GENEL - 13 Ağustos 2017 Pazar 12:43

Bu kadınlara ’dokunan’ yandı

A
A
A
Bu kadınlara ’dokunan’ yandı

Kadınlara şiddetin ve tacizin önüne geçmek isteyen İzmirli bir yakın dövüş uzmanı, farklı yaş gruplarından kadınlara ücretsiz savunma eğitimleri vermeye başladı.

Kadınlara şiddetin ve tacizin önüne geçmek isteyen İzmirli bir yakın dövüş uzmanı, farklı yaş gruplarından kadınlara ücretsiz savunma eğitimleri vermeye başladı.


Türkiye’de kadına şiddet, cinayet ve taciz olayları ile hemen hemen her gün haberlerde karşılaşılırken, bu durum İzmir’de yaşayan bir yakın dövüş uzmanını harekete geçirdi. Kadına karşı şiddet, cinayet ve tacizlerin önüne geçmek isteyen Süleyman Kocabıyık, haftanın bir günü salonunda kadınlara ücretsiz yakın dövüş eğitimi vermeye başladı. Paris Hilton, efsane futbolcular Ronaldo ve Hagi gibi daha birçok kişinin yakın korumalığını yapan ve Mike Tyson, Slyvester Stallone gibi birçok ünlünün korumalarına da eğitim veren yakın dövüş uzmanı Süleyman Kocabıyık, cuma günleri salonunda ağırladığı kadınlara kendilerini korumanın püf noktalarını anlatıyor. Dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı kadınlara savunma eğitimi veren Kocabıyık, bu eğitimlerden ücret de almıyor.


Kadınlar, aldıkları eğitimlerin hakkını verirken, tacizcilere, saldırganlara da adeta gözdağı verdi. Aldıkları eğitimlerle öz güvenlerinin arttığını ifade eden kadınlar, tüm hem cinslerine de eğitimlere katılma çağrısı yaptı.



"Dışarıda gerçek anlamda şiddet var"


Son yıllarda kadınlara karşı artan tacize, cinayete dikkat çeken Süleyman Kocabıyık, eğitime katılan kişilere hayati teknikler öğrettiğini söyledi. “Gerçekten de amacımız kendini koruma ihtiyacı olanlar bayanlar” diyen Kocabıyık, “Tecrübelerimizi bayanlarımızın kullanabileceği şekilde aktarmak istedim; çünkü dışarıda gerçek anlamda şiddet var. Metroda, otobüste, yolda, alışveriş merkezlerinde, her yerde. Bayanların uğradıkları taciz, bayanların başına gelen olaylar ya da bir kız öğrencinin başına gelen olaylar ya da ufak bir erkek çocuğunun başına gelen olaylar bunların önünü alamadığımız için ve toplumun genelini yetiştirip eğitemeyeceğimiz için en azından kendini korumak isteyenlere böyle bir eğitim veriyoruz. Haftada bir gün cuma günleri burada ücretsiz olarak kendilerine üç ay boyunca yakın savunma eğitim vermeyi hedefledik ve kursumuz da başladı. Bu kursun gün geçtikçe biraz daha sayısının artacağına inanıyorum. Gerçekten de amacımız kendini koruma ihtiyacı olan bayanlar. Benim kadınlara en büyük tavsiyem şu; lütfen kendinizi bir savunma sporuna yönlendirin. İster ev hanımı, ister çalışan, ister okuyan özellikle bayanların bu konuda eğitim almaları şart” dedi.



“En güçlü silahlarımız ellerimizle kollarımız”


Eğitim alan 47 yaşındaki Sije Gül Özcan, eğitimle kendini güvende hissettiğini belirterek, “Savaşçı bir ruha sahibim ve çok seviyorum savaş sanatlarını. Hem kendimi güvende hissediyorum, hem sevdiklerini koruma hissi üstümde oluyor. Gün geçtikçe biliyorsunuz ki taciz, kadına şiddet ve cinayetler sürekli artıyor. Bunu savunmak için her zaman yanımızda silah, işte bıçak, sopa taşıyoruz. En güçlü silahlarımız ellerimizle kollarımız, hep yanımızda. Kendimizi o şekilde korumamız lazım. Ben ve arkadaşlarım bunun için buradayız. Kendilerini ve sevdiklerini korumak istiyorlar. Eğer yalnız güvende yürümek istiyorlarsa mutlaka bir salona kayıt olsunlar” şeklinde konuştu.



"Daha güvenle bakıyorsun çevreye"


43 yaşındaki Didem Çakmaklı da 14 aydır eğitim aldığını anlattı. Çakmaklı, psikolojik açıdan rahatladığını ifade ederek, “Sokakta daha güvenli, psikolojik açıdan daha rahat yürüyorsunuz. Daha güvenle bakıyorsun çevreye ve gereksiz paranoya ya yapmıyorsun. Ben 14 aydır alıyorum bu eğitimi, gerçekten çok büyük fark var hem fiziksel kondisyon açısından hem de psikolojik rahatlık açısından” diye konuştu.


