ASAYİŞ - 18 Aralık 2017 Pazartesi 18:25

Belediye başkanı taciz etti iddiası

A
A
A
Belediye başkanı taciz etti iddiası

Dikili Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde çalışan bir kadın, Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun tarafından sözlü ve fiziki tacize uğradığını iddia etti.

Dikili Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde çalışan bir kadın, Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun tarafından sözlü ve fiziki tacize uğradığını iddia etti. Baskılar nedeniyle şikayetten vazgeçmesine karşın kardeşi ile birlikte işlerine son verildiğini öne süren kadın çalışan, işe iade davası açtıklarını söyledi.


İzmir’in Dikili ilçesindeki Dikili Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde 2014 yılından bu yana taşeron işçi olarak çalışan Deniz Canpolat (33), Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun’un kendisini sözlü ve fiziki olarak taciz ettiğini iddia etti. 17 Temmuz akşamı nöbetçiyken belediye başkanının makam odasında kendisini taciz ettiğini öne süren Canpolat, baskılar nedeniyle şikayetten vazgeçtiğini ancak bundan iki hafta sonra kardeşi Murat Canpolat ve kendisinin belediyedeki işlerine son verildiğini söyledi. İşe iade davası açtıklarını kaydeden Canpolat, “Hiçbir kadın susmamalı ve susturulmamalı. Korkmadan mücadele vermeye devam etmeli” diye konuştu.



“Çok güzelsin dedi”


Canpolat, taciz iddiasını şu sözlerle anlattı:


“17 Temmuz akşamı ben nöbetçiyken, belediye başkanı Çandarlı ek hizmet binasına geldi. Odasında sözlü ve fiziki tacizde bulundu. Elini omzuma atmaya çalıştı, elimden tutup kucağına oturtmaya çalıştı. ‘Çok güzelsin, çok seksisin’ dedi. ‘Seninle bir daha görüşelim’ dedi. Bahane ile dışarı çıktım. Arkadaşım ne kadar kötü olduğumu fark etti. Titriyordum. Arkadaşım ne olduğunu sorduğunda ağlamaya başladım ve durumu anlattım. O sırada zabıta odasında oturuyordum ve belediye başkanı beni eliyle işaret ederek ‘Gel’ dedi. Elimi tutmaya çalıştı. İmar müdürü o sırada gelince binadan ayrıldı.”



“Şikayetten vazgeçmemiz için baskı gördük”


Taciz nedeniyle büyük şok geçirdiğini ifade eden Canpolat, “Ben olay sonrası bir şekilde kamera kayıtlarını aldım ama maalesef makam odasında kayıt yok. Orada bir şahidim yoktu. Tek şahidim Allah’tır. O dönem kardeşimin düğünü vardı. Ona anlatmayı düşündüm ama başını belaya sokabilir diye düşündüm. Düğünü atlatınca kardeşime durumu anlattım. Hemen şikayetçi olduk ama ifademe ulaşmışlar ve ona uygun şekilde bir ifade vermişler. Daha sonra şikayetten vazgeçmemiz için baskı gördük. ‘Sen de kardeşin de işten çıkartılabilirsiniz’ dediler. Biz baskı sonucu şikayetten vazgeçtik ama iki hafta sonra kardeşimle beni işten çıkardılar. Beni 25. maddeden işten çıkardı. Hiçbir kamu kurumunda artık taşeron olarak bile çalışamayacağım. Şu anda ikimiz de işe iade davası açtık ve inşallah adalet yerini bulacak” dedi.



“Yüzleştirildiğimizde alkollü olduğunu söyledi”


Psikolojik olarak bitmiş durumda olduğunu ve tedavi gördüğünü söyleyen Canpolat, “Belediye başkanının içkili olduğu hal ve hareketlerinden belliydi. Vazgeçtiğimizde bizi yüzleştirdiler. Bize orada alkollü olduğunu, hatırlamadığını, kendinde olmadığını söyledi. Bunun ses kayıtlarını, ileride herhangi bir hukuki uyuşmazlıkta delil olarak sunmam için mecburen aldım. Bu tacizi belediye başkanı değil de başka biri de yapabilirdi. Hiçbir kadın susmamalı ve susturulmamalı. Korkmadan mücadele vermeye devam etmeli. Ben iftiracı konumuna düşürüldüm. Ben kimseye iftira atmadım ama o beni iftiracı konumuna sokunca olanlar oldu. Artık yapacak hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.



