POLİTİKA - 20 Haziran 2018 Çarşamba 10:28

Başkan Kocaoğlu’ndan Başbakan Yıldırım’a “Hodri meydan”

A
A
A
Başkan Kocaoğlu’ndan Başbakan Yıldırım’a “Hodri meydan”

Başbakan Binali Yıldırım’ın kendisine yönelik eleştirilerine yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Yine en garantili yerde, 1.

Başbakan Binali Yıldırım’ın kendisine yönelik eleştirilerine yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Yine en garantili yerde, 1. sırada seçime giriyorsun. Gelip benimle yarışsana. Tek dereceli, bir adamın seçildiği seçimde. 8 ay sonra yerel seçim var. 31 Mart 2019’da. Buyur kardeşim” şeklinde konuştu.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iki gündür İzmir’de çeşitli programlara katılan Başbakan Binali Yıldırım’ın kendisi ile ilgili eleştirilerine Beydağ’dan yanıt verdi. Akşam saatlerinde gittiği ilçenin meydanında kalabalığa seslenen Başkan Kocaoğlu’na, Beydağ Belediye Başkanı Vasfi Şentürk ile CHP İlçe Başkanı Feridun Yılmazlar eşlik etti. Aziz Kocaoğlu, Beydağ’dan Başbakan’a “hodri meydan” dedi.


İzmir programları sırasında Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Binali Yıldırım’ın, kendisine karşı belediye başkanlığı seçimini büyük farkla kaybettikten sonra ‘ilk defa seçim kaybediyorum’ diye İzmir’e, Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı’na yanlış bakmaya başladığını savunan Kocaoğlu, “İlk defa seçim kaybetmek diye bir şey yok aslında. İlk defa seçim kazanamadın. Erzincan’da 1. sıraya koymuşlar, milletvekili olmuşsun. İstanbul’dan 1. sıraya koymuşlar. İzmir’den iki defa 1. sıraya koymuşlar, milletvekili olmuşsun. Şimdi yine 1. sıradasın. En garantili yerde. Gelip benimle yarışsana. Tek dereceli, bir adamın seçildiği seçimde. 2019’da, 8 ay sonra yerel seçim var. 31 Mart 2019’da. Buyur kardeşim” şeklinde konuştu.



“Dibi delik barajla 50 yıllık sorunu nasıl çözeceksiniz?”


Başbakan ve bakanların her İzmir programında “Gördes Barajı ile İzmir’in 50 yıllık su sorununu çözdük” dediğini hatırlatan Büyükşehir Belediye Başkanı, bu konuda şunları söyledi: “Millette yanlış bilgi vermeyelim. Gördes Barajı denilen barajda, bundan 35-40 sene önce, ne ben ne de AK Parti varken bir protokol imzalanmış İzmir metropolünün suyunun karşılanması için. Bu protokol çerçevesinde bize 58 milyon metreküp su verecekler. Bunun için bir hat yaptılar, Gördes Barajı’ndan Belkahve’ye kadar. Biz de arıtmasını yaptık. Ama Gördes Barajı su tutmuyor. Kapasitesi 450 milyon metreküp. Ama en fazla 45 milyon, yani 10’da 1’i kadar su tutuyor. Onun da zaten 15 milyon metreküpü kullanılamıyor. Çünkü baraj delik. İki sene uğraştılar, deliği de kapatamadılar. Yani baraj var, suyu yok. ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne su vermeseydik İzmir susuz kalacaktı’ diyorlar. Biz o sudan hiç almadık. Ama barajın parasını ödüyoruz. DSİ yapıp da bize bağışlamıyor. Bütün parasını bizden alıyor. Hattı yaptılar, pompası eksik. Hat su kaçırıyor. O yüzden Belkahve’de 70 küsur milyon liraya yaptığımız arıtmayı 1,5 yıldır deneyemedik. Müteahhit yalvarıyor, gelin şu arıtmayı teslim alın diye ama biz test edecek su bulamıyoruz. Çünkü Gördes’te su yok. Hani 50 yıllık su sorununu çözmüştünüz. Külliyen yanlış şeyler bunlar.”



