GENEL - 20 Haziran 2018 Çarşamba 11:58

Başbakan Yıldırım, İzmir’de özel sporcularla buluştu

A
A
A
Başbakan Yıldırım, İzmir’de özel sporcularla buluştu

Özel Sporcular Federasyonu tarafından düzenlenen Türkiye Cimnastik Şampiyonası açılış törenine katılan Başbakan Binali Yıldırım, "2002’den önce devlette çalışan engelli sayısı 5 binken, bu sayı 2017 sonunda 51 bin 814’e çıktı.

Özel Sporcular Federasyonu tarafından düzenlenen Türkiye Cimnastik Şampiyonası açılış törenine katılan Başbakan Binali Yıldırım, "2002’den önce devlette çalışan engelli sayısı 5 binken, bu sayı 2017 sonunda 51 bin 814’e çıktı. 10 kattan fazla artış var. Buna özel sektördeki engelli çalışanları da kattığımızda sayı 150 bini geçiyor” dedi. Yıldırım, bu yapılanların bir lütuf değil, temel hak olduğunu söyledi.


24 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçimleri öncesinde üç gündür İzmir’de bulunan Başbakan Binali Yıldırım, Özel Sporcular Federasyonu tarafından düzenlenen Türkiye Cimnastik Şampiyonası açılış törenine katıldı. Törende özel sporcular tarafından cimnastik gösterisi yapıldı, ardından Başbakan Binali Yıldırım ile hatıra fotoğrafı çekildi. Başbakan Yıldırım, rekortmen özel sporculara da madalyalarını da takdim etti.


Şampiyonaya 81 ilden özel sporcuların katıldığını kaydeden Başbakan Yıldırım, "Bu müsabaka çok anlamlı ve değerli. Burada özel sporcular, özel yavrularımız yarışıyor. AK Parti olarak iktidara geldiğimizden itibaren siz özel çocuklarımızın şartlarının iyileştirilmesi için çok önemli kararlar aldık. Bu şampiyona da, aldığımız bu kararların, yaptığımız hizmetlerin karşılığını fazlasıyla gördüğümüzü ifade etmek isterim. Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz, sizlere her zaman pozitif ayrımcılık gösterdi. Engelli yavrularımızın sıkıntılarına çare bulmayı hiç ama hiç gündemimizden çıkarmadık. Daha fazlasını yapma konusunda da bakanlarımızı, belediye başkanlarımızı, federasyonları, dernekleri, vakıfları seferber ettik. Özel sporculara yönelik yaptığımız işleri asla bir lütuf, bir yardım olarak görmedik. Yapılan her şeyi bir hak, bir görev olarak gördük. Bu bir lütuf değil, sizin en temel hakkınızdır" ifadelerini kullandı.



“Engel bedenlerde değil”


AK Parti öncesi dönemlerdeki ihmal ve eksiklikleri kısa sürede kapatmak için çok çalıştıklarını ve birçok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Başbakan Yıldırım, "Bir yandan lazım olan yasaları çıkartırken, bir yandan da toplumsal farkındalığı geliştirmeye gayret ettik. Özel insanların, özel sporcuların hayatın içinde daha fazla yer alması için gayret gösterdik. Ancak yapılanları yeterli görmüyor ve sizleri hiçbir zorlukla karşılaşmadan sporunu yaşayacağı, rahatça yaşayacağı bütün fiziki şartları oluşturuyoruz. Engel bedenlerde değil, zihinlerdedir. İşe önce zihinlerdeki engelleri kaldırarak başladık” dedi.



"Engellerin kaldırılması için ciddi adımlar attık”


Engellilere ait hakları içeren Birleşmiş Milletler sözleşmesini AK Parti hükümetleri döneminde imzaladıklarını hatırlatan Başbakan Yıldırım, yapılan icraatlar hakkında şu bilgileri verdi:


