GENEL - 20 Haziran 2018 Çarşamba 16:12

Başbakan Yıldırım: "Seçime bir ay kalmış, değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürüyor, bankaların notu düşüyor"

A
A
A
Başbakan Yıldırım: "Seçime bir ay kalmış, değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürüyor, bankaların notu düşüyor"

İzmir’de düzenlenen Muhtarlar Buluşması’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “Seçime bir ay kalmış, değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürüyor, bankaların notu düşüyor.

İzmir’de düzenlenen Muhtarlar Buluşması’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “Seçime bir ay kalmış, değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürüyor, bankaların notu düşüyor. Bu size normal geliyor mu? Bunların hepsi oyun. 4 gün sonra onların da tezkerelerini ellerine vereceğiz, geldikleri yere göndereceğiz" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Muhtarlar Buluşması’na katıldı. Türkiye’nin her bakımdan iyiye gittiğini belirten Başbakan Yıldırım, “Merak etmeyin. Ülkemizde kaos kriz dedikodusu yapanların belirli kaynaklardan beslendiğini unutmayın. Amaç Türkiye istikrarsızlığa sürüklensin ve bölgedeki dış güçler planlarını sorunsuz şekilde uygulasın. Seçime bir ay kalmış, değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürüyor, bankaların notu düşüyor. Bu size normal geliyor mu? Bunların hepsi oyun. 4 gün sonra onların da tezkerelerini ellerine vereceğiz, geldikleri yere göndereceğiz. Geçen sene rekor büyüme sağladık. Bir önceki sene büyük bir darbeden felaketin eşiğinden döndük. Orada da siz sahip çıktınız” diye konuştu.



“Milletin evini yıkmaya onun gücü yetmez”


Muhtarların zor şartlarda fedakarca görev yaptığının farkında olduklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:


"O yüzden Cumhurbaşkanımız uzun süreden beri muhtarları milletin evinde davet ediyor, sizlerle sohbet ediyor, memlekete meseleleri konuşuyor. Bunun inşallah yeni dönemde de devam edeceğini ifade etmek istiyorum. Muharrem İnce ‘külliyeyi yıkacağım’ diyorsa da milletin evini yıkmaya onun gücü yetmez. O kararı millet verir. Bizi siz yakından tanırsınız. Biz asla millete hizmet yolunda ayrımcılık yapmayız. Ötekileştirme asla yapmadık. Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Alevi, Sunni, Kürt, Türk, Roman, Boşnak, hangi meşrepten olursak olalım Rabbimizin yarattığı kullarız. Hepimiz bu ülkenin ev sahibiyiz. Burada misafir yok. Her vatandaşımız birinci sınıf vatandaş. Farklılıklarımızı hep zenginlik olarak gördük, görmeye devam edeceğiz. Ayrımcılık yapan bizim saflarımızda kendilerine yer bulamaz.”



"Bayrağımız dalgalanıyor, terörün yerinde yeller esiyor”


Bu millete yıllar yılı büyük acılar yaşatan terörü de bitirmeyi başaracaklarının altını çizen Başbakan Yıldırım, "Son iki yıldır terörle yaptığımız mücadelede büyük bir başarı kazandık. Güney Doğu’da dağlar, meralar, şehirler, ovalar, artık her yerde ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor, terörün yerinde yeller esiyor. Ancak işimiz bitmedi. Ülke topraklarından temizliyoruz fakat Suriye’de, Irak’ta yönetim boşluğu olduğu için oradan bu tarafa sürekli bazı emperyal devletlerin de desteği ile en modern silahlarla ülkemize sızıyorlar ve terör eylemleri ile saldırıyorlar, şehitler eriyoruz. Bunu dikkate alarak yeni bir strateji benimsedik. O da ülke topraklarına gelmeden terörü bulunduğu yerde yok etmek. Bunu Fırat Kalkanı’nda yaptık, Afrin Bölgesi’nde yaptık, şimdi Kuzey Irak’ta Kandil’de yapıyoruz. Hudutlarımızın güneyinde güvenli hat oluşturuyoruz ki buradan sızmalar olmasın, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği tehdit altına girmesin. İzmir Türkiye’nin bir özetidir. O bakımdan ‘Güney Doğu’da terör var. İzmir’e ne’ deme şansımız yok. Bu terör yurdun hangi köşesinde olursa olsun bir başka köşesini de rahatsız ediyor. Bu mücadele bölgesel bir mücadele değil, bütün ülke çapında bir mücadeledir” dedi.