“İZBAN’la gurur duyuyorum”


Başbakan’ın “İzban’ı biz ellemeseydik, enkaz orada duruyordu” sözlerine de yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Eğer bu enkazsa, sahibi TCDD’dir. Senin hattındı orası ve senin ayağa kaldırman lazımdı. Biz İZBAN için 1,5 milyar liralık alt geçit, üst geçit, tünel istasyon hepsini yaptık. Benim 1,5 milyar harcadığım yerde TCDD 50 milyon harcamadı. Ben İZBAN’la iftihar ediyorum. Sayın Başbakan’ın da iftihar etmesi gerekiyor. 300 bin civarında günlük yolcu taşıyoruz. TCDD bu hatta sinyalizasyonu yapsa ve banliyö trenlerini hattan çekse, 90 gün içinde yolcu sayısını 600-650 bine çıkartacağız. Taşıyamıyoruz yolcuyu, engelliyorlar. Bir sürü problem çıkarıyorlar. İZBAN’ı hangi şartlarda, hangi zorluklar altında kurduğumuzu çok iyi biliyorum. Bunları da emekli olduğumda oturup yazarım belki” diye konuştu.



“Hakkımı helal etmem”


Başbakan’ın İzmirli gazetecilerle buluşmasında söylediği “FETÖ Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon yapmasaydı, İzmir’de 1. parti olurduk” şeklindeki sözlerine Başkan Aziz Kocaoğlu şu cevabı verdi: “Önce ortaktılar, sonra bozuştular. Bize bugüne kadar pislik bulaşmadı. Çünkü yanlış adamla benim işim olmaz. Ben FETÖ diye birini bilmiyorum. Bilmek zorunda da değilim. Beni ilgilendirmiyor. Diyorlar ki, sen niye FETÖ’ye dava açmıyorsun. Kardeşim, benim başıma bu belayı polis, savcı, başsavcı, hakim açtı. Sen Başbakan olarak bana şunu söyleyebiliyor musun; ‘Bu polisler sahte, Türkiye Cumhuriyeti’nin polisi değil. Bu savcılar, hakimler sahte. Türkiye Cumhuriyeti’nin değil’ ABD’de oturan, kimin adamı olduğu dünya alemce bilinen adama ben dava açacağım. Sen devlet olarak getiremiyorsun. Ben birine dava açsam, Türkiye Cumhuriyeti’ne açacağım. Ama devletin tek bir kuruşunu bile tazminat olarak cebime koymam. 6 sene işkence çektirdiler bana ve personelime. O yüzden hakkımı helal etmiyorum.”



“14 ay önce de söz vermiştin, ne oldu?”


Başbakan Yıldırım’ın katı atık parasıyla ilgili olarak “Bunun yasal dayanağı yok, bu haraca girer. Dava açın, iptal edilsin” şeklindeki sözlerine de tepki gösteren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Sayın Başbakan 14 ay önce de İzmir’e gelip katı atık parası için ‘ben bunu kaldıracağım. Bu haksız’ demişti. Ne oldu, niye kaldıramadın? Katı atık vergisi, atık su parası diye bir şey yoktu. Bunları bu hükümet çıkarttı. Kanunen çıkarttığın vergiyi senin belediye başkanın tahsil etmek zorunda. Türkiye’nin her tarafında yasal olarak bu vergi alınıyor. Bir Başbakan bunu bile bile, sırf büyükşehir belediye başkanına söz söylemek için böyle der mi? Söylerse o adama inanılır mı? Söylerse o adama güvenilir mi? Arkasından gidilir mi? İptal edin o zaman. Biz almaya hevesli değiliz. Bunu CHP’liler alıyor da AK Partili belediyeler almıyor mu? Kanunen çıkartmışsın” şeklinde konuştu.