"İlk defa Engelliler Kanunu’nu çıkardık. Bütün kanunlarımızdaki ‘çürük, sakat, kör, özürlü, topal’ gibi aşağılayıcı terimlerin tamamını çıkardık. Engellilerin toplumun içine katılması, engellerin kaldırılması için ciddi adımlar attık. Umuma açık binalara, toplu taşıma hizmetlerine engellilerin erişimi için düzenlemeler yaptık. Engelli vatandaşlarımızın iş hayatında yerlerini alması için ciddi adımlar attık. Devlet memurluğuna atanacak engellilerin imtihanlarını diğer adaylardan ayırdık ve özel engelli KPSS sınav sistemini getirdik. 2002’den önce devlette çalışan engelli sayısı 5 binken, bu sayı 2017 sonunda 51 bin 814’e çıktı. 10 kattan fazla artış var. Buna özel sektördeki engelli çalışanları da kattığımızda sayı 150 bini geçiyor. Kamu ve özelde çalışanların toplam sayısının yüzde 3’ü kadar engelli çalıştırma mecburiyeti getirdik. Engelli memurlara özel mesai hakkını tanındı. Engelli memurlarımıza isteği dışında gece nöbeti verilmiyor. Engelli çalışanların korumalı iş yerlerinin oluşturması için düzenleme yaptık. Engelli çalışanlar için asgari ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının tamamını vergiden düşürdük. Engelli çalıştıran iş yerlerini çevre temizlik vergisinden muaf tuttuk. Engelli memurlar için kolay emeklilik imkanı getirdik. Sosyal koruma uygulamalarını artırdık.”



5 katrilyon 300 trilyon kaynak


İhtiyaç sahibi bakıma muhtaç engelliler için evde bakım ödemesi yaptıklarını, özel rehabilitasyon bakım merkezinden yaralanan engelliler için 2 net asgari ücret tutarında ödemede bulunduklarını kaydeden Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ağır engellilere evde bakım desteği olarak asgari ücretin 3’te 2’si kadar para veriyoruz. 2017’de 500 bin ağır engelliye evde bakım ödemesi olarak toplam 6 katrilyon ödeme yaptık. 1 milyon 300 bin yaşlı ve engelliye 5 katrilyon 300 trilyon kaynak aktardık. Ocak 2018 itibariyle 510 bin engelli vatandaşımız evde bakım hizmetinden yaralanıyor. 2010’da ilk kez evde sağlık hizmeti de vermeye başladık. 2017 sonu itibariyle evde sağlık hizmetinden yaralanan engelli sayısı 856 bini buldu. 204 özel bakım merkezinde kalan 15 bin engellimizin bakım ücretini de devlet veriyor.”



"40 ilde 265 proje destekledik”


Engellilerin toplum içine rahat katılması için birçok uygulamayı hayata geçirdiklerini dile getiren Yıldırım, "AK Parti bünyesinde Engelli Koordinasyon Merkezi kurduk. Engelli vatandaşlarımız ve ailelerine telefon, fax, internet üzerinden rehberlik yapıyoruz. Engelli Destek Programı ile 40 ilde 265 proje destekledik ve 1,5 milyon engelliye ulaştık. 5 bin camimizin engellilerin de erişebileceği hale getirdik. Ulaşımda ve iletişimde hayatın yerinde engelleri topluma entegre ettik. Belediyelere ve toplu ulaşım araçlarına ücretsiz, şehirler arası ulaşıma indirimli binmelerini sağladık. Bu sayede 1 milyon engelli 6 milyon yaşlı kardeşimiz indirimli ve ücretsiz seyahat hakkından yaralanıyor" diye konuştu.



"Eğitimde de engelleri kaldırdık”


Engellilerin eğitime katılımının AK Parti iktidarından önce büyük mesele olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, "AK Parti iktidarı olarak eğitimde de engelleri kaldırdık. Engelleri yavrularımızın, gençlerimizin eğitimlerini, özel durumlarını dikkate alarak düzenlemeler yaptık. Bütünleştirilmiş ortamlarda, engelli olmayanlarla eşit şartlarda eğitim almalarını sağladık. Bundan yaralanan engellilerin sayısı 2001-2002’de 53 bin idi. 2016-2017’de bu sayı 333 bin 600’e çıktı. Zorunlu eğitim çapındaki özel eğitime ihtiyacı olanlara evde veya hastanede eğitim imkanı sağladık. Engelli öğrencilerimizi okullara ücretsiz taşıyoruz. Bugün 95 bin 543 engelli öğrenci ücretsiz taşınıyor. Hizmetler say say bitmiyor. Birazdan özel sporcularımız gösteri yapacak. Onlar başardılar, 24 Haziran’da biz de başaracak mıyız? Yarınımız bugünümüzden çok daha güzel olacak. Söz AK Parti sözüdür” dedi.