Kamera kayıtları ortaya çıktı


Öte yandan, Canpolat’ın cep telefonuna kaydettiği güvenlik kamerası görüntülerinde belediye başkanının makam odasına Canpolat ile girdiği, içeri girerken başka bölümdeki çalışanlara eliyle ’durun’ işareti yaptığı görülüyor. Daha sonra kamera kayıtlarına belediye başkanının Canpolat’a elini uzattığı, Canpolat’ın elini vermediği ve kadının gerginliği de yansıyor.



Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun’dan açıklama


Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun ise yaptığı yazılı açıklamada, taciz iddialarının kendisine kurulmuş bir kumpas olduğunu savunarak, "Şu çok iyi bilinmelidir ki her zaman işini kentine ve kentlisine en iyi şekilde hizmet verebilmek için yapmakta ve kamu yararına hizmet etmekte olan şahsım asla bu oyunlara ve kumpaslara boyun eğmeyecektir. Her zaman dürüstlüğün ve ahlakın yanında olduğumu belirtir, sözde taciz olayına ilişkin ortaya atılan haksız iddiaları kabul etmediğimi bir kez daha kamuoyuna bildiririm. Şahsımı karalamaya, itibarımı zedelemeye yönelik yapılan bu linç girişiminin siyasi emel ve beklentileri olanlar tarafından tezgahlandığı kesindir" ifadelerini kullandı.


Bahse konu olayın 17 Temmuz 2017 tarihinde olduğunun bir yalan olduğunu savunan Başkan Tosun, "Çünkü bahse konu tarihte adı geçen personel görevini yapmadığı için tarafımdan sert bir şekilde uyarılmıştır. Kanımca sert bir şekilde uyarmamı hazmetmeyen bu şahıs, ilçede siyasi çıkarlarını düşünen kişi ve gruplarla işbirliği yapıp tarafıma böyle bir iftira atmaktadır. Dikili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve takipsizlik kararı verilen soruşturmanın dosyasında o gece yaşanılanların tek tanığı olan Buğra Akın’ın verdiği ifadelerde olayın bir taciz olayı olmadığını, aksine kaçak bandrolsüz kitapları toplaması gerekirken toplamayıp, görevini yapmayan zabıta yardımcı personelinin uyarılması olayı olduğunu net olarak ortaya koymaktadır. Yine bu konunun taciz olayı olmadığı, görevini yapmayan personelin uyarılması konusu olduğunu net olarak ortaya çıkaran Çandarlı Jandarma Komutanlığının 17 Temmuz 2017 saat 20.00’de tuttuğu tutanak elimizdedir. Kamera kayıtları kesilerek servis yapılmıştır. Kendimden bir şüphem olsa şeffaf davranmam ve görüntülerin erişimini engellerdim. Ayrıca bahse konu kamera kayıtları incelendiğinde şahsa karşı elimi uzatarak gelip sizin elinizden tutup ben mi işlem yaptıracağım kendiniz yapamıyor musunuz dediğimi gösteren reflekste net olarak ortadadır. Yine görüntülerde göründüğü gibi şahısta, tacize uğradığını ortaya koyan bir ruh hali, ağlama ve kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik durumu mevcut değildir. Şahsın ortaya koyduğu durum tarafımca yapılan uyarıya verdiği tepkidir. Bu konu ile ilgili bir diğer önemli nokta da olayın olduğu iddia edilen gün ile şikayet tarihi arasında uzunca bir süre vardır. Kanımca bunun sebebi de şahsıma yapılan bu kumpas için art niyetli kişilerin kendilerine ortam ve zaman kazandırma çabasıdır. Ben Dikili ilçesinde 17 yıldır veteriner hekim olarak görev yaptım. Girmediğim ev, damına uğramadığım, sofrasına oturmadığım üretici ve çiftçi yoktur. Tüm halkımız tarafından karakterim iyi bilinmektedir. Bahse konu ses kayıtlarında kesilip servis edilen konuşmalardaki özür dilememin sebebi özellikle zabıta müdürümden gelen telkinlerdir. Bende insani bir reflekste bulunup, çalışma arkadaşlarımı kırmamak için davetlerine icabet ettim ve konuyu kapatmak ayrıca şahısların başkan sarhoştum özür dilesin konuyu kapatalım dedikleri için ve konunun çok uzamaması için özür diledim. Özür dilememin asıl etkeni de o gece şahsa sert bir şekilde bağırmamdır" dedi.