“Heyelan bölgesinde sözde dönüşüm”


Konuşmasında, ikinci çevre yolu ve Körfez geçişi projelerini sonuna kadar desteklediğinin altını da çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan’ın Kadifekale örneğini göstererek “İzmir’de yerel yönetimler kentsel dönüşüm için köklü bir çözüm üzerinde çalışmıyor” sözlerine de yanıt verdi. Başkan Kocaoğlu, “Kadifekale’de 3 bin 500 civarında evi dönüştürdük. Hepsi biliyor bunu. TOKİ ile beraber yapacaktık. Bin 870 daire vereceklerdi bize. Kamulaştırmayı da biz ödeyecektik. Protokol imzaladık. Sonra caydılar. Ortada kaldık. Bin 870 daireyi TOKİ’den satın aldık, millete söz verdik, projeye başladık diye. Millete rezil olmamak için bastık parayı aldık, dönüştürdük” dedi.


Yeni yaptıkları fuar alanını geçtikten sonra, Üçkuyular’a giderken sağa bakıldığında tepelik boş bir alan olduğunu söyleyen Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Heyelan bölgesidir orası. İnşaat yapılamaz. Ama bunlar bir evi dönüştürmeden orada kat karşılığı bina veriyorlar. Zemini çürük olan yerde ‘kentsel dönüşüm yapıyoruz’ diye yaygara koparıyorlar. Sadece para, rant, hasılat paylaşımı. Başka bir şey yok. Biz Uzundere, Örnekköy ve 7 ayrı bölgede, vatandaşla yüzde 100 anlaşarak, yerinde sağlıklı binalar yapıyoruz. Adamın tek bir evi var. Oradan rant çıkmaz kardeşim. O evden ancak adamın ihtiyacını görecek şekilde hakkını hukuku korumak gerekir. Bizim yaptığımız işlerde belediyeye bir kuruş para kalmıyor. Ama onlar gerçek anlamda bir tane kentsel dönüşüm yapmadılar. Sulukule’yi perişan ettiler, adamları İstanbul’un dışına attılar. Fikirtepe diye bir şey yaptılar. Daha bir tane daire teslim edemediler. Bütün müteahhitler kaçtı. Çünkü yanlış başlayan iş doğru bitmiyor. Samimiyetle başlamayan, içinde adamımın işi, ahbabımın işi, oğlumun hakkı, kızımın hakkı, şu vakfın hakkı, bu vakfın hakkı, hani benim hakkım diye başlanan iş olmuyor kardeşim. Bitmiyor” dedi.



“Ne oldu Çandarlı Limanı?”


Yıldırım’ın “Alsancak Limanı’nın kruvaziyer olması ve konteyner limanının da Aliağa’ya taşınması gerektiği” şeklindeki açıklamalarını da eleştiren Başkan Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti: “İzmir, limanı sayesinde 8 bin 500 yıldır yaşıyor. Biz TCDD ile birlikte ÇED raporu aldık. Körfezi birlikte temizleyeceğiz, tarayacağız, büyük gemiler gelecek limana. İzmir ve ülke daha çok kazanacak. Sayın Başbakan niye böyle diyor biliyor musunuz? Petkim’i önce özelleştirdiler, sonra büyük bir liman yapma izni verdiler. Oraya yük lazım. Aralarındaki ilişki nedir bilmem. Devletin İzmir Limanı çalışmayacak, Petkim Limanı çalışacak. Aliağa Nemrut körfezindeki bilmem ne limanı çalışacak, öyle mi? Çandarlı Limanı yapılacaktı, dünya para harcandı. Bugün adı geçmiyor hiç. Ne oldu orası?”



“Nerede bu 66 katrilyon lira?”