“Engelliler altın çağını yaşıyorlar”


Törende konuşan Özel Sporcular Federasyonu Başkanı Birol Aydın da özel sporcuların bugün tarihi bir gün yaşadığını belirterek şöyle konuştu:


"Bugün huzurlarınızda Allah’ıma bin kez daha şükrediyorum. Yıllar önce engelliler yok sayılmıştı. Bizi okullara almazlardı. Spor salonlarının en ücra köşelerini verirlerdi. ‘Okulların bodrum katları engellilere layık’ derlerdi. Şimdi Başbakanımızın yoğun programında buraya gelmesi, engellilere verilen değerin en büyüğüdür. 15 yıldır ülkemizde engelliler altın çağını yaşıyorlar. Dünyada hiçbir millete nasip olmamış, engellilere her zaman bağrını açan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a selamlarımızı, dualarımızı yolluyoruz. Engelli aileleri ve spor kulüplerinin duaları olduğu sürece, sizin, Cumhurbaşkanımızın ve yol arkadaşlarınızın sırtı yere gelmeyecektir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İmrahor İlyas Bey Camii’ne uzay kafes: 100 yıl sonra üstü kapatılacak Geçmişi Ayasofya Camii’nden 100 yıl eskiye dayanan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Tarihte geçirdiği çeşitli badirelerden dolayı üst yapısı ve ahşap bölümleri yok olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Doğal çevreden etkilenmemesi adına geçici çatı kurma fikrimiz ortaya çıktı. 100 yılı aşkındır doğal çevreden etkileniyordu. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” dedi. Restorasyonu tamamlandıktan sonra ibadete açılacak olan tarihi camideki çalışmalar havadan görüntülendi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nden 100 yıl daha öncesine tarihlenen ve 5. yüzyılda inşa edilen İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul’daki en eski dini yapı olarak biliniyor. Bizans döneminde kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürüldü. 2. Beyazıt döneminde, İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülen yapı tarihte birçok badire atlattı. En büyük hasarı Latin istilasında gören tarihi cami, 1894 depreminden de etkilendi. Sultan 3. Selim döneminde onarılan İmrahor İlyas Bey Camii’nin, 1900’lü yılların başında önce yangın daha sonra da yağmurdan dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap bölümü çöktü. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla beraber İmrahor İlyas Bey Camii kaderine terk edildi. 1934 yılında Ayasofya Camii, müzeye çevrilince tarihi yapı müzeye devredildi. 1954-1955 yıllarında bir onarım geçiren İmrahor İlyas Bey Camii, yaklaşık 100 yıl atıl kaldıktan sonra 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleşti. İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyonu için hazırlanan projeler 2019 yılında Koruma Kurulu tarafından kabul edildi. Tarihi camide restorasyon devam ediyor Onaylanan projeler çerçevesinde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Tarihi camide çevre temizliği gerçekleştirildi. Çeşitli badirelerden dolayı 100 yıldır üstü açık olan İmrahor İlyas Bey Camii’ni korumak adına Uzay Kafes Sitem Geçici Çatı kurulumu devam ediyor. Çatının kurulumunda tarihi camide bulunan opus sectila döşemelerin zarar görmemesi için, döşemeler kum torbalarıyla korumaya alındı. Geçici çatının tamamlanmasından sonra tekke binasında itinalı söküm gerçekleştirilecek. Ayrıca tarihi camide, kuzey bölümdeki üst galeriyi taşıyan sütunlar bulunurken güney bölümündekiler yok oldu. Güney bölümündeki sütunlarda aslına uygun restore edilecek olan İmrahor İlyas Bey Camii, çalışmaların tamamlanmasının ardından ibadete açılacak. Öte yandan tarihi camide kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı havadan görüntülendi. “Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz” İmrahor İlyas Bey