Yaptığı uzun açıklamanın son kısmında bahse konu kişilerin taciz iddiası nedeniyle ilk olarak para istediklerini belirten Tosun, "Müdürümün siz şerefsiz misiniz tepkisinin ardından ikinci bir plan devreye girer. Bu planda şahsa sözleşmeli memurluk, şahsın kardeşine birim değişikliği ve masa başı görev, kardeşinin eşine belediyede iş ayrıca olayın tek görgü tanığı olan müdürümüzün görevden alınmasının gerçekleştirilmesi taleplerinde bulunmuşlardır. Yine bu konuda diğer ayrıntıları da irdeleyecek olursak, bir meclis üyesi çalışanlarımızdan birine bu olayın daha önceden planlandığını ortaya koyan ifadelerde bulunmuştur. Bir başka meclis üyesi haberin yayınlandığı siteye finansal destek için reklam vermiştir. Bu reklam da çıkan sözde haberin altında yer almıştır. Bir diğer meclis üyesinin avukatı da sözde iddiaların ifadelerini kaleme almıştır. Kişisel çıkar peşinde koşan bazı yerel siyasilerde bu olayı farklı noktalarda olaydan önce dile getirerek bu konunun planlı, işbirlikçi bir şekilde ortaya koymuşlardır. Ben Dikili sevdalısı Mustafa Tosun’um. Bu olay alçakça yapılmış bir kumpastır. Hukukun, kolluk kuvvetlerin yapmış olduğu incelemeler, soruşturmalar ve verilen takipsizlik kararı ortadayken yapılan iftira ve alçaklıkları halkımızın vicdanına havale ediyorum. Ayrıca bu konuda tüm hukuksal mücadelemi sonuna kadar yürüteceğimi ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzeme bulundu Balıkesir’in Gönen ilçesinde dere yatağında bulunan cesedin Ekonomist Korhan Berzeg’e (83) ait olma ihtimali güçleniyor. Bölgede devam eden arama ve inceleme çalışmalarında Korhan Berzeg’in şahsına ait çok sayıda malzeme bulundu. Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı Armutlu Kırsal Mahallesi’nde, bundan tam 313 gün önce yürüyüş yapmak için köpeği Tina ile birlikte evinden ayrılan Ekonomist Korhan Berzeg’e ait olduğu değerlendirilen cesedin bulunduğu Gelgeç Mahallesi’ndeki dere yatağında arama ve inceleme çalışmaları devam ediyor. 4 jandarma ekibi, komando timi, JASAT, kadavra köpekleri ve drone ile devam eden çalışmalar kapsamında Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzemeye ulaşıldı. Bölgede yapılan olay yeri inceleme çalışmaları sonucunda; 1 adet Korhan Berzeg adına kimlik kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına sürücü belgesi, 3 adet Korhan Berzeg adına banka kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına kredi kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına parçalanmış İstanbul ücretsiz taşıma kartı, 1 adet sağlam durumda Korhan Berzeg adına İstanbul mavi kart, 1 adet araç anahtarı ve muhtelif anahtarlar, 1 adet parçalanmış kahverengi cüzdan ve bir miktar para bulundu. Cüzdanda ve banka kartlarının üzerinde vahşi hayvanlara ait olduğu düşünülen diş izlerine rastlandı. Dere kenarında bulunan pantolonun da paça kısımlarından parçalanmış olduğu ve bu durumun hayvan saldırısı ihtimalini güçlendirdiği, cesedin ise hayvanlar tarafından dere kenarına getirilmiş olduğu değerlendiriliyor. Diğer yandan Alzheimer hastası başlangıcı olan Korhan Berzeg’in yolunu kaybetmiş olma ihtimali üzerinde duruluyor. Yetkililer kemik ve kıyafetlerin bulunduğu patika yola Berzeg’in inmesinin mümkün olmadığını belirtti. Gergeç Mahallesi’nde içme suyu ile ilgili dere yatağında gözlem yaptığı esnada Korhan Berzeg’e ait olduğu düşünülen kimlik, kredi kartı, kıyafet parçaları ve kemik parçalarını bulan Mahalle Muhtarı Ahmet Gülay ise yaşananları şöyle anlattı: "Dere yatağında bir su borusu patlamıştı. Hakkı abi ile beraber dere yatağındaki bu su borusunu takip ederek giderken su yatağının 1 metre ilerisinde pantolon gördüm. 1 metre yukarısında da gömlek vardı. Pantolonun yanında da kimlik vardı. Kredi kartı, otobüs kartı vardı. Sonra üzerinde fotoğrafını da gördüm. Daha sonra jandarmaya haber verdim. Jandarma yarım saat içinde olay yerine geldi. Olay yeri inceleme geldi. Etrafta 4 tane falan kemik parçası vardı. Adli tıp kemikleri incelemeye alıp götürdü.”