Eğitimlere katılan 23 yaşındaki Büşra Keskin ise şöyle konuştu:


“Üç ay gibi bir eğitim aldım, yaz araya girince bıraktım. Bugün tekrar geldim, eğitimlerle beraber vücudumu tanıdım. Hangi bölgeme zarar verilirse kendini savunabilirim onları öğrendim ve hani bu taciz tarzı olaylarda nasıl savunurum, karşı tarafı nasıl etkisiz hale getiririm. Tabii ki özgüvenim arttı yani.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Ehliyetsiz sürücünün çarptığı motosiklet sürücüsü ağır yaralandı, kaza sonrası kavga çıktı Antalya’nın Manavgat ilçesinde motosiklet ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü ağır yaralandı. Kaza sonrası yaralanan motosiklet sürücüsünün yakınları, otomobil sürücüsüne saldırmak istedi. Kavgayı vatandaşlar güçlükle ayırdı. Kaza, Remzi Güven Caddesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; İmam Hatip Lisesi istikametinden gelip 3544 Sokak istikametine gitmekte olan İsa Ali Ceylan’ın kullandığı 07 N 9247 plakalı otomobil ile Remzi Güven Caddesi üzerinde Bayır Mezarlığı istikametinden gelip Mehmet Akif Ersoy Caddesi istikametine gitmekte olan Hasan Kocademir’in kullandığı 07 LA 787 plakalı motosiklet çapıştı. Kazada yaralanan ve sağlık ekibinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsünün hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Olayı haber alıp gelen motosiklet sürücünün yakınları ise yaşı küçük olan ve ehliyeti bulunmayan otomobil sürücüsüne saldırdı. Kavgayı çevredeki vatandaşlar güçlükle ayırabildi. 38 bin 931 TL ceza Kazanın ardından Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan kontrolde sürücü belgesi olmadığı belirlenen 17 yaşındaki otomobil sürücüsüne ve otomobil sahibine ayrı ayrı 12 bin 977 TL, motosiklet sürücüsüne de hurdaya ayrılmış motosiklet ile trafiğe çıkmaktan 12 bin 977 TL olmak üzere toplam 38 bin 931 lira para cezası uygulandı.
İstanbul Evcil hayvan endüstrisi İstanbul’da buluşuyor Evcil hayvan ürün ve hizmetleri sektörünü bir araya getiren, Türkiye evcil hayvan sektöründeki en büyük organizasyon Petzoo Fuarı, 9-12 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Küresel evcil hayvan ürün, malzeme ve aksesuar sektöründe son 5 yılda büyüme kaydedildiği ifade edilirken Uluslararası Evcil Hayvan Ürün, Malzeme ve Aksesuar Tedarikçileri Fuarı (Petzoo) 9-12 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Her yıl yerli ve yabancı binlerce ziyaretçiyi ağırlayan fuar uluslararası pazarda yer almak, global iş birlikleri kurmak, marka ve ürünlerini tanıtmak isteyen Türk firmaları için fırsatlar sunuyor. “105 ülkeye mama, 120 ülkeye kedi kumu ihracatı" Evcil hayvan ürünleri sektörünün gelişimi açısından fuarın çok önemli olduğunu vurgulayan Ulusal Fuarcılık Genel Müdürü Selçuk Çetin, “Ulusal ve uluslararası evcil hayvan ürünleri sektörünün bir araya gelmesini sağlayan buluşma noktası fuar, pazar büyütme, sektörü geliştirme, ihracatı arttırma odaklı bir organizasyon. Türkiye’nin markası Petzoo artık dünyanın pek çok ülkesinde tanınıyor. Türkiye pazarında yerli ürün ve hizmetler hakimiyet kurdu hatta yurtdışında da söz sahibi olmaya başladı. 30 bin metrekarelik alanda gerçekleştireceğimiz fuara yoğun bir talep var, şimdiden çok az yerimiz kaldı. Geçen sene katılımcı firma ve markalar, ürünlerini ve hizmetlerini 120 ülkeden gelen 50 bin civarında ziyaretçiye tanıtma imkanı buldu. Bu yıl özellikle yurtdışında yaptığımız özel tanıtım çalışmaları ile çok daha fazla yabancı ilgisi bekliyoruz. Rakamlar Türkiye’nin potansiyelinin ve sektörün globalleşmesinin göstergesidir. Evcil hayvan ürünleri sektörü günümüzde 300 milyar dolarlık dev bir pazar haline geldi. 105 ülkeye mama, 120 ülkeye kedi kumu ihracatı gerçekleştiren Türk pet sektöründe yaklaşık bin firma faaliyet gösteriyor. 2025 yılı sonunda yeni pazar arayışı ile ihracatın 500 milyon dolara çıkacağını öngörüyoruz. Günümüzde evcil hayvanlara dair her türlü ürün ve hizmet Türkiye’de üretilebiliyor. Fuarda, evcil hayvan sahiplerinin ihtiyaç duyabileceği her şeyi bir arada bulmak mümkün” dedi.