Camii’nin tarihi hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “İmrahor İlyas Bey Camii’nin inşasını Semavi Eyice ve Müller Wiener gibi uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre, 5. yüzyılda inşa edildi. Dolayısıyla Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz. İstanbul’daki en eski dini yapı olarak ifade edebiliriz. İlk inşa edildiğinde ‘Studios Manastırı’ yapılıyor. İstanbul’un fethine kadar da manastır olarak işlev görüyor. Fetihten sonra 2. Beyazıt döneminde Mirahor İlyas Bey tarafından camiye ve tekkeye çevriliyor. İmrahor İlyas Bey’den bahsetmek gerekirse, 2. Beyazıt devrinde sarayda ahırların, en başındaki kişi. İmrahor İlyas Bey Camii, cami ve tekkeye çevrildikten sonraki ilk şeyhi de burada metfun bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboldu” Tarihsel süreçte İmrahor İlyas Bey Camii’nin birçok badireler atlattığını ifade eden Feyyaz Fidan, “Depremler ve yangınlar görüyor. En büyük tahribatı ama Latin istilasında gördüğünü ifade edebiliriz. Ardından 1894 depreminde bir hasar görüyor. 3. Selim devrinde Hassa baş Mimarı tarafından onarıldığını biliyoruz. 1900’lü yılların başlarına geldiğinde ise önce yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboluyor. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunuyla kullanıma kapatılıyor. 1934 yılında ise Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesiyle, müzeye devrediliyor. 1954-55 yıllarında bir onarım geçiriyor. Daha sonra 2012 Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleştiriliyor. Bu süreçte tabi biz projelendirme çalışmalarına başladık. Böyle bir yapının projelendirmesi de çok detaylı bir iş oluyor. İskeleler kuruyoruz, araştırma çukurları açıyoruz ve nihayetinde 2019 yılında restorasyon projelerini Koruma Kurulu tarafına onaylatıyoruz. 2023 yılının başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği koordinasyonuyla restorasyon çalışmalarına başladık. Bu kapsamda, öncelikle çevre temizliği ve yüzeysel bitki temizliği yapıldı. Ardından buranın doğal çevreden etkilenmemesi adına çünkü 100 yılı aşkındır doğal koşullardan etkileniyordu, bir geçici çatı kurma fikrimiz oldu. Uzay kafes sistem geçici çatı yapılması bilim kurulumuzda onaylandı. Koruma Kurulu tarafından da onaylandı. Bu onaylardan sonra ancak bu sistemi kurmaya başladık. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” şeklinde konuştu. “Üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” Restorasyonun tamamlanmasının ardından İmrahor İlyas Bey Camii’nin ibadete açılacağını belirten Fidan, “Şuna değinmek lazım; Harim de opus sectila denen döşemelere özellikle önem atfediliyor. Bu tabii yalnızca İstanbul’un, Türkiye’nin kültürel mirası değil, dünyanın kültürel mirası olarak görebiliriz. Opus sectila döşeme sistemi de yapıldığı dönemde birçok şehirden gelen taşların geometrik düzen içerisinde döşenmesi. Bunu Ayasofya Camii’nde de görüyoruz. Geçici çatı yapılırken, opus sectilanın kötü etkilenmemesi, herhangi bir düşmeye maruz kalmaması adına kum çuvallarıyla koruma yapıldı. Bunun dışında geçici çatı yapılmasından sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tekke binasının itinalı sökümünü yapacağız. Yapıda muhtes olan önceki onarımlarda çimento harçlı sıvalar yapıdan uzaklaştırılacak. Bundan sonra da İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyon çalışmalarını tamamlayarak cami olarak ibadete açılmasını hedefliyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii özgününde yan nefler ve galeri katı da bulunuyordu. Yan neflerden kuzeyde bulunan sütunlar, üst galeriyi taşıyan sütunlardı bunlar günümüze kadar ulaştı fakat güney yönündeki sütunlar günümüze ulaşamadı. Tabii restorasyon kapsamında bunlarında ihyası gündeme gelecek. Bunları da yapıp üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” diye konuştu.