“Milletin yoluna taş koymayın yeter”


Bu sene ilk dört ay yüzde 7,4 ile rekor büyüme sağlandığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:


"İşsizlik bir önceki Mart ayına göre yüzde 1,6 azaldı. Son bir senede 1 milyon 20 bin vatandaşımıza yeni iş bulduk. Çalışan sayısı 28 milyon 500 bini buldu. İhracat artmaya devam ediyor. Turizm artmaya devam ediyor. Avrupa’nın 6., dünyanın 17. büyük ekonomisi konumuna gelmişiz. Fakat bütün bu gelişmeler ortadayken birileri rahatsız. Seçim tabii, kampanya; herkes bildiğini söyleyecek, sizler de dinleyeceksiniz, kararınızı vereceksiniz. Bakıyorum adayların ortak söylemi var; hepsinin ortak söylemi ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı indirelim de ne olursa olsun.’ Bu tesadüf mü? Bazı dış mihraklar da aynı şeyi söylüyor. Niye? Recep Tayyip Erdoğan onların burada rahatça at oynatmasın izin vermiyor. Onun için rahatsız oluyor. Bizim ‘Türkiye ile problemimiz yok, problemimiz Recep Tayyip Erdoğan’ diyorlar. E bizim adaylar da bunu söylüyor. Ne kadar tesadüf. Onlara inat milletin adamı, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan’ı yeni sistemin Cumhurbaşkanı seçeceğiz mi?."


Yıldırım, muhalefet için de "Boşa uğraşıyorlar. Bu millet yapılanları biliyor, yapılanlara da kimsenin dokunmasına izin vermez. Biz milletin yoluna baş koymuşuz siz milletin yoluna taş koymayın yeter" ifadelerini kullandı.



Muhtarın verdiği notu okudu


Başbakan Yıldırım, konuşmasında kendisine bir muhtar tarafından verilen notu okudu. Yıldırım, "Az önce ibretlik bir not verildi. ‘Buca Gaziemir Aydın Karayolu bir yıl önce Bornova Belediyesi tarafından kapatıldı. Işıkkent halkı, site esnafı bundan dolayı mağduriyet alıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesine site yönetimi olarak 600 adet imza toplayıp gönderdik, hiçbir sonuç yok. Mağduriyeti ancak siz sonlandırabilirsiniz. Yardımınızı bekliyoruz’ yazıyor. Belediyelerin işi vatandaşın hayatını zorlaştırmak mı, yoksa kolaylaştırmak mı? Yolunu kapamak mı yolunu açmak mı? Elbette yol açmak olması lazım. O halde vatandaşın yolunu da açacağız, bahtını da açacağız. Vatandaş bizi seçiyor. Vatandaşın verdiği yetkiyi, vatandaşa karşı, onun hayatını zorlaştıracak bir şekilde kullanmak ahlaki değil, insani değil” diye konuştu.



"Seçim bitince artık partimiz filan yok”


Seçimle iş başına gelmiş muhtarların önemli sorumluluk ve görevleri olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, demokrasinin yerelde başladığını, muhtarların bunun temsilcisi olduğunu söyledi. Vatandaşlara en önce muhtarların temas ettiğini kaydeden Yıldırım, şöyle konuştu:


"Büyükşehir Yasası’ndan sonra bütün köyler mahalleye dönüştü. Her mahallenin muhtarı var. Yasa ile bütün eski köylerin yeni mahalle olanları dahil bütün yolları, altyapısı her şeyi büyükşehir belediyesinin yetki ve sorumluluğunda. Yasaya göre kaynaklar bu hizmetler için büyükşehirlere gönderiyor. Büyükşehir de bunu adil şekilde mahallere dağıtması gerekiyor. Hizmette siyaset olmaz. Hizmet yaparken siyaset yapıyorsak, ‘bana destek verenlere önce hizmet edip vermeyenlere yapmayayım’ yaparsa suç işliyor. Seçim ayrı şey. Oyumuzu alacağız. Seçim bitince artık partimiz filan yok. Temsil ettiğiniz insanlar var. Oy versin, vermesin herkese karşı sorumluluğumuz var. Bunu yaparsak, siyasette bunu başarabilirsek o zaman birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz ve birlikte Türkiye olma hedefimiz yerine gelmiş olur.”