Bingöl Binlerce yıllık tarihi olan 5 katlı Zağ Mağaraları turizme kazandırılmayı bekliyor Bingöl’de 2019-2022 yılları arasında yüzey araştırmaları çerçevesinde incelenen 5 katlı Zağ Mağaları’nın binlerce yıllık tarihi olduğu tespit edildi. MS 100 ve 200’lü yıllarda ilk Hristiyanlar tarafından inşa edildiği ileri sürülen mağaraları daha sonra Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullandı. Tarihi alanın çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılması bekleniyor. Bingöl Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Butasım, Bingöl merkeze bağlı Kuşburnu köyü kırsalında bulunan 5 katlı Zağ Mağaraları hakkında İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Binlerce yıllık tarihi olan mağaralarının ilk Hristiyanlık döneminde kayalar arasına oyma yapılarak inşa edildiğini aktaran Doç. Dr. Butasım, MS 100 ve 200’lü yıllarda Roma İmparatorluğunun zulmünden kaçan Hristiyanların burada ibadet ettiklerini söyledi. 2019-2022 yüzey araştırmaları çerçevesinde mağaraların incelendiğini belirten Doç. Dr. Butasım, ’’Sanat tarihi alanında yaklaşık 20 yıldır Bingöl üzerinden çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımız ekseninde Kültür ve Turizm Bakanlığı Kazılar Daire Başkanlığının izni ve Bingöl Üniversitesinin destek ve katkılarıyla Bingöl merkeze bağlı bulunan Zağ mağaraları üzerinde yüzey araştırmaları yaptık. 3 yıl boyunca yaptığımız araştırmalar neticesinde Zağ mağarasının yek pare bir kayaya oyma yaşam alanı ve manastır kilisesi şeklinde, mini bir şapel halinde yapılan bir kompleks olduğunu tespit ettik. Zağ Mağaralarıyla ilgili tarihsel olarak çok net bilgilere sahip olmasak da içindeki şapel ve yapının genel özelliklerinden M.S. 2’nci yüzyılda yani 100 ve 200’lü yıllar arasında ilk inşa edildiğini, tek tanrıya inanan Hristiyanlar tarafından inşa edildiğini ileri sürüyoruz. O dönemde özellikle tek tanrıya inanan Hristiyanların Roma devleti tarafından kabul edilmediğini biliyoruz. İşte bu tek tanrıya inanan Hristiyanlar Roma imparatorluğundan kaçmak için bu tür yapılar inşa etmişler. Zağ mağarası da bunlardan biri” dedi. ’’Turizme kazandırılmalı’’ 2003 yılında Bingöl’de meydana gelen depremden dolayı ön cephesinin yıkıldığını aktaran Doç. Dr. Butasım, “Zağ mağarası 5 katlı sistem üzerine inşa edilmiş, girişi gizli bir geçitle sağlanmıştır. 2003 Bingöl depreminde ön cephesi tamamen yıkıldığı için ön cephe şuan da açık görünüyor. Şapel dediğimiz alanında büyük kısmı maalesef tahrip oldu. Bu giriş yukarıdan yine kayaya oyulmuş bir asansör gibi düşünelim, bir baca şeklinde kayadan aşağıya doğru iniliyor. Birinci katta odalar mevcut, ikinci katta ise yine odalar sağlı sollu ve su sarnıcı olarak tespit ettiğimiz yerler var. Yine üst katlarda çapraz geçişlerle birbirine bağlantıları sağlayan odalar mevcut. Zağ Mağaraları doğal ve beşeri unsurlardan dolayı tahrip olmaya yüz yüze kalmış bir yapı. Buranın ivedilikle hem yollarının yapılması hem güçlendirilmelerinin yapılması, çevre temizliği gibi çeşitli restorasyonlarının da yapılması önemlidir. Bölgenin ve şehrin turizmine önemli katkılar sağlayacak bir değerdir’’ diye konuştu. ’’600’lü yıllarda Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullanmış’’ 634’lü yıllarda Müslümanların ilim merkezi olarak söz konusu alanı kullandığını dile getiren Doç. Dr. Butasım, “Zağ mağarası tabi ilk dönemlerde Hristiyanlar tarafından kullanıldıktan sonra 634’lü yıllardan sonra Diyarbakır’ın fethi ile Bingöl’de İslam akınlarıyla İslam beldesi olmaya başlamış. İşte bu dönemlerden sonra özellikle Osmanlı döneminde Zağ mağaraları yapısına hiç karışılmadan Müslümanlar tarafından kullanılmış. Özellikle bölgede ilmin merkezi haline gelen bir medrese okul olarak hizmet vermiştir” şeklinde konuştu. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Zağ mağaralarının restorasyonu için proje hazırlandığı ve turizme kazandırılması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.