Bursa Marmarabirlik’ten ortaklarına 630 milyon liralık ödeme Marmarabirlik, 26 Nisan Cuma günü ortaklarına 630 milyon lira ödeme yapacak. Marmarabirlik, 2023-2024 iş yılı ürün alım kampanyasında ürün bedellerinin yüzde 50’sini kampanya içinde peşin olarak öderken, geri kalan ödemenin ise yüzde 50’sini 26 Ocak 2024 tarihinde ödemişti. Kampanya başında tüm kooperatif ortaklarına duyurulan ödeme planı çerçevesinde, Marmarabirlik 600 milyon TL tutarındaki son dilim ödemeyi 26 Nisan Cuma günü yapacak. Ortaklar Ziraat Bankası ATM’lerinden ödemelerini alabilecek. 30 milyon TL tutarındaki ana taahhüt aşımı ve beyan fazlası alacaklar ise 10 Mayıs tarihinde ödenecek. Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, “Zor şartlarda üreticisine sahip çıkan Marmarabirlik, bu kampanya döneminde de üzerine düşeni yapmıştır. Piyasa şartlarına göre ürün alım fiyatları açıklanırken, üreticimizin hakkı korunmuş, gübre ve zirai ilaç desteği ile de üretim maliyetleri aşağı çekilmiştir. Marmarabirlik kampanya başında açıkladığı ürün ödeme takvimi çerçevesinde ortaklarına günü gününe ürün bedellerini ödemiştir. Ürün alım döneminde son dilim ödeme tarihi Nisan sonu olarak açıklanmıştı. Ödemelerin 1 gün bile geçtiğinin örneği yoktur. İmkanlar ölçüsünde çoğu zamanda ödemeler öne çekilmiştir” diye konuştu. Ortaklara önemli mesaj veren Başkan Asa, “Önceliğimiz aldığımız ürünü piyasa şartlarında satıp, paraya çevirmektir. Aksi takdirde 2024/25 ürün alım kampanyasında sıkıntı yaşanır. Fedakarlık yalnızca Marmarabirlik’ten beklenmemelidir. 2024 yılında yüksek rekolte beklentisi sebebi ile zor bir yıl olacak, bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekir. Marmarabirlik asla zarar etmemelidir. Zarar ederse üreticisini destekleyemez. Bir yılı değil, geleceği düşünelim” diyerek sözlerini tamamladı.
Bingöl Binlerce yıllık tarihi olan 5 katlı Zağ mağaraları turizme kazandırılmayı bekleniyor Bingöl’de 2019-2022 yılları arasında yüzey araştırmaları çerçevesinde incelenen 5 katlı Zağ Mağaları’nın binlerce yıllık tarihi olduğu tespit edildi. MS 100 ve 200’lü yıllarda ilk Hristiyanlar tarafından inşa edildiği ileri sürülen mağaraları daha sonra Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullandı. Tarihi alanın çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılması bekleniyor. Bingöl Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Butasım, Bingöl merkeze bağlı Kuşburnu köyü kırsalında bulunan 5 katlı Zağ Mağaraları hakkında İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Binlerce yıllık tarihi olan mağaralarının ilk Hristiyanlık döneminde kayalar arasına oyma yapılarak inşa edildiğini aktaran Doç. Dr. Butasım, MS 100 ve 200’lü yıllarda Roma İmparatorluğunun zulmünden kaçan Hristiyanların burada ibadet ettiklerini söyledi. 2019-2022 yüzey araştırmaları çerçevesinde mağaraların incelendiğini belirten Doç. Dr. Butasım, ’’Sanat tarihi alanında yaklaşık 20 yıldır Bingöl üzerinden çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımız ekseninde Kültür ve Turizm Bakanlığı Kazılar Daire Başkanlığının izni ve Bingöl Üniversitesinin destek ve katkılarıyla Bingöl merkeze bağlı bulunan Zağ mağaraları üzerinde yüzey araştırmaları yaptık. 