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, kente hükümet tarafından yapılan yatırım miktarıyla ilgili söylemlere de şu yanıtı verdi: “Geliyorlar, gidiyorlar. ‘İzmir’e şu kadar katrilyonluk yatırım yaptık’ diyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı ne derse desin, Büyükşehir’in muhasebesi vardır. Aynı şekilde Maliye Bakanlığı’nın da. Devletin, milletin parasını harcıyoruz. Bizim yaptığımız yatırım belli. 14 yılda 16 milyar liraya gidiyor. Hükümetin de 13-14 milyar lira civarında. Bizden düşük. Veysel Eroğlu geliyor, 74 milyar lira yatırım yaptık diyor. Başbakan gelmiş dün, 66 katrilyon lira demiş. Ya kardeşim, bu devletin hesabı, muhasebesi var. Hepsi orada yazıyor. Gizli saklı değil ki. 2011 yılında Sayın Binali Yıldırım İzmir’de ilk aday olduğunda ‘35 İzmir, 35 proje’ açıkladı. Dün İzmir’de ‘Bunlardan 9 tanesini yaptım’ demiş. 7 yılda çoğu kayda alınmayacak 9 proje. Peki kalan 26 tane proje nerede? Başlandı mı? İzmir’e şöyle yatırım yapıyoruz, böyle yapıyoruz diyorsunuz. Ben sabah akşam dolaşıyorum kentte, bir yatırımlarını görmüyorum. Lafa geldi mi tamam.”



“Buca metrosu için para değil imza istiyorum”