"Gerisini Aziz Kocaoğlu saysın”


"16 sene boyunca Cumhurbaşkanımız liderliğinde ülkemize büyük hizmetler yapmaya çalıştık. Yapamadıklarımız da elbette vardır. Ancak 15 yıl içerisinde Türkiye’yi 3,5 kat büyüttük. Hayal olan birçok projeyi gerçeğe dönüştürdük. İlk kez 2011 yılında güzel İzmir’den milletvekili adayı oldum. Orada 35 proje sözüm vardır. Bunları teker teker yapıyoruz" diyen Başbakan Yıldırım, önce İzmir’de yapılan yatırımları tek tek anlattı, ardından da "Saymıyorum burada bırakıyorum, gerisini Aziz Kocaoğlu saysın" şeklinde konuştu.



“İmar barışını anlatın”


İzmir’in yapılarının yüzde 65’inin kaçak ve ruhsatsız olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:


"Her yer İzmir gibi olsun’ diye övündüğünüz tablo bu mu? Elbette değil. Bunun için imar barışını çıkardık. Muhtarlar sizden ricam; imar barışını anlatın. Bu İzmir’in kurtuluşu olacak. Bütün mahallenizdekilere, bütün hemşehrilerinize bunu anlatın. Cumhuriyet tarihinin en büyük barışıdır. Artık vatandaşla devlet el sıkışıyor, eksikleri, yanlışları bir tarafa bırakıp yeni sayfa açıyoruz. Mülkiyet problemi, imara aykırı olanlar, başkasının yerine inşaat yapmış olanlar, kat mülkiyeti olmayan, plan projesiz yapıların hepsi imar barışı ile çözüme kavuşturuluyor. Bu sadece başlangıç. Bunun ikinci adımı da ada bazında yerinde dönüşüme tabii olacak. Önce bir adanın ihtiyacı kadar konut yapılacak, o adadaki bütün yaşayanlar rıza ile taşınacak. O ada tamamen yeniden yapılıp herkes önceden sahip olduğu hakları koruyarak yeni yere geçecek.”



“Muhtarların şehir içi ulaşımını gündeme aldık”


Başbakan Yıldırım, konuşması sırasında muhtarların sorularını da yanıtladı. Muhtarlar, şehir içi ulaşımda ücretsiz olan kartlarını İZBAN’da kullanamadıklarını söylemeleri üzerine Başbakan Yıldırım, “Muhtarların şehir içi ulaşımını gündeme aldık. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.


Yıldırım ayrıca, muhtarların pek çok mahallede sabit telefon bağlanma sorunu ile ilgili sorunları da dinledi. Başbakan Yıldırım, bir muhtarın, "Engelli çiftin telefonları aylardır bağlanmıyor” sözleri üzerine “Öyle bir şey varsa yazıklar olsun. Bu konuyla ilgileneceğiz" cevabını verdi.



"Herhangi bir muhtar Kocaoğlu’dan fazla oy alır”