3 yıl boyunca yaptığımız araştırmalar neticesinde Zağ mağarasının yek pare bir kayaya oyma yaşam alanı ve manastır kilisesi şeklinde, mini bir şapel halinde yapılan bir kompleks olduğunu tespit ettik. Zağ Mağaralarıyla ilgili tarihî olarak çok net bilgilere sahip olmasak da içindeki şapel ve yapının genel özelliklerinden MS 2’nci yüzyılda yani 100 ve 200’lü yıllar arasında ilk inşa edildiğini, tek tanrıya inanan Hristiyanlar tarafından inşa edildiğini ileri sürüyoruz. O dönemde özellikle tek tanrıya inanan Hristiyanların Roma devleti tarafından kabul edilmediğini biliyoruz. İşte bu tek tanrıya inanan Hristiyanlar Roma imparatorluğundan kaçmak için bu tür yapılar inşa etmişler. Zağ mağarası da bunlardan biri” dedi. ’’Turizme kazandırılmalı’’ 2003 yılında Bingöl’de meydana gelen depremden dolayı ön cephesinin yıkıldığını aktaran Doç. Dr. Butasım, “Zağ mağarası 5 katlı sistem üzerine inşa edilmiş, girişi gizli bir geçitle sağlanmıştır. 2003 Bingöl depreminde ön cephesi tamamen yıkıldığı için ön cephe şuan da açık görünüyor. Şapel dediğimiz alanında büyük kısmı maalesef tahrip oldu. Bu giriş yukarıdan yine kayaya oyulmuş bir asansör gibi düşünelim, bir baca şeklinde kayadan aşağıya doğru iniliyor. Birinci katta odalar mevcut, ikinci katta ise yine odalar sağlı sollu ve su sarnıcı olarak tespit ettiğimiz yerler var. Yine üst katlarda çapraz geçişlerle birbirine bağlantıları sağlayan odalar mevcut. Zağ Mağaraları doğal ve beşeri unsurlardan dolayı tahrip olmaya yüz yüze kalmış bir yapı. Buranın ivedilikle hem yollarının yapılması hem güçlendirilmelerinin yapılması, çevre temizliği gibi çeşitli restorasyonlarının da yapılması önemlidir. Bölgenin ve şehrin turizmine önemli katkılar sağlayacak bir değerdir’’ diye konuştu. ’’600’lü yıllarda Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullanmış’’ 634’lü yıllarda Müslümanların ilim merkezi olarak söz konusu alanı kullandığını dile getiren Doç. Dr. Butasım, “Zağ mağarası tabi ilk dönemlerde Hristiyanlar tarafından kullanıldıktan sonra 634’lü yıllardan sonra Diyarbakır’ın fethi ile Bingöl’de İslam akınlarıyla İslam beldesi olmaya başlamış. İşte bu dönemlerden sonra özellikle Osmanlı döneminde Zağ mağaraları yapısına hiç karışılmadan Müslümanlar tarafından kullanılmış. Özellikle bölgede ilmin merkezi haline gelen bir medrese okul olarak hizmet vermiştir” şeklinde konuştu. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Zağ mağaralarının restorasyonu için proje hazırlandığı ve turizme kazandırılması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Gaziantep "Gazi’m Antep” konseri izleyicileri büyüledi Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanları ve öğrencileri tarafından hazırlanan "GAZİ’M ANTEP" adlı Türk Halk Müziği Konserini katılımcılar beğeniyle izledi. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanları ve öğrencileri tarafından hazırlanan ve Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde yapılması planlan ancak 12 askerin şehit olması nedeniyle iptal edilen "GAZİ’M ANTEP" adlı Türk Halk Müziği Konseri gerçekleştirdi. Konserde, Gaziantep savunmasıyla özdeşlemiş kahramanlık türkülerin söylenmesinin yanı sıra Şehitkamil’in şehit edilişi, Gaziantep savunmasındaki yerel halkın Fransız askerleri karşısındaki direnişi gibi birçok olay yaklaşık 100 kişilik öğrenci grubu tarafından canlandırıldı. GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Zinnur, GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı mensubu olmasından dolayı gurur duyduğunu ifade ederek, konserde emeği geçenlere teşekkür etti. Konserin Sanat Yönetmeni Öğretim Görevlisi Hakan Tayüz ise konserin ciddi emekler sonrası gerçekleştirdiğini belirterek, katkıda bulunanlara teşekkür etti. Konser sonunda Müzik ve Genel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden, GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Zinnur’a, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul da Konserin Sanat Yönetmeni Öğretim Görevlisi Hakan Tayüz’e çiçek takdim etti.