Buca metrosunun projesini yapıp Ulaştırma Bakanlığı’na yolladıklarını ve bir yılı aşkın bir sürede onaylandığını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, “Oysa hiçbir eksiği yok. Kalkınma Bakanlığı’na gitti bu kez. 8 aydır da orada bekliyor. Oradan Yüksek Planlama Kurulu’na gidecek. Başbakan ve 8 tane bakan imzalayacak. Kredi istemiyorum, para istemiyorum. Gitmişim dünyadaki güçlü finans çevrelerinden 2,5 milyar lira karşılığı krediyi de bulmuşum. Sadece izin alacağım, ihaleye çıkıp Buca’ya metro yapacağım. Ama o iznin ne zaman geleceği belli değil. İnşallah Muharrem İnce gelir de çözeriz bu işi” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Başkan Tavlı, seçim öncesinde barıştırdığı kırgın esnaflarla buluştu Ordu’nun Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı seçim çalışmaları sırasında, kırgın olduklarını öğrendiği ve barıştırdığı iki esnafın misafiri oldu. Başkan Hüseyin Tavlı, Kaledere Mahallesi 20 Temmuz Caddesi’nde bulunan esnaflarla bir araya geldi. Seçim çalışmaları sırasında birbirlerine kırgın olduklarını öğrendiği esnafları barıştıran Başkan Tavlı, seçim sonrası da esnaflarla bir araya gelerek dostluklarını pekiştirdi. Cadde esnaflarından Süleyman Tez ve Turan Demir ile buluşan Tavlı keyifli sohbet gerçekleştirdi. Cadde esnafının da katıldığı buluşmada konuşan Başkan Tavlı, “Allah bize seçim sürecinde Ramazan ayında, bu kardeşlerimizle birlikte kucaklaşmayı nasip etti. Bu birliktelik neticesinde de esnaflarımızdan Muharrem Som kardeşimiz bayram sonrası kahvaltı programına bizleri davet etmişti. Biz de esnaflarımızla bir araya gelerek sohbet ettik. Her iki esnaf kardeşimize bizlerle beraber kucaklaştığı için, ev sahipliği yapan Muharrem kardeşime de ikramları için teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Onların dostluklarıyla beraber bu sofra bereketlendi. Onların birbirine olan sevgileriyle biz de lezzet aldık. Küslükten bir şey çıkmaz. Birlik, beraberlik ve dostluk bakidir. Kendilerine bunu sağladıkları için teşekkür ediyorum” diye konuştu. Keyifli sohbet çay ikramlarının ardından sona erdi.
Denizli Denizli OSB’de ‘Örme teknolojisi ve kumaş hataları’ konusu ele alındı DENİZLİ(İHA) – Denizli Organize Sanayi Bölgesi, Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (OSB), tekstilin başkenti Denizli’de sektör paydaşları, sanayiciler ve personellerine yönelik önemli bir seminere ev sahipliği yaptı. Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, Denizli OSB Konferans Salonu’nda “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Seminerde Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, Teknik Müdürü Atılım Kasapçopur ve Çorap- Triko ve Raşel Örgü Teknik Müdürü Muhittin Kaya konuşmacı olarak yer alırken, seminerin moderatörlüğünü PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan gerçekleştirdi. Yoğun katılımın olduğu seminerde katılımcılara bilgi ve deneyimlerini aktaran konuşmacılar merak edilen soruları da yanıtladı. Ev sahipliği için Denizli OSB yönetimine teşekkür Denizli’nin tekstil alanında önemli bir şehir olduğunu vurgulayan Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, “Denizli’de tekstil sektöründeki paydaşlarımızla birlikte olabilmek, onlara firmamızın son teknolojilerini sunabilmek ve ortak mesleki bir dil oluşturabilmek adına çok güzel bir fırsat oldu. Bizleri burada ağırlayanlara, ev sahipliği için Denizli OSB Yönetimine çok teşekkür ederiz.” diye konuştu. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan, “Etkinliğimizi Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ile ortaklaşa düzenledik. Ev sahipliğimizi yapan Denizli OSB Yönetim Kurulumuza çok teşekkür ederiz.” dedi. “Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz” Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı M. Abdülkadir Uslu ise bölge müdürlüğü olarak ev sahipliği yaptıkları etkinliklere katılım sağlayan herkese teşekkür ederek, “Denizli’deki sivil toplum kuruluşlarımız ve Pamukkale Üniversitesi ile işbirliğinde pek çok etkinliğe imza atıyoruz. Sanayicilerimize yarar sağlayacak, kentimizin gelişiminde taş üstüne bir taş daha koyacak her türlü eğitim, seminer, panel vb. etkinliklerde yer almak ve ev sahipliği yapmak bizim için bir mutluluktur. Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz.” diye konuştu.
Erzurum Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrenci kongresinin ilki ETÜ’de gerçekleştirildi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ev sahipliğinde I. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi düzenlendi. Moleküler Biyoloji ve Genetik alanındaki güncel gelişmeleri konuşmak ve Türkiye’nin her bölgesinden akademisyenler ile öğrencileri bir araya getirmek amacıyla birincisi düzenlenen Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin açılışına ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programın açılışında konuşan ETÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Kara, moleküler biyoloji ve genetiğin modern bilimde önemli bir role sahip olduğunu ifade ederek, kongrenin öğrencilerin kariyer gelişimine önemli katkılar sunacağını dile getirdi. Prof. Dr. Kara’nın ardından konuşan Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, ETÜ Fen Fakültesinde eğitim kalitesinin ortalamanın oldukça üzerinde olduğuna dikkat çekerek, kısa zamanda önemli bir mesafe kaydettiklerini ve birçok yenilikçi uygulamayı hayata geçirdiklerini belirtti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Rektör Çakmak ise öğrenci kongrelerini çok önemsediklerini söyleyerek: “Değerli arkadaşlar bu ve benzeri organizasyonlara katılımınız sizlere ilerleyen süreçlerde çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Kongre, sempozyum ve çalıştay gibi programlara katılımınız sizlerin aynı zamanda ortak çalışma kültürünü çok önemsediğiniz anlamına da geliyor. Nitekim iş hayatına adım atarken derslerde elde ettiğiniz başarıların yanı sıra bu ve benzeri programlara katılımınız size referans olacak. Eğitim öğretim hayatınız boyunca kendinizi geliştirmek için neler yaptığınız sorusu her zaman karşınıza çıkacak. ETÜ olarak Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin birincisini yaparak bir geleneği başlattık. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu kongrenin devamı da gelecek. Bu vesileyle kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen öğrencilerimize ve hocalarımıza teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum” diye konuştu Türkiye genelinden 13 üniversiteden 400’e yakın öğrencinin katıldığı kongrede çok sayıda poster ve sözlü sunumun yapılırken Bitki ve İnsan Çalışmalarında Bor, Nörodejeneratif Hastalıklar, Protein Mühendisliği ve Kanser Çalışmalarında hedef moleküllerin Tespiti ve Aday İnhibitörlerin Sentezi konuları ele alındı.