Manisa Manisa’dan gidip Muğla’dan aldığı sıfır araç hasarlı çıktı Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Fatih Vural, Muğla’ya giderek 1 milyon 300 liraya aldığı sıfır kilometre Peugeot marka aracı, memleketinde şüphe üzerine ekspertize götürdü. Yılların birikimi ile aldığı sıfır otomobilin hasarlı olduğunu öğrenince hayatının şokunu yaşayan Vural, yetkili bayi hakkında suç duyurusunda bulundu. Manisa’nın Salihli ilçesinde ikamet eden Fatih Vural (41), birikimleri ile Peugeot marka 308 model sıfır kilometre araç almaya karar verdi. Aradığı aracı Muğla’da bulan Vural, kendi imkanlarıyla Turgut Peugeot Bayisi’ne gitti. Aracını Şubat ayında teslim alan Vural, belli gün sonra arkadaşının aracında boya olduğunu söylemesi üzerine, aracını ekspertize götürdü. Vural, öğrendikleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Yapılan ekspertizde aracın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu ve belli noktalarında oynamalar olduğu ortaya çıktı. “Direklerine kadar aracı boyamışlar” Hayatının şokunu yaşayan Vural, "Meğerse benim sıfır diye aldığım araç, hasarlı bir araçmış. Kısacası hasarlı, toplama aracı bana sıfır diye satmışlar” dedi. Araç sahibi Vural sözlerine şöyle devam etti: "Şubat ayında Muğla’daki Turgut Peugeot Bayisinden aracı sıfır olarak teslim aldım. Salihli’ye aracımı getirdikten sonra sanayi sitesindeki arkadaşımın yanına gittim. Arkadaşım aracımda boya olduğunu söyledi. Bende şüphe üzerine aracımı ekspertize götürdüm. Yapılan ekspertizde aracımın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu tespit edildi. Direklerine kadar aracımı boyamışlar. Ayrıca çamurluk kaputta aşırı derece oynamalar mevcut, sök-tak yapmışlar. Vidalarında aşırı derecede aşınma izleri, kapılardaki pimler çekiçle vurulmuş, ezilmiş izler, motor kısmında, turboya ait parçalarda spiral taşıyla kesilmiş gibi izler mevcut. Fakat aracımı alırken bunların bilgisi kesinlikle bana bildirilmedi. Ben bunları genel merkeze bildirdim. Bana aracımı almış olduğum bayiye götürmemi söylediler. Bende aracımı bayiye geri götürdüm. Bayi inceledi, bana aracımda sök-tak parçalar olduğunu, fabrikasyon dışı boyalar tespit ettiklerini, bunu genel merkeze bildireceklerini söylediler. Bir hafta sonra beni genel merkezden arayıp, aracın orijinal olduğunu, banttan bu şekilde indirildiğini söylediler. Bunu söyleyince ben ikinci şoku yaşadım. Kesinlikle şuan kusurlarını ve hatalarını kabul etmiyorlar. Bundan sonra hukuki süreçlerimizi başlatacağız.”
Eskişehir Eskişehir İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’nden 14 ilçede eş zamanlı çiftçi ziyareti Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının başlattığı "Çiftçi Eğitimi İhtiyaç Analizi" çalışması çerçevesinde, Bakanlığın görev alanındaki konularda etkinliğin, verimliliğin ve üretkenliğin artırılması maksadıyla Eskişehir’in 14 ilçesinde eş zamanlı çiftçi ziyareti gerçekleştirdi. Çiftçilerin eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek amacıyla bitkisel ve hayvansal üretim yapan tarım işletmelerinde anket çalışması gerçekleştirildi. Ziyaretlerde, çiftçilerin eğitim ihtiyaçları belirlenerek, tarımsal faaliyetlerin verimliliğinin artırılması hedeflendi. Anketlerde yer alan eğitim konuları Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı genel müdürlükler, il müdürlükleri, enstitüler, kuruluş müdürlükleri ve üniversitelerde görevli personel ile yapılan çalışma sonucu tespit edildi. İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri çiftçilerle birebir görüşmeler yaparak, tarımsal faaliyetlerde karşılaştıkları sorunları ve ihtiyaçları görevlilerce dinledi. Çiftçilere verilecek eğitimlerin belirlenmesi amacıyla yapılan bu ziyaretler, tarımsal üretimde kalite ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Ziyaretler sırasında çiftçilere tarımsal destekler, gübreleme teknikleri, sulama yöntemleri, hastalık ve zararlılarla mücadele konularında bilgilendirme yapıldı. Ayrıca, çiftçilerin ihtiyaç duyduğu konuların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin sunulması için çalışmalar yapıldı.