Buluşmada konuşan AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ise "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Dikkat çekmek için eleştirileri yöneltiyor. Başbakanımız için ‘benle yarışsın’ diyor. Kendine güveniyorsan, halkın sana ciddi oy vereceğine inanıyorsan bağımsız aday ol, karşına buradaki herhangi bir muhtarı çıkaralım. Kocaoğlu’dan daha fazla oy alır. De ki ‘CHP’den değil bağımsız aday olacağım.’ Yüzde 1 oy al, İzmir olarak seni tebrik edelim. Konuşmayın da muhtarların sorunlarını çözün. Sahillere çiçek ekmekle hizmet olmuyor. Köylerimizin sıkıntıları alt yapı sorunları var. Biraz onlarla ilgilenin" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşılaşılan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere vatandaşlara yapmaları gerekenleri anlattı. Hava sıcaklıklarının arttığı Hatay’da ve ülke genelinde bölge bölge termometreler 35 derecenin üzerine çıkmayı başladı. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde vatandaşları bekleyen tehlikeyse sıcak çarpması. Tarım kenti olan Hatay’da açık alanda çalışan vatandaşlarda sıcak çarpmasına sıklıkla maruz kalıyorlar. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabileceği giysilerin tercih edilmesi söyledi. Dr. Polat, vatandaşlara sıcak havaya karşı yapmaları gerekenleri anlattı. “Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir” Sıcaklık çarpmasının halk arasında güneş çarpması olarak bilindiğini söyleyen Dr. Polat, “Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıkların artışı, her zaman sıcak çarpması olarak kendisini gösterir. Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir. Her zaman şuur kaybı veya şuur bozukluğuyla kendini göstermeyebilir. Biz 2 kademeli şekilde inceliyoruz. Özellikle açık alanlarda korunaksız ve önlemler alınmadan yapılan çalışmalarda fiziksel hareketin fazla olduğunda sıcak çarpması meydana gelir” dedi. “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar” Açık alanda çalışan tarım işçilerinde sıklıkla görülen sıcak çarpmasına karşı sıvı tüketiminin önemli olduğunu belirten Dr. Polat, “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar. Halk arasında önlemler hakkında bilinen birkaç yöntemde olsa da doğru değildir. Sıcak çarpmasına karşı önlem olarak sıvı alınımına dikkat etmek gerekiyor. Sıvı tüketiminde hastanın oral olarak sıvı verilirken şuur durumunun yerinde olması gerekir Vücut ısısını dengede tutmak için vücut terleme ve ışıma olarak yayılmasıdır. Terlemenin vücut sıcaklığında etkisi çoktur. Pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabilecek giysilerin tercih edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Hatay 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye pamuk tohumu dağıtıldı Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye 21.3 milyon TL değerinde sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Asrın felaketinin yıkıma uğrattığı Hatay’da depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Depremzede çiftçilerin yeniden ayağa kalkması için başlatılan devlet destekleri devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’ın Amik Ovası’nın bereketli topraklarında üretim yapan 3 bin çiftçiye “Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor” projesi çerçevesinde 21.3 milyon liralık sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın katılımıyla Kırıkhan ilçesinde gerçekleştirilen tohum desteğinin bölge çiftçisine bir nebze de nefes olması bekleniyor. Depremin yaralarını sarmak için yapılan desteklerin devam ettiğini belirten Vali Masatlı, "Türkiye’nin en önemli ve en verimli ovalarından biri olan Amik Ovası’nda başta pamuk tarımı olmak üzere sertifikalı tohum dağıtımlarını gerçekleştirdik. Burada da yaklaşık 21.3 milyon TL’lik tohumu bugün vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. 3 bin vatandaşımıza sertifikalı tohum dağıtımı yaptık. Asrın felaketiyle beraber tarım sektörümüz de ciddi hasar aldı ama bu süreçte 1.1 milyar TL’lik destek yapıldı. Bugünkü projemiz sertifikalı pamuk tohumunun dağıtımı da buradaki vatandaşlarımızın üretimine güç katacaktır. Buradaki üretim kabiliyetimizi ve üretim miktarımızı arttırmasına ve kaliteli ürün elde etmemize ciddi katkı sunacak" dedi. 3 bin üreticiye sertifikalı tohum dağıttıklarını söyleyen Hatay İl Tarım Müdürü Abdurrahman Türkmen ise, "Yıllardır temel kaynaklardan biri olan tarım sektörü önemini her gün arttırmaktadır. 180 bin ton pamuk üretimiyle ilimiz Türkiye pamuk üretimi konusunda 4’üncü sırada yer almaktadır. 6 Şubat asrın felaketi sonrasında pamuk üretiminin devamlılığının sağlanması amacıyla birçok proje hayata geçirilmiştir. ’Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor’ projesi ile Antakya, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Hassa, Belen, Altınözü ilçelerindeki yaklaşık 3 bin üreticimize sertifikalı tohum dağıttık" diye konuştu.