin önemli bir göstergesi.”


Konuşmaların ardından Başkan Kestelli tarafından Başbakan Yardımcısı Şimşek’e üzerinde zeytin dalı motifleri olan tablo hediye edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla BİLSEM Türkiye’de en çok bilimsel proje hazırlayan 2’nci okul Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nca 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de bugün sona erecek. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, “Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Bize çalışmalarımızda her zaman destek veren Valiliğimize, Muğla İl Milli Eğitim Müdürümüz Emre Çay Bey’e ve yöneticilerimize teşekkür ederiz” dedi.
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.